๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Haziran 2010, 12:21:32



Konu Başlığı: Vermek istemek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Haziran 2010, 12:21:32
“Vermek istemek”  

Hayatımıza değer ve derinlik bahşeden niteliklerden biri, “verme”yi tabiatımızın bir parçası haline getirebilme becerisidir

İnsanın “verme”yi fıtratına mal etmesi, fedakârlığı, diğergamlığı ve başkaları için yaşayabilme düşüncesini özümsemekle mümkündür

Analar o sebeple ulaşılmazdır işte
Anaların hakkı o sebeple ödenemez
Cennetin anaların ayakları altına serilişi o sebepledir

Bir ana başkası için yaşamaya, çocuğun muştusu içine düştüğü an başlar ve “canından can vererek” hayata sürer bebeğini…
Anne vermeye canından başlar
“Vermek” fedakarlığın ayrı bir boyutudur ve şüphesiz en zor ve çetin yanını oluşturur


***

Vermenin tam karşısında istemek durur
İnsanın ömrü bir yerde hep istemekle geçer
İnsan hep iyi ve güzel şeyler ister
İnsan hep daha çok ister
Hep iyi ve güzel şeyler isteyen, hep daha çok isteyen insan, “vermeyi” öğrenmedikçe vermeyi bilmedikçe ve vermeyi istemedikçe, isteklerine ve istediklerine nasıl kavuşabilir?


İstediklerine kavuşmanın yolu, vermeyi istemekten geçiyor
Vermeyi bilmeyenin, istemeyi bilebileceğinden de kuşkuluyum ben
Çünkü en güzel istemek, “vermektir”


***

İstemek duygusunu yaratılışımıza mayalayan yüce kudret, “ vermek istemeseydi”, bunu bize niye yapsındıkı

Karşılığı yeni “ vermesi” olmayan, bir istek ve isteme duygusu katmerli bir zulümden başka ne olabilir?
O “vermek istediği” için bize istemek duygusunu bağışladı ve istemeyi öğretti
O’ndan ne kadar çok şey istiyoruz Nefes alıp verdikçe, dilimiz döndükçe O’ndan daha ne çok şey isteyeceğiz

Ömrümüz istemekle geçiyor bizim
O ise hep veriyor
Sağlık veriyor, rızık veriyor, evlat veriyor, umut veriyor, hayat veriyor…
O hep veriyor
İstesek de veriyor, istemesek de…
Zaten istemeden sadece O veriyor
“Vererek” vermeyi ahlak haline getirmeyi öğretiyor ve öğütlüyor
Vermek ki, O’nun en görkemli isimlerinden…

İçinde bulunduğumuz ğufran ve mağfiret ayı, “ vermek ve istemek” duygularını en yoğun biçimde yaşadığımız zaman dilimi…

Bizi yaratana ellerimizi en fazla bu ayda açıyoruz
Ellerimiz her açtığımızda yüce Yaradan’dan bize neler vermesini istiyoruz, kim bilir?
İsteklerimizin sonu gelmiyor…
İstemek ne güzel şey Rabbim
Bizi duyduğunu bilmek ne güzel…



***

Vermeden sahip olmak, vermeden elde etmek, vermeden kazanmak ne mümkün…
Aklı işleyen bir Fransız, “ siz işinize hayatınızı verirsiniz, işiniz de size bir hayat verir” derken “vermeden” hiçbir şey olunamayacağını anlatmıyor mu sizce de…

Yüce Yaratıcı, sevdiğimiz şeylerden vermedikçe iyi ve erdemli olmanın zorluğunu vurgular Kitab-ı Mübin’de…
Ve alabildiğine vermeye özendirir insanı…
İyi, güzel ve hayırlı işlere yönelmiş her vermeyi kendisine sunulmuş bir “karz-ı hasen” (güzel borç) olarak kabul eder O…
Vermeyi çok seven Cevvad-ı Kerim vermeye özendirir insanı,
Vermeden olmaz çünkü…

Vermek olgunlaşmaktır
Vermek mükemmelleşmektir
Ağaçlar bile meyve verdiği müddetçe yaşar
Bal veren arı, süt veren koyun, yumurta veren tavuk daha evla değil midir?
İnsanın olgunlaşması, vermeyi tabiatını bir parçası haline getirmeyle doğru orantılıdır
Mükemmel Müslümanlık dahi verme duygusunun müminin karakterine nüfuz etmesiyle birebir irtibatlıdır

O sebepledir ki cennet cömertlerin yeri, verenlerin yurdudur, denmiştir
Hayatı bir isteme yumağından ibaret olan insan, Yaradan’ından en başta ve çok cenneti ister
Cennetin yolu ise vermekten geçer
Ve “vermek”, en güzel istemektir…


ALI TOKUL