Konu Başlığı: Vel asr Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Mayıs 2010, 11:41:33 Ve'l-Asr Emr-i Bil Maruf, Nehy-i Anil Münker -iyiliği öner, kötülükten çevir- Çünkü isyan bayrağıdır böğrüme saplanan sancı Çünkü harcımı öfkeyle,imanla karıyorum Ve kederin ve solgun yüzlü işçilerin üzerine, Dağ başlarının hırçınlığı savruluyor bende Çünkü beni ateşi ile dimdik tutan kin, Çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak, Derin denizlerin aydınlığı,zorlu sabahlar Gökyüzü ve lâle Bıçak kemiğe dayandığı, ok yaydan fırladığı için değil, Bu bezirgan saltanatı, bu zulum bitsin diye Ağıran günler için, yeni bir dünya uğruna, Yüzlerinde cesaretin onuru, Ve imanlı gücü dövüşen dünyanın, -emperyalizme karşı dövüşen dünyanın- Ve ölüme gülerek koşan genç savaşçıların, Al bayrakları dalgalansın diye Yani bir bütün halinde insanlığımız, Yunsun, arınsın diye duru pınarlarda, Alın terinin namusu kurtulsun diye Ahdettik, vefa ettik Kelle koyduk Kurtuluş neslinin sancağında bu yazar Parıltılı gözlere atılganlık yakışır İman iddiasının en temel taşı ve bir yitik vebaldir bu iş Yiğitlerin vebalidir İşin kendisi yiğittir Yiğitleştirir Kuduran denizlerle beraber kudurmaktır bütün leşlere karşı Denizi uslu gösteren kartpostalları yakmanın diğer adıdır Hiç kimse masum değildir Her bilir kişi öğüde ihtiyaç duyar Elin üstünde el vardır Eğer insan bunun farkındaysa, bu gerçekten de çok iyidir Kendine gömülmüş karakterlerin de farkındalığını ancak bu sancağın altında toplananlar sağlayabilirler Yoksa üzerine düşeni yapmaktan sürekli kaçarak sancağı bez parçasına indirgeyen insan, aslında kendisini yahudileştirmiş olur Asıl iş sanacakta değil, insandadır Tutup sıfırdan başlamayı bile akledemeyecek kadar diplerine girmek istemiyorsa eğer, küfrün; altında bulunduğunu iddia ettiği iyilik sancağının hakkını ziyadesiyle vermelidir Asıl ve asil yargı, yargılayıcıların da yargılanabilir olmasına/olduğuna onay veren yargıdır Hatasızlık sadece Allah'a mahsustur Hatadan dönmeyi bir sistematiğe bağlayacak olan oto-kontrol ise emr-i bil maruf, nehy-i anil münker bilincidir İşte bu pozitif muhalafettir Muhalifliğin Mus'ab'casıdır Mus'ab ne güzeldir O bizi sever, biz de O'nu severiz Oysa kâlp ile buğzdan ötede iman aran(a)maz Süt getiren annelerin kıymetini de bilemez ki o adam Bir insan kötülüğe karşı durabildiği oranda iyidir İşte kaynak sularıyla üzerimize yağan aydınlık hülyalarını bu ısı ile koruyabiliriz ancak Lut kavminin teheccüd kılan ve fakat kötülüğe ses çıkarmayan çekimserlerine de bakmak gerekir; acaba akibetleri nic'olmuş? Kirsiz, passız; arı, duru özümüz, Namussuza kanlı hançer sözümüz, Çok uzaktır dostlar bizim yolumuz, Durana, yürüyene bin selam olsun Emr-i bil maruf, nehy-i anil münker bilincini kuşanmayan insan sevdanın sokağından bile geçemez Sevdasının gözüne bakamaz Ayetlere vuramaz yüreğini Kaçaktır hep Bu sosyal bir aids'dir artık Çünkü bağışıklık sistemi zaafa uğramış, ruhu aids olmuştur Artık kimden, nereden, neyden aldıysa o hastalığı; arkadaşlarına, hayatına, ilgilerine, hüzünlerine, kederlerine, neye sevindiğine, aslında neye üzülmesi gerektiğine, zamanı nasıl geçirdiğine bir baksın; eğer zerrece aklı kaldıysa! Günaha aldırmamak, günahı küçümsemek, günahın kendisinden bin beter bir iştir Kötüye karşı tepkisiz olan insanın da muhabbetinden kesinlikle şüphe edilir, edilmelidir Çünkü hakîkatin kaynağı Allah'tır Allah'tan başkasına da secde edilmez Amirlere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir emr-i bil maruf, nehy-i anil münker Eğer insanlık adına çıkarılmış hayırlı bir ümmetten isek, haydin o zaman vazife başına ve haydin hayırlarda yarışmaya! Minik zaferlerin ardı sıra bir gönül yıkmamak gerekir, öyle değil mi dostlar? En büyük erdem, hakîkat için, hakîkat adına sabırla direnenlerdedir İşte en güzel alışverişin pazarında, en güzel bir dükkân Çünkü bir ulu yiğide/şehide tellallığım var Ve ben tellalım, pazarbaşım Ali'dir Eksik alıp fazla tartsam yine kâr Hiçbir iyilik zayi olmaz Hiçbir kötülük de unutulmaz Allah mehil verir, ihmal etmez Şefkat eli saçlarından alınmış bütün kuzulara edeble ve utançla Siz neşelerini seherlerle paylaşan cennet serçelerisiniz Dünyanın bütün mazlumlarına ve Ve onların çocuklarına Baba diyorlar ki sen suçlusun Baba sen suçlu değilsin Baba seni benden neden esirgediler? Seni tutukladılar, Beni bir kez öpmeden, Annemin gözyaşlarını silmeden Anne! Her sabah yanaklarında gözyaşı görüyorum Filistin herşeye layık değil mi? Hergün doğan güneşe sesleniyorum Anne! Babamı bir kez daha görebilecek miyim? Yoksa, yoksa kıyamete kadar bir daha göremeyecek miyim? Yoksa annemin gözyaşları kıyamete kadar akacak mı? Baba neredesin? Neredesin ey ezilmiş çocukluğum? Ey ezilmiş çocukluğum Ben Filistin'in çiçeğiyim Babamı hiç öpmedim güneş doğduğundan beri Bayramlar bayramı, şenlikler şenliği kovalıyor Şehid üstüne şehid düşüyor Babam demir parmaklıkların arasında Kölelerin tutulduğu duvarların ötesinde O gün ne zaman? Parmaklıkların parçalanacağı gün ne zaman? Her sabah çocuklarını öpen babalar! Çok şey mi istiyorum? Babam demir parmaklıkların arasında: Aarun aleykum! Aarun aleykum! Aarun aleykum! Babamı istiyorum Babamı istiyorum AŞAyan |