> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Vakit Disiplini
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vakit Disiplini  (Okunma Sayısı 692 defa)
30 Ekim 2010, 17:34:28
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 30 Ekim 2010, 17:34:28 »



Vakit Disiplini

Ahmet Taşgetiren


Zaman hayatın ta kendisidir. Yaşanılan anlardır. Ömürdür. İnsan aldığı nefese bir kimlik kazandırır. Tükenen her nefesin bir inanç değeri vardır. Gittiği yerde kurulacak mizanda, belirlenen değer ölçülerine göre bir ağırlık ifade edecektir. Müsbet ya da menfi... Bu yüzden aldığımız nefesle eşdeğer olan zamanı, mizanın değer ölçülerinde, müsbet bir ağırlık taşıyacak şekilde anlam kazandırmamız gerekir.

Hazreti Peygamber ömrümüzün İslâm'la başladığını buyuruyor. İlk nefesimiz mü'min bir yolculuğa çıkıyor. Taa bülûğa kadar bu böyle. Allah Teala da, son nefesimizi mü'min olarak vermemizi istiyor. Hatta adeta başka türlü gelmeyin, "Ancak müslüman olarak can verin" buyuruyor. Bu, mü'mine bir inanç çizgisi belirliyor. İlk nefesten son nefese uzanan müslüman bir çizgi. Müslüman, İslâm ıstılahında "sıratı müstakim" denen bu çizgi üzerinde de yürüyecek. Öyleyse müslümanın hayatında İslâmsız an söz konusu olamaz. Hatta uyku anı bile...

Bu ifadelerden çıkan anlam şudur: İslâm insanın hayatını kuşatan bir çerçevedir. Doğumdan ölüme insanın bütün anlarını kuşatan bir çerçeve... Müslüman ömrüne muayyen vakitlerle giren ibadetler, bu genel çerçeve içerisinde, müslümanın müslümanlık şuurunu diri tutan, adeta zamanı uyaran, müslümanın vakit disiplinini yenileyen birer muhtıra gibidir. Günde beş vakit uyaran... Haftada uyaran... Yılda iki kez uyaran... Her yıl bir ay boyunca müslümanın bünyesini İslâmî bir diriliş sürecinden geçiren... Ömürde bir kere olsun tepeden tırnağa arındıran... Her yıl, müslümanın mal tutkusunu sınavdan geçiren... Müslümanın malını Allah rızasının çağlayanında yıkayıp, tezkiye eden... Her yıl, nefsini kurban edercesine bir duygu ile, Allah rızası önünde yok farzettiren...

Vakitleri donatan her ibadetin, müslümanın hayatında, zamanı İslâm'la birlikte yaşama, ya da İslâmsız nefes alıp vermeme disiplini inşa ettiğini söyleyebiliriz. Yoksa muayyen vakitleri müslümanlaştırıp, diğerlerini başkalarına, başka inanç dünyalarına armağan edebiliriz anlamına kesinlikle gelmiyor. Gündüzü maişet için yaratan Zatı Bârî, güne ibadetle başlatıyor. Günün belirli saatlerinde birer muhtıra gibi namaz giriyor hayata. Gece istirahata çekilmeden önce yine ibadet var. Bu ibadet hayatını sürekli yaşayan, diri ve uyanık biçimde yaşayan bir müslüman, arada geçen nefeslerini nasıl İslâmdan koparabilir? İşte müslümanın doğumdan ölüme yürüyeceği sıratı müstakim böyle oluşuyor.

Buraya kadar müslüman için ideal bir yaşama tarzını çizmeye çalıştık. Müslüman, kendi hayatında her halükarda bu disiplini bulmaya çalışır. Ancak, bu disiplinin, kendine has bir dünya istediği de unutulmamalıdır. O yüzden, genellikle kendi dünyalarını bulamamış müslümanların, -ki şu anda dünyada böyle bir müslüman topluluk görülmemektedir- vakit disiplini konusunda zorlanmaları kaçınılmazdır. Çünkü müslüman kendi dünyasında yaşamıyorsa, bir başka inanç dünyasında yaşıyor demektir. Bunun anlamı, bir başka inanç dünyasının zamanı düzenleme çerçevesinde kalmış olmaktır. Hristiyan, Yahudi, kapitalist, marksist, Liberal çerçeveler, hep İslâm'dan farklı çerçeveler oluşturan inanç dünyalarıdır ve bu bünyelerde müslümanın kendi vakit disiplinini kollaması çok güçtür. Ya çok güçtür ya da müslümanı derin kişilik çatışmalarına götürecek bir mücadele ortamı halindedir.

Bugün müslümanların kapitalist, Liberal, sosyalist, Yahudi ve Hristiyan sosyo-kültürel-ekonomik yapılar içinde, kişisel plandan başlamak üzere vakit disiplinini korumak için büyük bir mücadele vermek zorunda olduğu görülmektedir. Sadece namaz vakitlerini kurtarmak için bile büyük mücadele vermesi gerekmektedir. Hayatın geri kalan zamanını İslâmla donatmak konusu ise, şu anda henüz gündeme bile girmemiştir. Ya da müslüman İslâm'a bağlılığının bir işareti halindeki namazı kurtarma mücadelesini henüz bütün bütün başarıya ulaştıramamıştır. O yüzden hayatın tümü üzerinde düşünmeye fırsatı yoktur.

Oysa İslâm, müslümanın bulunduğu ortama göre, biçim değiştirecek, hayatla ilgili değerlendirmelerinden vazgeçecek, bulunduğu kaba göre şekil alacak bir nesne değildir. Müslaman hangi ortamda bulunursa bulunsun İslâm, onun hayatında yer almayı, onun vaktini belirli değer ölçülerine göre şekillendirmeyi ister. İslâm, müslümanın 24 saatini ister. Zamanını ayarlamayı ister. "Allah Teala bir bünyede iki kalb yaratmamıştır." Kişilik bölünmesi, psikiyatride bir rahatsızlık olarak kabul edilir. İslâmda müslümandan bütün bir şahsiyet ister. Oysa kendi dünyası dışında yaşayan müslümanlar, böyle bir kişilik bölünmesine zorlanmaktadır. Namaz vakitlerinde İslâm'la buluşmak, bunun dışındaki zamanı İslâm dışı bir dünyanın belirlemesi... Bu kişilik bölünmesi değil de nedir? İslâm dışı dünya, bu anormal durumu, müslümanın içine sindirebilmesi için, kendisi ile İslâm arasında geçiş noktaları bulmaya çalışmakta, kendisini İslâm'la sosyalizm arasında kontaklar sağlayıp, müslümanın gerginliğini emme-eritme yolları ararken, liberal-kapitalist yapılarda İslâm'ı bu çerçeveye oturtucu teoriler geliştirilmekte böylece müslümanın iç disiplini yok edilerek, karmaşık bir kişilik oluşturulmak istenmektedir. Bir çok müslümanın, İslâm'dan, bulunduğu ortama uygun yorumlar aramaya kalkışması, aslında kendi iç disiplinini yok edildiğini ortaya koyan bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy" teorisi, bu muhitlerde müslamana sunulan uyutma sloganı olsa gerektir. Bir yandan İslâm'ı çağdışılığa mahkum etme, diğer yandan da, bulunduğu ortamla inançları çatıştığı zaman müslümanı eğilip bükülmeye hazırlama amacı taşıyan bu slogan, İslâm dışı yönetimler tarafından müslüman topluluklara karşı hemen her yerde kullanılmıştır. Bir sindirme aracı olarak hem çokça kullanılmıştır.

Müslüman ne yapabilir? Kendi dünyasında, genel hayat çerçevesi bizzat İslâm tarafından düzenlenmiş olduğu için, 24 saatini İslâm'la Yaşama meselesi ferdin kişisel gayreti ile alakalıdır. Hatta muhit onun gayretlerini kolaylaştırır, yönlendirir. İslâm dışı bir dünyada ise müslüman, kendi nefsî gayretini, bir de dışa karşı direnmek için kullanmak zorundadır, İslâm dışı toplumlarda, zamanı müslümanca yaşamak, müslümandan çok özel gayretler ister.

Bu, öncelikle bir vakit şuuru meselesidir. Bu tür toplumlarda müslüman, vaktini en diri geçiren insan olmak zorundadır. İslâm tarafından hayat verilmeyen her an. İslâm dışı tarafından gasbedilebilir çünkü. Çünkü bu tür toplumlarda İslâm sürekli bir irade olayı, İslâm dışı ise alıp verilen nefes gibi bir atmosfer haline getirilmiştir. Müslüman vakti diri yaşamalıdır.

Müslüman her sabah niyet yenilemeli, her akşam günün muhasebesini yapmalıdır. Her sabah niyet yenilemelidir, evet: Deftere o günün randevularını işler gibi, günün her anında İslâm'la buluşmayı, İslâm'la beraber olmayı. İslâm'ın içindeki varlığını unutmamayı, İslâm'ı elinin, dilinin, gözünün, kalbinin, hayatının mihveri yapmayı bir an olsun unutmamak üzere her sabah niyet yenilemelidir. Gün boyu abdestli olmak belki bu duyguyu yaşamanın bir yolu olabilir. İnsan gün boyu abdestli sürekli bir temizlik duygusu yaşayabilir. Abdest "hadesten" arındırır çünkü insanı. Hades ise "manevî kir" olarak manalandırılmıştır İslâm ıstılahında... Gün boyu abdestle müslüman, İslâmî kişiliğine kir bulaştırmamaya itina eder. Günün beş vakit namazı ise bu temizlik duygusunu bileyen konak yerleridir. Müslüman, orada, Yüce huzurda, bir "ara muhasebe" yapar, aldığı yaraları sarar ve İslâmla biatını yeniler, vakit şuuru ile yeniden donanır. Namazdan çıkarken insan, sabahki diriliğini yeniden bulmuştur. Gün boyu, böylece devam eder bu.

Vakti İslâm'la donatma şuuru, insanı, zamanı İslâm'a göre ayarlama kaygısına götürür. Sabah dünyaya, İslâm'ı sürekli yaşama niyetiyle çıkan insan, karşılaştığı her olayda İslâm'ın bakış açısını arar ve tavrını ona göre belirler. Belirleyemediği zaman acı duyar. Namaz vakitleri geçerken müthiş bir telaştadır.

Sanki hayatını değiştirecek bir randevuya yetişemeyecekmiş gibi bir sıkıntı içindedir. Maddi geleceği için çok önemli bir toplantıda namaz saati tehlikeye girmişse, tercihleri yeniden sıralama ihtiyacı duyar.

Namazdan hayata, hayattan namaza sürekli bir iletişim vardır. Namazla hayat bütünleşir adeta... Müslüman için abdestle donanmış temiz bir dünya ortaya çıkar. Bu kaygı, müslümanı bu temiz dünyayı varsa yaşamaya yoksa araştırmaya sevkeder. Vakti İslâm'la donatmayı engelleyen şartların farkına vardırır.

İş hayatından aile hayatına, eş-dost muhitine kadar ilişkide bulunduğu insanları yeniden değerlendirmeyi, İslâm'ın aradığı dünyaya katkılarına bir kere daha bakmaya zorlar. İnsan hayatı ne kadar girift bir ilişkiler yumağı ise, müslüman bu yumağı bir uçtan çözerek, her lifini İslâm'ın ölçüsünde tartıya koyar. Zamanı müslümanca yaşama kaygusu, böylece müslümana yeni bir dünyayı kurma yolunda kapı aralar. Günün muhasebesi, bir anlamda müslümanın eksileri ve artılarıdır. Yada gelir ve giderleridir. Ödenmesi gerekenler ne kadar ödenmiştir, günlük açık ne kadardır, açığın sebepleri nedir, nelerdir? Yeni gün için nasıl tedbirler alınmalıdır? Onun için yeni gün, müslüman için dünden daha diri bir gündür. İlk ışıkları, İslâm'a daha bir azimetle sarılma, onu daha bir yürekten yaşama duygusuyla yüklü bir gündür. Müslüman, geriye akan her saniyede, akşam yapacağı günlük muhasebe için bir müsbet değer yüklemeye gayret eder. Bu, elbet büyük muhasebeye hazırlıktır. Şu saniyelerin hesabını yüz akı ile veremezsek, koca bir ömrün hesabı nasıl verilir? "Zaman kaygısı, ömür kaygısının ta kendisidir..."

Öyle demiştik, nefsimize bir kere daha öyle diyoruz.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vakit Disiplini
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:57:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vakit Disiplini rüya tabiri,Vakit Disiplini mekke canlı, Vakit Disiplini kabe canlı yayın, Vakit Disiplini Üç boyutlu kuran oku Vakit Disiplini kuran ı kerim, Vakit Disiplini peygamber kıssaları,Vakit Disiplini ilitam ders soruları, Vakit Disipliniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes