> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak  (Okunma Sayısı 659 defa)
03 Haziran 2010, 01:37:05
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Haziran 2010, 01:37:05 »



Vahiy Öncelikli Yaşayanlardan Olmak

Sahâbe kıvamı”nı inanç, düşünce, yaşayış ve tavır ölçüsü olarak günümüze, gündemimize taşımak maksadıyla kaleme almaya çalıştığımız yazı dizimizde, bundan böyle, sahâbe döneminde doğmuş ve ‘Şamlıların fakihi’ diye tanınmış olan Tâbiûn neslinin ileri gelen âlimlerinden İmam el-Evzâî’nin (88-157) bir tespitini esas alacağız.

 “Ölümü çokça hatırlayan az ile yetinir; sözünün amelinden sayıldığını  bilen ise, az konuşur” (Zeherî, Siyer, VII, 117) özdeyişinin sahibi olan el-Evzâî, -bu dizinin ilk yazısında kaydettiğimiz gibi- genel bir değerlendirme olarak, “Resûlullah’ın ashâbının beş özelliği vardır: Cemaati iltizam/tercih, sünnete ittiba, mescidleri imar, Kur’ân kıraatı ve Allah yolunda cihad” demektedir. (İbn Hibban, Sahih, I, 166)

Öncelikle şuna işaret edelim ki, sahâbe kıvamını ya da sahâbe kimliğini ortaya koyan bu tespit, tepkisel değil tanıtıcı bir sayımdır. Yani sahâbîleri başkalarından ayırma amacıyla değil, tanıtma maksadıyla yapılmış bir tespittir. Tüm müslüman  nesiller için “model” takdimi anlamına gelmektedir. Bu sebeple de önemle üzerinde durmak gerekmektedir.

Cemaat; âmme, kamu, büyük çoğunluk (sevâd-ı a’zam) gibi lügat anlamlarının yanında Hz. Peygamber’in yolu, sünneti üzerinde yaşamayı benimsemiş sahâbiler; Hz. Peygamber’in ve sahâbîlerin inanç ve yaşayışlarını benimseyen mü’minler topluluğu anlamındadır. Daha açık söyleyecek olursak, ehl-i sünnet ve cemaat demektir. Cemaat; inanç, ibadet, muamelât, dâvet, ahlak, ekonomi, siyaset, devlet, harb-sulh gibi tüm konularda Sünnet’i yol ve yöntem olarak benimseyen müslümanlar anlamındadır. “Cemaat; ashâb, müctehid imamlar veya her devirdeki müslümanların büyük çoğunluğu gibi anlamlara gelen ve “ehl-i sünnet” için kullanılan bir tâbirdir.” (Yavuz, “Ehl-i sünnet”, DİA, VII, 287). Kısaca cemaat, vahyi herşeyin başına koyan müslümanlar demektir.

 “Mâ ene aleyhi ve ashâbî..= Benim ve ashabımın yaşayış biçimi” gibi hadislerde yer alan beyanlar, cemaatin, vahyi esas alan, onu öne çıkaran, İslâm’ı Peygamber yorumu ile yaşamaya çalışan müslümanlar demek olduğunu ortaya koymaktadır. Bu temelden uzaklaşanların en esaslı farkları ise, aklı onu vahyin önüne geçiren yorumlar getirmek suretiyle ana gövdeden ayrılmak olarak gözükmektedir. Böyle bir yola girenler –hangi adla anılırlarsa anılsınlar- fırkaları, grupları oluştururlar. Buradan hareketle ehl-i sünnet ve’l-cemaat’e o fırkalardan biri olarak bakmak kesinlikle  doğru değildir. O, ana gövdedir, genel ve temel unsurdur.

Mezhepler tarihinde söz konusu olan “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” dışına taşan grupların her biri birer itikadî fırka olarak değerlendirilmiş ve yanılgılarını gösterip reddetmek maksadıyla  Kitabü’s-sünne adıyla eserler kaleme alınmış, ayrıca her bir gruba “ismen özel” reddiyeler de yazılmış, ayrılık ve sapıklık yön ve yöntemleri  delilleriyle ortaya konulmaya çalışılmıştır.

el-Evzâî’nin tesbitine göre “Resûlullah’ın ashabı”, yukarıdan beri çok özetle açıklamaya çalıştığımız anlamda cemaati iltizam/tercih eder, ana gövdede yer alır, ayrılıkçı gruplara asla iltifat etmezlerdi. Toplumda tefrikayı önlemenin yolu da budur: Cemaatten yana olmak.

Kur’an-ı Kerim’de yer alan “sebîlü’l-mü’minin = inananların yolu” (en-Nisa (4), 115), hiç kuşkusuz öncelikle sahâbîlerin benimsediği, üzerinde olduğu yol, yaşayış anlamına gelmektedir. Yani onların Kitap ve Sünnet’e uygun düşen yapıp-ettikleri demektir. Sahâbîlerin genel tavırlarının adı da cemaatten yana olmaktır.

Büyük fakih, muhaddis, kelamcı ve sosyolog İmam Buhârî de,  Kitap ve Sünnet’e bağlılığın lüzûmunu ortaya koymak üzere Sahih’inde açtığı özel bölümde, “Kıyâmete kadar hak üzere sâbit kalacak  ve düşmanlarına gâlip gelecek tâife”yi (İ’tisam 10) ve Hz. Peygamber’in cemaate uymayı emretmesi ile ilgili konu/bâb başlığındaki (İ’tisam 19) cemaat kelimesini  “ehl-i ilim” olarak yorumlamakta, cemaate uymayı/iltizamı da ehl-i ilme uymak anlamında değerlendirmektedir. Hemen işaret edelim ki o dönemde ilim, hadis demekti. Bu sebeple “ehl-i ilim” de “ehl-i hadis” anlamına gelmektedir. Nitekim Buhârî’nin hocası Ali b. el-Medînî, hadiste sözü edilen tâifeyi, doğrudan “ehl-i hadis” diye yorumlamıştır. (Bk. Tirmizî, Fiten 51)

Dün olduğu gibi bugün de Kitap ve Sünnet çizgisinden yan çizmek isteyen kişi ve grupların hep öncelikle hadis ve hadisçilere hücum etmeleri, hadis ve hadisçilerin Kitap ve Sünnet’e yani cemaate uymak bakımından  tüm müslümanlar için taşıdıkları mâna ve mevkiin itirafı anlamındadır. Bu da Ali b. el-Medînî‘nin yorumunu doğrulayan, Buhâri’nin yorumunu da aslâ dışlamayan bir olay ve olgudur. Ahmed b. Hanbel de kendisine yöneltilen bir soru üzerine, “Eğer hak üzere sâbit kadem olup düşmanlarının zarar veremeyeceği bu grup hadisçiler değilse, başka kim olabilir ki?” diye görüşünü açıklamıştır.

Özelde hadisçiler, genelde Kitap ve Sünnet bağlısı ilim sahipleri, müslümanlar içinde daima etkili ve müstakim bir grup olarak, Allah’ın emri gelinceye ya da kıyâmet kopuncaya kadar hep var olmaya devam edecektir. Yani hiçbir zaman ümmet-i Muhammed, bütün olarak Kitap ve Sünnet çizgisini terketmeyecektir. İnsanları o istikâmete çağıracak ve bu uğurda bitmez-tükenmez bir mücadele verecek bir bilenler grubu daima bulunacaktır. Önemli olan da bu çağrıya kulak vermek ve cemati iltizam ederek aslâ cemaatten ayrılmamaktır.

Ayrıca cemaati tavsiye eden naslar, edille-i erbaanın dördüncüsü olan  icma’ın meşrûiyetine delil sayılmaktadır.

Sonuç olarak şuna da işaret edelim ki iftirak, itikâdî bölünme, fırkalaşma; ihtilaf, hukukî görüş ayrılığı demektir. Uzak durulması gereken iftiraktır. Bunun yolu da sahâbilerin yaptığı gibi cemaati iltizam/tercih etmek, yani vahyi en öne alan, Kitap ve Sünnet bağlılığını esas alan ehl-i sünnet ve’l-cemaat içinde kalmaktır.

Alıntı

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak
« Posted on: 02 Mayıs 2024, 01:08:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak rüya tabiri,Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak mekke canlı, Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak kabe canlı yayın, Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak Üç boyutlu kuran oku Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak kuran ı kerim, Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak peygamber kıssaları,Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmak ilitam ders soruları, Vahiy öncelikli yaşayanlardan olmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes