> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  >  Üzüntüsüz yaşanır mı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Üzüntüsüz yaşanır mı  (Okunma Sayısı 589 defa)
01 Haziran 2010, 09:18:47
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 01 Haziran 2010, 09:18:47 »



üzüntüsüz yaşanır mı?

Hayat, bakış açısından ibarettir
Üzüntümüz de, sevincimiz de hayata baktığımız pencereye göre değişir
Sahi, siz hayata hangi pencereden ve ne açıdan bakıyorsunuz?
Eğer mutlu değilseniz, hayata baktığınız pencereyi değiştiriniz
Üzüntülerden kurtulamıyor ve sürekli sıkıntıların kıskacında eziliyorsanız, hayata bakış açınızı hemen değiştiriniz
Tanıdığım öyle insanlar vardır ki, hayata daima olumsuzluk penceresinden bakar Hep kötüyü, eksiği, bozuğu görürler Böylece içlerinde, sürekli olumsuzluğu biriktirmiş olurlar
Onlara göre herşey, her zaman kötüdür Hayat felaketlere gebedir İnsanlar gittikçe kötüleşmekte ve insanlıktan çıkmaktadır
Her insanı bir kötülük odağı olarak gören böyle birinin, üzüntüden kurtulabilmesi ve mutluluğu yakalaması mümkün müdür?
Herkesten ve her şeyden daima kötülük bekleyen bir insanın, huzurlu olması imkânsızdır Çünkü ona hiç kimseden zarar gelmese de, içindeki bu kötülük beklentisi ona kötülük olarak yeter de artar
Aslında, "Herkes kötü" diyen kendi kötülüğünü göstermiş olmaz mı?
Beklentileri hep olumsuz olan, biraz da kendi iç dünyasını göstermiş olmaz mı?
Zira kötülüğü bekleyen, onun yapılabilir olduğunu düşünendir
Kendisini hep iyiliğe ayarlamış olan, herkesi de kendisi gibi bilir Bu sebeble de kötülük beklentisi sınırlıdır Hatta her geceyi Kadir, her rastladığı kişiyi de Hızır sanır Gördüğü düşü hayra yorar İyilik ve güzellik yorumu mümkün oldukça, kötülüğü hayaline bile getirmez Kötülere karşı bile, kötüleşmeyi asla düşünmez
Kötülere sadece acır
Onlara da yardıma hazırdır
Dünyada kötü ve kötülük kalmasın diye hep duadadır
Gözü, bardağın dolu yanındadır
Olumluyu görür, anlatır
Olumlu bakmak, uyumlu olmaktır
Olumluyu gören, söyleyen, öven; olumlu halleri çoğaltandır
İç dünyasındaki olumluluk hali, bakış açısını oluşturur Zira "Güzel gören, güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır"
Hayata olumluluk penceresinden bakan, hep iyi dileklerde bulunur İyilik temennisi iyidir Önce sahibini iyileştirir Evvela dilek sahibinin içini iyileştirir Bu sebepledir ki, iyilik dileyen iyilik bulur

ÇÜNKÜ DİLEKLER DUALAŞIR DUALAR GERÇEKLEŞİR
Çünkü dilekler dualaşır, dualar gerçekleşir
Yüce Yaratıcı bu âlemde öyle bir gönül sistemi kurmuştur ki, iyi olmak için, iyiliği herkes için istemek gerekiyor Sadece kendi iyiliğini isteyen benciller, bunu asla başaramazlar
Bilge hükümdar, bencil miskinlerle, gönül ehli dervişler arasındaki farkı ortaya koymak için, şöyle bir deneme yaptırmış:
Tembelhanelerden topladığı bencil kişileri bir araya getirtmiş ve gün boyu aç bıraktırmış Sonra da kocaman bir çorba kazanını ortalarına koydurtmuş Miskin benciller hemen hırsla kaşıklara saldırmışlar Kocaman kaşıkları çorba kazanına daldırmışlar Ancak çorba dolu kaşıkları ağızlarına götürememişler Çünkü kaşıkların sapı neredeyse bir metreye yakınmış Bu sebeble çorba dolu kaşıkları ağızlarına götürememişlerYiyemedikleri çorba üstlerine başlarına dökülmüş, çorba kazanına düşmüşe dönmüşler, perişan olmuşlar, aç kalmışlar

* * *
Bencil miskinlerden sonra, dervişler getirilmiş Aynı şekilde, gün boyu aç kalmış olan bu fakir insanlar, görünüş itibariyle öncekilere benziyormuş ama gönül bakımından apayrı ve bambaşka imişler
Çorba kazanının etrafına oturmuşlar sükûnetle Bir kazana bakmışlar, bir de ellerine verilmiş olan uzun saplı kaşıklara Sonra da bir güzel karınlarını doyurmuş, açlıklarını gidermişler O uzun saplı kaşıklara rağmen aç kalmamışlar Çünkü birbirlerini doyurmuşlar Herkes kendi kaşığını karşısında oturan arkadaşının ağzına uzatıvermiş
Böylece, karşısındakini fark etmenin, görmenin ve düşünmenin, yani bencil olmamanın faydasını görmüşler

HAYATA BEN PENCERESİNDEN BAKANLAR
Hayata, "Ben penceresi"nden bakan başkasını göremez Görse de hali ile hallenemez Netice olarak da bencillikten kurtulamaz
Güzeller Güzeli SallALLAHu Aleyhi ve Sellem bizi bu bencillikten kurtarmak için, bir dua kardeşliğine çağırıyor Buyuruyor ki;
"Günahsız ağızla dua ederseniz, ALLAH kabul eder"
Sahabe–i Kiram merak edip sormuşlar:
"–Ey ALLAH'ın Elçisi! Kimin ağzı günahsızdır ki?"
"–Senin ağzın kardeşin için, kardeşininki de senin için günahsızdır"
Öyleyse, din kardeşleri birbirleri için dua ederek, kabul edilecek duayı bulacaklardır
Bu hal Dualarda buluşmaktır
Dua kardeşliğinde bir ve beraber olmaktır
Bir başka deyişle, hayata bencillik penceresinden değil, kardeşlik penceresinden bakmaktır

UNUTMA EKTİĞİNİ BİÇERSİN
Bir insanın başkalarına ciddi olarak dua etmesi için, onları önemsemesi ve sevmesi gerekir Başkasını önemseyen ve seven bir gönül, sevilecek kıvamda bir insan olmuş demektir
Bu gerçek bize gösteriyor ki, bu hayatta verdiğimizi alırız
Sunduğumuz bize sunulur
Ektiğimizi biçeriz
Öteki için dilediğimiz şey, gelir bulur bizi
Hazreti Mevlana der ki:
“Dağ bile, sesine ses verir”
Ya insan
Senin sesini, dileğini, duanı, sunduğun güzelliği sana yansıtmaz mı?

* * *
Bu dünyada yapılmış olan ne iyilik kaybolur, ne de kötülük İyilik de, kötülük de karşılığını mutlaka bulur Bu yüzden atalarımız, "İyilik yap, denize at, balık bilmezse, Halık (Yaratıcı) bilir" demişlerdir
Yine bu yüzden, karşılığını bulamadığımız iyiliklerden dolayı da üzülmeyiz Çünkü her şeyi görüp gözeten Yüceler Yücesi Rabbimiz, ne kadar küçük de olsa, yapılan hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını Kur'an'da bildiriyor

İYİLİKLER SAHİBİNİN KARŞISINA ÇIKAR
Yaptığımız iyilik, nerede, nasıl karşımıza çıkacaktır bilinmez
Kurtulduğumuz tehlikelerden sonra söylenen şu cümle, bu açıdan çok anlamlıdır:
"–Verilmiş sadakanız varmış"
Ancak bu sadaka, sadece fakire verilen para değildir İhtiyaç sahibine sunulan bilgidir, sevgidir, maddi, ya da manevi bir yardımdır
Gündemine başkasını alabilen, derdiyle dertlenebilen ve ona çözüm sunabilen bir yürek, sıkılmaz, üzülmez, mutsuz olmaz Çünkü böyle bir yürek, geniştir, kocamandır
Sadece "ben" diyenin bakış açısı dardır
Çoğu zaman, kendi başınalığı, yalnızlığı ve kimsesizliği ile baş başa kalır
Bu hakikati Atalarımız ne güzel ifade etmişler:
"–Peyniri yalnız yiyen, kendiri dişiyle çeker!"
Bencilliği sebebiyle böylesine yalnız kalanların, malı mülkü arttıkça yükü çoğalır, darlığı, daha da artar
Bu sebeple dargınlaşır, kavgalaşır ve ruhca aşınır, nefisce de kalınlaşırlar Yani üzüntünün ve can sıkıntısının kör kuyusuna düşer
 



ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Üzüntüsüz yaşanır mı
« Posted on: 25 Nisan 2024, 03:54:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Üzüntüsüz yaşanır mı rüya tabiri, Üzüntüsüz yaşanır mı mekke canlı, Üzüntüsüz yaşanır mı kabe canlı yayın, Üzüntüsüz yaşanır mı Üç boyutlu kuran oku Üzüntüsüz yaşanır mı kuran ı kerim, Üzüntüsüz yaşanır mı peygamber kıssaları, Üzüntüsüz yaşanır mı ilitam ders soruları, Üzüntüsüz yaşanır mıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes