๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 26 Mayıs 2010, 15:42:35



Konu Başlığı: Uyan Ey Bürünen
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 26 Mayıs 2010, 15:42:35
Uyan Ey Bürünen

Bu yazıya Müzzemmil suresini, manasıyla birlikte okuyarak üzerinde yoğunlaşma teklifiyle başlamak istiyorum. Ümit ediyorum ki bu vesileyle, sûrenin tamamında verilen mesajı anlamaya doğru bir adım atmış oluruz. Buradan aldıklarımızı günlük hayatta tatbik etme imkanı buluruz…

Sûre-i celîlenin ilk ayetlerinde şöyle buyruluyor:

“Ey örtünüp bürünen (Muhammed aleyhisselâm!) Gecenin yarısında, yahut biraz sonra veyahut biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kur’ân oku.

Doğrusu Biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz.

Şüphesiz gece kalkışı daha tesirli ve daha elverişlidir. Çünkü gündüz sana uzun bir meşguliyet vardır.

Rabbinin adını zikret ve her şeyi bırakıp yalnız O’na yönel. O, doğunun ve batının Rabbidir. Ve O’ndan başka ilah yoktur. Sadece O’nu vekil tut.” (Müzzemmil, 73/1-9)

Merhum Ömer Nasuhi BİLMEN, bu sûrenin mündericâtını şöyle hulasa ediyor: “Peygamber Efendimiz’e geceleri kalkıp hususi namaz kılması ve Kur’ân okumasının emredilmesi. Her hususta Cenab-ı Hakk’a iltica ve tevekkülün emredilmesi. Seviyesizce sataşmalara sabrederek güzelce bir vaziyet alınması. Münkirlerin başlarına gelenleri hatırlatarak, inkarcılığa yeltenenlerin ikaz edilmesi. Namazların ve Kur’ân tilavetinin kolay kılındığının beyan olunması ve diğer hayırlı işlerin teşvik edilmesi…”

Taberî’nin Abd bin Humeyd’den rivayet ettiğine göre; “Müzzemmil suresi nâzil olunca Rasûlullah (s.a.v) ile ashabı bir yıl boyunca ayakları şişinceye kadar geceleri ibadet etmişlerdir. Nihayet bir gün “O halde ondan kolayınıza geleni okuyun” ayeti nazil oldu da insanlar istirahat ettiler” denilmektedir.

Sa’d bin Hişam ise şöyle diyor: “Hazret-i Aişe’ye, bana Rasûlullah (s.a.v)’in kıyamını bildir dediğimde, “Müzzemmil suresini okumaz mısın?” dedi. “Evet okurum” deyince, “İşte Rasûlullah (s.a.v) ile ashabının gece ibadetleri böyleydi. “(İbadet etmekten) ayakları şişti ve on altı ay, sûrenin sonu gökte saklı tutuldu.”

Said bin Cübeyr kanalıyla bildirilen bir rivayette ise, söz konusu gece kıyamının on yıl sürdüğü belirtilmektedir…

Müzzemmil sûresinde, murâd-ı ilâhînin iyice idrak edilmesi için, anlatımın vurgularla güçlendirildiğini görüyoruz. Mesela “hazırlamak, döşemek ve uygun hale getirmek” manalarına gelen vat’ kelimesinin anlamı eşedd sıfatı ile tekit edilmiştir. Söz diye tercüme edilen “kıyl” kelimesi “sağlam, kuvvetli ve en dayanıklı” manalarına gelen akvam ile güçlendirilmiştir. “Bir ibarenin hakkını vererek açık seçik okumak” manasındaki “tertîl” kelimesi emir kipi ve masdarı ile güçlendirilmiştir. Allah’a tam teveccühü vurgulamak üzere “yöneldiği şeyden gayrısından alakayı kesmek” manasındaki tebettül kelimesi de masdarı ile tekid olunmuştur…

“Sana ağır bir söz vahyedeceğiz” cümlesi tefsirde şöyle açıklanıyor: “Sana indirilen Kitab’a göre bir inanç, düşünce ve ahlaktan oluşan bir medeniyet tesis etmek gayet zor bir görevdir. Bunun için ciddî bir rûhî hazırlık gerekir. Bu hazırlığa en uygun zaman dilimi ise gece vaktidir.

Hakikaten gece kıyamı, nefsi terbiye edip isteklerini kontrol altına almanın en tesirli yoludur. Çünkü gece ibadete kalkmak ve buna uzunca bir zaman ayırmak nefsin arzuladığının tersine bir uygulamadır. Bünyenin doğal eğilimi o saatte dinlenmektir. Dolayısıyla istirahate en çok rağbet ettiği saatlerde nefsin bu arzusunu aşarak fedakarlık edebilenler, ona istediğini yaptırmada önemli bir zafer kazanmış olarak güne başlarlar.

Sûre-i celîledeki “O müşriklerin söylediklerine sabredip katlan ve onlardan güzelce ayrıl. Nimetler içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver” cümlesi ise şöyle izah ediliyor: “Hak dine karşı çıkarak halkı kışkırtanlar her zaman kavimlerinin nimetler içinde yüzen mütekebbirleri olmuştur.”

Bu gün hepimizi endişelendiren, söz konusu muannit duruşun Müslüman toplumlardaki varlığıdır. Bununla birlikte, global düzeyde kurgulanan tuzakların, kitlelerin gönül ikliminde kırılganlıklar meydana getirmesidir. Düşünce planında gayr-i islâmî yaşayışa bilinçsizce kaymalar olmasıdır. Yeme içmede, giyim kuşamda, zamanı değerlendirmede ve günlük hayata dair her türlü etkinlikte tercihlerin, dini hafife alanların seçimlerine benzerlik arz etmesidir… “Rasûlullah (s.a.v) ile ashabı zamanı nasıl değerlendirirdi” arayışının örselenmiş olmasıdır…

Öyle inanıyoruz ki, Müzzemmil suresini bir de manasını düşünerek okusanız, heyecanlanırsınız. Çünkü o sizi uyanık olmaya çağırıyor. Kıymetli saatlerinizi kuşatan engellerden sıyrılmaya davet ediyor. Herkese tek tek “Uyan ey bahanelere bürünen! Ömür bitmeden uyan!” diyor.

OKU/DÜŞÜN

Allah’ı Doğru Tanımak

“Allah, kullarına karşı lütufkardır. Dilediğini (istediği gibi) rızıklandırır. O, kuvvetli ve güçlüdür.” (Şûrâ, 42/19)

Beşerî münasebetler nasıl ki, bir tanışma ile başlar ve bunun üzerine gelişir. Cenâb-ı Hak da insana en hoş gelecek sıfatını başta zikrederek yüce zâtını bize tanıtıyor; kullarına karşı gayet lütufkâr olduğunu duyuruyor. Ardı sıra -başkasına değil- zâtına ait olduğunun bilinmesini istediği o mühim tasarruftan söz ediyor. Dilediğini istediği gibi rızıklandıracağını beyân ediyor. Bu konudaki meşîet-i ilâhiyeye ta’rîzde bulunmaktan sakındırıyor. Cümlenin sonunda ise, azîz ve kavî olduğunu hatırlatıyor…

Hıcr sûresinde ise “(Rasûlüm!) kullarıma, benim çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver” (Bkz; 15/49) fermanında ziyadesiyle affedici ve merhametli olduğunu bildiren o şefkat yüklü kelimelerden sonra “Azabım da azapların en şiddetlisidir, en elem verici olanıdır” (Hıcr, 15/50) ihtarında bulunuyor. İsyankarları, başka hiç kimsenin güç yetiremeyeceği bir şekilde cezalandıracağını duyuruyor.

Şu halde, O’nun tevbeleri kabul edici, bağışlayıcı ve merhametli oluşuyla umutlandığımız kadar, müjdelerin akabinde tanıttığı esmâsını da unutmamalı. Şeytan’ın, Allah’ın affedici olduğu iğvasıyla günaha teşvik etmesine aldanmamalı. (Bkz; Lokman, 31/33)

Tanıştığının hususiyetlerini doğru bilmek, ilişkinin sağlıklı yürümesi açısından önemlidir. “Rahmetim gazabımı geçmiştir” buyuran Rabb-i Rahîm’i, esmâsı ve sıfatlarıyla doğru tanımalı.

Alıntı