๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 23 Nisan 2011, 23:18:55



Konu Başlığı: Unutulmayan örnekler
Gönderen: Zehibe üzerinde 23 Nisan 2011, 23:18:55
Kutlu Doğum sahibinden unutulmayan örnekler...



Kutlu Doğum'unu kutladığımız Efendimiz (sas) Hazretleri'nin günümüze mesaj yüklü örneklerinden bazılarını bir daha düşünme gereği duyuyoruz.

-Hizmet eden mi, hizmet edilen mi olmalı?

Peygamberimiz hizmet edilmeyi değil, hizmet etmeyi çok severdi. Bu sebeple misafirlerine bizzat kendisi hizmet eder, ikramda bulunurdu. Bir gün çölden biri gelip "Kim bu insanların büyüğü?" diye sordu. O sırada misafirlerine süt ikram eden Efendimiz de:

-"Bu insanların büyüğü, insanlara hizmet edendir!"
buyurdu. Bu sözüyle hem büyüklerin insanlara hizmet edeceğini ifade etmiş, hem de aradığı büyüğün kendisi olduğuna işarette bulunmuştu.

Anlaşılıyor ki, Peygamberimiz hizmet edilmeyi değil, hizmet etmeyi çok seviyor, hizmet edilen değil, hizmet eden olmayı tercih ediyordu. Nitekim bir yolculuk dönüşünde herkes hurmalıkta istirahate çekilmiş dinlenirken bazıları yemek hazırlamak üzere harekete geçmişlerdi. Biri, 'Ben yemekleri yapayım', biri 'Ben de su getireyim' derken biri de, 'Ben de ateş yakayım' deyince, Efendimiz (sas) Hazretleri de istirahat ettiği ağacın gölgesinden doğrularak, "Öyle ise ben de yakacağınız ateşe odun toplayayım." buyurdu. "Biz hizmetlerin hepsini de yaparız, siz dinlenmenize bakın." diyenlere de:

-Bilirim ki dedi, siz hizmetlerin hepsini de yaparsınız, ama siz hizmet ederken ben seyirci kalmaktan mutluluk duymam. Hizmet edilen değil, hizmet eden olmayı tercih ederim, dedikten sonra kalkıp odun toplayarak hizmete seyirci kalanlardan değil, hizmete iştirak edenlerden olmayı tercih ederek mesajını vermiş oldu.

***

-Yoksullara yardım örneklerinden bir misal...


Peygamberimiz yoksullara yardım etmeyi çok sever, sıkıntı içinde kalanlara çare bulmayı bir görev bilirdi. Bir gün yine âdeti olduğu üzere davet ettiği miskin derecesindeki muhtaçlara önceden hazırladığı yardımı sırayla dağıtmış, alanlar da sevinçle evlerine dönmüşlerdi. Tam bu sırada bir başka yoksul adam uzaklardan koşarak gelip duruma bakmış, herkes alacağını alıp gitmiş, kendisine verilecek bir şey kalmadığını anlayınca orada yığılakalmıştı. Efendimiz yoksulu teselli etti:

-Üzülme dedi, sana da bir çare bulabiliriz!.. Bulduğu çareyi de hemen anlattı:

-"Buradan doğruca Medine çarşısına git, ihtiyaçlarını satan dükkânlara gir, ne lazımsa al, sonra deki: "Mal benim borç Resulüllah'ındır."

Adam, böyle şey olmaz, demek istemişse de Efendimiz, onu ihtiyaçlarını satan dükkânlara doğru yönlendirerek tembihini tekrarladı:

-Şuradan doğruca dükkânlara girecek, ihtiyaçlarını alacaksın, sonra da, "Mal benim, borç Resulüllah'ındır." diyerek çıkıp gideceksin, ödemesi bana ait olacaktır.

Böylece verecek bir şey bulamayınca, yoksulun borcunu üstlenmekten çekinmediği görüldü.

***

-Faydalı buluşa nasıl sahip çıkılır?


Peygamberimiz, faydalı buluşlar kim tarafından bulunursa bulunsun sahip çıkılıp Müslümanların hizmetinde kullanılmasını isterdi.

Bir gün Temimdari, Şam'daki Hıristiyanlardan aldığı zeytinyağı yakan kandili getirip Resulüllah'ın mescidinin tavanına asmıştı. O günlerde Müslümanlar böyle bir kandilin varlığını bilmiyorlardı.

Az sonra Efendimiz (sas) gelip dumansız, külsüz tavana asılı olarak ışık veren kandili görünce, 'Kim getirdi bunu?' diye sordu. Oradakiler suçlu gösterir gibi Temimdari'yi göstererek "Şam'da Hıristiyanlardan alıp getirmiş." dediler.

Bunun üzerine Peygamberimiz tebessümle baktığı Temimdari'ye unutulmayan duasını şöyle yaptı:

-Sen bizim mescidimizi aydınlattın, Allah da senin kabrini aydınlatsın!..
Sözlerine şunu da ekledi:

-Faydalı şeyler müminin kaybettiği öz malı gibidir. Bulduğu yerde sahip çıkıp benimsemeli, faydalı buluşu Müslümanlara kazandırmalıdır.

***

Kutlu Doğum Haftası'nda dağıtılmak üzere hazırladığımız "Peygamberimizle Yaşamak" kitabının (150) bininci baskısından alınmıştır bu örnekler.

Ahmet Şahin