> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Öze dönmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Öze dönmek  (Okunma Sayısı 741 defa)
04 Temmuz 2010, 15:35:05
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 04 Temmuz 2010, 15:35:05 »



Öze Dönmek

Öze dönmek, şahsın kendi karakter, kendi kültür ve kendi ruh köküne dönmesi demektir Bu da ancak, fert ve toplumun kendi düşünce ve iradesiyle varolması, kendi ayakları üzerinde yürümesi, kendi elleriyle işlemesi, kendi temel kültür malzemesiyle beslenip gelişmesi, millî şahsiyetini hırpalayacak taklitlerden sakınması; örf-âdet ve millî hususiyetler gibi asırlardan beri kaynaya kaynaya benliğimizle bütünleşmiş şeylerin, fevkalâde hassâsiyetle korunup kollanmasıyla mümkün olabilecektir

Öze dönme, ırkî bir tavır, kan bağıyla hareket etme, ya da dış dünyaya karşı bütün bütün fermuarını çekip kendi modeli içinde sıkışıp kalma mânâsında anlaşılmamalıdır O ne zamanın dişleri arasında aşınıp giden ve maddî-manevî hiç bir değer ifade etmeyen şeylere gönül kaptırmışlık, ne de temelde bize ait olmadığı halde sonradan içimize sokulmuş yabancı değerlere, bâtıl inançlara ruhî ve zihnî tekâmülümüzü engelleyen eskimiş şeylere bağlılıktır Öze dönme, dünü bugünle, bugünü de yarınla bir arada görme ve asırların birikimi kültür menşuruyla, ayıklanacakları çıkarıp atma, geride kalanlara da sımsıkı sahip çıkma demektir

Bu mânâda öze dönüş, milletçe varlık ve bekâmızın önemli bir şartı olduğu gibi, yabancı değerlerin hücumundan kurtulma ve zaman zaman millî ruh şâhikalarını bir duman gibi saran yabancı düşünce ve asimilasyonlardan da zarar görmemenin tek yoludur Öze dönme hamlesinde muvaffak olan toplumlar, aynı zamanda, yitirdikleri tabiatlarını da kazanmaya, kendileri gibi düşünmeye, kendileri gibi konuşup kendileri gibi soluklamaya muvaffak olurlar

Ne acıdır ki, yıllar yılı bu ülkede, kendinden kaçan bir kısım müstağribler, hep başkalarının nefeslerini solukladı, hep sun’î teneffüsle yaşadı; bir kere olsun kendileri olarak tabii teneffüste bulunamadı ve tabiilikteki derin zevki duyamadılar Dolayısıyla da, halkla kendileri arasında ortak ideâller köprüsü kurulamadı; bu ideallere varış yolları belirlenemedi; yığınların donmuş, hareketsiz ruhlarına onları canlandıracak îman, şuur ve heyecan aşılanamadı Böylece aydın(!) bir tarafta, halk yığınları diğer tarafta, herkes kendi anlayış ve düşüncesi veya kendi hezeyan ve isyanlarıyla çürüyüp gitti Bunun neticesi olarak da, kalp, ruh, his ve düşünce dünyamızda kendimizi koruyup kollayamadığımız gibi, kendilerini taklit çizgisinde bulunduğumuz milletlerden de hiç mi hiç yararlanamadık

Evet belki, benliğimizin sınırlarını belirleyebilmek, özümüze ait hususiyetleri eksiksiz ortaya koyabilmek için belli bir ölçüde, başkalarını bilmeye de ihtiyaç vardı ama; keşke bunu paradokslara girmeden ve özümüzü hırpalatmadan yapabilseydik

Kaybettiğimiz din, dil, tarih şuurunun, bir ölçüde hasımlarımızın dinî düşünce, felsefe ve tarihlerini bilmekle alâkalı olduğunu kabul ediyoruz; ama, rica ederim; bilip değerlendirmenin, şuursuzca taklitlerle ne münâsebeti var?

Bizde öteden beri alafranga bir zümre, herhangi bir kritiğe tâbi tutmadan herşeyiyle batıyı taklit ederken, diğer tarafta ayrı bir grup, hep onu suçlamayı deneyip durmuştur Aslında her iki zümre de peşin hükümlülük içindeydi ve hata ediyordu Batı, ne öyle taklit edilmeli ne de böyle yerin dibine batırılmalıydı O alınacak yanlarıyla alınmalı, atılacak taraflarıyla da atılmalıydı Gel gör ki; batı, ne taklit edilebildi, ne de eracifine karşı sınırlar çizilip kapıların kapalı tutulması gerektiği noktada hassasiyet gösterilebildi

Bugüne kadar kayıtsız şartsız batıya hayranlık duyanlar olsun, onu hakikî mânâsıyla taklit edebilselerdi, kimbilir belki de belli bir seviyede batılı olabilirlerdi! Ama, ne onlar, ne biz, ne de bağlı bulunduğumuz şu garibler dünyası basitlerden basit bu mes’eleyi hiçbir zaman kavrayamadık, bundan dolayı da hasımlarımız tarafından tekrar tekrar nakavt edildik

Hiç olmazsa şu anda olsun, milletin kendine dönmesini hazırlama mevkiinde bulunanlar, onun, havadan, sudan daha çok ihtiyaç duyduğu dinini, dilini destekleyip tarih şuuruyla gönlünü âbâd edebilselerdi!

Kendi usûl ve prensiplerine göre öğretilip hayata mal edilmeyen ilim, aydınlatıcı, yol gösterici olamayacağı gibi aynı tâlihsizliğe uğramış din ve dinî kültür de kendinden bekleneni asla veremeyecektir Dinin, fonksiyonunu tam edâ edebilmesi, düşünce ile arasındaki mânilerin ortadan kaldırılmasına ve pratiğe giden yollardaki tıkanıklıkların açılmasına ihtiyaç vardır Bu yapılmadığı takdirde, zihin ruhla bütünleşemeyecek, kalp ve kafa arasında diyalog kurulamayacak, dolayısiyle de din fonksiyonunu tam olarak eda edemeyecek, bir kısım zavallılar da bunu dinin yetersizliğine verecektir

Dil de, târihî tekâmülü içindeki ağırlığıyla ele alınıp güçlendirilmeli ve dünya dilleri arasında iştiyakla yazılıp okunan bir lisan haline getirilmelidir Dil, insanın şahsiyetini temsil eden önemli unsurlardan biridir Ondaki kusur ve eksiklik, kültür hayatını felce uğratır ve bir ölçüde toplumu da bedevîleştirir

Bir milletin dili, o milletin kültürüne bekçilik yapacak kadar gelişmiş ve güçlü değilse, o milletin başka kültürlerin işgâline uğraması ve zamanla da bütün özünü yitirmesi kaçınılmaz olur Diyelim ki, insanımıza ilim-irfan dağıtma mevkiinde bulunanların büyük bir kısmı, İngilizceye âşinâ olduklarından daha çok dağarcıklarında, o dilde yazılmış eserlerden süzülüp gelen düşünceler bulunacaktır Bu da onları, İngiliz ve Amerikalılar gibi duyuş, düşünüş ve anlayışa sevk edecek; dolayısıyla da halkla münevver arasında aşılması imkânsız uçurumlar meydana gelecek ve zavallı yığınlar (eski-yeni) derken şaşırıp ortada kalacaklardır

Tarih şuuru, geçmişle geleceği bağlayan bir köprü mesâbesindedir Bu köprüyü kurup koruyamayan milletlerin, öbür sahilde gidip nereye aborde olacaklarını kestirmek oldukça zordur

Bugüne kadar tarih şuurunu koruyamayan hiçbir milletin pâyidar olduğunu duymadığımız gibi, başkalarına ait levsiyyatı tekrar tekrar besteleyip duran müstağriplerin payidar olacaklarına da ihtimâl veremiyoruz

Onun içindir ki topyekün millet; bir kıta sahanlığı prensibiyle millî ruh ve sahillerini; semâlarını kimseye ihlal ettirmeme düşüncesiyle millî mefkûre atmosferini içimize sızma istidâdında olan her türlü yabancı anlayışa parola sorma idrâk ve basiretiyle de, millî kültür haremini koruyup kollamalı ve şartlar ne olursa olsun, göz ve gönüllerimiz mutlaka kendi ülkemiz üzerinde bulunmalı; bütün bunlarla beraber, bugünün nesilleri, hem “dün” hem de “yarın” olmasını bilmeli ve bu anlayışla geleceği, mâzi kaneviçesine göre bir dantela zerâfet ve inceliği içinde işlemelidir ki, bugüne kadar milletçe maruz kaldığımız içtimâî erozyonlara bir daha düşülmesin; kaybedilen şeyleri telâfiye çalışırken, yeni kayıplara sebebiyet verilecek fâsit dairelere girilmesin ve varolma kavgasının verildiği aynı noktada, çeşitli dejenerasyonlarla ölüme dâvetiye çıkarılmış olmasın!


MFethullah GÜLEN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Öze dönmek
« Posted on: 28 Nisan 2024, 02:23:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Öze dönmek rüya tabiri,Öze dönmek mekke canlı, Öze dönmek kabe canlı yayın, Öze dönmek Üç boyutlu kuran oku Öze dönmek kuran ı kerim, Öze dönmek peygamber kıssaları,Öze dönmek ilitam ders soruları, Öze dönmekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes