Konu Başlığı: Ümmetlik aşkı Gönderen: Sümeyye üzerinde 25 Ekim 2010, 11:21:45 Ümmetlik Aşkı Peygamber Efendimiz hakkında ne kadar söz söylense ya da yazılsa O'nu yeterince ifade etmemiş olacağız. Ummandan bir katre içmiş olmaktan başka bir şey yapmış olamayız. Kutlu Doğum münasebetiyle yazılar ve şiirler gündeme gelmekte. Bunlardan bir tanesi de büyük şairlerimizden Sezai Karakoç'un değerli bir şiiri, dua niteliğinde, bizim için ayrı bir önemi haizdir. Ümmetin duası özelliğini taşıyan bu şiir önce Allah'a yakarışla başlıyor. Şairimiz Allah'tan niyazının ne olduğunu çok renkli bir şekilde gözler önüne seriyor. Bunu yaparken toprak temasını anlamlı bir şekilde ele alıyor. Topraktan gelip toprağa gideceğimiz gerçeğini zihinlere bir daha nakşediyor. Her şey eninde sonunda hayatın gerçekliğine paralel olarak toprakla gerçek değerine kavuşacak: Tanrım duam şu ki her şey yeniden toprak olsun Su toprak olsun İnsan toprak gibi duysun yeri Ay toprak olsun Topraktan kaçanı toprak tutsun Gün toprak olsun Kabirler saltanatı toprak olsun Yazı Kitap Ve söz toprak olsun Ekin ekilmeye mahsus Yeni tohum atılmaya ait Yeni insan doğsun için Toprak olsun Namaz ve oruç, Peygamber Efendimiz'in bize sunduğu en büyük armağanlar. Ama bunlarda daha büyüğü, asıl mucize, Kur'an-ı Kerim. Peygaberimiz'in çobanlık macerası, Miraç mucizesine atıfla gök yolcusu olması ve uluların imamı olması hasletleri şiir diliyle dillendiriliyor: Ah yetiş çocukluğunda çobanlık eden Yetiş toprağın yeni mayalanmasına Yetiş mağaranın ışımasına Yetiş ayı ikiye bölen parmaklarıyla Yetiş büyük armağancım Oruç armağancım namaz armağancım Yetiş uluların imamı Yetiş toprağın yeni doğusuna İnsanın yeniden Dirilme süzülüşüne Yetiştir toprak saçan ellerini Tanrı gücünü görmeyen gözlere Saçtığın topraklardan yetiştir bize Ey gök yolcusu Yolculuğunda meleğin kanadı Mevsimi geçmiş bir gül yaprağı gibi kuruyan Yetiş bize kıyamet bildiricisi Kıyametteki sevinç muştucusu Yetiş kabaran yeni toprağa Kur'an tohumunu ekmek için Gül tohumlarını sac bize Peygamber Efendimiz'in ayağının tozu olmanın verdiği mutlulukla yakarışlar semayı alabildiğine kuşatmakta: Gül bahçesi olan türbenden Ve komşun Tanrı evinden Ve sevgilin olan ve sevgilisi olduğun Diri Diriltici olanın Acımasından bize Yetiş ayağının tozu olduğumuz Peygamber Yetiş her zaman diri olan varlığınla Yetiş yak lambamızı Yetiş aydınlat karanlığımızı Yetiş yeşillendir çöllerimizi Ülkemizden kasıt bütün ümmetin coğrafyasıdır. Bu coğrafya Afrika'dır, Asya'dır, Avrupa'dır… Çünkü Peygamber Efendimiz'in getirdiği din, cihanşümul bir dindir. Burada dar kapsamlı düşünmek hiçbir ümmete yakışmaz: Yetiş dirilt insanımızı Seni sevenin ismiyle yetiş bize Yetiştir bize Günahlarımızı kül edecek ateş harmanını Verim yağmuru insin ülkemize Mekke'ye Medine'ye Şam'a Kudüs'e Bağdat'a İstanbul'a Semerkant'a Taşkent'e Diyarbekir'e Yetiş peygamber imdadı yetiş Yetiş Allah'ın izniyle Yetiştir erlerini Bir Müslüman eri nasıl olur? Takınacağı tavır, üstleneceği görev, taşıyacağı kimlik nedir? Bunların cevabı çok net. Ümmetlik bilinci Karakoç'u kuşatmış, bunu haykırma gereği hissetmiştir: Diriliş bayraklarını taşıyan Şehit gömleklerini peşin giymiş Ateşten, sudan geçer gibi geçen Allah Önünde her varı yok gören Dağların üstünde erip Kentlere şafaklar gibi ağan Küçük askerlerini Gül diksinler diye yeni topraklarına İnsanın ta gönlüne Yetiştir erenlerini Allah'ım Amin. Allah cümlemizi öncelikle kendisine kul, Peygamberine layık bir ümmet olmayı nasip etsin. Herhalde Kutlu Doğumları idrak etmek o zaman daha da bir anlam kazanır. Nice Kutlu Doğumlarda zulmedilmeyen İslam toplumlarıyla birlikte Peygamberimize gerçek ümmet olmayı Cenab-ı Allah bize nasip eder inşallah. Cemal ÖZYÖN |