> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı  (Okunma Sayısı 567 defa)
16 Ekim 2010, 15:23:40
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 16 Ekim 2010, 15:23:40 »



Türkiye’de Sahabe Ruhunun İhyâsı


İman ettikten sonra, dünya ve ukbâ saadetine giden yol, i’lâ-yı kelimetullah için mücadele ve mücahededen geçmektedir. Sahabenin hepsi, dâsitanî bir kahramanlıkla kendilerinden beklenen bu mücadeleyi vermiş ve gereken gayreti göstermişlerdir.

Geçen hafta en güzel İslâm şehirlerinden biri olan İstanbul’u ziyaret bahtiyarlığını yaşadım. Bu ziyarette, Kahire Üniversitesi’nden akademisyenlerle beraberdik. Bu vesileyle, Türkiye’de yaklaşık kırk yıldır devam eden sivil bir hareketin faaliyetlerinden bazılarını değişik yönleriyle tanıma imkânı bulduk. Bu harekete gönül verenlerin çok kaliteli müesseselerinden ve Türk toplumunun her tarafını doldurmaya başlayan hizmet meyvelerinden bazılarını gördük. Ziyaretimizde insanın gönlünü ferahlatan ve bütün toplumu kucaklayan güçlü bir dirilişe dair ümitleri canlandıran şeylere şahit olduk. Daha da önemlisi, gördüklerimiz bütün insanlığın hayrına faaliyetlerdi. Allah’tan dilerim ki, bu ziyarette gördüklerimi anlatmaya beni muvaffak kılsın ve ben de önemli gördüklerimi sizinle kısaca paylaşayım. Zîrâ bu, okuyucularımın ümitlerini şahlandırmaya bir vesile olacağına inandığım istifade edilecek yeni bir tecrübedir.

Osmanlı Devleti’nin yıkılma sürecinde ve sonrasında Türkler değişik siyasî eğilimleri temsil eden farklı gruplara ayrıldı. Bu farklı görüşlerdeki insanlar arasındaki mücadeleler zamanla, gruplaşma ve birbirine şiddet uygulamaya varacak kadar arttı. Daha sonra, laikçiliği ideoloji olarak benimseyenler diğer gruplara baskın çıktı. Devletin temelleri de askerlerin gözetimi altında bu ideolojiyle kuruldu ve bu ideoloji Türkiye’de yaşayan herkese teşmil edildi. Demokrasinin bazı kuralları yerleşmiş olsa bile çoğu zaman askerî müdahaleler bu demokratik görüntüyü bozmaya yetti.

1960’lı yıllarda komünistler ile askerî güçler arasındaki mücadele iyice arttı. İslâmî hassasiyeti olan bazı insanlar bu mücadelenin dışında kalmaya özen gösterdi ve başkalarıyla açıktan mücadele yerine eğitim, düşünce sisteminin yeniden gözden geçirilip yapılandırılması gibi yollarla, kendi varlığını yeniden inşa etme çalışmalarıyla meşgul oldu. Bu temelden hareket edince diğer insanlara açılma imkânı da doğmuş oldu. Bu hareket ilhamını Fethullah Gülen Hocaefendi’nin fikirlerinden almaktadır. Gülen, Anadolu’da zühdü, veraı, mutedil fikirleri, herkesle diyaloga açık olmasıyla tanınan birisidir. Zamanla bu güzel intiba ve yüksek güvenilirlilik, toplumun pek çok katmanı arasında hareket adına bir krediye dönüştü.

Hocaefendi Türk toplumunun en önemli hastalıklarını teşhis ve tespit etmeye çalıştı. Neticede bütün gayretini üç ana problem üzerine yoğunlaştırdı: Cehalet, yoksulluk ve ihtilaf. Vaazlar, konferanslar gibi, bulduğu her vesileyi değerlendirerek bu hastalıkların tedavisine gayret etti. Bu yolda zaman, mekân ve muhatap ayırt etmeksizin bütün insanlara ulaşmayı düşündü. Bunu yaparken de dindarlara dinin ruhunu yaşama ve yaşatma, başka yönlere kaymış olanlara da birlikte yaşama, diyalog ve vatanın yükseltilmesini her şeyin üstünde görme gibi temel felsefeleri yerleştirme üzerinde ısrarla durdu. Doğruluk her zaman için en tesirli ve geçerli vesile olduğundan ortaya çıkan tek netice muvaffakiyet oldu. Bu, içtimaî ve aynı zamanda iktisadî hareketin başarısının altında yatan gerçek, temellendirmesini ve kaynaklarını Allah’ın kitabı ve Allah Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) sîreti ve ashab-ı kiramın (radıyallâhu anhum) hayatından almasıdır. Şunu diyebilirim ki, Türkiye’de gördüklerimiz sanki Asr-ı Saadet’ten bir parıltı ve Asr-ı Saadet’e bir ânlık bakıştı.

Eğitim-Öğretimde Islah

Hocaefendi, toplumun bütün hastalıklarının ilk ve en önemli tedavisinin talim ve terbiye yoluyla olacağı konusunda kesin bir kanaate varmıştı. Evet, cehalet en büyük âfettir. Her toplumun sosyal ve kültürel gelişmesi eğitime bağlıdır. Bu hareketin bir aşamasında, Türkiye’nin ciddi ekonomik krizlerle karşılaşması karşısında hükümetlerin özel okulları teşvik etmesi önemli bir noktadır. Ekonomik problemlerin, özellikle eğitim ve sağlık noktasında ülkede ciddi tesirleri oldu. Binaenaleyh hükümetler özel sektöre eğitim ve sağlık kurumları açma ve işletmeyi teşvik etti. Özel sektör de okul ve hastaneler açmak için bahsedeceğimiz bu hamleyi yaptı. Burada üzerinde durulması gereken önemli nokta, bu hamlenin insanları iktisadî yönden teşvik etmesinin yanında, eğitim-öğretim yönünden de teşvik edici olmasıdır. Böylece Hocaefendi’nin fikirleri etrafında gelişip toplumda ciddi tesirler bırakan bu hareket için okullar açma fırsatı doğdu. Bu okullar Türkiye’nin bütün bölgelerine açıldı ve içtimâî şuuraltından beslendi. Bu şuuraltı, zaten Hocaefendi tarafından okullar açılmadan hazırlanmıştı. Binaenaleyh bu okulların başarılı olmasında rol alan öğretmen ve eğitimciler de zaten hazırdı.

Okulların bazısını ziyaret ederek eğitim politikalarına biraz aşina olma imkanı bulduk. Okullarda ilk dikkatimizi çeken, onların güzel bir mimarî ile inşa edilmeleri oldu. Bunun yanında lâboratuvarlarda en yeni ve güzel cihazların kullanıldığını, kültürel ve sportif faaliyetler için de her şeyin yerli yerinde olduğunu gördük. Sınıflardaki öğrenci sayısı 22’yi geçmiyor, toplamda ise yaklaşık her 10 öğrenciye bir öğretmen düşüyordu. Böylece hayatın her alanında öğretmenlerle talebeler arasındaki iletişim devam ediyordu. Okullarda aynı zamanda velilere yönelik hususi programlar da oluyor. Böylece aileler okulun faaliyetlerinden devamlı haberdar oluyorlar ve bu faaliyetlerde vazifeler alabiliyorlar. Okullarda resmî müfredat uygulanıyor ve bunu aileler biliyorlar. Burada asıl fark edilmesi gereken okullardaki öğretmenlerin yeterliliği ve yüksek terbiye anlayışıdır. Neticede bu okullarda okuyanlar, ilim ve ahlâkı cem etme, herkesi kendi konumunda kabul gibi güzel vasıflarla yetişiyorlar. Bu okullar aynı zamanda kardeş okullar projesi altında fakir bölgelerdeki devlet okullarıyla da ortaklaşa çalışmalar yapıyorlar ki, bunu ülke içindeki ihtilâfların üstesinden gelmek için iyi bir vesile olarak değerlendirmek mümkün. Talebe ve velilerinin kardeş okullara yaptıkları ziyaretler ise, toplumun farklı katmanları arasında boşlukların kapanmasında önemli bir rol oynuyor. Onlar bunu, İslâmî mesuliyet şuurundan hareketle bütün insanlığa karşı dinî ve millî bir vecibe olarak görüyorlar. Bu prensiplerden hareket eden insanlar dünyanın her yerinde aynı başarıyı gösterme azim ve hedefiyle çalışmaya devam ediyorlar.

Kabiliyetli ancak fakir talebelere zenginlerle eşit şartlarda yarışma fırsatı veriyorlar. Bu okullarda, fakir talebelerin ücretsiz okuyabilmeleri için özel kontenjan ayrılmış, bunun da semereleri görülmeye başlanmış. Bu okullarda okuyan zengin ve geniş imkânlı kimseler de toplumun başka kesimlerine karşı sorumluluk şuuruna sahip olarak yetişiyorlar. Bu okullardan mezun olup iş hayatına atılanlar, okulları desteklemeye ve her yıl Türkiye’nin dört bir yanından binlerce öğrenciye burs vermeye başlıyorlar. Bu işe gönül verenler, özel sektör olarak okullara vakıf ruhuyla mütevelli oluyorlar.

Öğretmenler -karakterlerinin gereği olarak- hem ders yapılan sınıflarda hem de okulun talebelerin istirahatları için ayrılan diğer kısımlarında kendilerine mahsus farklı bir portre ortaya koyuyorlar. İyi eğitim almış, ahlâkı güzel talebeler yetiştirmek için bir eğitim sistemi geliştiriyorlar. Bu da bütün dünyada İslam ve Müslüman imajını tashih etmek için önemli bir adımdır.

Evet, bu öğretmenler, Kur’ân ve Sünnet’te emredildiği üzere, iman eden-etmeyen herkese, farklılıkları problem hâline getirmeden İslâmî ahlâkı temsil etmeyi hayatlarının gayesi olarak benimsemişlerdir. Genel felsefeleri de şudur: “Bir mü’min, hayatı okumaz ve ilmî gelişmeleri takip etmezse, büyük bir kayıp yaşar. Öyleyse, hep beraber dünyayı gerçek bir mü’min bakış açısıyla okumaya, anlamaya ve dünyaya yeni şeyler sunmaya çalışalım.” Fethullah Gülen Hocaefendi, toplumların bütün hastalıklarının en birinci ve en ehemmiyetli ilâcının, eğitim olduğuna inanmıştır. Zîrâ cehalet en büyük belâdır ve ruhî-fikrî bütün hastalıkların başıdır. İnsanlığın, medeniyetin bütün sahalarındaki gelişmeleri de eğitime bağlıdır.

İçtimâî Barış ve Fakirlikle Mücadele

Herhangi bir devletin ilerleyebilmesi için, toplumdaki refahın ve gelir seviyesinin yüksek olmasının önemi açıktır. Bununla birlikte, üzerinde konuştuğumuz bu gönüllüler hareketi, devletin sahip olduğu imkânlara sahip olmamalarına rağmen bütün gayretlerini ortaya koymuşlar ve güçlerinin yettiği ölçüde içtimaî adaletin kanunlarına göre gelir dağılımını en yüksek seviyeye çıkarmaya çalışmışlardır. Neticede bu cehd ve gayretler, artık halkın içine yayılmış bir kültür hâline gelmektedir: Daha çok vermek için daha çok çalışmak. Şimdi, bu hareketin istenen neticeye ulaşabilmek için neler yaptıklarını kısaca arz etmek istiyorum:

1. Toplumun değişik katmanları arasında irtibat ve diyalogun sağlanması için sürekli bir teşvik var. Nitekim okullarda zengin ve fakir öğrenciler beraber okumaktalar. Okul, insanın anlayış ve idrakinin gelişip olgunlaştığı bir zaman ve mekândan ibarettir. Dolayısıyla toplumun muhtelif tabakaları arasında diyalogun sağlanması ve halkta güzel bir toplum bilincinin oluşturulması için okullar, muazzam bir tesir icra eder. İşte bu duygudan hareketle, iş adamları, toplumun her kesimini kucaklayan okullara gönülden destek oldular. Bu destekleme, yapılanlara karşılık rızkın artacağı ve Allah’ın kazanca bereket vereceği şeklindeki derin imanları bir tarafa, Allah’ın o zenginlere verdiği ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:35:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı rüya tabiri,Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı mekke canlı, Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı kabe canlı yayın, Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı Üç boyutlu kuran oku Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı kuran ı kerim, Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı peygamber kıssaları,Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı ilitam ders soruları, Türkiye de sahabe ruhunun ihyâsı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes