๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Temmuz 2010, 15:54:52



Konu Başlığı: Tufan
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Temmuz 2010, 15:54:52
TUFAN

Zamanın elinde küçük bir çocuğum Acılarıma yabancı değil asırlar, hüzünlerimi benden daha iyi bilir Sevinçlerim aynı sevinçlerdir, heyecanlarım tanıdık Hızla akıp gidiveren yıllar ya da bir türlü geçmek bilmeyen, ilerlemeyen dakikalar… O kadar aşina ki zaman o yıllara, o dakikalara, kulakları tıkalı feryad u figanıma
Zulüm, desem güler; ne zulümler görmüştür
Zalim, desem geçer gider; ne firavunlar bilir
Güçlü desem Nemrut der, zengin desem Karun der
Aşk desem, sevda desem… Kimleri kimleri sayar
Ve hâlâ bıkmadan usanmadan, her bıkkınlığımda, her bitmişliğimde aynı yalanı söyler, söyletir Yarınlara dair, yeni bir güne dair umutlar verir, verdirir
Yeni bir günle, yarınla girer kanıma/kanımıza… Yeni bir sayfa, yeni bir şehir, yeni arkadaşlar, yeni bir ev, yeni eşyalar… Unutur da kanarım/kanarız Öğrenmiştik oysa, yeniye dair her umut yalandır Çünkü yeni yalandır ve yarın yokluğuyla malumdur Zamana dair, güne dayalı yeni yalandır Zaman değiştirmiyor ki hiçbir şeyi, sadece her şeye alışıyor, alış tırıyor  Yenilemiyor, eskitiyor Burada değişen bir şey yok Hırslar mı değişti, kavgalar mı, savaşlar mı? Kuvvetliler mi, zayıflar mı? İçimizdeki savaşı barış şarkıları bitirebildi mi? Sevdalar kâh vazgeçilmez oldu, kâh yalan Yarına dair, mekâna dair, insana dair, eşyaya dair/dayalı yeni yalan Başlangıçlar sona dair, her yeni eskiye aitÇünkü her yeni eskiyor Ve bir gün yeniye dair umutlar hep yalan olduğunda, kollarımız iki yana düşmüş halde eskiye, düne kaçıyoruz: “Hey gidi eski aynalar”
Ne eşyayla yenileniyorum, ne git git şehirler tükeniyor Ve ne yarınlar bitiyor, ne dünler Yalan sürüyor sürüyor  Neyse ki bir gün duruyorumBuradayım, bu andayım Ve suyun başındayım İnsan yanlarımla geldim Yeniyi yalan bildim de yenilenmeye geldim Hakikatimi yerin tüm kaskatı gerçekliğinden ötede, ileride bildim, buldum da geldim Aslında hakikatimi bilmeye geldim “Ben acizim” demeye geldim
Su olmasa, kuru toprağa, kuru dallara su yürümese ilkbahar hayal İçimdeki çiçekler kuruduğunda nevbahar muştuları manasız Suyla başlamaya geldim İnsan yanlarımı kuşanmaya geldim Kara, deli dalgalar gelmeden önce suya geldim
Kara dalgaları kulaçlarımla aşamam, babamın merhameti yetişmez ve dağı da alır dalgalar Yerin kuralları katıdır, aşılmazdır Adımlarım yarı yolda tükenir, yanılır, yorulur İnsan kendi kusurlarının cahilidir de af dileyene aman vermez Geçit vermez, dağlardan daha sarptır, kayalardan daha katı Suya değmez, pişmanlığıyla yenilenmez de dışını allar, pullar, kaçar diyardan diyara, zamandan zamana İçindeki zeytin dalını kurutmuştur da barış şarkıları söyler Tufan gelir, dökülür pullar, susar şarkılar Kızıldeniz'deki yol zalime değil ki, mazluma açılmıştır
Neyse ki acziyetimi bildim ki, hakikatimdir
Pişmanım dedim, suya değdim, yenilendim
Affettikçe affa layık oluyoruz, bildim Sen affedesin diye “affedebileyim” duam oldu da geldim Zamana, mekâna, eşyaya, insana dair keşke dediklerimden geçerek geldim Bir tek sana dair, kulluğumla ilgili neye keşke dediysem onlarla geldim; pişmanım…
Ya sen tevbeleri çokça kabul eder olmasaydın!
Rahmeti bol olmasaydın!
Kendi katılığımdan utandım da geldim Boynum bükük geldim, hatalarımla, kusurlarımla Acziyetime sığındım, pişmanlığımla yenilendimKanatlarım oldular, göğün yolları açıldı Yerin tüm yolları kapandığında içimden açıldı yol İlerisi ve gerisi olmayan bir yol An be an değişen bir yol Tevbeyle kazanılıp, kibirle kaybedilen bir yol Kibrim ağırlıktır çünkü, tevbem kanat İçimde yeşerdi nevbaharlar, kış ortalarında Yeni bir gün güneşle değil, belki ikindiden, belki geceden şimdi başladı  Eski aynalar kırıldı, yeni aynalardaki yüzüm güzel Şehirler tükendi de içimde Medine'nin kapıları açıldı sonuna kadar Medine bir uzak şehir değilmi ş Medine şehrim, şehrim Medine Gönlüm yenilendikçe, yollarım hicret yolları oldukça vardığım her yer Medine, burası Medine
Ve zamana değdi acılarım, yarına dair niyetlerle teselliler verildi ki, yapıp-ettiklerimden ileridir
Neyse ki kollarımın zayıflığını, adımlarımın yanılgısını bugün bildim
Neyse ki kara, deli dalgalar gelmeden önce suya vardım, suyu bildim, pişmanlığımı ku şandım
Neyse ki tufandan önce…


ALINTI