๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Haziran 2010, 13:51:05



Konu Başlığı: Taş Kesilen Vicdanlar ve İhlas
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Haziran 2010, 13:51:05
Taş Kesilen Vicdanlar ve İhlas




Tüm İslam alemine baktığımızda bizlere acı bir gerçeği haykırır Birçok şeyin istenildiği gibi olmadığını gözler önüne serer Kendimize “neden” diye sorduğumuzda acı bir tablo çıkar karşımıza!

Şöyle bir etrafıma bakındım Özellikle de İslam’ı temsil ettiğini söyleyen topluluklara, cemiyetlere temsil ettiğimiz statüyeGerçekten içler acısı Mü’min Mü’min’in kardeşiyken yine aynı şekilde mü’min Mü’min’in aynasıyken ve bunun gibi uhuvvet’in gerçekçiliğini belirten beyanlar bize sunulurken, bizlerin sergilediği davranışların, düşüncelerin mahiyeti neydi?

Biz Müslümanlar birbirimizin ayıbını örtmemiz gerekirken ayıplarımızı ortaya serdik; hem de övüne övüne Yaptığımız hataları düzeltmek yerine onları daha çok deşifre ettik Düşmanlarımıza kapıyı araladık Hep birbirimize düştük Hiçbir zaman birlik olmadık Menfaatlerimiz, çıkarlarımız için güçlümüz zayıfı ezdi Birbirimize düşüp, birbirimizi yedik Karşımızdakinin açığını yakalama yarışına girdik Niyetimizin mahiyetini kırıp yok ettik

Şimdiyse durup bakıyorum ve ağlıyorum Niyetlerimiz gideceği kapıyı şaşırınca, amellerin seyri değişti Artık kardeşlerimiz yoktu; güzümüzde sadece kendimiz ve geleceğimiz vardı Öyleydi ki kardeşlerimizin feryatlarını bile duymadık Bırakın duymayı kulak bile asmadıkKendimizi düşünmekten mazlumların düştüğü durumu gözardı ettik Bakın en bariz örneği şu an televizyonları dahi meşgul eden Filistinli kardeşlerimiz ve onlar gibi bir çok mazlum insan Onlar hevesleri doğrultusunda ve kendi çıkarları için değil, Allah dedikleri için katlediliyorlar; engelleniyorlar Onlar şanslı çünkü mükafatlarını alacaklarYa bizler Bu menfaat zinciri bizim ülkemizde hatta içimizde bile var Belki farkındayız ya da değiliz Ama gerçek Öyle ki onlar için hatta kendimiz için bile olmazsa olmaz olan “Dua” etmeyi bile unuttukSonra zorlukları gördük Dört elle duaya sarıldık Dua ettik; bu sefer de duamız kabul olmuyor demeye başladık Neden acaba? Yoksa niyetlerde mi değişiklik var Farkında olmadan mahiyetini mi yokettik

Düşündük Sonuç bir şamar gibi indi yüzümüze, daha derinliklere nefsimize, daha derinliklere kalbimize, beynimize Birden parlayıverdi, uzaklardan daha uzaklardan; sanki bizi uyandırmak, kendimize getirmek için var gücüyle, ihlas, ihlas, ihlas

Evet ihlas; samimi, içten olmak, Allah için yapmak, onu bilmek, ona ibadet etmek, onu sevmek, onun için sevmek, onu düşünmek, her yerde onu aramak, herşeyi onun rızası doğrultusunda yerine getirmek, onun için sıkıntıları göğüsleyip sabretmek Biz samimi olmayı unuttuk Yukarıda saydığımız kavramları samimiyetle düşünmedik, yerine getirmedik Samimiyetimizi niyetlerimize taşımadık, dualarımıza bile Biz Rabbimize sıkıntılarımızda baş vurduk; samimiyetten yoksun bir şekilde Duamıza cevap bulduk Ama bir süre sonra Halıkımızı unuttuk Samimiyetimizi tevekkülümüze, şükrümüze taşımadık Bilemedik samimiyetin “Allah rızası için” düşüncesinden doğduğunu

Allah (cc) için yapmanın güzelliğini anlamak için o altın döneme yani asr-ı saadete baktığımızda bize miras kalan örneklerle karşılaşırızAllah Rasulü’nün niyeti halis, Allah içindi Rasulün çektiği acı bile tatlıydı Çünkü Allah için çekiyordu O dua ettiğinde tüm mahlukat duasına eşlik eder, onunla ağlardı Onlar biliyorlardu ki o samimiydi O ümmetine Allah için, ümmetinin selameti için sabaha kadar ağladı; dua ettiDuası kabul oldu Ashabı da öyleydi Hatırlarsanız İslam’ın açıkça, korkmadan herkese anlatılması emri geldiğinde “Bismillah” diyerek sokağa çıktılar

Evet Allah adıyla onun için, onun rızası için başladılar kendilerine verilen görevi yerine getirmeye Onların niyetleri halisti İhlasları iliklerine kadar işlemişti İtildiler, taşlandılar, rencide edildiler, dövüldüler ama yılmadılar Birbiriyle kenetlendiler sımsıkı Aralarındaki uhuvvet kuvvetini ihlasla pekiştirip güçlendirdiler Çektikleri ızdıraplar, acılar onlar için yıldırıcı değildi; aksine acı çekmeleri onların imanlarını sarsılmaz kılmıştı Allah için mücadele ettiler İşte bizlerin örnek alacağı kimseler; Asr-ı Saadet, ümmetçilik kavramını yeniden kazanmak ve açtığımız kapıyı düşmanlarımıza kapatmak için; İhlasımızı korumalıyız Önce kendi nefsimize sonra sizlere sesleniyorumTevhidimizin simgesi, ruhumuzun nakkaşı, İslam’ın direği tevekkülün kaynağı, uhuvveti kurtaracak, kendimizi ve kardeşimizi sonsuzluğa götürecek, bize Rabbimizi her an hatırlatan ve hayatı bize acısıyla, tatlısıyla, sıkıntısıyla sevdiren “İhlas” kavramını belleğimize kazıyıp, onu hayatımıza geçirip, onu hayatımıza yoldaş edinmeliyiz

Allah’ın bize verdiği görevi hakkıyla yerine getirelim Hem dünya, hem ahiretimizi saadet güneşiyle aydınlatıp, cennetten bir bahçeye dönüştürelim Herhalde en güzeli de Allah rızasını kazanmak için bir şeyler yapmak ve onun hazzını duymak olmalı

İnşaallah ona layık kul, Resullullaha layık ümmet oluruz Gayret bizden, takdir Allah’tan



Vesile Gülcan Albayrak