๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Aralık 2010, 16:09:19



Konu Başlığı: Süslü dünya
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Aralık 2010, 16:09:19
Süslü Dünya


Büyük sınav zemini olan dünya, süslerle kaplıdır. Her varlığa fena ve yok olmayı yazan Yaratıcı, yeryüzündeki her şeyi bizlere “sınav” ve deneme potası olarak hazırlamıştır. Adeta mayınlı tarla görünümünü verip süslerle kaplamıştır. Çevremizdeki her mahlûkat, insan ve cine mah¬sus har (ateş) edilmiştir.
İnsan bünyesine yerleştirilen “Nefis” -Şehvani güç diyebiliriz- kör ve akıbeti görmeyen aceleci davranmak isteyen bir varlıktır. Balın güzel rengine katılan zehiri fark edemez. Oysa insanı Yaratan Bari ( her şeyi değişik şekilde yaratan) insanın zaaflarını bilmektedir, Bu yüzden tehlike¬li unsurları en tehlikeliden başlayarak sıralamış ve açıklamıştır. Bu beyan ebedidir. İnsanoğlu dünyada kaldığı müddetçe, bu tehlikeli unsurlar önemini kaybetmeyecektir. Ayet ilginç bir izafey¬le başlar. Kadınları, evlatları, altın ve gümüşleri...ve diğerlerini bunlara karşı; “Şehvetli” sevgiyi ve bağımlılığı siz insanlara “sevdirildi”
Peki, kim sevdirdi? Hakikatte yegâne fail Cenabı-ı Allah tır, ama sebepler mutlaka onun iradesine hizmet edecektir. Peki, nasıl ve kim hizmet verecek, bu fani âlemi tozpembe gösterme uğurunda?
“Her kim, Rahman olan Allah’ın zikrinden yüz çevirirse, biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur”.
Evet, cevap burada! Yani nefse musallat olan şeytan, dünyayı süsleyip, aldatır. Rahmanın zikrinden -İbadetinden- uzak olan kişi “Nefsi” şeytan tarafından esir alınıp şu fani dünyayı baki ve şirin gösterir.
Kehf suresindeki 7.ve 8.Ayette:
Mealen: Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların hangi¬sinin daha güzel amel edeceğini deneyelim. Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız. Süslü ve aldatıcı dünyadaki her şeyin akıbetini görün, yanacak ve kül olacak nazarıyla bakın, o sizi terk etmeden siz onu terk edin.
Demek çevremizdeki her şey muşamba ve dekor, günümüzün diliyle “Tiyatro sahnesi” her nesne fani ve yok olacaktır. İnsan aynı insan; zaafları yine ayni zaaflar... Değişen hiç bir şey yok.
Nefse hoş gelen şehvetli sevginin başında kadınlar geliyor. Ve hep kadınlar olacaktır da zira, şeytan hilesini ve tuzağını kadın ile yapabili¬yor. Kefenin diğer tarafında ise Cenabı Hakkın merhameti ve cenneti vardır.
Peki, Rabbimiz Celle Celaluhu, gerçek hayatı ve akıbeti “Alternatif”’ nasıl bizlere takdim ediyor? Ey Habibim, onlara deki: Lezzeti daimi olmayan geçici fani dünyadan daha hayırlı bir şeyden haber vereyim mi?
Üslupta teşvik, özendirme ve imrendirme vardır. Tam hızıyla ve hırsıyla şehvetini tatmin eden ve peşinde koşan bir kişiye ve topluma “ Dur! Beni bir dinle ve karar ver’’ dercesine dir üslup. Tüm bunlardan daha hayırlı ve kesinti¬siz olan nedir? Takva: Elini, dilini ve belini tüm yasak ve süslü şeylerden çekinenlere ve takvalı olanlara şu sayılan nimetler vardır:
1. Atından ırmakların akacağı cennet.
2. Ebedi kalma, ölümsüz ve kesintisiz hayat.
3. Tertemiz pak bakire eşler.
4. En önemlisi de ‘‘Hakkın Rızası’’

Ev sahibinin ve tüm bu nimeti veren zatı zül Celal’in rızası... Basiretli insan aklını başına devşirerek durum muhasebesinde bulunacaktır. Geçici bir gün mutlaka fani olacak nimetler mi? Yoksa Allah’ın rızasını elde ederek ölümsüz sefa sürmek mi? Bunu idrak etmek, Cenabı Allah’ı çokça zikirden ve ibadetten geçer. Ta ki takva mertebesinde haktan korkan bir kul olup, akıbeti görsün, tercihini doğru yapsın. Yeryüzündeki tüm bu süsleri vesile yaparak, Hakkın rızası yolunda, onlardan helalce istifade etme yolunda adım atmalıdır. Onlara gaye olarak bakmamalıdır.


Saidnur UNUTKAN