> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kutsalın çağrısı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kutsalın çağrısı  (Okunma Sayısı 751 defa)
16 Kasım 2010, 16:28:17
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 16 Kasım 2010, 16:28:17 »



KUTSALIN ÇAĞRISI



İnsan kendisini kah sıkıntıların ininde kah, mutluluğun bahçesinde hisseder dünyada. Ama ilahi olana inanmayan, ilahi olana kulak tıkayan kalakalır sıkıntıların ininde. Bahçesini, sarayını kaybetme endişesi, ölümle yok olma korkusu diken olup batar her kez ruhuna. Görüşü eğri olana kekliğin süsü kan görünür.Ancak sonsuzluk armağanına inandığında, gülümsemeye başlar dünya. Îlahi çağrıyla yumuşar sıkıntılar ve dünya. İnsan gerçeği de hayatın gerçeği de bunda düğümlü.
İnsan gerçeği her zamanın gerçeğidir, her zamanda geçerlidir İlahi mesaj. İnsanı bütünüyle sarmalayıp sağıtıp, sevgi kanatlarıyla yücelterek huzurla buluşturur kutlu mesaj. Kutlu mesajı yitirdi mi mutluluğu yitirir insan. İncinmişse merhametli koruyucudur, kimsesize şefkatli sığınaktır, bunalmışa coşku veren duadır, kaba ihtirasa set çeken yasadır, mutsuza ümit veren çağrıdır, zalime çelik elli engeldir, sömürgene aşılmaz settir ve sonsuz hayatın kılavuzudur kutsalın çağrısı. Esirgeyen, bağışlayan Rabbin bizimle konuşmasıdır; çağlara
konuşmasıdır, çağlara çağrısıdır. Sonsuzluk muştusudur, kurtuluş muştusudur insana kutlu mesaj. Elbet de kutlu mesajdan yüz çevirmeler de olmuştur insanlık tarihi boyunca. Kimileri kendi gerçeğinden yüz çevirmiştir, kimileri kendi çağrısını gerçek sanıp yüz çevirmiştir.
Muharref dinlerle karşılaşan pozitivist sosyologların, dini olumsuz görmeleri ve bazı kesimleri etkilemeleri sonucu gelişen akımlar, insanı her türlü kutsaldan soyutlamayı tasarladı zaman zaman. Seküler felsefi akımlar; bireyleri, toplumları ve kurumları dinin çağrısından kendi kuşatmasına almak istedi. Dinsiz bireylerde huzursuzluk ve davranış bozukluğu, dinsiz toplumlarda çözülme görünce çıkmaza girdi, telaşlandı. Bu kez kimileri: (O.Comte)insanlık dini kurma, kimileri; (Nıetzsche) insanı tanrılaştırma, çelişkisine düştü.
Doğasında var olan inançtan, insanı soyutlama çabası büyük yanılgı olur. İnsanı inançtan soyutlama yanılgısı, insanı doğasından uzaklaştırma çabasıdır, tanımamaktır insanı. Yalnızca ekmekle yetinmez insan; bedeni ekmekle besler, ruhu inançlar besler. Maneviyatsız yaşamayı yeğleme, tek ayakla yürümeyi yeğleme gibi abes olur. Yürüyen beden durumuna düşer yozlaşıp inançsızlaşan her insan. İnsanı dejenere edip inançtan uzaklaştırırsanız, geriye "yanaklı hayvan" kalır o zaman.
Kutsaldan soyutlama zorlamaları, bireysel ve toplumsal illetleri beraberinde getiriyordu her dönemde. Kutsaldan şüphelendirip kapıları kapamak isteyenler, hem kendilerine hem başkalarına huzurun kapılarını kaparlar. Şüphe, gerçeği görememe, doğanızda var olanı öldürüp o ölüyle birlikte dolaşıp durma. Ne korkunç hayat öldürdüklerinizle düşüp kalkma.
Profan hayatın yozlaştırdığı kitleler; ölçüsüz, sınırsız, kuralsız, sorumsuz bencilliğe sürüklendi. çıkardan ve korkudan gayri hiç bir değer yargısı tanımaz durumuna düştü, kayıtsızlık girdabına yuvarlandı.
Kendi dünya görüşüyle algılar ve algıladığı gibi davranır insan. İnançsız; kederli, karamsar, anlamsız ve sarp görür hayatı. İlişkiler sığlaşır, vicdan katılaşır, duygular körelir, kalp şefkatsizdir. Böyleleşmiş bireyler ve toplumlarda doğal çevre de beşeri çevre de artık maddi alış veriş için de olduğumuz mekanik bir çark oluverir. Faydalanma ve sömürmeye göre dizayn edilmiştir hayat. İnsanda ki yüce yan göz ardı edilip yalnızca biyolojik bir varlık sanmanın sonucudur bunlar.
Yüce değerlerden kopup da değersiz görme psikolojisi zihinlere egemen olduğunda, bilinci azmazlık sarmaya başladığında artık perişandır insan.
Kutsallığı yitiren ümidini yitirmiştir, ümidini yitiren yaşamanın anlamını yitirmiştir. Onsuz hayatın, rahatın kucağında yaşayanları bile rahatsız ettiği görülmüyor mu? Yeme içme bolluğu, bir hayvanın tüm ihtiyaçlarını karşılar ama insanların asla. Çünkü, var oluşunun anlamını ve cevabını arar insan. Kendilerini, yıldız sananlar, güneşle battıklarını unutarak, cevaplarıyla aydınlatmaya  yelteniyorlar arayan insanı. Güneşi de güneşleri de yaratanın elçilerinin cevaplarını görmezden geliyorlar. Vehimleri kendilerini, kendileri ötekileri peçeliyor böylece.         
Kutsal öğretiden uzak insanlık hep yangın geçirdi. Güzelim bir bahçeyi dikenlerin sarması gibi inançsızlığın sıkıntıları sardı. Seküler felsefenin yaygın olduğu dönemlerde ve ülkelerde aile hayatı yarı yarıya sona erdi, çocuklar bolluk içinde mutsuz kaldı. Uyuşturuculuğun, fuhuşun, homoseksüelliğin intiharların grafiği yükseldi.
Hayatı tüm boyutlarıyla kapsayıp düzenleyen, bezeyen, aydınlatan peygamberlerin sunduklarıyla ancak durulup arınır insan. İnsana yüklenmiş arzu yükünden kötüyü güdükleştirir, iyiyi gürleştirir onların öğretileri. Hırs ve doyumsuzluk fırtınasının kırıp döktüğü, ezip daralttığı insanı; her zamanda ve her mekanda, onların çağrısı kaldırır ayağa.
Bunalımın kucağında hastalanan insanoğlu arayışa geçtiğinde yine filozofi çıkabilir karşısına. Ve ümitsiz çıkışların yeni türevleri olabilir bunlar. Belirsizlikler, karamsarlıklar, yıkımlar, bocalamalar sürüp gider böylece. Peygamberlerin muştuladığı gerçeklerden yine uzak, yine fıtrata aykırılık, yine bireylerin nesneleşmesi, yine kaos; Kuran mucizesi bir kere daha uyarır insanı: “Çağa andolsun insanlar hüsrandadır, ancak iman edenler müstesna..” tesbitiyle aydınlatır bizi. Hayat gerçeğini,İlahi ışığın aydınlattığı akılla görebiliriz ancak.
İnsanı hep çıkmaza sürüklemiştir beşeri ideolojiler. İnsanların önünü perdeleyip ilahi olanı görmelerine engel olmuşlardır, “Onlara yeryüzünde fesat çıkartmayın denildiğinde biz ıslah ediciyiz derler.” İddia sahiplerinin tavrını bu ayetle sergiliyor Kuran.                       
Ateist filozofların ve egemenlerin iddiaları her dönemde aynı değil mi? İlahi olanı reddetme, sonra kendi ilkelerini onun yerine geçirmeye kalkma. Oysa ne kendilerini, ne başkalarını esenliğe erdirebildi ilkeleri..
Filozofların, demogokların sanrılar karmaşasına değil, yüce Yaratanın mesajına, uyulduğunda yücelir insan. İlahi yolda yürümeyenin, hayvani güdülerine yürüme ihtimali daha büyüktür. İçe dolan yalnızca buysa, boşaltılacak olanda yalnızca budur çevreye. Ne tuhaf, ne acı, kurtlarda kuşlarda da var olana bağlı kalmak yalnızca, Ve ne tuhaf, ne acı yeryüzü toprağıyla yetinmek yalnızca. İlahi yol kimilerine belki zor gelebilir ama, ancak yürümekle varılır mükemmelliğe.
Nefret eden, öfkelenen, öldüren, duygulanan, inişli çıkışlı isteklerle dolu hangi kulun ilkeleri şaşmaz olur, değişmez olur Allah’ınkinden. Kendi isteklerini, değişmez ilke diye ötekilere boyunduruk yapma hakkını nereden alıyor bunlar. Algılar gibi ilkelerde özneldir oysa. Alışkanlıklar, mizaçlar, istekler, huylar yansır algılara ve ilkelere. Sende bir türlü, bende bir türlü. Sen öylesin, ben böyleyim. Sendeki öyleye zorlayamazsın beni.
Nice zekalar, nice süslü sözler söyledi insanoğluna. Kimileri sevgiyi ululadı, kimileri acıyla çileyi. Kimileri sabrı, kimileri varsıllığı, kimileri yoksulluğu, kimileri yalnızca ruhsallığı ululadı. İlahi olandan gayri hiç biri tam tartamadı insanı. Kendini tanıyamayan başkalarını tanıyabilir mi? Ama her filozof kendini ifade etti gerçek diye; oysa gerçek birdir, o da bir olanın bildirdikleridir. Ruhun ve kalbin biteviye aradığıdır. O öğretilerle buluşup dengelenmeyen ruh hasret çeker, acı çeker.
İnsan ruhu huzur ve sükun arar hep. Yöneliş ona doğrudur ama, girilen yol erdirir mi erdirmez mi oraya? Üzerinde adım attığımız yol, eğer Tanrısal yol değilse nafile.

 

Hüseyin KARATAY
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kutsalın çağrısı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 21:43:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kutsalın çağrısı rüya tabiri,Kutsalın çağrısı mekke canlı, Kutsalın çağrısı kabe canlı yayın, Kutsalın çağrısı Üç boyutlu kuran oku Kutsalın çağrısı kuran ı kerim, Kutsalın çağrısı peygamber kıssaları,Kutsalın çağrısı ilitam ders soruları, Kutsalın çağrısıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes