๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 23 Eylül 2010, 19:00:31



Konu Başlığı: Şu ezanlar ki
Gönderen: Sefil üzerinde 23 Eylül 2010, 19:00:31
Şu ezanlar ki...

Hangi sözü, şiiri, ezgiyi dinlemişizdir ezandan daha fazla; hem de her gün ve çok şükür hayatımız boyunca? “Mektûbât Tercemesi” isimli muazzam kitaba toplanmış mektuplarından, 303’üncü mektubunda şöyle anlatıyor

İmam-ı Rabbanî hazretleri:

“Evvelâ Allahü teâlâya hamd ederim! Sevgili Peygamberine salevât eder, iyilikler dilerim! Biliniz ki, ezanın kelimeleri yedidir:

ALLAHÜ EKBER: Allahü teâlâ, büyüktür. Ona birşey lâzım değildir. Kullarının ibâdetlerine de muhtaç olmaktan büyüktür. İbâdetlerin, Ona hiç bir faydası yoktur. Bu mühim manâyı, zihinlerde iyi yerleştirmek için, bu kelime, dört kerre söylenir.

EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLALLAH
: Kibriyâsı, büyüklüğü ile ve kimsenin ibâdetine muhtaç olmadığı hâlde, ibâdet olunmaya Ondan başka kimsenin hakkı olmadığına şehâdet eder, elbette inanırım. Hiçbirşey Ona benzemez.

EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESÛLULLAH: Muhammedin, Onun gönderdiği Peygamberi olduğuna, Onun istediği ibâdetlerin yolunu bildirici olduğuna ve Allahü teâlâya, ancak Onun bildirdiği, gösterdiği ibâdetlerin, yaraşır olduğuna şehâdet eder, inanırım.

HAYYE ALESSALÂH, HAYYE ALELFELÂH:
Müminleri, felâha, saadete, kurtuluşa sebeb olan, namaza çağıran iki kelimedir.

ALLAHÜ EKBER:
Ona lâyık bir ibâdeti kimse yapamaz. Herhangi bir kimsenin ibâdetinin Ona lâyık, yakışır olmasından,
çok büyüktür, çok uzaktır.

LÂ İLÂHE İLLALLAH: İbâdete, karşısında alçalmaya müstehak olan, hakkı olan ancak Odur. Ona lâyık bir ibâdeti kimse yapamamakla berâber, Ondan başka kimsenin ibâdet olunmaya hakkı yoktur.
Namazın şerefinin büyüklüğünü, onu herkese haber vermek için seçilmiş olan, bu kelimelerin büyüklüğünden anlamalıdır. Fârisî mısra’ tercemesi: Senenin bereketi, behârından belli olur.

Yâ Rabbî! Peygamberlerin efendisi, en üstünü hürmetine ve şerefine bizleri, istediğin gibi namaz kılanlardan ve azâbından kurtulanlardan eyle! Âmîn.”