> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Son akşam yemeği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Son akşam yemeği  (Okunma Sayısı 965 defa)
19 Haziran 2010, 11:48:19
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Haziran 2010, 11:48:19 »



Son Akşam Yemeği


Hepsi on iki kişiydi

Bu onlarla son akşamıydı

Son akşam yemeği…

Rönesans ressamlarının bolca resmettiği akşam yemeği

Gülmeyenler bahçesinde gülleriyle birlikteydi

Ecel, kapının dışında sabırsız bir at gibi kişneyip duruyordu

Artık Allah'ı anlatamayacaktı

Anlaşılamamıştı…

Havarilerinin yüzüne bakıp bakıp ağlıyordu

Devrin kralları onu da saltanat peşinde sanmışlardı

Ağlaması ondandı

Havarileri bu ateşten yolu yalnız yürüyeceklerdi

Dar geçitlerden geçecekler, mağaraları mekân edineceklerdi

Yüzlerine bakmaya kıyamıyordu Ertesi gün onları göremeyecekti

“Kim Allah yolunda benim yardımcılarım” dedi Havariler hep bir ağızdan;

“Biziz Allah yolunda yardımcıların” dediler

Yerinden yavaşça kalktı…

Onların tek tek ayaklarını yıkadı

***

Hz İsa (as)

Babasız oğul…

Takvimlerin kendisiyle başladığı oğul

Yalnız çocuk…

Yetim çocuk…

Yeni bir yıla girerken takvimlerin yapraklarını kana bulayanları, çaresiz insanların kolunu kanadını koparanları, göklere yükselen feryatları, kucağında çocukları başlarına yağan bombalardan kaçan anaları görünce Hz Meryem Ana'mızın kundağındaki “babasız oğlu”yla kalabalığın arasından yürüyüşü düşüyor hayalime

Mabede adanmış kadın, mabede doğru yürüyordu

İffetine…

İbadetine…

Evladına düşkün kadın…

Kalabalığın arasında yürüyor,

Mescid-i Aksa'ya doğru yürüyordu

Kucağında o babasız çocuk…

Kundağında o yetim çocuk…

Belki de evladının doğumuna sevinemeyen dünyadaki tek ana

“N'olaydım, keşke bu iş başıma gelmeden önce öleydim, adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım” diyen ana

Bir ana için bu sözü söylemek ne kadar zordur …

Afif bir kadın için bütün zamanların en zor imtihanındadır bu

Yeryüzü kızlarının ve kadınlarının sabır muallimidir o

O dar yolların, dar kapıların kadınıdır

Yürüyordu…

Kederden bir abide gibi yürüyordu

Suskun…

Sırları saklayan kuyular kadar suskun…

Utangaç…

Derin kuyular kadar utangaç…

Alnı ak, başı dik…

Sükûnuna boğulmuş heybetli dağlar gibi mahzun

Rabbinin “Neden mahzunsun?” diye sorduğu kadın…

“Bu çocuğu nereden peydahladın” diyenlere aldırmadan yürüyor,

Yumruklar inip kalkıyor, atılan taşlar kanla yere düşüyor ama o durmadan yürüyordu

Atılan laflara, fırlatılan taşlara aldırmadan yürüyor Bir melek sıyanetiyle yavrusunun üzerine abanarak yürüyordu

Kutsal Kudüs topraklarında dünden bu güne ne değişti diye düşünüyorum

Yine insanlar kan kusuyor

Yine çocukları kucağında analar korkuyla kaçıyor

Çocuklar kâbusla uyanıyor en tatlı uykularından

Korku dalga dalga kabarıyor, Filistin topraklarını yutuyor

Takvimlerin yaprakları bitiyor ama korkular, acılar hiç bitmiyor

Silahların gölgesinde açan çiçekler hiç bahar görmüyor

Korkuyla eziliyor acı çiçekleri

Bir dilim ekmeğe, bir damla suya, bir kutu ilaca muhtaç insanlar

Mevsimler hep kış mıdır bu diyarlarda? Kışta açan çiçekler gibi hep kar, hep korku mu yağar bu dallara?

Uçaklar bomba yağdırırken, kolu kanadı kopmuş çaresiz insanlar kan gölünde çırpınırken, beton blokların altında can verirken, vahşet, ekranlardan dalga dalga kabarıp üstümüze gelirken, hep o ayet geliyor aklıma;

“Bilmiyorsun onlar senden sonra neler yaptılar”

Bir gece, Güllerin Efendisi (as) sabahlara kadar diline dolar durur bu ayeti…

“Allah'ım! Azab edersen onlar senin kulların, eğer affedersen sen Azizsin, Hakimsin…”

Kim bilir kaç şafak kızıllığını onun gül kırmızı gözlerinden almıştır

Sonra da sabah olunca sahabelerine;

“Ben Kevser Havuzu'nun başını tutarım İnsanlar dalga dalga kendilerini suya atarlar

Susuzluk ciğerlerini yakmıştır

Ben de onlara kendi ellerimle nurdan kaselerle su veririm fakat bazı kimseleri melekler uzaklaştırırlar;

develerin sudan sürüldükleri gibi

Ben çok dilgir olurum, çok üzülürüm;

'Ya Rabbi onlar benim arkadaşlarım onlar benim ümmetim' derim

Cenabı Hak;

'Sen bilmiyorsun senden sonra onlar neler yaptılar…'

Bu ilahi kelamın muhtevasında neler vardır bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey varsa, takvimlerin yaprağı yeni bir yılı gösterirken kutsal kadim topraklarda masum ve mazlum insanların başına yağan tonlarca bombalar mutlaka vardır

İnsanlığın üzerine zulümle gelenler…

Topluca fırınlarda yakılmak dahil her türlü işkence ve acıyı iliklerine kadar yaşadığı halde, insanlığın bağrına acı tohumları ekenler,

Göklere yükselen feryatlardan haz alanlar…

Kadim topraklarda dökülen kanlar mutlaka vardır o “sen bilmezsin” ikazında

Peygamberlerin kutsal topraklara ektikleri sevgi tohumlarını yok ettiler Sevgiye hasret yürekleri parçaladılar

Çocukların geleceğini, gençlerin hayallerini çaldılar

“Bilmiyorsun senden sonra neler yaptılar”

Güllerin Efendisi (as); Ashabına mahşerdeki bu tabloyu anlattıktan sonra;

“Ben de Salih kul Hz İsa gibi derim

Cenabı Hak Hz İsa'ya buyurur ki;

'Ya İsa! Sen mi dedin insanlara;

“Beni ve anamı ilah edinin” diye'

'Ya Rabbi sen de biliyorsun ki ben böyle bir şey demedim…'

Sonrada;

'Ya Rabbi! Eğer sen onlara azap edersen onlar senin kullarındır

Eğer affedersen sen Azizsin, Hakimsin, affedicisin…' der

Geceler boyunca Güllerin Efendisi(as)nin diline dolanır bu sözler Sabahlara kadar tekrar eder durur bu ayeti

Kaynak aynıdır

Vahiy ırmağı aynı kaynaktan çağlamaktadır

Çarmıhların peygamberi mahşerde bile kavmi için ağlıyordu

“ Azap edersen onlar senin kulların” diyerek, Allah'ın merhametine dokunuyordu

Kavmi ise onun için çarmıhlar hazırlıyordu

Yaşadığı evin etrafından çekiç ve keser sesleri duyuluyordu

En iyi çarmıh için yarışlar yapılıyordu Ecel bir at gibi evinin kapısında kişneyip duruyordu

O kendine hazırlanan çarmıhların arasında Allah'ın dinini anlatmaya çalışıyordu

Gözlerinin önünde Peygamber olan iki akrabası Hz Zekeriya ve Oğlu Hz Yahya hunharca öldürülmüşlerdi

Hem de haksız yere…

Sıranın kendisine geldiğini çok iyi biliyordu

Onu koruyacak bir babası da yoktu

O, doğuştan yetimdi

Babası hiç olmamıştı

Zalimler, zulümleriyle dalga dalga geliyordu

Hz İsa (as), bir sonraki gün öldürüleceğini anladığında, inanlarını topladı

Hepsi on iki kişiydi Havarilerinin yüzüne bakıp bakıp ağlıyordu

Devrin kralları onu da saltanat peşinde sanmışlardı

Ağlaması ondandı

Havarileri bu ateşten yolu yalnız yürüyeceklerdi

Dar geçitlerden geçecekler, mağaraları mekân edineceklerdi

Yüzlerine bakmaya kıyamıyordu Ertesi gün onları göremeyecekti

“Kim Allah yolunda benim yardımcılarım” dedi Havariler hep bir ağızdan;

“Biziz Allah yolunda yardımcıların” dediler

Yerinden yavaşça kalktı…

Onların tek tek ayaklarını yıkadı

Bu onlarla son akşamıydı

Son akşam yemeği…

Son…


Yeni yılda acıların son bulması dileği ile…




Harun Tokak
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Son akşam yemeği
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:44:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Son akşam yemeği rüya tabiri,Son akşam yemeği mekke canlı, Son akşam yemeği kabe canlı yayın, Son akşam yemeği Üç boyutlu kuran oku Son akşam yemeği kuran ı kerim, Son akşam yemeği peygamber kıssaları,Son akşam yemeği ilitam ders soruları, Son akşam yemeğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes