> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Sol yanımızdaki gizli dünyamız
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sol yanımızdaki gizli dünyamız  (Okunma Sayısı 734 defa)
02 Eylül 2010, 02:47:49
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 02 Eylül 2010, 02:47:49 »



Sol yanımızdaki gizli dünyamız

 Hani bir yanımız var... Sol yanımız... Kimimiz farkında, kimimiz değil... Bazen oturup düşünmek gerekiyor. Bu yanımız ne halde?

Kalp dediğimiz şey sadece dolaşımı sağlamaktan ibaret mi? Hayır, o kadar basit değil onun görevi. Tüm yükümüzü taşıyor. Hem yiyip içtiklerimizle hem her türlü duygularımızla ona yükleniyoruz. Bazen de öyle oluyor ki onu ihmal ediyoruz, varlığını unutuyoruz, kalbimiz bizimle arasına duvarlar örüyor. Biz öylelerine; ‘kalbi katılaşmış’ diyoruz. Halbuki o kalp belki ihmalin sonucu darılıyor, kırılıyor. Ve sonuçta böyle bir tablo ortaya çıkıyor. Yani ne kadar katı kalpli görünen kişiler olsa da, onların içinde de bir kalp var. Sadece onlar bunu farkında değil, kalplerin sadece vücutlarına kan pompalayan bir et parçası olarak görüyorlar. Oysa ki bir içini görebilseler, içini bir görebilseler… Onda o kadar derin mânâlar var ki…

Sevincimizde, üzüntümüzde, sevmemizde, kırılmamızda, hayır işlerken, günaha girerken, heyecanlandığımızda, şaşırdığımızda kalbimiz farklı atar. Mantığımızdan, aklımızdan öylesine farklı-bağımsız çalışır ki, istediğimiz zaman beynimizi kullanarak onun atışlarını değiştiremeyiz.

Yaşadığımız herşey onda bir iz bırakır. İyi veya kötü herşey. Ve bu izler insanın kişiliğine yansır. Kimse kimsenin kalbini bilemez. Ancak kalbine bakmasını bilenler, bakıp da görebilenler kendini bilir.

Dertler, kederler yüreği yaralar. Sol yanında bir acı hissedersin. Derdini ne kadar çok düşünürsen, yaranı o kadar çok deşersin. Eğer o dertten kurtulmak için bir çıkış yolu aramıyorsan, bir çaba sarfetmiyorsan, yaranın iyileşmesi pek mümkün değildir. Sürekli o sol yanındaki acıyı en taze haliyle ve her geçen gün daha da artarak hissedersin. Bunun sonunda ya hep hüzünlü bir insan olursun, ya da kalbinin etrafına duvarlar örüp onu ulaşılması zor bir yer haline getirirsin.

O nedenledirki ara sıra kalbi yoklamak gerek. Ona iyi mi davranmışız, bizden memnun mu? Yoksa bize küsmüş mü, onda açtığımız yaraları daha derinleştirmememiz için bizimle arasına duvarlar mı örmüş?

Bir kalp ne ister? Sevgi ister, sevilmek ister, ama sevildiğinden hiçbir zaman emin olamaz o nedenle sevmek ister. Canlı-cansız tüm varlıkları sevmek ister. Sevilen herşey kalpte derin mânâlar bulur.

Beynin konuştuğu, anladığı, okuduğu diller çeşit çeşittir. Ama kalbin dili tektir..! Dünyanın neresinde olursanız olun, hangi ırktan olursanız olun, duyguların kalpte bulduğu mânâlar aynıdır.
Peki kalbin ulaşabileceği en yüce sevgi nedir? Yaradan’a olan sevgi…
Aşk güzel birşeyse, aşkların en yücesi de ‘Allah aşkı’dır.
Kalbi, bu güzel duygunun en yücesi ile doldurmak ona yapılabilecek en güzel iyiliktir.

Leyla Leyla derken Mevla’yı bulmak, Mevla’nın aşkıyla yanmak, tutuşmak, kül olmak, güle dönmek...!

Bu öyle kolay birşey değildir. Gayret gerek. Mevla’yı bilmek gerek. Gün be gün O’na aşık olmak gerek. Peki bunun için ne yapmak gerek? Mevla’nın kelâmıyla Mevla’yı tanımak gerek.

Kur’an-ı Kerîm öyle güzel bir kelamdır ki, dünyada bir benzeri daha yoktur. Her haliyle kişiye arkadaş olur, yoldaş olur, sırdaş olur, rehber olur.

Tamam, beynin anlayacağı dilde mânâsını da okumak gerekir. Ama O’nu indiği haliyle okumak, kalpte bambaşka mânâlar bulur. Kalbi içinde kainâtın tüm sırlarını içeren bir kasa gibi düşünecek olursak, Kur’an-ı Kerîm’i de o kasanın kapısını açan şifre gibidir. Kalpte tüm şifreler çözülür, herşey yerli yerine oturur, yaraları temizler, nurlu bir huzur ile doldurur, kalbi gül bahçesine çevirir. Hatta, ne kadar güzel okursak, kalbe o denli iyi gelir. O nedenledir ki, Kur’an-ı Kerîm’i okurken sesi güzelleştirmek gerekir. Kur’an’ın âhengiyle (varsa) duvarları erir, yaraları kapanır. Herşey kalpte mânâ bulur, kalp de Kur’an’da kendini bulur.

Ey kalp; sen öyle değerli bir yersin ki, senin değerini bilmeyen kendi değerini bilemez.
Sen öyle güzel bir dünyasın ki, senin içini göremeyen kendi dünyasını göremez.
Sen içinde öyle sırlar saklayan bir cevhersin ki, Kur’an okumayan sırlarına ulaşamaz.
Sen öyle nârin bir yapıya sahipsin ki, seni kıran bir daha eski haline ulaşamaz.

İnsan, kalbini farkında olduğu kadar insandır, ona verdiği değer kadar değerlidir.

Sol yanınızdaki gizli dünyanızı ihmâl etmeyiniz..!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sol yanımızdaki gizli dünyamız
« Posted on: 26 Nisan 2024, 14:51:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sol yanımızdaki gizli dünyamız rüya tabiri,Sol yanımızdaki gizli dünyamız mekke canlı, Sol yanımızdaki gizli dünyamız kabe canlı yayın, Sol yanımızdaki gizli dünyamız Üç boyutlu kuran oku Sol yanımızdaki gizli dünyamız kuran ı kerim, Sol yanımızdaki gizli dünyamız peygamber kıssaları,Sol yanımızdaki gizli dünyamız ilitam ders soruları, Sol yanımızdaki gizli dünyamızönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes