๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 08 Haziran 2010, 15:39:55



Konu Başlığı: Sohbeti canân ın biricik sultanı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Haziran 2010, 15:39:55
Sohbet-i Canân'ın Biricik Sultanı



Cenab-ı Allah'ı anlatmak, O'ndan bahsetmek gerçekten çok önemli olmanın yanında bir hayli de zor bir meseledir Ayrıca ciddi bir marifet ufku isteyen bir konudur Dolayısıyla da, bu satırların sahibinin boyunu aşan bir konu olduğunda şüphe yok Beni Rabbim hakkında gücüm yettiği kadar bir şeyler yazmaya sevkeden şu cümleler oldu: “Cenab-ı Allah hakkında mutlaka bir yazınız olsun; ahirette lehinize şahitlik yapar” Taklidî bir imanla O'nu anlatmak ne kadar mümkün olur bilemeyeceğim ama “Kırık Testi” misali bir şeyler ifade etmeye çalışacağımÜstad Bediüzzaman'ın “Rabbimizi bize anlatan üç küllî büyük muarrif var: Kuran, Kainat Kitabı ve Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)” sözünden hareketle ben de Kur'an-ı Kerim'i esas alarak dilim döndüğünce, kalemim yettiğince Rabbimiz'den söz etmek istiyorum

Kuran-ı Kerim'de Cenab-ı Hak kendisini anlatırken bir kaç farklı usûl kullanmaktadır İlki Zatına ait isim, sıfat veya isim-sıfatlarla kendisini bize tanıtmasıdır Mesela, Ayetü'l-Kürsî buna çok güzel bir örnektir Bu ayet ve buna benzer diğer ayetlerde ilk nazara verilen şey Cenab-ı Allah'ın kendisinden başka ilah olmadığı hakikatıdır Yukarıda işaret edilen ayette şöyle buyuruluyor: “Allah, O Allah'tır ki kendisinden başka ilah yoktur, O Hayy ve Kayyum'dur O'nu ne uyku ne de uyuklama tutar” Bu ayete benzer başka bir ayetler manzumesi Haşir suresinin son ayetleridir ki bunlar hakkında sabah ve akşam namazından sonra okunmalarının faziletine dair sahih rivayetler vardır Rivayet şöyledir: “Kim bu haşir suresinin son üç ayetini okursa Cenab-ı Allah o kimse için yetmiş bin melek görevlendirir; sabah okursa akşama kadar, akşam okursa sabaha kadar o kimse için istiğfar da bulunurlar” Bu ayetler o kadar enfes, o kadar huzur verici bir özelliğe sahiptir ki anlatmak mümkün değildir Biraz önce de ifade edildiği gibi burada da tevhid nazara verilmektedir “Allah o Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur O Rahman ve Rahim'dir” Bu tür anlatıma daha bir çok misal verilebilir fakat biz bunlarla iktifa etmek istiyoruz

Rabbimizin Zatını Kur'an'da bize anlatırken kullandığı ikinci yol, kaînatta carî değişik şeyleri Kendi varlığının, birliğinin, kudret ve azametinin, rahmet ve inayetinin delili olarak zikretmesidir Örneğin, Rum suresindeki, her defasında “O'nun ayetlerindendir” ifadesiyle başlayıp peşpeşe sıralanan ayetler bu gruba çok iyi bir misal teşkil etmektedir; şöyle ki: “Onun ayetlerindendir ki sizi topraktan yarattı, sonra sizler yeryüzünde arz-ı endam ediyorsunuz Ve yine O'nun ayetlerindendir, size kendileriyle huzur bulacağınız eşler yaratmıştır Sizin aranızada sevgi ve rahmet koymuştur Şüphesiz bunda tefekkür edenler için deliller vardır” Burada dikkati çeken bir husus da her bir ayetin sonunda fezleke olarak getirilen ifadelerin de çok hayret-i mucib olmasıdır Bu ifadeler hep “bunda tefekkür edenler için”, “alimler için”, “dinleyen bir topluluk için”, “aklını kullanan bir kavim için deliller vardır” şeklindedir Buradan anlaşılıyor ki Cenab-ı Hak bize kendisini tanıtmak, bildirmek için bizi düşünmeye, tefekküre, ilmiyle âmil âlim olmaya, can kulağı ile dinlemeye ve aklımızı kullanmaya davet ederek O'nu hakkıyla bilmeye çağırmaktadır Bu fasılda da bir çok ayet zikredilebilir Ama sadece bu misalle yetinmek istiyoruz

Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de kullanılan üçüncü tarz ifade, zorda kalmış insanların yani muztar kimsenin doğrudan Cenab-ı Hakk'a yönelmesi başka bir melce veya menca aramaması hususudur Kur'an'da bir çok yerde, denizde seyahat eden insanların denizin dalgaları içinde korku içerisinde olduklarında doğrudan Cenab-ı Hakk'a duaya başlamalarından bahsedilmektedir Bu da şunu göstermektedir ki, insanın muztar kaldığında hemen Allah'a yönelmesi, O'nun varlığının ayrı bir delilidir Bunu herkes kendi hayatında da tecrübe etmiştir, ediyordur ve edecektir Bu hususu zihinlerimize en berrak şekilde kazandıran alimlerden birisi de şüphesiz Bediüzzaman Hazretleri olmuştur Bununla beraber gerek ondan önce, gerekse ondan sonra daha başka alimler de bu hususları şerhederek sadra şifa açıklamalarda bulunmuşlardırAslında onlar olmasaydı ihtimal hiçbirimiz bu gerçekleri ve incelikleri hakkıyla kavrayamayacaktır Çünkü Cenab-ı Allah böyle büyük zatları kendisini hakkıyla anlatmak, ifade etmek için göndermiş ve onlarla dininin yeniden hayata hayat kılınmasını sağlamıştır

Sadede dönecek olursak Rabbimizi bize en iyi tanıtan delillerden biri de yüce kitabımız Kur'an-ı Hakim'dir Kuran üç ayrı tarz kullanarak bize Rabbimizi anlatmaktadır Birincisi isim ve sıfatlarıyla, ikincisi insandaki ve kainattaki delilleri nazara vererek, üçüncüsü de muztar haldeki birinin doğrudan ona yönelmesi ki buna da vicdan delili diyebiliriz O'nu anlamak, anlatmak temel vazife ve asıl gayedir Ne var ki, anlatanın donanımı, marifet ufku ve imanı çok önemli olduğundan tesir de bunlara bağlı cereyan etmektedir

Hepimizin Rabbimizi iyi bilen, marifet ufku gelişmiş kullardan olabilmemiz niyazıyla


A Said Tunçpınar