๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 22 Eylül 2012, 13:07:26



Konu Başlığı: Sofrada zikir, fikir, şükrünüz var mı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 22 Eylül 2012, 13:07:26
Sofrada zikir, fikir, şükrünüz var mı

İnsanın yiyecek kadar midesinde iştiha duyması, bu iştihasını karşılayacak kadar da sofrasında nimet bulması, Allah?ın büyük bir lütuf ve ikramıdır.

Sofraya her oturuşta bu lütuf hatırlanmalı, bu ikram düşünülmelidir, gereği de yapılmalıdır. Yani sofrada yemek boyunca zikir, fikir ve şükür duyguları içinde olunmalıdır. Bu nasıl olur? Bu önemli görevimizi birazcık inceleyelim isterseniz. Alimlerimiz şöyle tarif ediyorlar bu zikir, fikir ve şükür duyguları içinde olma görevimizi. Diyorlar ki: - Sofrada yemeğe ?Bismillah? diyerek başlamak zikirdir. Yemek boyunca bu nimetleri vereni düşünmek fikirdir. Yemekten sonra ?Elhamdülillah? diyerek kalkmak da şükürdür!.. Evet, sofrada unutulmaması gereken zikir, fikir, şükür görevimiz bunlardır. Sofraya böyle zikirle başlayan, fikirle devam eden, şükürle tamamlayıp kalkan kimse, elbette ruhen huzur bulur, bedenen sıhhate kavuşur, sofrasında da berekete nail olur. Çünkü Rabb?imiz, ?Verdiğim nimetlere şükrederseniz bereketini çoğaltırım, şükretmezseniz azaltırım.? buyurmaktadır. Alimlerimiz sofra konusunda bazı ilave tavsiyelerde de bulunarak derler ki: - Zikir, fikir ve şükür duygularıyla sofraya oturan insan, baştan kendini kontrol etmeli, çok yememeye dikkat etmeli, tıka basa midesini doldurmamalıdır.

İhtiyaçtan fazla tıka basa yemeye alışmak hem sünnete aykırı, hem de sıhhate.

Tıp ve din ilimlerinde ihtisas yapmış bir alime:

?Kur?an-ı Kerim?de insan sağlığı ile ilgili bir ayet buldunuz mu?? diye sormuşlar.

Şöyle cevap vermiş: ?Kur?an-ı Kerim?de insan sağlığı ile ilgili çok ayet vardır. En başta geleni ise ?Yiyiniz, içiniz; ama çok yiyerek de israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez!? ayetidir. Anlaşılıyor ki, ihtiyaç kadar yemek helaldir. Ama tıka basa yemek helal değildir, en azından mekruhtur. Yemek konusunda en nihai ölçüyü Efendimiz (sas) Hazretleri şöyle vermiştir:

- Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, kalan üçte birini de rahat nefes almaya bırakın! İşte size zikir, fikir ve şükür duygularıyla oturduğunuz sofradan sünnete uygun şekilde kalkma ölçüsü.

Demek ki, sofraya iştiha ile oturmalı, yine iştiha varken kalkmalı, midede suya, nefes almaya yer bırakmalı, tıka basa asla yememelidir.

Sahabeden Semüre bin Cündeb?in oğlu yemekten sonra kusmuştu. Çok yedikten sonra kusmayı hayra alamet saymayan baba Semüre şöyle dedi:

- Şayet bu kusmadan sonra ölmüş olsaydın, cenaze namazını kılmakta tereddüt ederdim! Demek ki, çok yemekten dolayı ölen insan, namazı kılınamayacak derecede günahkar gibi görünmektedir sahabeye.

Hazreti Ömer Efendimiz?in ikazı da bu düşündürücüdür. Şöyle diyordu meşhur sözünde:

- Nefsin arzu ettiği her şeyi alıp yemek israftandır. Allah ise israf edenleri sevmez!

Anlaşılan odur ki, insan, aklına gelen her şeyi sofrasına koyma alışkanlığına düşmemeli, hem sıhhatini hem de parasını korumasını bilmeli, israfı olmayan mütevazı sofrada hep zikir, fikir ve şükür duyguları içinde olmaya gayret etmelidir

ahmet şahin


Konu Başlığı: Ynt: Sofrada zikir, fikir, şükrünüz var mı
Gönderen: Pelinay üzerinde 05 Şubat 2014, 13:15:10
ALLAH RESÛLÜ’NÜN (SAS) SOFRA ÂDÂBI

Allah Resûlü, yemeğe “Ey Allah’ım! Bu nimeti şükrü yapılmış ve cennet nimetinin verilmesine vesile yapacağın bir nimet kıl.” duası ile başlardı.

Sağ ayağını diker, sol ayağının üzerine otururdu. “Ben sadece bir kulum! Kulun yediği gibi yer, kulun oturduğu gibi otururum.” derdi.

Sağ eliyle, önünden ve üç parmağı ile yemek yerdi. Çoğu zaman dördüncü parmağını da yardımcı yapardı. “İki parmakla yemek, şeytanın yiyişidir.” buyururdu.

Hoşuna gideni yer hoşuna gitmeyeni yemezdi. Hiçbir yemeği kötülemezdi.

Suyu üç yudumda tada tada içerdi. Her nefesin başında Besmele çekerdi, sonunda da “Elhamdülillah” derdi.

Yemekten önce ve sonra ellerini güzelce yıkardı. “Yemeğin bereketi hem yemekten önce, hem de yemekten sonra elleri yıkamaktadır.” buyururdu.

Yemekten önce ve sonra bir miktar tuz tadardı. “Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirenin vücudundan Allah Teâlâ yetmiş hastalığı alır.” derdi.

Ayakta ve yürürken yiyip içmezlerdi.

Yemek kabına üflemeyi yasaklardı.

Ağızlarından bir şey çıkaracakları zaman sol tarafa döner ve bunu sol elleriyle çıkarırdı.

Toplu yemek yemenin bereketi artıracağını ifade eden Allah Resûlü, “Sofra konduğu zaman, hiç kimse, sofra kaldırılıncaya kadar kalkmasın. Ve karnı doysa bile, sofrada bulunanları mahcup etmemek için herkes doyuncaya kadar elini sofradan çekmesin. Doyduğunu hissettiren bir davranışta bulunmasın. Zira erken kalkmakla, kişi arkadaşını mahcup etmiş olur; o da, yemekten elini çekmek mecburiyetinde kalır. Ola ki, onun karnı henüz doymamıştır.” buyurarak sofra âdâbına dikkat çekerdi.(h.kose@zaman.com.tr)

Rabbim yemekte zikir,fikir, ve şükür kavramlarını hakkıyla eda edebilmeyi nasip etsin.
Rabbim yediklerimizi bedenimize ve ruhumuza maddi manevi şifa kılıp kulluğumuzu layıkıyla ifa edebilmeyi cümlemize nasip eylesin....amin  


Konu Başlığı: Ynt: Sofrada zikir, fikir, şükrünüz var mı
Gönderen: Yakupcan üzerinde 05 Şubat 2014, 19:30:15
Ben sofrada zikir, fikir ve şükre dikkat etmeye çalışıyorum zaten.Ama midemizin üçte birinin yemeğe üçte birinin suya üçte birinin rahat nefes almaya bırakılması gerektiğini bilmiyodum.


Konu Başlığı: Ynt: Sofrada zikir, fikir, şükrünüz var mı
Gönderen: Gülbahar Aktay üzerinde 14 Şubat 2014, 22:20:31
Aslinda ben bunlari pek fazla bilmem. Bunu yayinladiginiz icin tesekkurler:)