๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 07 Kasım 2010, 18:45:40



Konu Başlığı: Şimdi Arınma Vakti
Gönderen: Zehibe üzerinde 07 Kasım 2010, 18:45:40
Şimdi Arınma Vakti

Necla Günay

“(Ey Resulüm deki: Ey (günah işlemekte) nefislerine karşı haddi aşmış kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidi kesmeyiniz. Çünkü Allah (şirk ve küfürden başka) bütün günahları mağfiret buyurur.Şüphesiz o çok bağışlayan ve merhamet edendir.”
(Zümer /53)

Geliyor yine rahmetin buram buram tüttüğü üç aylar...

Fırsat ve manevi kazançların cömertçe sunulduğu mübarek gün ve gecelerin nurlu gemisi ufukta arzı endam ediyor. Şimdiye kadar rahmetten nasibini alamamış veya Rabbine sırt dönmüş, kulluktan habersiz, el açmaktan aciz, nimetlere gark olurken şükürden uzak kalmış, Peygamberinin adını dahi hatırlayamaz olmuş, her fırsatta mü’minlere saldırmayı meziyet saymış canı tenden ayrılmayan her gafili kuşatan fırsat ayları, manevi yaşantımızı renklendirmek, kirlerden arıtmak için geliyor.

Gaflet perdesiyle örtünen maneviyat dünyasını pırıl pırıl Kur’an ışığıyla aydınlatmak için, gerçek kurtuluşun kapısını ardına kadar açarak geliyor.

Son gidişi ile şimdiki geliş arasındaki olumlu bir gelişmeyi görmeye, ruhlarımızı diriltmeye, gerçek sevdaya ulaşamayan kalbimizi hak İle yeksan etmeye geliyor.

İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, maalesef imanın maddi menfaat bataklığı ile kirlendiği bir devir. Zayıf inanca sahip kimseler, bu bataklığın kenarında sarsıntı geçirirken, onları ruhen ölmekten, fikren sönmekten ümitsizlik bataklığından kurtarmak için geliyor.

İslamın aydınlığı, bütün karanlıkları dağıtan nuruyla, gönlünde iman kırıntısı olan

kulların imanını gürleştirip ihlasını artırmak ve aydınlatmak için geliyor.

İnananlar kervanına daha nicelerini dahil ederek, ebedi kurtuluş müjdesini vermek için geliyor.

Kim bilir kaç kişiye sunulan son fırsattır bu. “Keşke” deyip yanmadan, tövbe kapıları kapanmadan, gönül aynasını Rabbine çevirmekte geç kalmış insanlara sunulan son fırsat.

Şu mübarek günlerin, bereketli gecelerin farkına varıp kendini tenha bir köşeye çekerek sorgulamalıdır Müslüman. Yaptığı suçları, işlediği hataları gözden geçirmeli. Kulunu, bir annenin evladından daha çok seven Yaradanına kaldırırken ellerini, gönül dolusu pişmanlık göz yaşlarıyla manevi kirlerinden arınmalı... Gündüzlerin bile geceye döndüğü karanlık günlerin üzerine tövbe süngerini çekerek, “daha gençsin önünde yıllar var” diye kandırmaya çalışan ins ve cin şeytanyarına kulaklarını tıkayarak arındırmalı.

İslâm sıfatını gururla taşımak isteyenlere acizane bir tavsiye: Üç ayların bereketli ortamını içine çekerek, doya doya, kana kana yaşamak istiyorsak, boşa geçirdiğimiz günleri geri kazanmak ve telafi etmek için çalışmalıyız. Bunun için de imanımız beynimize hakim kılarak, başarılı olmaya gayret etmeliyiz.

“Allahım vücudumun her zerresi pişmanlık ateşi ile yanarken sana geldim, senden uzak kaldığım günler için af diliyorum. Bundan sonra sana kul, Resulüne ümmet olmak için gayret edeceğim. Anladım ki her şey sende bitiyor, bunun farkına geç de olsa varmak ne güzel yarabbi! bütün kötü hasletlerimden uzaklaşarak sana; kulluğuna geldim, affına geldim, merhametine sığındım, geldim, geldim Allah’ım”diye nedamet gözyaşlarıyla suladığımız dualarla arıtmalıyız nefsimizin kararttığı ruhumuzu. İslam sıfatı taşıyan, Müslümanlar arasında yaşayan, fakat gaflet perdesini bir türlü yırtamayan nasipsizlerden olmamak için yıkanmalıyız rahmetin yağmurlarıyla.

Fırsatların peş peşe indiği rahmet sağanağı altında, şimdi arınma vakti...