๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 22 Kasım 2010, 16:11:38



Konu Başlığı: Şevksiz değil şevk siz olun
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 22 Kasım 2010, 16:11:38
Şevksiz değil, şevk SİZ olun


Hz. Adem (aleyhisselam), hem ilk insan, hem de ilk nebidir. Evlatları, daha gözlerini açar açmaz karşılarında babaları Hz. Adem’i, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir peygamber olarak bulmuşlardır. Biz bu vazifeye kısaca “Emr-i bi’l-maruf, nehy-i ani’l-münker” diyoruz. Yani insanlara iyiliği, güzellikleri anlatmak ve onları çirkinliklerden, kötülüklerden uzak tutmaya çalışmak.
Varlık gayemiz olan bu yüce vazifede bulunan bir mümin, daima canlı ve şevkli olmalıdır. Sırtında altın taşıyan bir kimse, kıymetinden dolayı onu büyük bir aşk ve şevkle taşır. Halbuki taşınan bu şey, altın değil; ALLAH’ın yüce adı ve O’nun yâdı, Resûlü Ekrem (aleyhisselâtü vesselam), haşre iman, iman esasları gibi her birisi elmas kıymetinde hakikatlerdir. Bir insan bu paha biçilmez kıymetleri taşırken şevkli olmazsa, başka ne zaman şevkli olacak ki? Gerçi bunu taşırken, yer yer şevki sönenler olmaktadır. Bunun da değişik sebepleri vardır.


Şeytan ve nefis boş durmuyor

Bu yüce vazifenin en büyük düşmanları nefis ve şeytandır. Nefis ve şeytan, ALLAH’ın dinine hizmet edilmesini hiç istemez. Hayırlı işlerin, muzır manileri çok olur. Şeytanlar ve nefis bu hizmetin erleriyle çok uğraşırlar. Yerinde korku, yerinde tama, yerinde dünyaya ait bir sürü iş çıkarıp onları meşgul ederler. Bazen de, “Bir siz mi varsınız hizmet eden? Yok mu başka ALLAH’ın kulu? Size mi kaldı bu iş? Bu iş, irfan işidir. Bu yüce vazifeyi çok yüksek tahsil yapmış, belli bir ad altında grup teşkil etmiş, belli bir müessesede toplanmış kimseler yapar.” demek suretiyle içimize attığı fitnelerle, şevkimizi söndürmeye çalışırlar. Çünkü onların işi budur. Şeytan ve avaneleri, bu kudsi kervanın yolcularını yer yer birbirine düşürebilir, birbirlerindeki kusurları nazarlarına vererek atalete ve şevksizliğe sevk edebilir. Ancak hizmet ehli, bu tür fitnelere asla geçit vermemeli, sık sık bir araya gelmek suretiyle, geride bıraktığı şeylerin muhasebesini yapıp, ileriye matuf meselelerin de fizibilitesini görüşerek daima canlı ve şevkli kalmaya çalışmalıdır.


İrtibatı koparmayalım!


ALLAH yolunda koşanların bir araya gelip çalışmalarından bahsetmeleri, şevklerinin artmasına vesile olabileceği gibi aynı zamanda bir çay içip birbirlerini görmeleri, hasbihal etmeleri, işlerin gürül gürül yürüdüğünü görmeleri de gayretlerinin coşmasına sebep olacaktır. Buradan hareketle şu da söylenebilir: Malum önümüz yaz. Tatil zamanı. Hizmet ehli bir mümin, hem evdeki hanımı ve çocukları hem de kendisi adına bir tatil düşünüyorsa, bulundukları yerden başka bir beldeye gidip orada koşturan insanları görmeliler. Bu şekilde hem dinlenilmiş hem de canlılık korunmuş olunur.


Birbirimizi teşvik etmeliyiz


Aşklı ve şevkli bir mümin, görüp duyduğu şeyleri, az buçuk şevki sönen arkadaşına anlatmalı, onu takviye ederek sönmesini önlemeli. Mesela iman ve Kur’ân hizmeti yapan insanların olduğu bir yerde farz-ı muhal herkesin aşkı ve şevki sönse ve sadece bir insan kalsa, o, bir hayırhâh olup etrafındaki insanları tekrar eski canlılıklarına kavuşturmak için gayret göstermeli. Gerçi herkesin şevki birden sönmez ama cüzî bir kısım meselelerle bazı kimseler duraklama veya gerileme dönemine girebilir. Ancak yine de o kimseler boş bırakılmayıp takip edilmeli, geçici dahi olsa, böyle bir şevksizliğin meydana gelmesine katiyen imkan verilmemeli.

ALİ DEMİREL