> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi  (Okunma Sayısı 733 defa)
12 Haziran 2010, 14:52:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 12 Haziran 2010, 14:52:07 »



Sevgiye Dayalı İnsan-Peygamber İlişkisi




İslam’ın sevgi dini olması sadece Allah-u Teala ile sevgiye dayalı bir ilişki önermesinden kaynaklanmaz. Aynı şekilde İslam, Hz. Peygamber (s.a.v.) ile mü’minler arasında da sevgiye dayalı bir ilişki önerir: Mü’minler onu sever, o da müminleri sever. Aşağıda göreceğimiz gibi Allah Teala Resülünü (s.a.v.) mü’minlere karşı ilişkisinde kendi vasıflarıyla tanımlamıştır: Raûf ve Rahîm. Aynı şekilde Allah Teala, Resulullah’ı (s.a.v.) herşeyden daha fazla sevmeyenlerin imanını kabul etmemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in mü’minleri sevmesi de, mü’minlerin Allah’ın elçisini sevmesi de Allah içindir. Resulullah’ı (s.a.v.) sevmek insanı Allah’a en fazla yaklaştıran ve maneviyat mertebelerini hızlı aşmasını sağlayan bir vasıtadır. Allah kendi sevdiği elçisini sevmeyenlerin yakınlığını kabul etmez.
a. Onlar Peygamberi Severler
Allah Teala Müslümanların Hz. Peygamber (s.a.v) ile olan ilişkisini sevgi olarak tanımlamıştır. İslam akaidine göre, her Müslüman, Allah’ı sevdiği, iman ve itaat ettiği gibi, O’nun elçisi olan Peygamber’i de sevmek, iman, tazim ve rıza ile ona itaat etmek mecburiyetindedir. Hz. Peygamberi sevmeyen veya ona itaati reddeden İslam’dan çıkmış olur.
Said İbni Cübeyir'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Ensardan bir kişi Resulullah'a (s.a.v.) gelerek şöyle dedi: "Ya Resulallah, sizi canımdan, ailemden ve malımdan daha çok seviyorum. Sizi hatırladığım zaman duramıyorum ve sizi görmeye geliyorum. Ben sizin vefatınızı ve kendi vefatımı düşündüğümde şunu görüyorum: Siz Cennete girdiğinizde Peygamberlerle birlikte yüksek makamlara çıkarılıyorsunuz. Ben ise Cennete girdiğim zaman sizi göremeyeceğimden korkuyorum." Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Sahabiyi cevapsız bıraktı. Bunun üzerine şu ayet-i kerime nazil oldu: "Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır"26. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) o Sahabiyi çağırdı ve bu ayeti kendisine okudu27.
Peygamber sevgisiyle ilgili bir örnek de Hz. Ömer (r.a.) ile alakalı şu olaydır: Resulullah bir gün Hz. Ömer (r.a.) ile sohbet ediyordu. Hz. Ömer (r.a.) Resulullah'a (s.a.v.): "Siz bana kendim hariç her şeyden daha sevgilisiniz" dedi. Resulullah (s.a.v.) kendisine: "Ben bir kişiye kendisinden bile daha fazla sevgili olmadıkça o kişi iman etmiş olmaz" buyurdular. Hz. Ömer (r.a.) bunun üzerine biraz düşündü ve şu cevabı verdi: "Kur'an-ı Kerim'i sana indiren Allah'a yemin ederim ki, (şimdi) sen bana kendimden de daha sevgilisin ya Resulallah!" Resulullah bunun üzerine: "İşte şimdi oldu, ey Ömer!" buyurdular.28
Buna benzer bir başka olay da şöyle cereyan etmiştir: Uhud savaşında Enes b. Malik'in amcası Enes b. Nadr, Muhacir ve Ensardan bir grupla oturmakta olan Hz. Ömer (r.a.) ve Talha'nın (r.a.) yanına gelerek şöyle dedi: Neden (böyle şaşkın şaşkın) oturuyorsunuz? Allah Resulü öldürüldü, dediler. Ondan sonra yaşamayı ne yapacaksınız? Allah Resulünün öldüğü dava uğrunda sizde ölün!” Böyle dedikten sonra düşmana doğru ilerleyip şehid oluncaya kadar savaştı.29
Hz. Enes (r.a.) naklediyor: "Bir kişi bir gün Resulullah'a gelerek şöyle sordu: "Kıyamet ne zaman ya Resulullah?". Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kıyamet için sen ne hazırladın?" Bunu üzerine adam şöyle cevap verdi: "Kıyamet için ne çok namaz, ne çok oruç, ne de çok sadaka hazırladım. Fakat ben Allah'ı ve Resulünü seviyorum." Bunun üzerine Resulullah kendisine şöyle buyurdular: "Sen sevdiklerinle berabersin!"30.
Resulullah (s.a.v.) başka bir defasında şöyle buyuruyor: "Allah'ın Peygamberi, kişiye çocuğundan, ana babasından ve bütün insanlardan daha çok sevimli olmadıkça (tam manasıyla) iman etmiş olmaz.”31 Yani bir insan Resulullah'ın (s.a.v.) rızasını ve arzusunu annesinin, babasının, çocuklarının ve diğer sevdiği insanların arzusuna tercih etmedikçe kamil manada iman etmiş olmaz. Buhari’de de benzer bir hadis rivayet edilmektedir: “Nefsim kudret elinde olan Allah Teala’ya yemin ederim ki hiç biriniz ben ona babasından da, evladından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.”32 Buhari’deki diğer bir rivayete göre ise Hz. Peygamber (s.a.v.) kamil bir iman için kendisinin bütün insanlardan da sevgili olmasını şart koşmuştur: “Nefsim kudret elinde olan Allah Teala’ya yemin ederim ki hiç biriniz ben ona babasından da, evladından da, bütün insanlardan da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.”33
Hz. Enesin (r.a.) rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah ve O'nun Peygamberi bir kişiye her şeyden daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.”34 Ebu Rezin el-Ukaylî: "Ey Allah'ın Resulü, iman nedir?" diye sorunca Resulullah (s.a.v.): "Allah'ı ve O'nun Peygamberini her şeyden daha çok sevmendir. Kişiye ateşe atılmanın, şirke düşmekten daha sevimli olmasıdır" buyurdular.35
Peygamberimizi sevmenin göstergesi onun sünnetine uymaktır. Allah’ı seven O’na iman ve itaat ettiği gibi, Resulullah’ı seven de ona iman ve itaat eder. Resullullah’a itaat etmek, onun sünnetine uymakla ve sünneti yaşatıp yaymakla olur.
b. Peygamber Onları Sever
Ümmeti Resulullah’ı sevdiği gibi, o da ümmetini destanlık bir sevgiyle sevmiştir. Ümmetine o her şeyden daha sevgili olduğu gibi, ona da ümmeti her şeyden daha sevgili olmuştur. Aşağıdaki ayetler buna şahittir:
Andolsun size, kendi içinizden, sıkıntıya düşmeniz onun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere pek şefkatli ve merhametli olan bir elçi gelmiştir.36
Allah Teala onun kalbine ümmetine karşı sevgiyi bizzat kendisinin koyduğunu şöyle açıklamaktadır:
Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve işler konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.37
Hz. Peygamber ümmetine olan sevgisinden dolayı onları sabırla eğitmiş ve Cahiliyyeden kurtararak en üstün manevi mertebelere yükseltmiştir. Bu sayede onlar hem dünyada hem de ahirette insanlığın efendisi olmuşlardır.
Peygamberler tarihine baktığımızda birçok peygamberin ümmeti ile anlaşmazlık yaşadığı görülmektedir. Hatta Hz. Nuh gibi bazı peygamberler ümmetlerine kızarak helak olmaları için beddua etmişlerdir. Ancak Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Ashabı arasında buna benzer bir problem asla yaşanmamıştır; Hz. Muhammad (s.a.v.) ümmetine hiç bir zaman beddua etmemiştir. O ümmetini sevmiş, ümmeti de her zaman ona sevgi ve saygıyla itaat etmiştir.
Ancak bu sevgi ve saygı hiç bir zaman aşırıya kaçmamıştır. Geçmiş ümmetlerden bazıları Peygamberlerine aşırı sevgilerinden dolayı, onları ilahlaştırmışlardır. Hıristiyanlar bunun en güzel örneğidir. Onlar Hz. İsa’ya olan aşırı sevgilerinden dolayı onu ilahlaştırmış ve Tanrı’nın oğlu ve Tanrı olduğu gibi iddialar ortaya atmışlardır. Bu tür bir sevgi, sevgi olmaktan çıkar düşmanlık haline dönüşür. "İfrata giden her şey tersine inkilab eder" yani aşırılık bir şeyi tersine dönüştürür. Nitekim Hz. İsa’yı ilahlaştıranlar onun dinine ve öğretisine en fazla zarar vermiş olanlardır.
İslam inancına göre ise kulluk veya ubudiyyet en üstün mertebedir. Bu yüzden Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah’ın kulu ve resulu olarak medh edilir, kendisine tabiat üstü özellikler atfedilmez.
Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin en baskın özelliği, sevgisiydi. Fakat bugün Peygember (s.a.v) Efendimizin bu hasleti hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayanlar tarafından Peygamberimizin en az bilinen özelliği haline gelmiştir. O’nun misyonu insanlara Allah-u Teala’yı ve O’nun yarattığı varlıkları sevmeyi öğretmekti. Peygamberimiz (s.a.v) bu misyonu kısa sürede gerçekleştirmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizi tanımanın ve tanıtmanın en etkili yolu O’nu, Yaratıcı’yı ve bütün yaratılmışları herhangi bir ayrıma tabi tutmadan sevmeyi öğreten bir eğitici olarak kabul etmekle olur.
Kısaca tarif etmek gerekirse Hz. Peygamber Efendimizi sevgi ve şefkat peygamberi olarak tanımlayabiliriz. O kısaca sevgi öğretmeni olarak tanımlanabilir. Allah-u Teala Hz. Peygamberi Kur’an-ı Kerim’de “alemlere rahmet” (rahmeten lil âlemîn) olarak tanımlamıştır. Allah-u Teala’nın Peygamberine gönderdiği kitap Kur’an-ı Kerim “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” başlamaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz yaptığı her şeyi Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla yapmıştır. O’nun takipçileri de gündelik işlerini aynı şekilde Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla yapmalıdırlar.
Peygamber Efendimiz Allah-u Teala’yı ve O’nun yoktan var ettiği kainatı ve içindekileri ve özellikle insanoğlunu -Müslüman olsun olmasın- sevmiştir ve insanoğlunun iyiliği için çabalamıştır. Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz özellikle, İslam dini gelmeden önce horlanmış olan kadın ve çocukların durumu ile ilgilenmiştir. Bununla beraber insanoğlunun hayvanlara karşı belli başlı hakları olduğunu öğretmiş ve doğal çevrenin de korunması gerektiğini bizlere bildirmiştir.
Peygamber Efendimiz, Allah-u Teala ve O’nun bütün mahlukatı tarafından sevilmiştir. Onu melekler, cinler, hayvanlar, bitkiler; hatta cansız varlıklar sevmiş ve selamlamışlardır. Allah Teala O’nun ümmetini en üstün ümmet kılmıştır ki bu ümmet iyiliği emredip kötülükten men eder.
Hz. Peygamber Efendimiz’in ümmeti O’nu nesiller boyu sevmiş, saymış ve sünnetini yaşatmıştır. Yine bu ümmet daha önceki dönemlerde bazı ümmetlerin yaptığı gibi peygamberlerini horlayıp, ayıplayıp isyan etmemişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.v) ile O’nun ümmeti arasında karşılıklı sevgi vardı. Peygamber onları, onlar da peygamberi sevmişlerdir. Zaten sevgi, sevginin tohumudur.
Peygamber Efendimiz ümmetine Allah-u Teala’yı sevmelerini emretmiştir. Hadislere göre, Yaratıcı’sına sonsuz sevgi beslemeyen bir insan, bir yaratıcının varol...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi
« Posted on: 16 Nisan 2024, 19:50:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi rüya tabiri,Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi mekke canlı, Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi kabe canlı yayın, Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi Üç boyutlu kuran oku Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi kuran ı kerim, Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi peygamber kıssaları,Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi ilitam ders soruları, Sevgiye dayalı insan peygamber ilişkisi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes