๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 18 Eylül 2009, 22:50:51



Konu Başlığı: =Sevginin Yolu=
Gönderen: Zehibe üzerinde 18 Eylül 2009, 22:50:51
(http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc1/hs231.snc1/7822_125605127637_89361212637_2614381_1871575_n.jpg)

'Ya bu dünya minicik veya biz dev gibiyiz, her neyse, bizim onu bütünüyle doldurduğumuz kesin.' der yazar. Dayanıklığın her gün sınandığı, imtihanların zorlaştığı bu uzun yolculukta, karşılaştığımız her zorlukla birlikte ruhumuz da değişime uğrar. Kaybedebileceğimizi veya kazanacağımızı ister bilelim, ister bilmeyelim mücadeleye devam etmek zorunda hissederiz kendimizi; hayatın hangi kulvarında koştuğumuza aldırmadan...
Yazarın 'minnacık' diye nitelediği bu dünyada, hepimiz, evrensel birliğin bir parçası olduğumuzu anlarsak, diğer yaratıklarla olan bağımızı dostluğa dönüştürebiliriz. Öyle bir dostluk ki, O'nun bize sunduğu sevgiyi hiçbir beklenti içine girmeden, istisnasız herkese verebilir, her şeyle paylaşabiliriz.
Her an, her yerde durup dinlediğimizde, dinlerken duygularımızın bilincine varmamızda, sevginin o büyülü atmosferine kapılırız. 'Eğer bir şey karmaşık gibi görünüyorsa, bu, sevgi değildir; başka bir şeydir.' diyordu yazar, sevgiyi anlatırken. Öyle ya, sevgi duruma göre hangi yol daha fazla yardımcı oluyorsa, yardım edici, verici veya alıcı değil miydi?
İnsanlar bilgiye ulaşma yolunu öğrenebilir ve ulaşabilirler; ama diğer canlılara bu fırsat verilmemiştir. Bizi diğer canlılardan ayıran duygularımızdır. Ve bizlere verilen bu fırsatı fark ettiğimiz noktada sahip olduğumuz şeyin ne kadar kıymetli olduğunu anlarız.
Evet, bizlere verilen bu nimetin hakkını vermek, "Yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevmek" bizim yeryüzündeki asli görevlerimizden biridir. Abdullah bin Serces (ra), bir gün Sevgililer Sevgilisi'ne (sas): 'Ben Ebu Zerr'i seviyorum.' demişti. Peygamberimiz: 'Bunu kendisine bildirdin mi?' diye sordu. 'Hayır' diye cevap verdi Abdullah. Peygamberimiz: 'Öyleyse onu haberdar et.' buyurdu. Abdullah bu tavsiye üzerine kalkıp Ebu Zerr'in yanına gitti ve ona, 'Ben seni Allah için seviyorum' dedi. Ebu Zerr de, 'Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin.' cevabını verdi. Abdullah daha sonra Hz. Peygamber'in yanına geldi ve Ebu Zerr ile aralarında geçen konuşmayı nakletti. Allah Resulü (sas): 'Sevmekte olduğu gibi, sevdiğini söylemekte de sevap vardır.' buyurdu.
Hiç şüphesiz, sevgiyi vereni sevmek, bu mesajı bütün kainata yayan Habibullah'ı sevmek, sohbetlerimizi sehbet-i canana çevirmek için geç kalmadık. Yol uzunsa, yolda dikenler varsa, meclislerimiz sevgilisiz kalmışsa, içimize, kalbimize açılan kapının tokmağına ufak da olsa dokunmamız yeterli olacaktır.
'Dinleyin!' diyordu Allah'ın Resulü: 'Birbirinizi sevmedikçe kamil iman etmiş olmazsınız; iman etmedikçe de cennete giremezsiniz.' diyordu ve bizi O'na ulaştıracak kestirme yolun sevgiden geçtiğine işaret ediyordu. Başka bir Hak âşığı da 'Bırakın kalbinizin yarası görülsün, çünkü sevgi yolunda yürüyenler bu yaralarından tanınırlar.' diyordu. Ve biz de gönüllerin yandığını, yüzümüzü yanan kumlara dayamayı, etrafımızda güneş suretinde insanların dolaştığını O'ndan öğrendik. O'ndan öğrendik, insanların kalblerinde oluşan buz tabakalarını eritmeyi. Gönüllere sevgi ekmeyi ve hasat zamanında gül biçmeyi. Çakıl taşlarına rahmet damlaları dökmeyi O'ndan öğrendik.
Öyle bir tılsımdır ki sevgi, bize, her varlığa sevgi ile bakma şuuru kazandırır. En umulmadık şeylerde bile bir güzellik yakalama şansı verir. Bütün müritlerin gördükleri bir köpek ölüsünden tiksindikleri bir durumda, Hz. Mevlana'ya, o leşteki güzelliği idrak ettirip; 'Ne güzel dişleri varmış.' dedirten de yüreğinin yakıtı sevgi değil mi?
Evet, O'nun yolu sevginin yoludur. Ve gerçek sevgi, daima sonsuzluğu kucaklayan ve bu yolda yürüyen bütün insanlara adanan evrensel bir duygudur. Unutmayalım ki, karşımızdakine değer verdiğimiz sürece insanız. Hepimiz sevdiğimiz kadar seviliriz. Ve sevgiyi paylaştığımız ölçüde mukabele görürüz.
Kimi zaman duygularımızın gelgitlerinden, kimi zaman da yaşadığımız inhiraflardan kurtulmak için Efendimiz'in (sas) şu duası hayatımıza rehber olur: 'Allahım! Sevgini, seni sevenin sevgisini ve seni sevmeye beni yaklaştıracak olanın sevgisini bana nasip et.'
Evet, Allah (cc), sevilenleri sevenlerin dualarıyla koruduğu gibi bize de kendisine ve Habibine yaklaştıracak olan sevgi vermesini diliyoruz.


Konu Başlığı: Ynt: =Sevginin Yolu=
Gönderen: Nursima üzerinde 14 Mart 2011, 16:53:50

    [size=12pKimi zaman duygularımızın gelgitlerinden, kimi zaman da yaşadığımız inhiraflardan kurtulmak için Efendimiz'in (sas) şu duası hayatımıza rehber olur: 'ALLAHım! Sevgini, seni sevenin sevgisini ve seni sevmeye beni yaklaştıracak olanın sevgisini bana nasip et.'
Evet, ALLAH (cc), sevilenleri sevenlerin dualarıyla koruduğu gibi bize de kendisine ve Habibine yaklaştıracak olan sevgi vermesini diliyoruz.t][/size]

     Amin..İnşaallah..