๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 14 Kasım 2010, 15:42:09



Konu Başlığı: Sevginin Temeli Allah'ı Bilmektir
Gönderen: Ekvan üzerinde 14 Kasım 2010, 15:42:09
     Sevginin Temeli Allah'ı Bilmektir   

Bunun da iki temeli vardır:

1 - Kullarına iyiliğinden / ihsanından dolayı herkesin sevmesi anlamında avamın sevgisi

Böyle bir sevgiyi kimse inkar etmez Çünkü kalpler, kendisine iyilik eden kişiyi sevmeğe ve kötülük eden kişiden nefret etmeye yatkındır

Allah, gerçekten kullarına iyilik eden ve nimet verendir Dolaylı olarak (vasıtasıyla) gelmiş olsa bile, bütün nimetleri veren O'dur Çünkü vasıtaları müyesser eden ve sebepleri yaratan O'dur

Ancak gerçekte bu sevgi, kalbi Allah sevgisine götürmüyorsa, o zaman kul gerçekte kendinden başkasını sevmemiş (ancak kendini sevmiş) olur Kendisine iyiliğinden dolayı bir şeyi seven herkes böyle olup gerçekte kendinden başkasını sevmiş olmaz Aslında bu da kötü değil, övülen bir şeydir

Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'in:

"Size verdiği nimetlerd en dolayı Allah'ı seviniz, Allah sevgisi için beni seviniz ve beni sevdiğiniz için Ehl-i Beytimi / ailemi seviniz" (Tirmizî (5/329): Hadis hasen-ğarîbdir, der Hakim (3/150): Hadisin senedi sahihtir, der Zehebi de ona muvafıktır) sözü, bu sevgiye işarettir

Sadece bu sevgi ile yetinen kişi, Allah açısından, yaptığı iyilik dışında kendisini sevmeyi gerektire cek şeyleri bilmeyen kişidir Onun için "hamd iki türlüdür" demişlerdir

1 - Biri "şükür hamdi" dir Bu da sadece Allah'ın verdiği nimetler için olur

2 - Diğeri de "Allah'ı övmek, yüceltmek ve sevmek hamdi" dir Buna da Allah bizatihi (zatından dolayı) layıktır / haketmiştir Sevgi de böyledir

2 - Sevginin ikinci türü ise, ehli ve layık olduğu için Allah'ı sevmektir 

Bu da, kendisi için Allah'ın sevilmesi ni bilen kişilerin sevgisidi r

İsim ve sıfatlarının delalet ettiği hiçbir yön yoktur ki Allah o yönden dolayı, hatta bütün yaptıklarından dolayı tam sevgiye layık olmasın

- Çünkü onun verdiği her nimet bir iyiliktir ve her ceza adelettir 

- Onun için her durumda övülmeyi hak etmiştir

- Sevinçte ve tasada bunun için kendisine hamd edilmesin e layıktır

İşte bu, daha üstün ve daha mükemmel olup havassın (seçkin zatların) sevmesidi r

Yüce Allah'ın yüzüne (cemaline) bakmayı arzu edenler, ona yakarmakt an ve anmaktan zevk alanlar bunlardır Onlar için bu, suyun balık için öneminden daha çok önemlidir Öyleki bundan yoksun kalırlarsa, son derece acı ve ızdırap çekerler Bunlar; Müslim'in sahih'inde Ebu Hureyre'den yaptığı rivayette belirtild iği gibi Sabikun olanlardır

" Rasûlullah sallallah u aleyhi vesellem, Cemdan denilen bir dağın yanından geçti,

"Bu Cemdan'dır, devam ediniz, tekçiler (müfridun) geçtiler," dedi

Bunun üzerine:

Ey Allah'ın, Rasûlu Kimdir tekçiler (müfridun), denilince,

"Allah'ı tenhada çokça zikreden / anan kadın ve erkeklerd ir" buyurdu" (Müslim (4/2062)

Başka bir rivayette:

"Müfridun (Allah'ı çokça ananlar), Allah'ı zikre çok düşkün olanlardır ki, zikir onların günah ağırlıklarını omuzlarından indirir de Kıyamet günü Allah'a hafiflik içinde gelirler" denilir (Tirmizî (5/235): Bu hadis hasen-garîbdir, der)

Harun b Antera'nın babasından, onun da Abdullah b Abbas'tan rivayet ettiği hadiste şöyle buyrulur:

"Musa, Ey Rabbim;

- Hangi kullarını daha çok seversin? dedi Beni anan ve unutmayanı, dedi

- Kullarından hangisi daha alimdir? dedi Bir doğruyu gösterecek veya bir yanlıştan koruyacak bir kelimeyi bilgileri ne katmak için insanlard an bilgi / ilim öğrenen kişidir, dedi

- Kullarından hangisi daha hikmetlid ir? dedi Başkasının aleyhine hüküm verdiği gibi kendisi aleyhine de hüküm veren ve kendi lehine hüküm verdiği gibi başkasının lehine de hüküm veren kişidir, dedi" (Bu hadisi İbn Abbas'dan rivayet edildiği şekli ile bulamadım Ancak Darimî'de (1/102) az bir farklılık ile geçmektedir İbnu'l-Mubarek'de "Zühd"de aynı senet ve lafızlar ile rivayet etmiştir (188)

Hadiste; sevgi, ilim ve adalet belirtilm iştir ki bunlar hayrın odağıdır

Allah sevgisi konusunda haksızlık, yüzüstü bırakmak, sebepsiz terketmek gibi kulların sevgisind e olabilece k şeylerin olduğunu sanmamak gerekir Bu konuda insanlard an bazı kesimler yanılmakta ve sevgilisi ni yüzüstü bırakan, suçsuz sebepsiz terkeden veya yakınlık kazanmaya çalıştığı kişiden uzaklaşanların aşkını Allah'ın sevgisine örnek vermekted irler

Bu konuda yazanların kimileri yanılmakta ve neredeyse Allah'ı haksız ve suçlu göstermeye çalışmaktadır Halbuki haklı ve doğru olan Allah'tır

Buhârî ve Müslim'de Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilir:

"Allah şöyle buyurur: İçinde kim beni anarsa, ben de onu içimde anarım, kim beni bir toplulukt a anarsa, onu daha hayırlı bir toplulukt a anarım, bana bir karış yaklaşmaya çalışana bir arşın yaklaşırım, bir arşın yaklaşmaya çalışana bir kulaç yaklaşırım, bana yürüyerek gelene koşarak gelirim" (Buhârî (13/384), Müslim (4/2061), Tirmizî (5/238) Hadis hasen-sahihtir, der İbn Mâce (2/1255) Ahmed (2/251)

Yine bir haberde Allah'ın şöyle buyurduğu belirtili r:

"Beni ananlar, meclisimd e olurlar, bana şükredenleri ben de ziyaret ederim, bana itaat edenlere ben de ikram ederim, bana itaatsizl ik edenlerin rahmetimd en ümitlerini kesmem, tevbe ederlerse, onları severim, çünkü Allah tevbe edenleri sever, tevbe etmezlers e, onları tedavi ederim, ayıplardan temizleme k için başlarına musibetle r getirim" (Bu haberi İbn Kayyım "Medaricu's-Salikîn"de (1/194) İmam Ahmed'in Müsned'ine nisbet ederek nakleder Ancak biz bunu Müsned'de bulamadık)

Yüce Allah şöyle buyuruyor:

"İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz" (20 Taha/112)

Haksızlıktan maksat, başkaların günahlarının kendisine yüklenmesi, hakkının yenilmesi nden maksat da kendi iyilikler inin eksiltilm esi olduğu söylenir

"Biz onlara zulmetmed ik, onlar kendileri ne zulmediyo rlardı " (16 Nahl/118)

Sahih hadiste, Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu Ebu Zer'den rivayet edilir:

"Yüce Allah şöyle der:

Ey kullarım! Ben zulmetmey i kendime yasakladım, aranızda da haram kıldım, onun için zulmetmey in

Ey kullarım! Hidayet yolunu gösterdiklerim dışında hepiniz sapıklık içindesiniz, benden hidayet dileyiniz, size hidayet vereyim

Ey Kullarım! Benim doyurdukl arım dışında hepiniz açsınız, doyurmamı isteyiniz, sizi doyurayım

Ey Kullarım! Giydirdik lerim dışında hepiniz çıplaksınız, giydirmem i isteyiniz, sizi giydireyi m

Ey kullarım! Sizler gece gündüz günah işliyorsunuz, ben de günahları bağışlarım ve aldırış etmem, benden bağışlanma isteyiniz, sizi bağışlayım

Ey kullarım! Önce gelenleri niz ve sonra gelenleri niz, insanlarınız ve cinlerini z, hepsi en takvalı adamınız gibi de olsalar, bu benim mülküme hiçbir şey katmaz

Ey kullarım! Önce gelenleri niz ve sonra gelenleri niz, insanlarınız ve cinlerini z, hepsi en facir adamınız gibi de olsalar, benim mülkümden bu hiçbir şey eksiltmez 

Ey kullarım! Önce gelenleri niz ve sonra gelenleri niz, insanlarınız ve cinlerini z, hepsi bir düzlükte toplansal ar ve benden isteseler, ben de onların her birine istediğini versem, bu, denize düşen iğnenin denizden eksilttiği kadar benim mülkümden ancak eksiltebi lir

Ey kullarım! Hepsi sizin amellerin izdir, onları sayarım vce karşılığını size veririm Kim iyilik bulursa Allah'a hamdetsin, ama bundan başkasını bulursa, kendinden başkasını kınamasın" (Müslim (4/1995)

Buhârî de Şeddad bEvs'ten şöyle rivayet eder:

"İstiğfarın en büyüğü, kişinin şöyle demesidir:

"Allah'ım, sen benim rabbimsin, senden başka ibadete layık ilah yoktur, beni sen yarattın, ben de senin kulunum, elimden geldiği kadar sana verdiğim sözü tutacağım, yaptığım kötülüklerden sana sığınırım, bana verdiğin nimetleri ne şükrederim, günahlarımı itiraf ederim, beni bağışla, senden başka kimse günahları bağışlamaz"

Kim sabahladığında içten inanarak bunları söyler ve o gün ölürse, cennete girer, kim akşamladığında içten inanarak bunları söyler ve o gece ölürse, cennete girer" (Buhârî (11/98), Tirmizî (5/135): Hadis hasen-ğarîbdir, der İbn Mâce (2/1274), Nesâî (8/279) 



Zaman/ailem