> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu?  (Okunma Sayısı 838 defa)
02 Kasım 2010, 18:38:58
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 02 Kasım 2010, 18:38:58 »



"Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu?"

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren’e Hayat Üzerine Aykırı Sorular...

Bir genç kızımızın, Yazı İşleri Müdürümüz Ahmet Taşgetiren’le sanal ortamda gerçekleştirdiği bir mülâkatı okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz...

Hayatı nasıl tanımlarsınız?

- Her insana tanınan dünyadaki yaşama ve sınav süresidir.

- Sizi hayata bağlayan unsurlar nelerdir?

- Yaratılış misyonumuzdur. Varoluşumuz kendi isteğimizle olmuyor, ömrümüzü de kendi isteğimizle belirlemiyoruz. Bizi vareden varlık, hayatla bağlarımızın çerçevesini de belirliyor. Onu anlamaya çalışmamız lazım.

-Hayatta başarılı mısınız?

-Başarı izafi-göreceli bir şeydir. Üzerime düştüğünü gördüğüm sorumlulukları ifa etmeye çalışıyorum. Başarının derecesini, hayatın gerçek anlamda değerlendirildiği bir büyük günde göreceğiz. Dilerim orada bizim başarı ölçülerimizle, Yaratıcının başarı değerlendirmesi birbirine yakın olur.

- Sizce hayatta başarının sırrı nedir?

- İnanmak, çalışmak, dua etmek...

- Hayattaki en büyük amacınız nedir?

- Ben, bir Müslünanın en nihai hedefinin son nefesi Müslüman olarak vermek olduğuna inanıyorum. Dünyevi tüm başarılar insanı ona götürmelidir. Onun için de temiz yaşamak, ve dünya ile ilişkilerimizi Müslümanca yaşayabileceğimiz bir çerçevede götürmek... Hayatı Müslümanca tamamlamaya götürmeyen her konum, insan için dünyevi açıdan başarı gibi gözükse de tuzaktır diye düşünüyorum.

- Hayatta yapmak isteyip de gerçekleştiremediğiniz şeyler nelerdir?

- Sanırım dünyadan okuma açlığı içinde gideceğim, Mesleğim okuma ile içice ve yoğun olarak okumaya çalışıyorum, ama okumak isteyip de okuyamadığım daha binlerce kitap var. Başka ne olabilir? Çok şey olabilir ama insan, şu an yaptığı ile mutmain olmayı, yaptığı işi, gönülle, yürekle yapmayı, yaptığından mutlu olmayı da başarabilmelidir. Çünkü tatminsizliğe vurdunuz mu, hiçbir zaman doymayacak kadar geniş ilgi alanı olabilir. O zaman aç göçersiniz dünyadan. Biz bile okuma çabası içinde okumaya aç gidiyorsak varın gerisini hesap edin.

- Hayattan beklentileriniz neler?

- Bu ülkenin, bu ülke insanlarının, müslümanların ve genelde tüm insanlığın acılarının dindiği bir dünyayı görmek istiyorum. Acılara bigane kalamayan bir kalb âleminiz varsa, acıların izdüşümü kalbinize oluyorsa, beklentileriniz de o alanda yoğunlaşıyor. Çok ciddi bir özgürlük daralması görüyorum etrafımda ve kız-erkek genç insanların acılarına tanık oluyorum. Bunlar sona ermeli.

Hayattan beklentiler derken, belki daha bireysel-dar kapsamlı dilekler gündeme getirilebilir o da insan için tabiidir ama, bireysel beklentileri, genel toplum mutluluğu içinde değerlendirmek daha sağlıklı olur.

- Hayatta bir gölge olarak nitelendirdiğiniz yaşama sevincini kaybettiğiniz anlar oldu mu?

- Yaşama sevincini kaybetmedim. Aldığımız her nefes, Rabbimizin bize bir ikramıdır ve bizim yaratılış hikmetimizin devam etmekte olduğunun göstergesidir. Ümitli olmalıyız ve Rabbimizle kalbî ilişkimizi diri tutmalıyız. Ümit oradadır. Onunla kalbî bağlarını kaybetmeyen için ümitsizlik yoktur. Zaaf, bizim her şeyi kendi kudretimizle çözebileceğimiz düşüncesinde ve bunun dayanıksızlığındadır. "Hasbiyellah-Allah bana yeter" şuuru bizim ana dayanağımızıdır. İçimizdeki bu diriliği kaybetmezsek, yaşama sevincimizi de kaybetmeyiz.

-Hayat 18’inde başlar, 40'ından sonra başlar gibi görüşler öne sürülüyor, size göre hayat hangi yaşta başlar?

- Hayat onun misyonunu idrakle başlar. Hayatın her anı değerlidir. "Zamanı öldürmek" gibi bir zihin bulanıklığı yoksa her an yaşanması gereken andır. Çünkü onun her anı için hesap verilecektir. Ama her anın tadı başka olabilir. Çocukken, gençken, olgunluk yaşında ve yaşlılıkta, her yaşta farklı bir hayat tadını bulmak mümkündür. Eğer yaşama sevinciniz varsa, yani sizi Yaratan'la kalbi bağlılıklarınız diri ise...

- Hayatta değersiz bir varlık olduğunuzu düşündüğünüz oldu mu?

-Hayır olmadı. İnsanın öyle duygulara karşı iç fren sistemi olmalı... Allah'ı yakın hissetmek gelir bunun en başında...

-Hayattaki statünüz nedir? Statünüze uygun rolünüzü gereğince yerine getirdiğinize inanıyor musunuz?

-İnsanım, babayım, evladım, gazeteciyim, yazarım, düşünce insanıyım. Bunların içini en ideal ölçülerde doldurabiliyor muyum, bu tartışılabilir. Ama iç hesaplaşmayı önemseyen bir insan olarak, eksileri artıya döndürme yolunda sürekli bir gayret içinde olduğumu söyleyebilirim. Doğrusu da bu sanıyorum. Çünkü insanda "tam"lık duygusu zor ulaşılabilen bir duygu olsa gerek.

-Sizi hayattan uzaklaştıran, yaşamı adeta bir cehennem haline getiren unsurlar nelerdir?

-Bu, herhalde özgürlük daralmaları olurdu. Ama o bile, insanda "hayattan uzaklaştırma", "Hayatı cehennem haline getirme" duygusu vermemeli insana diye düşünüyorum. "Her zorluktan sonra mutlaka bir kolaylık vardır" bilincini canlı tutmak lazım. Ama insan olarak zayıflık da bize ait. Böyle duyguların gelip kalbimizi yoklamasına diyecek bir şey yok, ama onun mahkumu olmamak gerekir, bu noktada da iç dirençler oluşturabilmeliyiz. "Hasbiyellah-Allah bana yeter. Nerede olursam olayım Allah benimle beraber" inancı, kalbî direncin özüdür, diye düşünüyorum.

- Hayatınızda yapayalnız kaldığınızı hissettiğiniz, kimseye güvenmediğiniz dönemler oldu mu? Bu yalnızlığınızı nasıl giderdiniz?

- Böyle bir zamanım oldu. Ama öyle bir daralma anmda bir dost bana "Yaşıyorsan Allah'a güven, O'nun kefaleti altındasın, yaşamıyorsan zaten düşünmeye gerek yok" demişti. Kolay değil böyle düşünmek biliyorum, yalnızlığın, kimsesizliğin, çaresizliğin, güven kaybının üzerimize abandığı bir zamanda ayakta kalabilmek kolay değil ama, inanan insanın farkı da burada zaten. Kalplerimizi Allah'la birliktelik idraki ile doyurmamız gerekiyor bu abanmaları göğüsleyebilmek için. "Allah bizi görüyor, Allah bizi bize bırakmaz. O rahmandır, rahimdir, veduddur...." "Kendimi çok yalnız hissediyorum" diyen bir kız öğrencimize "Nasıl yalnız olabilirsiniz, demiştim, Mahzun olma, Allah bizimle beraberdir, demişti Hazreti Peygamber Sevr Mağarasındaki kuşatılmışlık içinde Hazreti Ebubekir'e..."

- Hayatınıza son vermek istediğiniz anlar oldu mu? Bu anlarda sizi bu kararınızdan vazgeçiren sebepler nelerdir?

- Böyle duygular yaşamadım, ama bu duygulara götüren sebepleri anlayabildiğimi sanıyorum. Belki yıkılmışlık duygusudur, çaresizliktir, yalnız kaldığını düşünmektir, tıkanmak, kuşatılmaktır... Yolun sonuna geldiği hissine varmaktır... Bunları aşmanın yolu da, bütün bunları bir sınav gibi karşılamak ve hiçbir daralmanın Allah'ın yardımı karşısında duramayacağını bilmektir. Gerekirse sıfır noktasından başlayıp hayatı yeniden inşa edebileceğine inanmaktır. Ben böyle zamanlarda Rasulullah Efendimizi düşünürüm. O Mekke'de ilk yola çıktığında tek başınaydı, yani dünyevi şartlar itibariyle sıfır noktasındaydı. Mekke sanki ona yönelik bir kuşatma çemberiydi. Ama daha ilk adımında Hazreti Hatice'nin sevgi dolu yüreğini buldu etrafında... İnsan güçlüdür, yeter ki kendisine güçsüzlük telkini yapmasın, kendi kendisini negatif anlamda motive etmesin. Dua sığınağına sığınmak lazım. Allah'ı bize şah damarımızdan yakın hissetmek lazım. Bizi kuşatan şartlara da, kuşatma kudretini Allah'ın verdiğini bilmek, sınavın burada olduğunu anlamak lazım. İntihar pes etmektir, içimizdeki diri damarı kesmektir, oysa insan olmak, şartları yara yara yürümekle değerli hale gelen bir hadisedir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu?
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:42:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? rüya tabiri,Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? mekke canlı, Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? kabe canlı yayın, Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? Üç boyutlu kuran oku Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? kuran ı kerim, Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? peygamber kıssaları,Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu? ilitam ders soruları, Hayatınıza Son Vermek İstediğiniz Anlar Oldu mu?önlisans arapça,
Logged
02 Kasım 2010, 19:21:30
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 02 Kasım 2010, 19:21:30 »

Benden rep..mükemmel bir bakış açısı..Rabbim bakışlarımızın bulanmasından ve hakikate uyanamamaktan sana sığınıyorum..Bize içimizdeki ışığı hep görebilme kabiliyeti ver..SEN diledikten sonra hanği güç önünde durabilir..Bizi SENSİZ bırakma..amin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes