> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz  (Okunma Sayısı 1578 defa)
18 Kasım 2010, 15:42:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Kasım 2010, 15:42:50 »






Şehir Hayatı, Kültürel Yozlaşma ve Biz


Aşkın olmadığı sokaklara bankalar hâkim olur.

Cahit Zarifoğlu

 

"Hüner, bir şehir bünyad eylemektir;

Reaya kalbin âbâd eylemektir"

Fatih Sultan Mehmet Han

 

 

Türkiye’de “şehir” var mı? Ya da bugün sokaklarında dolaştığımız ve adına “kent” dediğimiz mekanlar gerçek anlamda birer “şehir” sayılırlar mı?

Bu mekânların şehir kültürü ve yaşama tarzına ne oldu?

*********

Şöyle bir kafamızı kaldırıp çevremize baktığımızda ya da Karakavak’tan başlayıp İstasyon Caddesi, Kışla caddesi boyunca yürüyüp, Çöşnük’e vardığımızda ne görüyoruz?  Gecekondular, çirkin çirkin binalar, kirli havalar, çıplak dağlar, arabalar, egzoz dumanları, ahlaksızlık yansıtan tabelalar,  dar kaldırımlar, çarpık şehirleşme, seyyar satıcılar ve bunların arasında dolaşan asık suratlı insanlar…

Şu yaşadığımız şehirde sadece İslam’ın değil, bütün inançların kendisini rahatlıkla ifade edebileceği, ibadet edeceği, kültürel değerlerini sürdürülebilir şekilde yaşayabileceği bir atmosfer var mı?

Yerli kültür nerede?

Bu şehrin tarihi ve mimari yapısı nerede?

Malatya’nın bir kimliği ve kişiliği var mı?

Bu fenomeni ya da vakayı nasıl çözümleyeceğiz?

 

************

Bu niye böyle oldu?

Pagan kültürün, seküler zihniyetin şekillendirdiği Batı orijinli siyasal, politik, ekonomik yapılanmanın veya öykünmenin vazgeçilmez sonucu…

İşte seküler liberalizmin  altın tabakta bize sunduğu hayat:

Konut sıkıntısı, gecekondulaşma, yoksulluğun ve suç oranlarının artması, zengin ile fakir arasındaki uçurumun büyümesi, sağlık sorunları, altyapı yetersizliği, trafik tıkanıklığı, çevre faciaları, su, toprak ve havanın kirlenmesi, yeşil alanların azalması, küresel ısınma, yabancılaşma, gürültü kirliliği, şiddet, gerilim, stres, işsizlik…

 

**********

 

İslam şehri nedir? İslam estetiği nedir?  Müslümanın mekân tasavvuru, çevre, tabiat, canlı tasavvuru nedir? İslam şehri, Müslüman evi, İslam toplumu, İslam estetiği nedir?

Bütün bu sorular Müslümanların gündemine çok az gelen konulardır. Hâlbuki İslam’ın bir mekan ve tasarım tarifi olmalı değil midir? Allah-insan-mekân (kâinat) üçgenindeki ilişkilerin boyutları, hangi inanca ve tasavvura göre belirlenmektedir?

Biz (Müslümanlar)  çevreye nasıl bakarız?

İnsan, Allah, çevre… Çevre yaratıcının bir tezahürü… Daha iyi nasıl ibadet ederim diye üzerine bastığım toprak, benim inancımla uyumlu ve dengelidir.  Allah’ı daha iyi tanımaya yol açan bir sırdır.

Biz biliriz ki, kendimiz de çevremiz de, bu kâinat da bize Allah’ın bir emanetidir. İsraf edemeyiz, hor kullanamayız, menfaatimiz için tabiatın sırlarını ve sınırlarını fazla zorlayamayız. Bir yere kadar tabiat sizin yaptığınız zorlamalara dayanır. Ya sonrası? Tam bir felaket olur. Küresel ısınma, kuraklık, ozon tabakasının delinmeli, küresel çevre kirliliği…

Sekülarizm ile İslam’ın tabiata bakış açısı taban tabana zıttır. Birisi onu anlamayı, onunla dengeli bir şekilde yaşamayı şiar edinirken, ötekisi tabiatı zapturapt altına almayı, daha çok menfaat için onu yok etmeyi hedef edinmektedir.   

Bu girizgâhtan sonra meseleye geçebiliriz.

 

***********

Konuttan başlamamız lazım...

Konut kavramı sadece barınacak bir yer, işyerleri sadece ekmek parasının kazanıldığı bir ticari mekân, şehirler zevk ve tüketim için yaşanacak mekânlar mıdır?

Binalar ve binalardan oluşan şehirler moral ve ahlaki değerler göz önüne alınarak mı inşa ediliyor?

Yani ev yapımı sadece teknik ve fiziki bir mesele midir?

Yerleşim düzeninin ve kentlerin dokusunun dini inançlara göre şekillenmesi gerekmez mi?

Peki bir insan eve inancının şeklini verebilir mi?

 

Konutların planlarına bir göz atalım. Bir ev neye göre çizilir? Kaç kişi yaşayacak içinde? Nasıl yaşayacak? Lavabolar, tuvaletler nasıl olacak? Pencere nereye açılır, çatısı balkonu nasıl yapılır, hangi malzemeler kullanılır, nasıl bir şekil verilir? Kıblesi, namazı, kurbanı vs olan bir insanın evi nasıl olmalı?

 

İnsanın sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için belli sınırlar dâhilinde havaya, suya, ısı derecesine ve korunmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak ne eskiden ne de şimdi konutların fonksiyonlarının belirleyici çizgisi bu alt sınırlar olmamış, insanlar değer yargılarıyla tanımladıkları bir mekân organizasyonu tercih etmiştir. İsrafı ve gösterişi hoş görmeyen bir inancın müntesipleri, sade ve gösterişsiz bir yerleşim düzenini tercih ederler, öte yandan kendi değer yargılarından kaynaklanan bir motivasyonla bazı toplumlar, kendi varlık ve başarılarını ebedileştirmek gayreti içerisinde çok abartılı ve iddialı mekânlar oluşturmuşlardır. İnsanoğlunun mekândan beklediklerinin alt sınırı beşeri ve fizyolojik olduğu halde, üst sınırı sadece değer yargılarına bağlıdır, insanoğlu bu değerlerle uyumlu olmak şartı ile daima daha fazlasını daha iyisini istemektedir. Yani bir kişi evini bedeni ihtiyaçlarından çok değer yargılarına göre inşa etmektedir, etmelidir…

Aynı durum, diğer kaynakların kullanılması sırasında da tezahür etmektedir. Yani değer yargılarına göre yemesi, içmesi, oturması, tüketim yapması, davranması, yürümesi, çalışması, sevmesi, ağlaması, ticaret yapması, seyahat etmesi, idarecilik yapması, sabah kalkması akşam yatması, sanat yapması, kültürel aktivitede bulunması vs.

Yani inandığı gibi yaşamak, yaşadığı gibi inanmak...

Bize göre;

Yapıların içi ve dışı gösteriş için değil, ihtiyaç ve sükûnete göre dizayn edilir. Geçici bir hayatın gerektirdiği şekilde, savurganlık ve israftan uzak, insani ihtiyaçların makul bir denge gözetilerek temin edildiği, hazcı(hedonist) ve bencil bir konfor anlayışına sahip olmayan, kadının ve erkeğin özgürlük alanı olan evler, şehrin ana gövdesini oluşturur.

 

*******

 

İslam şehri olur mu olmaz mı?

Müslümanların kurduğu ya da etkilediği şehir olabilir. Çünkü birden fazla dini inanç, kültür ve yaşama biçimi ve bunun gerektirdiği fiziki mekânlar oluşmuştur.

Ya “Hıristiyan şehri” olur mu, olur… Neden?  Çünkü, Hıristiyan şehri tam anlamıyla bir Hıristiyan şehridir. Orada Müslümanlar düşünülerek planlanan bir şehir göremezsiniz.

**********

Ruh ve iç dünyanız, gönül ve akıl ikliminiz, yaşadığınız mekânlarla bir uyum arz etmeli değil mi?

Allah ile kendisi ile, sosyal ve fiziki çevresi ile barışık olmayan bir zihniyetin kurduğu şehirlerden hayır gelir mi?

Kentler, kutsal değerlerden arındırılmış profan (yalınkat) mekânlar mıdır?

Tersi olursa bir kişilik bölünmesi olur mu?

Olur. Şehirlerimizin bugün geldiği noktayı tek kelime ile tarif edecek olursak: Kaos

Yerel ve global kültür, köy ve şehir, eski ve yeni, çağdaş ve çağdışı kavramlarının arasına sıkışan zavallı insanımız, henüz bir kimlik bulamamış iç dünyasını, mekanlarına ve şehirlerine yansıtmaktadır.

Kendi iç bunalımını, gel-gitlerini, inancı ile yaşantısı arasındaki çelişkilerini, paradokslarını dış dünyaya da aksettirmekte ve buhranlı, huzursuz ve tedirgin mekanlar oluşturmaktadır.

************

Allahaşkına siz şu Malatya’nın siluetine bir mana verebiliyor musunuz?

Bırakın huzur ve dinginlik veren, tarihi sürekliliğimize uygun yeni bir mekân oluşturmayı, mevcut tarihi ve kültürel dokumuza,  eskinin mekanlarına bile sahip çıkmaktan aciz kalmışız. İşte Ulu camii, işte Kervansaray…(Hele bir restore edilmiş ki içler acısı…)

Onun için her gelen belediye başkanları şehir merkezine nokta vuruşlar yapıp düzeltmeye çalışıyor. Kökü çürük olan bir ağacın kuruyan dallarını budamakla ağaç düzelir mi?

 

************

Peki sadece mesele, tarihi binaların yağmalanmasında mı, sadece çarpık şehirleşme mi, betonların arasında yaşayan insanlar betonlaşmamış mı, beton göre göre ruhu kararmamış mı, peki şehir kültürü anane, terbiye, görgü… Buradaki bozulmayı nasıl tarif edeceğiz?

 

************

Siz moral ve ahlaki değerleri hiçe sayarak bir şehir planlamaya kalktığınızda, o şehrin huzur ve güvenliğini Web camlarla mı karşılayacaksınız?

Katilleri Webcam’la bulabilirsiniz ama gençlerin katil olmasını sağlayan şartları nasıl ortadan kaldıracaksınız?

 

Peki ya ağaç, orman, su?

Peki ya mezarlık kültürü?

Alışveriş merkezlerine ve mezarlığa nasıl bakar?

 

 

**********

İslam şehrinde Cami çekim merkezidir. Büyük şehirlerin merkezinde ulu camiler yapılmış, etrafına da hanlar, hamamlar, çarşılar, pazarlar yapılmış… sonra toplu mekanlar, her şey kontrol altında…

Evler iki katlı, bahçeli….bahçeler mahremiyeti korur. Eyvanlar gizliliği muhafaza eder.

Şehir dikey değil yatay gelişir. Yani tabiat ile barışık evler, şehirler…

Aslında Avrupa yeni yeni bu sistemi kendisine adapte etmiş. Osmanlıdan etkilenmiş…Şehrin banliyölerinde oturan işçi sınıfının evleri yine dikine apartman evler…

 

**********

Peki çalışma şartları: Mesai saat kaçta başlar, molalar nasıl verilir, mesai kaçta biter? Eve ne zaman gidilir, akşam ne zaman yatılır? Bunlar da şehir hayatının en önemli fonksiyonlarıdır. Bir Müslüman’ın hayatı şehirde nasıl başlar nasıl biter? Bunun bir önemi yok mu?

 

***** 

Malatya’da göç ol...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz
« Posted on: 26 Nisan 2024, 04:40:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz rüya tabiri,Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz mekke canlı, Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz kabe canlı yayın, Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz Üç boyutlu kuran oku Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz kuran ı kerim, Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz peygamber kıssaları,Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve biz ilitam ders soruları, Şehir hayatı kültürel yozlaşma ve bizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes