๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mayıs 2010, 17:29:22



Konu Başlığı: Seher dualarında Allah dostları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Mayıs 2010, 17:29:22
Seher Dualarında Allah Dostları

Rahmetli Bediüzzaman Hazretleri, gecenin bir yarısında, teheccüdde... Kadirî evradıyla meşgul. Sonra elini o karanlıklar içinde duaya kaldırıyor. Ve duanın bir yerinde, acaba Anadolu sathında, şu kutlu demlerde, Ümmet-i Muhammed (s.) için eli dualara kalkmış kaç er var, diye iç âlemine bir düşünce doğuyor. "Ayağa kalktım hemen" diyor Bediüzzaman Hazretleri, "Elimi alnıma götürdüm, bütün bir Anadolu'yu şarktan garba taradım. Baktım ve gördüm ki, o saatte iki kişi duada. Biri Eskişehir'in Muttalib köyü'nden Hafız Hilmi Efendi, diğeri de Erenköy'den Sami Efendi"

Hani bu ümmetin Peygamber'i (s.) hep geceleri "ümmetî, ümmetî" diye secdelerde gözyaşlarına boğulurdu ya!.. İşte o halle hallenen iki kutlu gönüllü velînin üzerinde yansıyan Hz. Resûlullah (s.)'ın ilgimi hemen hemen en fazla çeken sünneti. Sebebi de şu: Allah (c.c.) Yüce Kur'ân'ında, gece ortasında, ibadete kalkıp, Kitap'ı okuyan ve mânâsından etkilenerek, gözyaşları içinde secdeye kapılan Yahudî ve Hristiyan âlimlerinden büyük bir övgüyle bahseder. Ve fakir, o âyeti okuduğumda kendime hep şu soruyu sorarım: "Yıllardır öğretim görevlisi olarak İlâhiyatta görev yaptım. Etrafım, İslâm'ı en üst seviyeden bilen çok sayıda zevat-ı kiramla çevrili ve üç aşağı beş yukarı herkesin hallerini bilirim. Başta kendim de olmak üzere, bu mübarek âyete muhatab olan tek bir ferde, şu ana kadar rastlayamadım. Anâe'l-leyl (gecenin ortasında) Kur'ân okuyup, anlamından etkilenerek secdelere kapanıp ağlayan âlimler! Nerde ya hasretâ ale'l-ulema!.. Ahh bizler, ahh!"

Bakınız, merhum Samî Efendi Hazretlerinin ilk halîfesi kimdi, biliyor musunuz? Bu konu bir hayli merakımızı mucib olmuştu. Yaptığımız araştırmalar sonucu, bu muhterem zatın Vanlı Seyyid Bakkal Hacı Hasan Efendi olduğunu öğrendik. Bu muhterem insan-ı kâmil, Hz. Hüseyin (r.) Efendimiz neslinden çok celâlli bir zattı. Sürekli oruç tutardı. Samî Efendi Hazretlerine gönülden büyük bir muhabbetle bağlıydı. Gönül dostlarının yetişmesi konusunda çok titiz davranırdı. Meselâ, teheccüde devamlarını sağlamak üzere, gönül dostlarına, imamdan önce sabah namazı için camide hazır bulunmalarını ısrarla telkin ederdi. Böylece cemaata devam da sağlanmış olurdu. Dünya hayatını Peygamberimiz (s.) kadar yaşamayı çok isterdi. Ve yüce Allah (c.c.) onun bu halis dileğini kabul buyurarak 63 yaşında, 4 Kasım 1969 tarihinde "Kullarımın arasına katıl, cennetime gir!" diyerek rahmetine aldı. Allah (c.c.) rahmet eylesin. İşte bu muhterem zat, bir gün Sami Efendi Hazretlerine (k.s.) "Efendim, birazcık celâl sıfatı takınsanız, sizdeki hilm ve cemal sebebiyle, ihvanlarda sanki biraz gevşeklik, vurdumduymazlık gibi haller var" demiş, ancak karşılığında şu cevabı almıştı: "Hacı Hasan Efendi! Celallik sıfatını size veriyorum. Biz, Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk (r.) sıfatındayız, ondan da çıkmayız. Siz celâl sıfatınızla talabelerinizi yetiştirebilirsiniz!"

Gecelerin karanlıklarında, Ümmete göz yaşlarıyla uzun dualar eden, Hz. Rasûlullah (s.)'ın "ümmetî, ümmetî" diye Allah'a yalvarışlarının sırrına eren, sonsuz ufuklu bu büyük velî gerçekten de sıddîkî meşrebliydi. Ömür boyu hizmette kusur etmemiş nur yüzlü, asîl dostu Musa Efendi Hazretleri de, onun etrafında pervane misali dönmekten bir an bile geri kalmamışlık vasfıyla, aynı meşrebin bariz bir timsaliydi. Ve fakir, aynı vasfın, tüm hulefa-ı Kirama ve ihvan-ı güzîne, geniş ölçüde yansıdığı inancındayım. Allah (c.c.) hepsinden razı olsun! Amin.

Bakkal Hacı Hasan Efendi merhum bir İstanbul ziyaretindedir ve Taşköprü Palas'da kalmaktadır. Günlerden Cumadır. Mehmet Efendi adlı bir kardeş otele gelir, Hasan Efendi'ye "Sami Efendi Hazretleri Cumayı şu camide kılacak, haydi beraber gidelim" der. Ancak edebde yüksek ve zarif çizgilere sahip bu güzel insan: "Eğer Sami Efendi Hazretleri (k.s) bizimle olmak isteseydi, Hasan, Cumayı şurada kılalım, derdi. O demeden, bizim gidip aynı camide kılmamız edebe uygun olmaz" karşılığını vererek namazı başka bir câmide kılmıştır.

Hasan Efendi'nin bu edeb yüklü hatırasını duyunca, çeyrek asır önce, Böcekli Cami-i Şerifi'nde, Sami Efendi Hazretlerinin (k.s.) cuma namazı kılma anıları aklıma geldi. Bağlılığın başındayız daha. Edeb, erkan nedir bildiğimiz yok. Tutturmuşuz, cumayı illa Sami Efendi Hazretlerinin (k.s.) kılacağı camide eda edeceğiz diye... Binbir türlü manevralarla Sultan Efendi Hazretlerinin namaz kılacağı Böcekli Camiini tesbit etmiş, koşarcasına gitmiştik. Halbuki âlâ-yı vâlâ ile kalabalıklardan kaçınılıyordu. Biz de buna rağmen Cumanın kılınacağı camiyi tesbit etmeyi bir başarı hanesinde müsbet bir puan olarak değerlendiriyorduk. Halbuki edebden kaybetmişiz de, haberimiz bile olmamış. Aaah edeb! Senin yolların ne inceymiş ve biz de sana ne kadar uzak düşmüşüz... Rabbim, edeb nasib et! Beyt:

Edeb bir tâc imiş nûr-ı Huda'dan
Giy ol tâcı emin ol her belâdan!

Burada fakirin aklına düşen iki hadis ve onun nüktesine medar olacak bir olayı anlatmak istiyorum. Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "kemeseli'l-hımari yahmilu esfârâ" yani sırtında sadece kitabı, bilgiyi yük olarak taşıyan şeylere benzemeyen yani ilmini amele dönüştüren ak alınlı âlimlere şöyle der: "Ümmetimin âlimleri, peygamberlerin gerçek mirasçılarıdır." Bir hadis daha: "Ümmetimin âlimleri, Benî İsrâil peygamberleri gibidir!" Bilindiği ve de görüldüğü gibi islamî ilimleri boğazına kadar yutmuş, ama hayatında, Kur'ân okurken tüyleri ürpermemiş, gece, teheccüd iklimlerinde alnını secde-i Rahmana dayayıp Hz. Muhammed (s.) gibi ümmete gözünden bir damla yaş akıtmamış malûmat hammalı, kendini âlim sunan o kadar ünvanlı adam var ki!.. Eskiden bildiğini yaşayana âlim derlerdi ve "el-ilmu bila amelin vebâlün" Yani "Amelsiz ilim vebaldir." diye de eklerlerdi. İşte, Sami Efendi Hazretleri (k.s.) ve hayatı boyunca onun etrafından ayrılmamış pervânesi, Musa Efendi, bir akademisyen olarak söylüyorum, hakîkî âlimlerdi. Ve görenler üzerinde, derin tesirler bırakırlardı. Niye? Çünkü ilimlerini ihlâsla amele dönüştürmüşlerdi.

Buyrun size Sami Efendi Hazretlerinden (k.s.) çarpıcı bir hatıra:

Her halde şöyle böyle bir kırkbeş sene önce. Mekân Adana... Sami Efendi Hazretleri (k.s.), Musa Efendi Hazretleri ve Bakkal Hacı Hasan Efendi bir taksinin içinde önde gidiyor, arkadaki arabada gönül dostlarından Mahmud Bey onları izlemektedir. Kırmızı ışıkta durdukları zaman, trafik polisi, öndeki üç büyük zâtın bulunduğu arabaya bakıp, gelir ikinci arabadaki Mahmud Bey'e hayranlıkla: "Beyefendi öndeki arabada bulunan güzel insanlar kimler?" diye sorar. O da onların "Allah'ın velî kulları oldukları"nı söyler. Sami Efendi Hazretleri (k.s.) ve onun asîl, yüce ruhlu pervanesi, işte böyleydiler. Üzerlerinde Hz. Resûlullah (s.)'dan miras kalan velâyet nuru dâimâ parlar, bakanları hayran bırakırdı.

Sami Efendi Hazretleri (k.s.) Erbilî Hazretlerinin (k.s.) Mektûbât'ındaki yüzotuzdördüncü mektupta ifâde ettiği gibi "Halkı Hakk'a, Hakkı halka sevdirme" görevine, bundan yaklaşık yetmiş sene önce başlamıştı. Ama, burada dikkatimizi çeken bir olayla yüz yüze geldik. Bu büyük manâ eri, insanlara Allah'ı sevdirme görevine ilk kez Karaisalı'dan başlamıştı. Niye başka yer değil de orası? Hatıraları karıştırırken bunun hikmet dolu cevabı çıktı geldi: Rahmetli Sami Efendi Hazretlerinin (k.s.) muhterem pederleri Mücteba Efendi adı geçen ilçenin Kekoç köyünde dünyaya gelmişlerdir. Yani Sami Efendi Hazretleri manevî görevine başlarken Hz. Resûlullah (s.)'ın îlâhî vahye dayalı bir sünnetine uymuşlar: Hz. Resûlullah (s.) İslam'ı tebliğde, Allah'ın emri üzerine yakın akrabalarından başlamışlardı: "Ve enzir aşîrateke'l-akrabîn" yani, "en yakın aşîretinden".

Sami Efendi Hazretleri'nin (k.s.) hayatının hangi kademesine bakarsanız bakınız, her tarafını lebâleb ağzına kadar sünnet dolu görürsünüz. Rabbim âhiret yurdunda cümlemizi bu Allah dostlarıyla komşu etsin.

Alıntı


Konu Başlığı: Ynt: Seher dualarında ALLAH dostları
Gönderen: elveda üzerinde 28 Mayıs 2010, 17:34:42
amin! İnşallah hem dünyada hemde ahirette iyilerle birlikte oluruz


Konu Başlığı: Ynt: Seher dualarında Allah dostları
Gönderen: Pelinay üzerinde 06 Mart 2016, 16:47:19
 Anâe'l-leyl (gecenin ortasında) Kur'ân okuyup, anlamından etkilenerek secdelere kapanıp ağlayan âlimler! Nerde ya hasretâ ale'l-ulema!.. Ahh bizler, ahh

Ahh ki ne ahhh.
Allahim sen gafletimizi izale eyle, gunahlarrmizi bagisla, bizi rizana eristir.amin amin amin


Konu Başlığı: Ynt: Seher dualarında Allah dostları
Gönderen: Rüveyha üzerinde 06 Mart 2016, 18:07:47
Esselamu aleykum ve rahmetullah.Âmin amin amin İnşaAllah..Mevlam bizleri mübarek kullarına komşu eyle İnşaAllah.Rabbim razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Seher dualarında Allah dostları
Gönderen: Damla üzerinde 06 Mart 2016, 18:10:56
#Esselamu aleykum..Emeğinize sağlık..Rabbim razı olsun..#


Konu Başlığı: Ynt: Seher dualarında Allah dostları
Gönderen: Sevgi. üzerinde 06 Eylül 2019, 01:50:05
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Seher dualarında Allah dostları
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Eylül 2019, 12:41:05
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri hak yol İslam da samimiyetli kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun