๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 01 Temmuz 2010, 03:41:43



Konu Başlığı: Şefkatin öne çıktığı kurban soruları üzerine...
Gönderen: Sefil üzerinde 01 Temmuz 2010, 03:41:43
 Şefkatin öne çıktığı kurban soruları üzerine...
   
Allah Resulü Efendimiz (sas) Hazretleri, merhametli, şefkatli olma konusunda yaptığı ikazında şöyle hatırlatmada bulunmuştur:- Sizler yeryüzündeki canlılara şefkatli davranırsanız, gökyüzündeki melekler de mahşerde size şefkatli davranılması için dua ederler! Bu hadis bize şunu hatırlatmaktadır:

- Meleklerin size de şefkatli davranılması için dua etmelerini istiyorsanız siz de başkalarına şefkatli davranın!.. Bundan dolayıdır ki, kurbanlık koyunun ayağını bağlayıp yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye başlayan adamı gören Allah Resulü Efendimiz buyurmuş ki:

- Ey Allah'ın kulu! Bu hayvanı sen iki defa mı öldürmek istiyorsun? Nedir bu şefkatsizlik? Şöyle sürdürmüş ikazını: "Hayvanı kesecek kimse bıçağını önceden bilesin de yatırdığı yerde hayvanı ölümü bekletir halde tutmasın. Unutmasın ki; en güzel kesim, hayvana en az acı veren kesimdir. Siz yeryüzündekilere merhametli davranın ki gökyüzündekiler de size merhametli davranılması için dua etsinler!" Evet, Müslüman değil insanlara, hayvanlara bile acımasızlık edemez, kurbanlık hayvana da acı çektirmeye gönlü razı olmaz. Örnek aldığı Peygamber'i ona bu konuda ikazlar yapmış, irşatlarda bulunmuştur. Evet acıma, şefkat etme olayı Müslüman'da o kadar canlı ve unutulmaz haldedir ki; kurbanını keserken bile sadece (Bismillahi Allahü ekber) demekle yetinir, Besmele'nin gerisini okuyarak kesim anını uzatmak istemez. Çünkü Besmele'nin kalan kısmında Allah'ın Rahman ve Rahim sıfatları vardır. Kurban kesimi sırasındaki durum ise bu iki sıfata zıt gibi göründüğünden o sıfatları zikretmeden (Bismillahi Allahü ekber) diyerek hemen kesimi bitirir, o ânı uzatmamaya dikkat gösterir. Bazen (Bismillahi Allahü ekber) demeyi unutan da olabilir. Bu durum da niyetine göre hüküm alır. Şayet heyecandan, aceleden söylememişse bir mahzuru olmaz. Ama inkârdan, yani inanmadığı için Allah'ın ismini terk etmişse bu et yenmez. Çünkü terki ihmal ve unutmaktan değil, inkâr ve inançsızlıktan gelmiştir. Zaten bir İlahî kitaba inanmayanın kestiği de yenmez. Eğer kesenin ne durumda olduğu bilinemezse kestiği yenecek inançta biri olarak kabul edilir, tereddüt edilmez.

- Kurbanın tümü de Allah için olduğundan ne etinden ne de derisinden kesim ücreti verilemez. Kesim ücreti ayrı olarak verilmeli, et ikram edilecekse bu da ücretten ayrı olarak hediye edilmelidir.

- Kurban dinin bir emri olarak kesildiğinden eti, derisi de dine karşı olan yerlere verilmez. Yani din kendi aleyhine kullanılır duruma düşürülmez. Hep dine saygılı yerler tercih edilir. Ancak komşu hakkı unutulmaz, dinî hayat taşımasa da komşuya ikramda bulunulur. Gönlü kazanılmaya gayret edilir.

- Kurbanı iyi kesen kim ise kesime layık olan da odur. Bu itibarla, bizzat kesmek mümkün olduğu gibi ehil olana kestirmek, yahut da muhtaç olanlara hibe ederek vekalet vermek suretiyle kestirmek de mümkündür.

- Ortak olunan kurbanın etini taksim ederken zorluk yoksa eti götürü usulü ile değil de tartı ile taksim etmek uygun olur. Ortaklardan hiçbirinin kalbine kendi hakkı olanı tam alamadı, ama öteki fazlasıyla aldı gibi bir vesvese gelmemelidir. Etler hem kalite hem de miktarda eşit şekilde ayrılmalı, sonra da kur'a atılarak sahipleri tespit edilmeli, vesveseye asla yer verilmemelidir. Bununla beraber, hissesine düşen et miktarı ve kalitesi üzerinde fazla titiz de olunmamalı, Rabb'imiz kabul buyursun, diyerek gönülden helalleşmelidir