> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Şefkat ve Hoşgörü İklimi
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şefkat ve Hoşgörü İklimi  (Okunma Sayısı 2952 defa)
01 Kasım 2010, 02:23:22
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 01 Kasım 2010, 02:23:22 »



Şefkat ve Hoşgörü İklimi

Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz

Hoşgörü son zamanlarda birdenbire oturuverdi gündemimize. Hoşgörü bizim bilmediğimiz bir kavramdı da yeni mi idhal ettik onu biryerlerden, yoksa vardı da unutulmuş, tozlu raflara mı terkedilmişti? Herhalde doğrusu ikincisi. Hoşgörü bizim toplulumuzun çok iyi tanıdığı bir kavramdı da biz onu unutmuştuk. Bugün onu yeniden gündemimize taşırken nereye oturtacağımıza bir türlü karar veremiyoruz. Kimileri onu alabildiğine geniş ölçüler içinde ele alıp âdetâ İslâm'a aykırı olan herşeye karşı takınılması gereken bir tavır olarak görürken, müslümanlara karşı aynı hassasiyeti gösterme konusunda biraz cimri davranmaktadırlar. Bir kısım insanlar da hoşgörüyü iyice daraltıp içine alacak kimse bulamamaktadırlar. Öyleyse bunun saha ve sınırlarının yeniden gözden geçirilmesi gereği açıktır.

Hoşgörüyü herşeyden önce rahmet peygamberi olarak tavsif edilen Allah Rasulü'nün bu özelliğinde aramak gerekir. Çünkü Kur'an onu rahmet ve şefkat peygamberi olarak takdim ediyor: "Habibim, biz seni âlemlere ancak rahmet olmak üzere gönderdik." (el-Enbiya, 21/107)

İslâm âlimleri Hz. Peygamber'in rahmet özelliğini:

1- "O, alemlere rahmettir"; çünkü kendisine inanıp bağlananları dünya ve ahıret mutluluğuna taşımaktadır;

2- "O, âlemlere rahmettir"; çünkü onun gelişiyle birlikte daha önceki dönemlerde, inanmayanlar için gelen ve fakat herkesi kapsayan bu dünyadaki ilahi cezalar kaldırılmıştır.

O, âlemşümul rahmetin biricik temsilcisi olduğundan sadece bir bölgenin, bir yörenin, bir iklimin ve bir ırkın değil, topyekün insanlığın şefkat ve merhamet ocağıdır.

Yine o, kendisine bahşedilen ilahi rahmetin gereği olarak bütün insanlığa karşı yumuşak, sıcak, şefkat ve merhamet doludur. Kur'an onun bu özelliğini şöyle tanımlar: "Allah'ın sana olan rahmetinden dolayı ey Muhammed, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer sen kaba ve katı yürekli olsaydın şüphesiz insanlar etrafından dağılıp giderlerdi. ( Alü İmran, 3/159)

Kur'an'ın bu ifadelerle takdim ettiği Hz. Peygamber, tebliğ ettiği dini "semha" lafzıyla hoşgörü dini olarak tanımlamaktadır: "Ben kolaylık ve hoşgörü (semha) dini ile gönderildim" (İbn Hanbel, VI, 116, 223) buyurmaktadır. Yine o: "Hoşgörü ile davrananın hoşgörü ile mukabele göreceğini" (İbn Hanbel, I,248); "Dünyada Allah'ın kullarına hoşgörülü davrananlara Allah'ın kıyamette görevli meleklerine hoşgörülü davranmalarını emredeceğini" (İbn Hanbel, I,5) haber vermeketdir.

Amr b. As'ın rivayet ettiği bir hadiste kendisine "en faziletli amelin hangisi olduğunu" soran kişiye Allah Rasulü ikinci seferinde: "Yumuşak söz, yemek yedirmek, hoşgörü (semah) ve güzel huy" (İbn Hanbel, IV,204) buyurmuştur.

Yukarıda zikredilen hadislerde semha ve semah gibi lafızlarla geçen bu kelime, bugün Türkçe'de müsamaha ve hoşgörü karşılığı kulanılan ve daha çok da ticari ilişkilerde; daha doğrusu menfaat ve çıkar ilişkilerinin sözkonusu olduğu ortamlarda gündeme gelen bir konudur. Dolayısıyla insanların ortak yaşadıkları yer ve yörelerde inanç ve düşünceleri ne olursa olsun birbirlerine tahammül etmeleri, birbirlerine karşı hoşgörülü olmaları anlamınadır.

Ayet ve hadislerden yola çıkılarak yapılan İslâm tariflerinde Hz. Peygamber'in merhamet ve şefkati İslâm'ın temel esası olarak yerini almıştır: "İslâm Allah'ın emrini ta'zim; yani O'na kul olmak, Onun yaratıklarına şefkat ve merhamet."

Bu özellik bizim gönül dünyamızı aydınlatan tasavvuf muhitlerine Yunus diliyle:

Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü
Yaradılanı severiz
Yaradanından ötürü

ifadeleriyle taşınmış ve ebedilik iklimindeki yerini almıştır.

İslâm'ın özünde bulunan Muhammedi şefkat ve merhamet umumidir. Yaratılan her varlığı, Hakk'ın kudret tecellisine mazhar her şeyi kuşatmaktadır. Çünkü Allah peygamberinin bu duyarlıkta olmasını istemiştir. Sadece kendi nefsi istek ve taleblerinin farkında olup onları putlaştıran kişi ve kimseler bu alemi imara değil, belki viran etmeye amade insanlardır.

Muhammedi şefkat ve merhamette şikayete ve derdlenmeye yer olmaz; çünkü şikayet acz ve enaniyet ürünüdür. Herşeyin kader planında cereyan ettiğini bilen insan kimi kime şikayet edebilir? Şefkatte hüzün vardır, gözyaşı vardır ama asla şikayet ve derdlenme yoktur. Kendini eksik kusurlu görmesini bilen başkasına kusur izafe etmekte acele etmez. Lütfa açık, ıstırap ve çileye kapalı bir gönül hüznün erdirici hazzını tadamaz. Hüzündeki hazzı tadamayınca da mahzun gönüllerle birşeyler paylaşamaz.

Muhammedi şefkat ve merhamet, alemdeki tecellileri cemal ve celal boyutuyla kavrayıp kuşatmayı ve bunun sonucunda acılardan burukluk duymamayı ruh haleti olarak insana bahşeder. Nitekim bir sufi şair bu gerçeği ne güzel ifade eder:

Hoştur bana senden gelen
Ya gonca-gül, yahud diken
Ya hil'at ü yahud kefen
Lutfun da hoş kahrın da hoş

İslâm ve tasavvuf budur. Muhammedi rahmet ve şefkat ikliminde insanları sevmeyi, sevgi denizinde buluşmayı öğütlemektedir. Bugün müslümanlarda ve İslâm aleminde bundan farklı bir görüntü varsa, bunun kusuru ya İslâm'ı tam olarak anlamamış olan müslümanlardadır, ya da müslümanlığın gücünden korkarak müslümanların ve müslümanlığın güzel yüzünü sıvayıp onu uzlaşmasız, terörist göstermeye çalışanlardadır. Biz her zaman şu iki vakıayı birbirinden ayrı görmek zorundayız: "Müslümanlık başka, müslümanlar başkadır." Müslümanlarda görülen pek çok hata ve kusuru hemen İslâm'a hamletmek insaf ölçüleriyle bağdaşamaz.

Ülkemizde ve İslâm dünyasında "hoşgörü" tartışmalarının gündeme geldiği şu günlerde bu konunun yeniden konuşulması ve özellikle bu topraklarda yaşayan insanların bir ortak paydada buluşması gerekmektedir. Bütün dünyada İslâm'ın yükselişini gören bir takım yabancı güçlerin İslâm'ı terörist gösterme çabaları ortadadır. İslâm'ın önünü kesme gayretkeşliği ile en uç konuları gündeme getirerek işleyen bu mekanizma, ülkemizde zaman zaman medyanın da etkisiyle belli bir tesir alanı meydana getirmekte ve toplum katmanları arasında bir takım gerilimlerin meydana gelmesine sebeb olmaktadır. Bu tür bir gerilim bizim toplum düzenimizin ve halkımızın uzun süre kaldırabileceği bir durum değildir. Bu yüzden insanlarımızı hoşgörü ikliminde buluşturmak zarureti açıktır. Birbirinin varlığına saygı gösteren kendi fikir ve düşüncelerini bir takım güçlere yaslanarak dayatmayan bir anlayış geliştirilmelidir. Bir ortak zemin bulunduktan sonra herkesin birbirine tahammül göstermesi gerekmektedir.

İslâm bütün insanları tek tip olarak görmek yerine herkese bulunduğu durum ve konuma göre Hakk'ın tecellisine mazhar bir varlık gözüyle bakmayı öğütlemektedir. Böyle bir anlayış tarih boyunca müslümanların bütün din ve milletlerle her durum ve şartta bir uzlaşma zemini bulmasını sağlamıştır. İslâmi telakkide :

Yetmişiki millete bir göz ile bakmayan
Halka müderris olsa hakikatte asidür

Her tür insana aynı gözle bakmak, onlar arasında insan olmak, ilişki ve iletişim kurmak açısından bir fark görmemek esastır. Tarih boyunca bu telakkiye sahip olan İslâm toplumlarında farklı din anlayışına sahip olanlar arasında problem yaşanmamış; aksine her din ve mezhep mensubu kendi inançlarını rahatça yaşama imkanı elde etmiştir.

Bugün müslümanların halkı inananlar ve inanmayanlar diye ikiye böldüklerini söyleyenler de, bizzat müslümanlar da böyle bir ayırımı çağrıştıracak davranışlardan azami derecede sakınarak hoşgörü ortamı içinde buluşmalıdırlar. Bunun zemini ve altyapısı tarihten ve kültürümüzden gelen bir biçimde bizim toplumumuzda mevcuddur. Yeter ki bunu sağlamak için sağlıklı iradeler oluşsun. Burada halka, devlete ve özellikle son zamnlarda telaffuz edilen derin devlete büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Henüz kendi gönül ülkelerinde hoşgörü iklimini sağlayamamış insanların başkalarından hoşgörü beklemeye ne hakları olabilir. Bugün hoşgörü ortamının oluşması konusunda herkes müttefik, ama bunu herkes hep karşısından bekliyor.

Oysa hoşgörü denilen şey, insanın kendi içinde başlayıp gelişerek dışa yansıyan bir olgudur. Eskilerin deyimiyle "dıyk-ı sadr" sâhibi; göğsü ve gönlü dar insanlar olmak yerine "şerh-ı sadr" ile genişlemeye ihtiyaç var. Göğsü ve gönlü engin olanlar herkese tahammüllüdür. Herkese aynı gözle bakma erdemine ermiştir. "Dıyk-ı sadr" olanlar ise bunaldıkça karşılarındakilerinin hoşgörüsüzlüğünden yakınır ve bu yakınma sürdükçe de daralırlar.

Sonra bu hoşgörü herkese şâmil olmalıdır elbette. Ama bu hoşgörü birbirine değer veren ve birbirine saygı duyan insanların karşılıklı güvenin sonucudur. Bu yüzden bu güvenin yara almaması çok önemlidir. Bunun yolu da diyalog ve iletişimdir. Ancak bugün tesis edilmek istenen iletişim ve diyalog ortamlarında müslümanları dâimâ veren ve boyun eğen konumunda görme eğilimi de söz konusu olmamalıdır ki, bu diyalog sürekli olabilsin.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şefkat ve Hoşgörü İklimi
« Posted on: 16 Nisan 2024, 09:08:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şefkat ve Hoşgörü İklimi rüya tabiri,Şefkat ve Hoşgörü İklimi mekke canlı, Şefkat ve Hoşgörü İklimi kabe canlı yayın, Şefkat ve Hoşgörü İklimi Üç boyutlu kuran oku Şefkat ve Hoşgörü İklimi kuran ı kerim, Şefkat ve Hoşgörü İklimi peygamber kıssaları,Şefkat ve Hoşgörü İklimi ilitam ders soruları, Şefkat ve Hoşgörü İklimiönlisans arapça,
Logged
13 Nisan 2015, 21:47:58
Hatice Akdağ 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 818



« Yanıtla #1 : 13 Nisan 2015, 21:47:58 »

Esselamü Aleyküm:
Semah,Alevi-Bektaşi cemlerinde çene katılanların manevi coşku halinde kendilerinden geçerek ilahi bir aşkla ayakta dönemleridir.Dönemlerinin sebebi ise Allh'a olan aşk ve sevgilerini semah la ifade ederler.
Bu bilgileri bizimle paylaştığınız için Allah razı olsun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

"EY KARANLIKLARIN GÖLGESİNDE TUTSAK EDİLMİŞ İNSAN
KALBİNİN İÇİNDE SENİ BEKLEYEN IŞIĞIN FARKINA VAR ARTIK
O IŞIK CENNET'TE EMANET EDİLDİ SANA
O EMANETLE İNDİRİLDİN DÜNYAYA
ATEŞLER İÇİNDE BİR NURLA
BEDEN ÇARMIĞINA GERİLDİN SONRA
KALBİNDE AÇAN BİR GÜLLE"
13 Nisan 2015, 21:50:51
Kaan Han
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 778


« Yanıtla #2 : 13 Nisan 2015, 21:50:51 »

Esselamu Aleykum ve Rahmetullah
 Insanlara karsi hosgorulu olmaliyiz
Allah Razi olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
13 Nisan 2015, 21:51:27
Damla
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 3.120


« Yanıtla #3 : 13 Nisan 2015, 21:51:27 »

İslâm âlimleri Hz. Peygamber'in rahmet özelliğini:

1- "O, alemlere rahmettir"; çünkü kendisine inanıp bağlananları dünya ve ahıret mutluluğuna taşımaktadır;

2- "O, âlemlere rahmettir"; çünkü onun gelişiyle birlikte daha önceki dönemlerde, inanmayanlar için gelen ve fakat herkesi kapsayan bu dünyadaki ilahi cezalar kaldırılmıştır.
Herkes birbirine karşı saygılı höşgörülü ve şefkatli olmalı.
Büyüklerimize hoşgörülü ve küçüklerimize şefkali olmalıyız.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 13 Nisan 2015, 21:53:25 Gönderen: damla6d »
Kayıtlı
19 Ekim 2019, 16:08:12
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.955


« Yanıtla #4 : 19 Ekim 2019, 16:08:12 »

Rabbim bizleri kendine lâyık kul Peygamber Efendimize de hayırlı ümmet olanlardan eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes