๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Ekim 2010, 11:39:24



Konu Başlığı: Saygın bir kişilik nasıl oluşturulur?
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Ekim 2010, 11:39:24
Saygın Bir Kişilik Nasıl Oluşturulur?

Bir insan, toplum içinde “saygın bir kişiliği” nasıl oluşturabilir? İtibarlı bir yere nasıl gelebilir?

1.Sürekli, kendi kendinizin denetçisi olun, kendinizi kontrol edin. Her akşam, “Bugün neler yaptım?” diye kendinizi hesaba çekin.
2.Saygın ve itibarlı kişileri izleyin, onlarla dost olun ve dünyalarını tanıyın.
3.Kendinizi yetiştirmek ve olgunlaştırmak için kalple aklı, maddeyle mânâyı, dünya ile âhireti birlikte düşünün.
4.Herkesi olduğu gibi kabul edin. Mükemmel olmalarını beklemeyin. Unutmayın ki, siz de mükemmel değilsiniz.
5.İnsanları, kendi bulunduğunuz noktada de- ğil, onların bulunduğu noktada değerlendirin.
6.Çevrenizdeki insanları karamsarlığa itme- yin, umut verin. Eğer umut dağıtırsanız, sizi sık sık görmeyi arzu ederler.
7.Ağzından çıkanlara çok dikkat edin. Çünkü söz ok gibidir, çıktı mı geri gelmez. Unutmayın! Dil ile düğümlenen, diş ile çözülmez.
8.Bir kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğiniz sözü, arkasından da söylemeyin.
9.Biriyle veya bir yerde, konuşmaya başlama- dan önce “Ne söyleyeyim?” diye düşünün ki, sonunda “Niçin söyledim?” diye pişman olmak zorunda kalmayasınız.
10.Doğruyu, doğru yerde, doğru kişiye, doğru zamanda ve doğru üslûpla söyleyin ki, o, doğru anlaşılsın. Eğer bunlardan biri yanlış olursa, söylediğiniz doğrunun doğru olması, etkili olmasına yetmediği gibi, muhatabınızla iletişim kurmanıza da yetmez.
11.İletişimde en etkin yöntem olan “sevgi dili” ile “sevgi kulağı”nı kullanın. Çünkü zihnin mesajı sözle, kalbin mesajı özle iletilir. Bir Arap atasözünde denildiği gibi “Sözler, kalpten çıkarsa kalbe kadar ulaşır; ağızdan çıkarsa kulaktan öteye gidemez.” Söz, konuşanın neresinden çıkarsa, muhatabının orasına ulaşır. Kalbinizle konuşun ki muhatabınızın kalbine işlesin.
12.İstediğiniz her sözü söylerseniz, istemediği niz cevabı alırsınız. Yerinde söz söylemesini bilin ki, sonunda özür dilemek zorunda kalmayasınız.
13.Kalbiniz ne kadar temiz olursa, ağzınızdan o kadar güzel sözler çıkar.
14.Karşınızdakinin kalbine girmek istiyorsa- nız, ihtilâflı noktaları öne çıkarmayın. Ortak noktalardan hareket etmenin yollarını arayın. “Sana katılmıyorum” demektense, “bu görüşünü ze katılıyorum” deyin.
15.İnsanlar ile olan iletişiminizde gözler, sözlerden daha önemlidir. Onun için temas kurduğunuz bir insanla konuşurken, onun gözlerine bakın ve samimiyetinizi hissettirin.
16.Düşündüğünüz her şeyi söylemeyin. Ama söyleyeceğiniz her sözü düşünün. Yoksa sonunda özür dilemek zorunda kalırsınız.
17.Söylediğiniz her sözünüz doğru olmalı, ama her doğruyu her yerde söylemeyin. (Bediüzzaman) Doğruları doğru yerlerde ve doğru zamanlarda söyleyin. Doğrular yanlış yerlerde söylenirse, yanlış anlaşılır.
18.Konuştuğunuz kimselerin sözlerine dikkat edin. Bir insanın kullandığı kelimelerden onun dünya görüşü, inanç, eğitim, hatta zaaflarını yakalayabilirsiniz.
19.Aile bireyleri ile olan ilişkilerinizi geliştir- mek için beden dilinden yararlanın. Bu, çoğu zaman sözlerden daha çok etkili olabilir. Omuza konan bir el, sımsıcak bir sarılma, sevgi üzerine atılmış bir nutuktan çok daha etkilidir.
20.Zamansız yeminlere dilinizi alıştırmayın. İnsanlar üzerinde, yemin gerektirmeyecek doğruluktaki bir insan izlenimini bırakın.
21.Olabilirseniz, başkalarından daha akıllı olun. Fakat onlara daha akıllı olduğunuzu söylemeyin. Yeteneklerinizi de mecbur kalmadık- ça, yeteneksizlerin önünde sergilemeyin. Çünkü dişsiz insanlar güzel dişleri olanları kıskanırlar.
22.Üzerinizde taşıdığınız bir ünvan veya sahip olduğunuz iktidar mevkiinde iken size gösterilen ilgi ve saygıya sakın aldanmayın. Yoksa “Çöl Fırtınası” harekâtının o meşhur komutanı, General Norman Schwarzkopf'un itiraf ettiği şu duruma düşersiniz: “Bundan yedi ay önce (Körfez Savaşı sırasında) verdiğim tek emirle 541 bin kişiye istediğimi yaptırıyordum. Ama şimdi eve muslukçu çağırıyorum, gelmiyor.”
23.Her söylenene cevap vermeye kalkmayın. Bazen cevap vermemek, en büyük cevaptır.
24.İnsanların size ihtiyaçları olduğu zaman yanlarında olun ki, sizin ihtiyacınız olduğunda da yardıma gelen bulunsun.
25.İki kişi arasındaki bir meselede hüküm vermeden önce mutlaka her iki tarafı da dinleyin. Sadece tek tarafı dinleyerek adil karar vermek çok zordur.
26.“Nokta” kadar menfaat için “virgül” gibi eğilmeyin. Eğilen insan, saygın insan değildir.
27.Hayatta güveneceğiniz bir kişi kalmadıysa, kendinizden şüphe edin. Çünkü hata sizdedir.
28.Bir insanı tanımak, onun karakter yapısı hakkında ipuçları elde etmek istiyorsanız, gözlem yeteneğini kullanın. Onun okuduğu kitaplara, dinlediği müziklere ve güldüğü şeylere dikkat edin. Bunlar önemli ölçülerdir.
29.Biri sizi bir defa aldattığında suç onun ise de, ikinci defa aldattığında suç sizindir.
30.Birileri sizi daima örnek alacaktır. Onları hayal kırıklığına uğratmayın.
31.Servetiniz ile değil, başka meziyetleriniz ile insanlarla ilişki kurun ve diyaloğunuzu geliştirin. Çünkü varlıklı kişi, meyveli ağaç gibidir. Meyve- lerle dolu olduğu sürece çevresi hep kalabalıktır. Fakat meyveleri düştükten sonra insanlar başka bir meyveli ağaç bulmak üzere onu terk ederler.
32.Bir insan hakkında bilgi edinmek istiyor- sanız, doğru kişiye sorun. Yanlış kişiye sorarsanız doğru cevap alamazsınız. Çünkü gülü dikene soran, onu yanlış tanır.
33.Çevrenizdeki insanlar sizi tutum ve davranışlarınız ile değerlendirir. Altından bir kalbiniz olabilir. Fakat bunu davranış diliyle ortaya koymazsanız, başkalarının sizi bakır sanmalarını engelleyemezsiniz.
34.Dalkavuk insanlardan sakının ve mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın. Çünkü onlar insanı boş kaşıkla besler.
35.Düşenin elinden tutma civanmertliğini gösterin ki, siz de düştüğünüz zaman tutacak bir el bulabilesiniz.
36.Eğer biri sizi yüzünüze karşı methederse, ona bir iyilik yapıp yapmadığınıza bakın. Eğer iyiliğin dokunduğu bir kimseden gelen ikram ve övgü ise kabul edin.

Eğer iyiliğinin dokunmadığı birinden bir methiye gelirse onu kabul etmeyin.

Toplumda itibarlı ve saygın bir yer edinerek, onuruyla yaşamak isteyen bir insan, önce kendisini çok ciddiye almalı, ardından da insanlara iyi niyetle yaklaşıp, hoşgörüyle davranmalıdır.

Çünkü sevgi yüklü bir kalp, her kalbi etkiler ve dostluk kapılarını açar.



Halit ERTUĞRUL