> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Savaşlar ve insanlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Savaşlar ve insanlar  (Okunma Sayısı 1688 defa)
25 Kasım 2010, 16:02:59
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Kasım 2010, 16:02:59 »



Savaşlar Ve İnsanlar


Savaş kavramı insan ile özdeşleşmiş bir kavramdır. Canlılar içerisinde türüne karşı bu kadar acımasız olan, kendi türünü yok etmek için sistematik bir şekilde hareket edip, plan program yapan, stratejiler belirleyen, bütün enerjisini buna sarf eden başka bir tür yoktur. Varlık aleminde adının savaşla, kan dökme ile birlikte anılmaya başlanması ve yaratıcının bu duruma itiraz etmemesi bize savaş ve insana dair öngörüler kazandırmaktadır.

Savaşlar genel anlamda insanlara itici gelen, insan fıtratının hoşlanmadığı yaşantılardır. Belki de meleklerin bilmediği şeylerden biri de sağlıklı bir ruha sahip her insanın iyiye, güzele, rahata, huzura, mutluluğa, olumluya olan yönelimiydi. “Hoşunuza gitmediği halde üzerinize savaş farz kılınmıştır.” Öğretisinde de insanın bu duygu durumuna vurgu yapılmaktadır. İnsanların bütün davranışları, mutlu eden olumlu yaşantılara yaklaşma, sıkıntı veren rahatsız ve mutsuz eden olumsuz yaşantılardan uzaklaşma üzerine kodlanmıştır. Nitekim ilahi öğretide de insanın bu duygu durumuna dikkat çeken, vurgu yapan açıklayıcı bilgiler bulunmaktadır. Ayetin devamında hoşumuza gitmeyen şeylerin bizim için hayırlı olabileceği vurgusu da yine yukarıda bahsettiğimiz olumlu, güzel, hoş yaşantılara olan fıtri eğilime vurgu yapmaktadır. Yaratıcı hayırlı sonucu motive aracı olarak kullanmaktadır.

İnsanın tabiatındaki savaş karşıtlığına rağmen savaşlar insanlık tarihi boyunca hiç eksik olmamıştır. Savaşlar insanların yaşam bütünlüklerini tehlikede hissettikleri en etkili ve en derin izler bırakan yaşantılardır. Sahip olduklarını yitirme korkusu, alışılmış düzenin bozulması, geleceğe ilişkin belirsizlik, mirasın yitirilmesi yani hem birey olarak hem de toplum olarak sizi siz eden bağların ortadan kaldırılması ya da soysuzlaşma korkusu vb korkular ve sonuçları savaşın bıraktığı derin izlerdendir.

Savaşın gözüyle insanları ele aldığımızda üç grup insanla karşılaşırız:

- Savaşı Dışardan Seyredenler

- Savaşa Doğrudan Tanık Olanlar

- Savaşanlar

   

Savaşı Dışardan Seyredenler: Bu grup savaşın yarattığı travmadan en az zararla kurtulan gruptur. Savaşın içinde bizzat yer almadıkları için savaş ortamında yaşanan hiçbir olumsuz yaşantıdan etkilenmezler. Ancak seyredenler arasında da o ortamı yoğun bir şekilde hisseden, insanların her türlü halleriyle hemhal olan hassas bir kişiliğe sahip bireyler olabilir. Bu bireylerde yoğun olmamakla birlikte olumsuz duygu durumları ve davranışlar ortaya çıkabilir. Ancak bununla birlikte bu grup hem fiziksel hem ruhsal hem de sosyal bütünlük açısından en az tahribatla kurtulan gruptur. Dolayısıyla bu grubun rehabilitesi de çok çok daha rahat ve kolay olmaktadır. Örneğin savaşı dışardan seyreden bireylerin herhangi bir meydanda savaş karşıtlıklarını ifade etmeleri savaşın yaratmış olduğu stres duygularını ciddi bir şekilde azaltacaktır. Bu noktada bu tür eylemlere ve eylemlerin sonuçlarına dikkat etmek gerekiyor. Bireyler üzerlerine düşen her şeyi yaptıkları düşüncesiyle duyarsızlaşabiliyorlar. Bu insan beyninin insana oynadığı ciddi bir tuzaktır. Yapabileceklerinden seni uzaklaştıran, çaresizlik psikolojisi oluşturan ve işgaller savaşlar devam ettiği sürece hiçbir şekilde rahatlamaması gereken vicdanı rahatlatan bir tuzak.

 

Savaşa Doğrudan Tanık Olanlar, Savaşı Yaşayanlar: Savaştan en fazla etkilenen gruptur. Bu grup içerisinde de etkilenme boyutları herkeste aynı düzeyde değildir şüphesiz. Kırılgan kişilik özelliklerine sahip olan kişiler, yaşlılar, çocuklar ve daha önce psikolojik rahatsızlığı olan bireyler savaşın olumsuzluklarını en fazla yaşayanlardır.

İnsanların en temel güdüsü kendini koruma, yaşamının devamını sağlama güdüsüdür. Yeri geldiğinde yaşamın devamı güdüsü için diğer bütün güdüler feda edilir. Bütün savaşların hedefinde ise bu güdü vardır. Yaşamın devamlılığının tehlikeye girmesi travmatik bozukluk yaratır. Mağdurlar ciddi ve uzun süren bir tedaviden geçmedikleri sürece bu travmadan kurtulamayacak tam tersine travma onların hayatını kuşatıp ciddi psikolojik sorunlar yaratacaktır. Şunu da belirtmemiz gerekiyor. Çoğu zaman ciddi tedaviler bile bu etkileri tam olarak ortadan kaldıramamakta sadece hafifletmektedir.

Korku travmanın yarattığı en önemli ve en belirgin duygudur. Travmatik yaşantıdan sonra beyin korkuyu öğrenir ve kodlar. Asıl sorunlar bu süreçten sonra başlar. Sosyal ortamlarda beliriveren ani ve anlamsız tepkiler, ani ve yüksek sese gösterilen abartılı refleksler bireye zor anlar yaşatır. Birey gösterilen tepkilerin anlamsız ve abartılı olduğunu bilmesine rağmen söz konusu tepkiler refleks olarak belirdiği için bu tepkilerin önüne geçemez. Birey için hiçte hoş olmayan bu yaşantılar bireyi sosyal ortamlardan uzaklaştırıp içe kapanık çekingen bir hale getirebilir.

Savaş ortamının yarattığı travmatik bozukluğun oluşturduğu bir diğer duyguda yalnız bırakılmışlık hissidir. İsrail’in son Gazze saldırılarından sonra Gazzeli bir mağdur televizyonlara Batının hayvan hakları konusunda gösterdiği duyarlılığın çok az bir kısmını insan olarak kendileri için istediklerini söylemişti. Yalnız bırakılmışlık hissi beraberinde öfke duygusunu geliştirir. Bu duygu dünyanın diğer yerlerinde yaşayan insanlara karşı bir kine dönüşebilir.

Savaşın derin izler bırakan sonuçlarından biri de toplumun bütünselliğinin bozulmasıdır. Savaşlarda sadece fiziki yapılar hasar görmekle kalmaz aynı zamanda ruhsal iyilik ve sosyal iyilik hali de bozulur. İnsanların ruhsal anlamda kendilerini güvende hissetmemeleri beraberinde sevgi, merhamet, değer verme-değer görme, saygı gibi temel ruhsal ihtiyaçlarda duyarsızlık, eksiklik olarak kendini gösterecektir. Savaş ortamındaki her bireyin yaşam koşullarının aynı olması toplumun ruh sağlığını da bozacaktır. Bu durum kendini sosyal iyilik halinin ortadan kaybolması olarak gösterecektir. Çünkü bu ortamlarda insanlar içgüdüsel olarak koruma-korunma davranışı geliştirecek birlikte yaşama, paylaşma, yardımlaşma gibi sosyal iyilik halleri olarak değerlendirdiğimiz yaşantılar ikinci, üçüncü plana itilecektir.

Savaş ortamının etkilediği bir diğer duyguda temel ruhsal bir ihtiyaç olan özgürlük duygusu, durumudur. Bu ortamlarda bireylerin özgürlükleri kısıtlanır. İnsanların istediklerini istedikleri zaman yapma hakları olmaz. Özgürlüğü ve yarına dair hayalleri elinden alınmış bireyler kendilerini engellenmiş, köşeye sıkıştırılmış, bastırılmış hissedeceklerdir.

Karmaşık bir iç dünyaya sahip olan insanda kimi zaman doyurulmamış fizyolojik ihtiyaçlar psikolojik yapıyı, kimi zaman da doyurulmamış psikolojik ihtiyaçlar fizyolojik yapıyı etkiler. Yoğun stres duygularının yaşandığı savaş ortamlarında kişinin beslenmesi ve vücut dengesi bozulur. 24 saat hiçbir şey yememek 2–3 gün uykusuz kalmak olağan sayılır.

Açlık, silah sesleri, ölümler sonucu bireyin dayanma gücü azalır, sinir sistemi bozulur. Bu durum psiko-somatik rahatsızlıkları (kalp, mide, bağırsak, cilt, hormon yapısı ve kemik iliği ile ilgili sorunlar) beraberinde getirir.

Yukarıda değindiğimiz durumlarla birlikte savaş ortamındaki genel stres belirtilerini özetlersek bu belirtiler bireylerde sıkıntı, kızgınlık, huysuzluk, sinirlilik, kavga çıkarma, ani ağlama krizleri, panik ataklar olarak kendini gösterirken grupta ise tartışmaların artması, hastalıkların artması, kurallara, otoriteye uymama davranışı, üretkenliğin düşmesi ve eleştiriye aşırı duyarlılık olarak kendini belli eder.

Savaşanlar: Savaşın savaş ortamındaki insanlar üzerindeki etkileri farklıdır. Savaşın savaş ortamına maruz kalan sivillerle savaşan bireyler üzerindeki etkisi birbirine yakın olmakla birlikte savaşçılardaki olumsuz etkisi sivil insanlardaki etkisinden daha azdır. Her iki durumda benzer sıkıntılar travmalar yaşamaktadır. Özellikle savaşçı yeterince inanmadığı, benimsemediği bir düşünce, değer, inanç adına savaşıyorsa, savaşçının savaş ortamında ve sonrasında yaşayacağı travmalar aynı olacaktır. Ancak savaşçıların sıkıntılarını acılarını hafifleten asgari düzeye düşüren bazı değerler bulunmaktadır.

Bütün bu olumsuz etkileri en asgariye indiren değerlerden biri inançtır. Savaşçının mücadelesi imanıyla doğru orantılı olarak büyüyecek, azmi ve fedakârlığı o oranda artacak, acıları ve sıkıntıları da o oranda hafifleyecektir. İnsanlık tarihi inançları için her şeyden vazgeçen fedakâr insanların hikâyeleriyle doludur. Vatan sevgisi, bireysel çıkarları toplumsal çıkarlara feda etme gibi inanç ve değerler travma etkisini hafiflen diğer değerler arasındadır.

 

Savaşları bütünüyle ortadan kaldırma düşüncesi bir ütopyadır. Çünkü insanın varlığı dünya serüveninden daha önceye, bedenen var olmadığı, adının anılmaya başladığı ilk döneme dayanır. Yani bu olgunun damarları insanlık tarihinden daha eskiye uzanıyor. İnsanlık tarihi boyunca da daima varlığını, güncelliğini korumuştur. Hem de çoğu zaman yırtıcı hayvanları aratacak kadar varlığını devam ettirmektedir. Ancak bir ahlak kazandırmak mümkün olabilir. Olabilirliğin ötesinde bir ahlakı olmak zorundadır. Savaşa bir ahlak kazandırıldığında savaşın yarattığı travma etkisi az da olsa hafifleyecektir. En azından savaşa direk müdahalesi olmayan sivil insanlar psikolojik açıdan daha az tahribata uğrayacaklardır.

İmkânsızlığına rağmen savaşsız yarınlar umuduyla…



 İbrahim Taş

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Savaşlar ve insanlar
« Posted on: 27 Nisan 2024, 00:45:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Savaşlar ve insanlar rüya tabiri,Savaşlar ve insanlar mekke canlı, Savaşlar ve insanlar kabe canlı yayın, Savaşlar ve insanlar Üç boyutlu kuran oku Savaşlar ve insanlar kuran ı kerim, Savaşlar ve insanlar peygamber kıssaları,Savaşlar ve insanlar ilitam ders soruları, Savaşlar ve insanlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes