๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 20 Ekim 2010, 14:09:43



Konu Başlığı: Saklı seçilmişler
Gönderen: Sefil üzerinde 20 Ekim 2010, 14:09:43
 ABDULLAH AYMAZ
      

Saklı seçilmişler
   
Aydoğan Vatandaş'ın "Monşer, Saklı Seçilmişler" isimli kitabında vatan şairimiz Namık Kemal ile ilgili; aile kökleri ve torunları hakkında geniş bilgi var.

Kızı Feride'nin torunu Nermin'in İngiliz askerî istihbarat görevlisi olan kocası Jasper Streater'den olma oğlu Osman Streater'in enteresan bağlantıları var... Osman'ın babası Jasper'in kız kardeşi İsabel yani Osman'ın halası, Georges Agabekov ile evliydi. Agabekov Ermeni asıllıydı ve Rus istihbaratında görevliydi. Enver Paşa'yı öldüren de o idi...

Güstav Krist adlı Avusturyalı yazarın, Allein Durchs Verbotene Land (Yasak Ülkeden Yalnız Başına Geçiş) adını verdiği kitabında, 1920'li yıllardaki Orta Asya'ya yaptığı geziye dair izlenimler var. Gustav Krist, kitabının "So Strab Enver Pascha" (Enver Paşa Böyle Öldü) adlı bölümünde bu meseleyi anlatıyor. Rus casusu Agabekov, Gustav Krist'e diyor ki: "Askerler Enver Paşa'nın bulunduğu köyü çembere aldıktan sonra sabah yedide saldırıya geçtiler. Enver'in adamları bizim makineli tüfeklerimize dayanamayacaklarını anladılar. Enver Paşa durumu hemen kavradı ve adamlarına, kendileri dağa kaçıncaya kadar onları oyalamalarını söyledi. Enver 50 kadar adamıyla birlikte köyün diğer ucuna doğru kaçmaya başladı. Ancak buraya konuşlanan Kızılordu birliği, onları ateş altına aldı. Kısa süren yoğun bir çatışma başladı. Enver vuruluncaya kadar aslanlar gibi dövüştü. Sadece iki kişi kaçmayı başardı. Ruslar ellerindeki palalar ile hepsini kesip doğradı. Kumandanlar hâriç, koca tümen kimlerle savaştığını bilmiyordu. Daha önce Enver Paşa'ya hizmet etmiş olan Dunow, ölenler arasında Enver'i tanıdı ve bunu askerlere bildirdi. Bir pala darbesiyle Enver Paşa'nın başı vücudundan ayrılmıştı. Başsız vücudunun yanında küçük (boyda) bir Kur'an bulunuyordu. Belli ki Enver Paşa savaşırken, elinde bu Kur'an vardı. Daha sonra bu Kur'an, 'Karşı Devrimci Enver Paşa' isimli dosyanın içine konularak Taşkent'teki G.P.U.'ya gönderildi."

Yazar Gustav Krist, casus Agabekov'la buluşmasından birkaç hafta sonra, Buhara'da Dunow ile görüştü. Dunow, Agabekov'un yalan söylediğini ifade ederek, "Enver Paşa'yı Agabekov öldürdü." dedi. Devamla: "Bu baskında iki atlı kaçmayı başarmıştı. Bunlardan biri Enver'di, öteki de onun yardımcısı Süküs Bey. İki kişi Arundar'daki Aksu Pınarı'na kaçtılar. Agabekov ve iki yardımcısı ise o esnada Aksu Pınarı'nda idiler. Enver ve yardımcısı üzerlerindeki Türk üniformaları sebebiyle, en acemi kişi tarafından bile tanınabilirdi. Enver, çeşmenin altında bulunan koyun derisinden yapılmış kovaya başını eğdi. Tam bu sırada Agabekov, elbiselerinin içine sakladığı Türkmen palasını çıkardı, eğilmiş durumda bulunan (su içmekte olan) Enver'in başına vurdu ve başını parçaladı, az sonra, şok içinde bulunan Süküs Beyin akıbeti de aynı oldu." dedi.

Osman Straeter: "Halam İsabel ile zaman zaman Londra'da buluşur ve konuşurduk. Ancak ne halam, ne babam, Agabekov ile ilgili asla konuşmadı. (...) Agabekov'un Enver Paşa'nın öldürülmesinde rol oynadığını ben de biliyorum." diyor.

Rusya'dan esaretten kurtulup 1918'de İstanbul'a gelince Bediüzzaman Hazretleri'ni Enver Paşa bir grup paşa ile karşılamıştı. Sevabına nail olmak için Bediüzzaman Hazretleri'nin savaş sırasında yazdığı İşâratü'l-İ'caz isimli tefsirinin basılması için kâğıdını veren Enver Paşa, Başbakan Vekili ve Genelkurmay Başkanı olarak Bediüzzaman Hazretleri'ni Şeyhülislamlığa bağlı bir teşkilat olan Dar'ül-Hikmet-i İslamiye azalığına teklif etmiştir. Bediüzzaman Hazretleri, Enver Paşa için, "O, şehittir." demiştir.