๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Haziran 2010, 13:09:38



Konu Başlığı: Sabır çilesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Haziran 2010, 13:09:38
Sabır çilesi

إِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ

Sabır çilesi "Sabır acıdır fakat meyvesi tatlıdır" demiş atalarımız Sabır acıdır Evet çileli, ve ızdaraplıdır sabır, iğneli fıçı içine düşmüş bir insan nasıl acı çekerse, nasıl inlerse öyle kıvrandırır acıdan ızdıraptan

Sabır, insanı yükselten kanat Sabır, ruhu bir meyve gibi ol­gunlaştıran güç Sabır, ruhun kanı, cismin canı, aklın feri ve her çilenin zaferidir Sabır, hayat suyudur gönüle Sabır, bahar rüzgârı gibi diriltici soluklar sunar iç dünyaya tohum tohum, filiz filiz, çi­çek çiçek, dirilişe erdirmek için hisleri, duygulan Bakın şair bu hususta kalbini nasıl teselli ediyor:

Seni dağladılar değil mi kalbim, Her yanın içi su dolu kabarcık,
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim, Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık
Sensin gökten gelen oklara hedef, Oyası ateşle işlenen gergef
Çekme üç beş günlük dünyaya esef, Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık
NF, Kısakürek

Sabır, üzüntü ve kederin pranga ve zincirlerini kırar ruhun boynuna geçmiş Sabır düşünceyi ve vicdanı engin bir bağımsızlık ikliminde mest eder Fakat Hakk'ın kölelik tasması boynunda ola­rak

Sabır, ruhtaki bütün değerleri imbikten geçirmektir Kalbin damarlarından vücuda pompalanan kan gibi gönülden cisme yayı­lan ve oradan da hayata akseden iman, azim ve sevgi ışığını damı­tır kalp mahzeninde O mahzen bazen dar, sıkı ve sıkıntılıdır Ba­zen bir tek pencere açılmaz ondan dış dünyaya Fakat sonunda gözlerde ışıyan huzur, dudaklarda beliren tebessüm, yüze akseden aydınlık hepsi o mahzenden akıp gelen bengisu sızıntılarıdır

Bazen insan: "Bunca çile ve ızdıraplar da çekilir mi?" der, der ama "sabrın sonu selamettir" atalar sözünü hiç düşünmez "Yokuşta akmayan ter, çukurda gözyaşına dönüşür" vecizesine hiç kulak asmaz

"Allah, sabredenlerle beraberdir" kutsî sözünü bir kez olsun idrak imbiğinden geçirmez Sonunda:"Çekilmez bu hayat" der "Geçmez bu ömür" der Fakat ebedî mükâfat için her çileye katlanılır Bunu bilemez Zira Yâkub olup Yusuf için kanlı gözyaşları dökmeden, Eyyub olup yara bere içinde acı ve ızdırap çekmeden, Sümeyra olup Medine'den Uhud'un bağrına: "Zülf-ü yare bir za­rar dokundu" diye çığlık olup düşmeden bu sarp ve yalçın engel­ler aşılmaz, kandan irinden deryalarla dolu yollar geçilmez

Sabretmeliyiz Sabrın tatlı meyvelerini devşirmek için en sağ­lam ve yalçın surlarla çevrili bir sabır çemberi içinde dayanmalıyız hayatın çile ve ızdırabına Zafer ufkuna ulaşmak için kollarımızdaki "hayata bağlılık, dünya sevdası, tenperveriik, mal tutkusu" zincirlerini kırıp yokluğa savurmak için sabretmeliyiz Sevgi dolu bir dünyaya kanatlanmak, öz bütünlüğümüzü dış dünyada nakış nakış dokumak ve İdealimizi kalp ve kafalara satır satır yazmak, ışık ışık çizmek için sabretmeliyiz



ALINTI