๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 08 Haziran 2010, 16:01:04



Konu Başlığı: Ruhun izdüşümleri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Haziran 2010, 16:01:04
Ruhun İzdüşümleri



İnsan üzerine, düşünmeye başladığımızda, insanın özünü belirginleştiren ruhu kavramadan, insan üzerine düşünme gerçekleşmez Bunun farkında olarak bir düşünme gerçekleştirmeliyiz Ruh soyut bir kavram olmaktan öte bir insani öz ve onu aşkın olan ile iletişime sokan tek kanal olarak belirginlik kazanır Ruhun doğru anlaşılması aynı zamanda aşkın olanın doğası üzerine de bir fikir edinme imkanı sağlar Aşk; bu üçgeninin tamamlanmasının bir sonucu ve/veya keşişimidir Aşkın doğası üzerine düşünüm gerçekleştirerek bu üç saçayağı hakkında bir fikir edinebilirRuhun labirentlerinde gezinirken elde edeceğimiz tecrübeler üzerine bir hayat inşa etmek, doğru bir hayatın yaşanılır kılınmasında elzem bir durum olduğu ortadadır Ruhun labirentlerinde kaybolmayı göze almak bir başlangıç olması açısından önemlidir Ruhta kaybolmadan ruh üzerine bir tecrübe sahibi olmanın mümkünatı görünmemektedir Kaybolmayı göze almadan bilmeyi düşünmek sağlıklı bir bakışı içermez Labirent içinde labirent gezmenin fiyakası, yoldan çıkmanın hazırlık aşaması olarak anlaşılmayı beklemektedir Ruhu keşfetmeden labirentleri içinde dolaşmanın, labirentleri içinde dolaşmadan ruhu keşfetmenin imkansızlığını belirtmenin önemi kaçınılmazdır
Ruh nasıl kendini size bırakır sonrada terk eder? Bu bırakma ve terk etme sorununu çözemeden ruhun hakikati hakkında bir şeylere vakıf olmak önemsenmemelidir Kendi üzerine bir düşünüm gerçekleştirmeden sağlıklı bir ruh analiz yapmak bizi yanlış yorumlara taşır Ruhun aşkın olanla ilişkisini belirlemeden, aşkın olan ile bir tecrübeye sahip olmadan ruh hakkında bir bilgiyi ifade etmek zayiattandır Ruhtaki her labirent kendisini farklı bir şekilde tezahür ettirir Her tezahür de aslında yeni bir tecrübeyi beraberinde taşır Tecrübeleri basamak yaparak ruhun labirentleri hakkında fikir ve bilgi edinme hakkını kullanmak, her labirentin taşıdığı tecrübeyi de ruh hakkında bir dolayımlanma ile bilgiye dönüştürme imkanı vardır İmkanı olma ile onu dönüştürme her zaman birbirini tamamlamaz Spekülatif bir bilginin taşıdığı bütün zorluklar ruhun labirentleri için de geçerlidir Bu öznellik içinde kendi tecrübesine dayalı bir bilgilenme sürecini, başka öznel tecrübe birikimlerini de dikkate alarak sürdürmek gerekir Farklı tecrübelerin bizi daha geniş bir anlam dünyasına taşıması dikkate alınmalıdır Çünkü, insan teki olarak elde edeceğimiz ruh ile ilgili her bilgi ve tecrübe “ben”i yani “biz”i ifade etmektedir
Ruhun labirentleri arasında gezintiye çıkmak sahilde gezinmeye benzemez Bu gezi herhangi bir gezi değildir Dikkat ve uyanıklılık isteyen bir gezidir Burada elde edilebilecek bir tecrübe ve bilgi insan için önem arz eder İnsanlık açısından ise ‘katma değer’ olur Ruh içinde gezinmek sürekli yeni tecrübe alanları demek ve sürekli bir uyanıklığı çağrıştırır Dikkat kesilmeyen bir uyanıklılık tecrübeleri yanlış algılama sonucu menzile varmayı geciktirebilir
Aşkın olanın doğası üzerine bir tecrübeye sahip olmadan bu mesele üzerinde söz söylemeye cüret etmek bile sakıncalı bir durum oluşturur Aşkın olanın doğası üzerine bir fikir edinmek içinde aşk üzerine derinlemesine bir düşünüş gerçekleştirmek gerek Düşünüşün ne olduğu ile ilgili bir fikre sahip olmadan da düşünmeyi anlamak zor olsa gerek
Bu nedenle birkaç hamle birlikte yapmak gerekecektir Düşünüşün bir açılımını yapmanın zarureti ortada durmaktadır
Düşünme; Düş, düşün, düşünme ayrımlarını dikkate alarak bir değerlendirme yaparak tanımlanmalı Düş; soyut bir zeminde kurguladığımız bir algılama ve anlama eylemidir Düş; hem soyut ve hem kurgulu bir durumu oluşturur Düşünme de bu kurgulu durumun açıklık kazanmasından başka bir şey değildir Bir şeyin doğası üzerine düşünme dediğimizde aslında zihin yoluyla o şeyi kendi soyut zeminimizde tecrübe aracılığıyla tanıma girişimidir Soyut zemin aynı zamanda bütünlüğü kavrama noktasında da yardımcı unsurdur, belki de tek imkandır Şimdi tam burada bizim üzerine düşüneceğimiz şeyin ne olduğunu kavramak için kendisini bize açmasını sağlamanın yolunu bulmalıyız
Düşünme, düşünülecek şey üzerine odaklanmadır Yani bütün yoğunluğunuzu vererek bir şeyleri kaçırmadan o şey üzerine kapatılmaktır Duygusal yoğunluğun düşünme edimi üzerine etkisini hesaba katmak önemli bir adım olarak kayıtlara geçer Düşünme üzerine duygusal farklılıkların etkisi tecrübe edildikçe kendisini deşifre edecektir Bazen sevgi, bazen nefret, bizi o şey üzerine yoğunlaştırır Dikkatimizi celbeder Bizi yeniden o şey hakkında tetikler ve yaklaşımımızı gözden geçirtir Elbette ki, düşünme ile ünsiyet oluşturmak daha olumlu neticeler alma bakımından doğru bir adım olacaktır
Düşünme, düşünülecek şey ile tanışıklık elde etmektir Tanışıklık içinde düşünülecek şeyin kendisi ile bir alaka kurmak lazım Bu alakayı tanışıklığa dönüştürmek içinde onu sevgiyle düşünmek gerek, eğer sevgi ile düşünme gerçekleşmezse o şeyin doğasına dönük bir ilgi ve bilgi oluşmaz Demek ki, düşünme eylemini gerçekleştirmek için ilgi, alaka, tanışıklık ve sevgi ile yürümek gerekir ki, düşünme eylemi gerçekleşsin Düşünme, o şeyin üzerine tam olarak yönelme ve bütün içinde anlamaya ve tasavvura dönüştürmedir Başka türlü bir şekilde düşünmeyi nasıl sağlarız Eldeki bilgileri ve tecrübeleri o şeyin doğası üzerine yönelterek o şeyi tanımlama ve belirlenmiş bir düzeye getirme uğraşısıdırDüşünüş; üzerinde düşünme eylemini gerçekleştirdiğimiz şey üzerine doğru sorular ile gidebilme imkanıdır Doğru sorular bizi doğru cevaplara taşıdığı zaman bir düşünüş eylemi gerçekleşmiş olur O zaman aşk nedir sorusu bizi aşk üzerine düşünmeye sevk edecektir Aşkı diğer sevgilerden ayıran özellikleri nelerdir?
Aşk; insanı tatmin eden bir duyguyu bütün olarak yaşama konusunda duyduğu tedirginliğin adı olarak tanımlanma imkanıdır Kişiden kişiye farklılık arz eden yapısı itibarı ile aşk kendinden çokça söz ettiren bir duygu ve anlam karmaşası diye nitelenebilir Kimilerinde de belki tek gerçeklik olarak itibara alınan bir duygusal yükümlülük olarak önem kazanır Aşkın köreltici özelliğini hesaba katmadan değerlendirme yapmanın eksikliğini belirtmek yerinde bir davranış olacaktır Kabalığı ve inceliği aynı zeminde muhafaza etmesi ilginç gelebilir Müthiş bir duyarlılığı oluşturacağı gibi atalet ve miskinliğin müsebbibi olarakta tezahür edebilir Yoğunluğunun ağırlığı arttıkça duygusal bağlılığı/bağımlılığı yoğunlaştırır Aşk, hislerimizin doğru algılamasına zaaflar katar Çevremizle ilişkimizin zarar görmesini arzu etmemesine rağmen bu sonucu verir Kendinden geçmenin, hiçbir şeyin anlamının kalmadığı bir düzeyi işaret etmektedir aşkAynı zamanda büyük bir fedakarlığın anahtarı olarak karşımıza çıkma cüretini bulur Bu keşmekeşlik içinde maşukuna doğru yönelmekte bir zaafa düşmezSevgisinden şüphe ölüm nedenidir Feragat etmede eline su dökülmez, zülfü-yar için saatlerce belki de zamanı durdururcasına beklemesini bilerek bir sabır anıtı hüviyeti taşır
Aşk elbette bunlar değil belki de bunları aşan bir şeydir Toplu bir resim çekme kaygısını makul görmek adına yapılmış tespitlerdir Aşk, aydınlatma, berraklaştırma, ayrıştırma ve benzeri yoğun duygusal anaforların girdabında yol bulma aracıdır Aşk, sonsuzluk içinde sonlu bir bekleyişi çağrıştırır Aşk; yakar, kavurur farkına varmazsınız, tepkilerinizi kendinize ait hissettiğiniz andan itibaren yanıldığınızı aşk sayesinde anlarsınız Aşkın sonsuzluk bağı içindeki konumu ile bu dünyaya ait boyutu üzerinde tecrübeye sahip olmadan aşkı anlamanın imkansızlığı fark edilmez Aşk, sonsuzluk iklimi üzerine bir iz düşüm olarak değer kazanır İnsan ile varoluşun sırları arasında ki gizemdir Aşk, sonsuzluk iksirinin yeryüzünü yaşama bağlama arzusudur Aşk, insan olmanın insan kalmanın kendisinden başka seçeneği olmayan tek ilaçtır Aşk, varoluş boyutunda kendi kalma deneyiminin adı olarak kayıtlara geçmesidir Aşk, bütünüyle yok oluşun başlangıca dönüşmesidir Aşk, varoluşun simgesel değeri ve kapsayıcı unsurudur Aşk, varoluştur…
Aşkın doğası üzerine anlama çabamızı sürdürmeliyiz Onu anlamadan hayatı ve varoluşu anlamlandırmanın imkansızlığını hissen bilmek önemlidir O yüzden aşk üzerine düşünmeye ve değerlendirmeye devam edilmelidir
Aşk kendini tezahür ettirir, hissettirir, varlığının farkına varılmasını arzular ve bunu gerektirecek bir eylem ortaya koyar Aşk, fedakarlık konusunda cesurdur, gözü pektir, aşk; affedici boyutunu ortaya koyarken, kıskançlığını ve nefretini gizler Affedicilik boyutu kuşatıcı olmasından kaynaklı maşukunu özgür bırakır, ama yapılanları affetmez Koyu bir alev halinde için, için yanar, yandığını hissettiğinizden derinliğini keşfedemezsiniz Sarhoş edici, körleştirici olmakla birlikte ayık tutması ve uyanıklılığı baskın bir karakterdir Sabır ve metanette hiçbir şey yarışamaz onunla, mukavemet gücü sınırlama tanımaz, kendi içinde müthiş bir sükunet ve huzur sağlar, bütün aforizmalara dayanma gücü oluşturur Yanarken aydınlatan, aydınlatırken ısıtan, ısıtırken ıslatan önemli bir ayrım olarak kendini teşhis ettirir Fark edeni kendinden geçiren, bulaşanı iflah ettirmeyen, içinde yer alanı için için yakan özelliği ile aşk, renginden kaçılmaz bir kekrik ve esrik tadı ile hayata müdahil olmaktadır Sıcak bir duygusallığın insanı huzura çağıran sesi de onundur Sarıp sarmalayan bir duygu coşkunluğunun insanı mest eden, müthiş bir dinamizm sağlayan ve kendini öyle bir güven ile dolu hisseder ki, başkaldıramayacağı bir güç kabul etmeyen, imkan ve potansiyeli harekete geçiren de o tanıdık duygudur aşk
Aşk; bir aydınlatma işlevi görür ve üzerine yöneldiği her şeyi açığa çıkarır İletken olduğu için tek taraflı bir iş görmez tam aksi çok taraflı bir iş görme yeteneğine sahiptir Aşk ışık gibi; hızı ve yoğunluğu sayesinde bir anda her tarafta olmasını sağlarken görünürken dahi aslında soyut olmayı sağlayan bir örtüye bürünür Tam olarak keşfetmek mümkün olmamaktadır Aşk; kuşatıcı rolünü iyi oynadığı gibi uğradığı her olayı kendine dönüştürme olasılığı varCevval, hareketli ve bağlayıcı özelliği ile bir iletişim misyonunu yerine getirdiği gibi, aynı zamanda karşılıklı etkileşimi sağlayan bir bütünlüğü olumlar Aydınlığa çıkmanın aldatıcılığını hesaba katmadan aşk ve ışık ilişkisini anlamak zor olsa gerektir Aşk, aşkın olan ile ilişkisini de bu bağlamda yeniden değerlendirmek gerekebilir Aşk; sonsuzluk ile ilişkisini sınır tanımama üzere kurar Bağlardan azade olmayı ve yeni bağların tanım gereği sonsuzluğu içermesi gerekmektedirBağ aslında soyut bir zemine sahip olup sınır belirtmemelidir Aşk, bu anlamda bir uzanımdır, yükseliştir, coşkudur ve en önemlisi kendinden başka bağ ile ilişkisini özgürlük üzere kurmaktır
Bir nefes, bir hareketlilik, bir canlılık ile aşk arasında; kendinden vermede ve kendine almada da bir bölüşüm vardır Kendileri bir şeye ait olmadan her şeyi kendilerine ait kılma özellikleri birleştikleri bir başka yönleridir Bir başka yönleri de yönelmeleri olarak, sonsuzluğa ve boşluğa yönelmeleri veya yüce yaratıcıya gösterge olmalarındaki benzerliklerdir
Aşkın olan; tanımlanamaz, betimlenemez, avucun içine alınamaz, gözlem altına alınamaz özelliklerini taşıyan, işaretler ve göndermelerle, yansımalarla, hakkında hisler aracılığı ile, kısmi olması şartı ile, farkına varmaya çalıştığımız, mevcudu aşan bir duruşa sahip olağanüstü bir durum ve duruştur Mevcudun kendisinden tanım aldığı, kendini keşfettiği ve ona göre ayar yaptığı sonsuzluk vurgusudur Aşkın olan, sonsuzluk ve sınırsızlık, akıl ve duyu üstü bir yaklaşımı içeren, eşyanın özü ile bağ kurulmasına vesile olan, rengini esirgemeden veren, renk alması koşullara bağlı bir duyarlılık olarak kendini ispatlar Kendi yalnızlığında başka yalnızlıkları gideren, kendisine sevdalanmasının yönelimini talep eden, ona ışık ve sevgi kesilen bir sonsuzluk arzusu olarak gönülleri kavurandır Hayata dönük boyutuyla yön, hareketlilik, hakikat bağını oluşturmada ki istekliliğin adı olarak dile gelmektedir Hakikat, onsuz dile gelmez, bir ilişki söz konusu ise; bu ancak aşkın olan ile bir ilgi ve ilişkiyi içerir Ancak sonsuzluk iksirini de yine sonluluk ilişkisi sonucu aşikar kılacaktır Karşıtlık yok birbirini ifade etmeye yarayan bir iletişim boyutunun kaçınılmazlığı üzerinde durmak gerekmektedir
Aşk’ın kendi bağlamından kopup aşkın olanı işaret etmesi hakikat özelinde bir anlam ifade edecektir Hayatın hakikatleri ekseninde kişilerin sahip olacakları hakikat ilişkisini ancak aşk ve aşkın olan üzerinden yakalama istidadı bulacaklardır Sınırların keşfedilmesi ve hakikat bağlamında yorumlanabilmesi açısından aşkın olana gönderme yapılmadan sağlanamaz Yani sınırları belirlemek ve tanımlamak için aşkın olandan yardım almalıyız Kendi bağlarımızın, sınırlarımızın, sınırlılığımızın farkına sonsuzluk aşkından içebilir isek varabiliriz Onu tanımlamadan -tabi tanımlamanın zorlukların bilmeden yapılacak bir tanımın handikabı ortada olmakla birlikte- sınırları tanımlamak doğru bir noktaya götürmez bizi Hayatın karmaşası içinde o yoğunluktan kaybolmadan kurtulmanın yolu, onları geride bıraktığımızda hiçbir şeyin kaybedilmeyeceği hissini veren sonsuzluk ilacı olan aşkın olandır
Aşkın olan bir yükselişe işaret ederken, ruh ise; insan ekseninde bir düşüşü işaret etmektedir Sonsuzluk ateşinin iki uç boyutu gibi bir işleve sahip olmaktadır Ruh, bu anlamda hayatın içinde kendine bir yer edinme uğraşısı verirken de sonsuzluk ilişkisini bir şekilde sağlama girişimini aşk ile yürütmeye karar verebilmektir Varoluşun önemli sırlarından biri olan ruh, kendi gerçekliğini işaret eden aşk ve aşkın olanın doğası ile ilgi/ilişkisi bağlamında hakikat üzere olmayı sağlayabilir Hakikat bağlamında ruhun insan bünyesindeki konumu için elbette sınırlılığa tutsak ama bunu asla arzusu dışında geçici bir süre olarak teselli bulan ve sürekli kendi sonsuzluk taleplerini aşk üzerinden gerçekleştirme arzusu bilinmelidir İnsan belki de varoluş şemasında kendi konumunu bilmeye muktedir olabilmek için hakikat ile bağını aşkın olan üzerinden gerçekleştirmek zorunluluğunu keşfederek kendine bir yer edinecektir Yaratıcının tecrübe edilme imkanı olarak aşk üzerinde ulaşılacak aşkın olana yönelen ruh, hakikate tutkunluğu sebebi ile varoluşun anlamı üzerine bir tasavvur geliştirerek kendi konumunu ve yaratıcı olan ALLAH ile bağını doğru yorumlayarak kendi gerçekliğini elde edecektir
Ruh, o zaman bu bağlamın kendisine dayanarak yaratıcı olan ALLAH ile sorumlu tutulan ve kendisine özgürlük bahşedilen ama imtihan sorumluluğu yüklenen ademoğlu insan ile arasındaki aşk’ın adıdır Dünyayı tecrübe yeteneğine yani somut durumları algı düzeyinde kavrama ve anlama, aşkın olan ile de bir tecrübe yaşama yeteneğine sahip olmayı taşıdığı ruh sayesinde ve bu ruhun aşk ve aşkın ile bağlantısına bağlıdır Belki de ruhun diğer iki sonsuzluk iksirinden farkı burada devreye girmektedir Varoluşun bütün şemalarında bir tecrübeye sahip olmak Kendisine tanınan bir imtiyaz olarak kayıtlara düşülmelidir Ve aynı zamanda Yaratıcı katındaki değeri hakkında da bir fikir verebilmelidir ALLAH’ın Kur’an-ı Kerim’de ihbar ettiği gibi; ‘En güzel surette yarattık’ sadece insan yani ruh sahibi insan için kullanılmaktadır Bunun getirdiği sorumluluğun farkına ancak ruh sahibi insan varabilir Ruhunu satan, kendinden haberi olmayan, kendini unutulmuşluğun girdabına bırakan insanın bunu fark edebilmesi elbet mümkün değildir Somuta indirgendikçe alçalan, soyuta yelken açtıkça da yükselen bir tabiata sahip insan ruhunun emrine girdiği kişiliğini ruhunun çizdiği istikamete yönelterek sonsuzluk iksirini aşk üzerinden içerek kutlu bir hayatın basamaklarını adım, adım çıkacaktır
Ruh; kaos ve dinamizm, değer ve çelişki, arzu ve verici olma, sükunet ve çatışma, bilgi ve cehalet, hareket ve atalet gibi aslında bir çok unsuru kendinde taşıyan ve harmanlayan olumsuzluklarından olumlu taraflarına yönelme ile kendi gerçekliğini inşa edebilir Varoluş çerçevesinde bütün olmayı sağlayan tek yaratılmış varlıktır
Ruhun insan temelinde bir yere konumlanması gerekecektir ki, somut zemin ile ilişkisi iyice belirginleşsin İnsan için kullanılan üç terim var; can, nefs, ruh bu terimler insan için kullanılmaktadır İnsan bütünlüğünü kavramanın bir yolu da bu üç terimi insan da mündemiç bir yoruma kavuşturmaktır
Can; insani boyutun otomasyonunu sağlayan ve somut ile ilişkisini belirginleştiren önemli bir özelliktir İnsani hareketliliği ve yere uygun özelliklerini can özelinde gerçekleştirir Yemesi, içmesi, boşalması, uyuması ve kalkması gibi üremesi, çoğalması, büyümesi ve ölmesi de dahil bu işleri can dizayn etmektedirDünyaya ait ve dünyadaki yaşama uygunluk arz eden boyutları can üzerinden işlerliğe girmektedir Canın tavırlarından sorumluluk oluşmaz O yüzden o insani boyutun doğal yaşama uygun bir seyir içinde sürdürülmesini sağlar
Nefs ise; insani boyutun değer ile ilişkisini sağlar İnsan bu boyut sayesinde varlıklar arasında bir kimlik/kişilik ve şahsiyet sahibi olmaktadır Sorumluluk misyonunu bu özelliğinden almaktadır İnsani boyutun aynı zamanda ruh ile alakasını sağlayan bir özelliğe sahiptir Somut ve soyut zemin arasında sürekli bir gelgitler yaşamasından kaynaklı ciddi bir şekilde etkilenime açık bir yapı arz etmektedir İnsanın dünyadaki serüveninde sorumluluğu üstlenerek insan için ne kadar önemli olduğunu ispat etmektedir En büyük handikabı ise; ortamdan çokça etkilenerek insanı sürekli değişime ve başkalaşıma veya yabancılaşmaya itmektedir İnsan için en tehlikeli boyut bu nefsi durumun kendini kaybetmesidir İnsani olumsuzluklardan nasibini alarak insanı yaratıcıya isyana sürükleyebilir Ancak ruhun işaretlerini doğru okuyarak kendini aşabilme imkanı vardır Ruhun önderliğinde kendini yenileyebilir ve doğru yönelişe geçebilir Can ve ruh arasında bir geçit gibi durmaktadır Her iki taraftan da etkilenebileceği gibi işaretlere bağlı kalarak, delilleri takip ederek yolunu ruhtan yana çizebilir En önemli özelliği ise, aşka ve aşkın olana yönelme istidadıdır Bu boyutu itibarı ile ruh ile akrabalığı vardır
Ruh; insani boyutun Rahman ile ilgisini ve ilişkisini sağlayan bir özelliğe sahiptir İnsan onunla kendini bulur Yitik olmayı içine sindiremez ve geldiği kaynağa özlem duyar Aşk ve aşkın olan ile ilişkisi kaçınılmazdır Aynı hamura ait olmanın kendisine kazandırdığı olağan üstü bir yaşamı arzular ve bunun gereğini yerine getirmenin koşullarının oluşumuna gönüllü katılır İnsan onunla bütünlük kazanır ve kelimenin tam anlamıyla insan olur Ruhunu öldüren birinin insan olarak kalmasının mümkün olmadığı darb-ı mesel haline gelmesi de bunu gösterir İnsani boyutun ufkunu değere ve onun kaynağına yöneltirken insanı diğer insanlar arasından kurtararak bir kurtuluş muştusu haline gelmenin imkanı olarak tezahür eder Can ile ilişkisi ona hareketlilik sağlarken aynı zamanda bir dengeye bağlı olmasını sağlar Ona anlam ve değer kazandırır Nefse ise; girdaptan kurtulma imkanı ve yol işaretleri olarak yardım eder Nefsin kötü taraflarını budayarak doğru yola girmesini sağlar Onu besleyerek anlamın içinde güçlenmesini sağlar Ona ışık olur, destek olur yanlışa yönelmesini engeller, sağlam ve dik duruşu ruha istinat ederek ancak sağlayabilir Böylece insani bütünlüğün sağlanması için gereken davranışları yine onlara dayanarak ortaya koyar İnsan, bu özellikleri ile ruha yanaştıkça kendi olmaktadır, olgunlaşmaktadır, ALLAH’a yönelmede istikamet üzere kalmaktadır O yüzden insan ve ruhun insan için değeri anlaşıldığı zaman hem insanın ve hem ruhun anlamı ve özelliği deşifre olacaktır


Abdülaziz TANTİK