> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi  (Okunma Sayısı 1578 defa)
29 Eylül 2011, 19:40:39
Nursima

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 169


« : 29 Eylül 2011, 19:40:39 »



 
RUH, MELEK, ŞEYTAN VE CİNLERİN VARLIĞI


1. Bu mahlûkların varlığı, Kur’ân-ı Kerim’in ve Efendimiz’in (sav) beyanlarıyla sabittir:

Kur'ân-ı Kerim'in Allah kelâmı olduğunu isbât eden bütün deliller ve Efendimiz (sav)'in peygamberliğini tasdik eden bütün hüccetler, aynı zamanda ruh, cin, melek ve şeytanın varlığı hakkında da delil ve bürhandırlar. Onları inkâr edemeyen, bunları da inkâr edemez. Zirâ bu mevzûlar, hem Kur'ân-ı Kerim'de, hem de Efendimiz (sav)'in mübârek sözlerinde çeşitli vesilelerle ele alınıp incelenmiş ve varlıkları bizzat onlar tarafından tasdik edilmiştir. Evet ruh, melek ve cin mes’elesi, işte böyle muhkem ve sağlam delillerle te'yid edilmektedir.
Melek ve cinlerle, cinlerin başı Şeytan'ın varlığıyla alâkalı başka hiç bir delil olmasa bile, çok mevzûda olduğu gibi bu mes'elede de Kâinatın Efendisi (sav) ve Kur'ân, delil olarak yeter. Zirâ, ondört asırdır, ne Kur'ân'ın, ne Resûlullah (sav)'ın tek bir sözü yalanlanmadığı gibi, aksi de ortaya konamamıştır. İlim adına sabit ve değişmez kabul edilen ne kadar kanun bulunmuş, ne kadar keşif yapılmışsa, hemen hepsinin fezleke ve aslının Kur'ân'da bulunup, ondört asır önce haber verildiğini görüyoruz. O halde, melek ve cinin varlığı, bizim varlığımız gibi kesin, Kur'ân ve Efendimiz (sav)'in doğruluğunun kat'iyyeti kadar da kat’îdir. İnanmayıp inkâra sapanlar, ancak kibir, gurur, inat, peşin fikir ve Kur'ân'a, İslâm'a düşmanlıklarından dolayı bu garip ve anlaşılmaz duruma düşmektedirler.
2. Bu varlıkları görmememiz, yokluklarına delâlet etmez:
İnsanın görmesi, umûm varlığa nisbetle çok sınırlıdır. Dolayısıyla insan, görmediğine “yoktur” deyip geçemez. Nice şeyler var ki, varlığını bildiğimiz halde onları göremiyoruz. Görmemek, yokluğa sebep teşkil etmez. Dün meçhulümüz olan birçok mes'ele, bugün artık malûmumuz olmuştur. Fakat bildiklerimiz, birçok bilmediğimize kapı açmış olduğundan, biz yine bilinmeyenlere yelken açmak mecburiyetindeyiz. Mevzûmuzla alâkalı varlık için de aynı şeyleri düşünmemizde hiç bir mâni yoktur...
3. Bu varlıklar, bizim görgü, bilgi ve müşahede buudlarımızda değildir:
Ruh, melek, cin ve şeytan, bizim buudlarımızda değildir ki görebilelim. Biz, bizde mevcut organlarla ancak kendi buudumuza girenleri görür ve duyarız. Nitekim, ölçü birimleri dahi varlığın husûsi durumuna göre değişmektedir. Mesafe, ağırlık ve yoğunluğun ölçü birimleri hep farklı farklıdır. Ateşin hararet derecesini, onun içine elini sokmadan, ya da hararet ölçme aleti kullanmadan öğrenmeye çalışanın durumuyla, fizikötesi ve maddî olmayan varlıkları maddî vasıtalarla görüp tutmaya, tutup tesbit etmeye çalışmak biribirine benzetilebilir. İkisi de, hedefe varmada yanlış yol ta'kip etmektedir.
4. Küçük kâinat olan insanda ruh, büyük kâinatda melek gibidir:
Kâinatta hâkim olan ma'nâ ve ruhtur, madde değil.. ve yine, ilk yaratılan da madde değil, anti-maddedir. Evvelâ nur, ruh ve madde için kalıp olabilecek mahiyetler var edilmiştir. Bu, en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün varlık için böyledir.. ve varlık, daha sonra belli bir zaman içinde o kalıplara göre şekillenmiştir.
Varlıkta bir kader, matematik ölçü, plân ve program hâkimdir. Kanunlar ve değişmeden devam edegelen prensipler sayesinde ve bu prensiplerin hükmü altında, herşey görülüp-gözetilerek, muhafaza edilerek cereyan etmektedir. Bu arada, görünen şeyin arkasında bir kısım görünmeyen kuvvetler sezilmektedir.
Meselâ, eğer dilinden anlasaydık ve dilimizden anlasaydı -belki de anlıyordur- bir çekirdeğe: “Sen ne olmak istiyorsun?” diye sorduğumuzda , “ağaç” diyecek ve neticede ağaç olacaktır. Ne mevsimlerin değişmesi, ne üzerinden çeşitli devrelerin geçmesi, ne de bulunduğu yerden başka bir yere nakledilmesi, onu bu sözünde yalancı çıkarmayacaktır. Çünkü onun ağaç olması, bir kanundur. Şimdi bizler, bu çekirdekteki ağaç olma kanununu izah edebiliyor muyuz? Hayır. Öyleyse, inkâr mı edeceğiz? Elbette ki hayır.
Gözle görülmeyecek letâfette bir yapıya sahip olan rüzgâr ve kasırga, ağaçları kökleyip savuracak ve çatıları uçuracak güç ve kuvvete sahiptir. Şimdi bizler, her yıl yüzlercesine şahit olduğumuz bu vak'alardan sonra, rüzgârdaki güç ve kuvveti, sırf görmediğimizden ötürü inkâr mı edeceğiz?
Elektrik, belli bir sisteme bağlandıktan sonra, düğmeye basan kim olursa olsun, koca bir fabrikayı, dev gibi makinaları çalıştırır da, biz ondaki bu potansiyel gücü ancak eserinden anlarız. Oysa ki, ondaki bu gücü, şimdiye kadar kimse görmüş değildir. Fakat, görmediğini inkâr eden safderunlardan başka, ondaki bu gücü inkâr eden de çıkmamıştır.
Zerrelerden kürrelere kadar mevcudiyeti herkesçe kabul edilen itme çekme kanunu da böyledir. Bu kanun sayesindedir ki, kâinattaki nizam ve âhenk devam etmektedir. Şimdi, neticesini gördüğümüz, fakat bir türlü kendisini müşahede edemediğimiz bu kanunu inkâr mı edeceğiz?
Misâlleri çoğaltmak mümkündür. Fakat neticede varlık ve hadiselerin bize diyecekleri şudur:
“Arkadaş! Sen bize takıldın kaldın. Biz sadece tenteneli bir perdeyiz.. ve bize verilen emirleri yerine getiririz. Bizim üstümüzde de bir kısım nezaretciler var; onların adları da, ruh ve melektir. Siz, kendi âleminize sarkmış dallar olarak bizi görüyorsunuz; ancak, esas vücud ve kuvvet, ruha ve meleğe aittir, onlarda görülen de Hakk'a. Evet, unutmayın ki, küçük bir kâinat olan insana ruh nezaret eder, büyük bir insan olan kâinata da melekler!..”
5. Bütün kâinat, hayat ve şuur sahibi varlıklar için hazırlanmıştır:
Hayat maddeye değil, madde hayata hizmet etmektedir. Topraktan havaya, ondan güneşe ve rüzgâra, derken kâinatta cârî bütün kanunlara ve bu kanun ve nizamlarla temin edilen âhenk ve düzene kadar ne varsa hepsini teker teker ve topluca tetkik ettiğimizde görürüz ki, bütün bunlar, yeryüzünde canlıların, bilhassa şuur sahibi varlıkların yaşamasına zemin hazırlamak içindir. Kâinatta israf yoktur. Eğer hayatla neticelenmeseydi, bütün bu masrafların abes ve israf kabûl edilmesi gerekirdi. Çünkü, hayat olmayınca hiçbir varlık ve varlığa ait hususiyetin de ma'nâsı kalmayacaktır. Hayat olup, şuur bulunmasa, o zaman da herşey renksiz ve karanlık olacaktır. Öyleyse bütün kâinat, hem hayat, hem de şuur sahibi varlıklar için hazırlanmıştır. Ve yine madem şu dünya, bu kadar küçüklüğüyle beraber, bunca şuur ve hayat sahipleriyle doludur; dünyamızdan binlerce defa daha büyük olan şu yıldızlar da, elbette kendi şartları içinde şuurlu hayat sahibi varlıklarla dolu olacaklardır. İşte o varlıklar da melekler, cinler ve rûhânîlerdir.
6. Hayat, maddeye bağlı değildir:
Eğer hayat maddeye bağlı olsaydı, bir fil ve gergedanın pireden daha hızlı ve serî, daha hassas ve daha duyarlı olması icabederdi. Hattâ, en ince hislerle en keskin duyguların sinekte değil de, bir dağda bulunması gerekirdi. Everestler yerinde dururken, bir kuş, dünyayı küçük bir bahçesi haline getiremezdi. Demek madde, sabit ve pasif; buna karşılık, ma'nâ, ruh ve hayat ise faal ve aktiftir. Hayat, iç ve öz; madde ise kışır ve kabuktur. Başka değil, madde, ancak hayata hizmetkârdır. O halde esas olan, görülenler değil, aksine görülmeyenlerdir...
7. Kâinatta cereyan eden hadiseleri hayâlî kanunlara veremeyiz:

Farazî ve itibârî bir çekim kanunu, dev gibi mücessem küreleri sırtına alamaz. Binlerce şey üzerinde imzası bulunan dimağa ait vazifeler, beynin o müdhiş fonksiyonları gözardı edilerek, görünürdeki sebep olan kimyevî reaksiyonlara verilemez. Öyleyse, kanunları ellerinde tutan meleklerin ve beyne kumanda eden ruhun varlığını kabule mecburuz. Melek ve ruh dururken, bütün bunları hayalî kanunlara ve çözülüp giden maddeye vermek, makul bir izah değildir.
8. Melek, cin ve rûhî mes’elelere izah getiren yığınla hâdise vardır:
Dünya canlılarla dolu, her canlı ise, kendi hayat şartlarına münasip cihazlarla donatılmış durumdadır. Karada yaşayanlar, denizde yaşayanlar, kısaca bütün canlılar, kendi âlemlerine uygun organizmalara sahiptirler. Bu canlıların, içlerinde bulundukları şartların dışına sıçrayıp da başka bir âleme intikalleri mümkün değildir. İnsan ne kadar üstün cihazlarla bezenmiş olursa olsun, iğne kadar bir balığın hayatını yaşayamaz. Ancak belli cihazları taklit edip kullanmak sûretiyle, geçici olarak onların âlemini ziyaret edebilir.
Etrafımız, binler çeşitte yaratıklarla sarılı.. buzullarda yaşayanlar, çölde hayat sürenler, oksijenini havadan alanlar, sudan temin edenler, topraktan biten şeyleri yiyenler, bizzat toprağı yiyerek geçinenler, sürünerek yürüyenler, gök kubbede kanat çırpıp pervaz edenler veya suda yüzenler; daha neler ve neler!..
Evet, şu küçücük dünyada, diğer sistemlere nisbetle nokta bile olamayacak kadar şu küçük yerkürede binlerce çeşit hayat ve yaşama şekilleri mevcuttur. Yeryüzünde vaziyet böyle iken, acaba dünyadan çok daha büyük yıldızların, sistemlerin, güneş ve gezegenlerin, oralardaki şartlara uygun canlı ve şuurlu sakinleri yok mudur? Bir çırpıda verilecek “hayır” cevabı elbetteki yanıltıcı olur. Çünkü henüz insanlık, oralara ait şartların içine girip de araştırmada bulunmuş değildir. Okyanusların içine girip de...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi
« Posted on: 19 Mart 2024, 05:00:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi rüya tabiri,Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi mekke canlı, Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi kabe canlı yayın, Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi Üç boyutlu kuran oku Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi kuran ı kerim, Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi peygamber kıssaları,Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligi ilitam ders soruları, Ruh,Melek,Seytan Ve Cinlerin Varligiönlisans arapça,
Logged
31 Ocak 2014, 20:22:39
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 31 Ocak 2014, 20:22:39 »

SELAMÜNALEYKÜM;
2. Bu varlıkları görmememiz, yokluklarına delâlet etmez:
İnsanın görmesi, umûm varlığa nisbetle çok sınırlıdır. Dolayısıyla insan, görmediğine “yoktur” deyip geçemez. Nice şeyler var ki, varlığını bildiğimiz halde onları göremiyoruz. Görmemek, yokluğa sebep teşkil etmez. Dün meçhulümüz olan birçok mes'ele, bugün artık malûmumuz olmuştur. Fakat bildiklerimiz, birçok bilmediğimize kapı açmış olduğundan, biz yine bilinmeyenlere yelken açmak mecburiyetindeyiz. Mevzûmuzla alâkalı varlık için de aynı şeyleri düşünmemizde hiç bir mâni yoktur...
3. Bu varlıklar, bizim görgü, bilgi ve müşahede buudlarımızda değildir:
Ruh, melek, cin ve şeytan, bizim buudlarımızda değildir ki görebilelim. Biz, bizde mevcut organlarla ancak kendi buudumuza girenleri görür ve duyarız. Nitekim, ölçü birimleri dahi varlığın husûsi durumuna göre değişmektedir. Mesafe, ağırlık ve yoğunluğun ölçü birimleri hep farklı farklıdır. Ateşin hararet derecesini, onun içine elini sokmadan, ya da hararet ölçme aleti kullanmadan öğrenmeye çalışanın durumuyla, fizikötesi ve maddî olmayan varlıkları maddî vasıtalarla görüp tutmaya, tutup tesbit etmeye çalışmak biribirine benzetilebilir. İkisi de, hedefe varmada yanlış yol takip etmektedir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

12 Nisan 2015, 21:05:49
Haktann
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 934



« Yanıtla #2 : 12 Nisan 2015, 21:05:49 »

Ve Aleyküm Selam .
Bütün kâinat, hayat ve şuur sahibi varlıklar için hazırlanmıştır .
Paylaşım İçin Allah Razı Olsun .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
12 Nisan 2015, 21:08:37
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 12 Nisan 2015, 21:08:37 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes