> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Rengarenk baharlar !
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rengarenk baharlar !  (Okunma Sayısı 697 defa)
21 Ekim 2010, 16:02:13
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Ekim 2010, 16:02:13 »



RENGARENK BAHARLAR!


Bahar geldi, safalar getirdi. İçimiz güller kokmaya, ruhumuz güzel bahar çiçekleri açmaya hazırlanıyor. Tebessüm eden kainat bahçesinin her tarafta açmaya çalışan çiçek ve yaprakları gibi, insanların yüzlerinde de tatlı bir tebessüm eşliğinde çiçekler açmaya başladı. İnsanlar, baharın yaydığı pozitif enerjisinin tesiriyle, etraflarına sevgi ve mutluluk sinyalleri yayarlar. Çünkü, havaya, suya ve toprağa düşen cemre, insanın ruhuna da düşer. Bu cemreler vasıtasıyla kainat bahçesi rengarenk çiçekler ve yeşilliklerle dolarken, insanın kalb bahçesi de çeşit çeşit güzellikte manevi çiçekler açar.
Baharın bu güzellikleri yanında, beraberinde getirdiği bazı tehlikeli sonuçları da vardır. Bunlar; bahar yorgunluğu, bahar depresyonu ve bahar alerjisidir. Çünkü bahar kimileri için bir hayat kaynağı ve cıvıl cıvıl faaliyetlerin sebebi olurken, kimileri için de yorgunluk, bitkinlik ve tembellik nedenidir. Ayrıca çiçek polenlerine karşı alerjisi olanlara da bir kabus gibidir. Bazı insanların, bahardaki canlanma ve uyanışa paralel olarak gösterdikleri uyanış ve canlanma, biyolojik saatlerinin sağlamlığındandır. Zira, biyolojik saat, bulunulan ortama veya yaşanan değişikliğe göre insanın fizyonomisini ayarlamaktadır. Bu saatin güzelce işlemesi, kainat ağacının meyvesi olan insanın, fıtratını bozmadığının bir göstergesidir.
Bazı insanlar ise, baharda bir gerileme ve mutsuzluk durumuna giriyor. Hatta bu tarz depresyona giren hastaların çoğu, güneşin doğuşundan ve etrafı aydınlatmasından son derece rahatsız olur. Sabahları herkes aşk ve şevk ile baharın tadını çıkarırken, onlar perdeyi çekip yataklarında uyumayı tercih ederler. Bu gibi insanların bu hali ise, biyolojik saatlerinde bir problem olduğunun göstergesidir. Uzmanlar, bu tarz bir hastalıktan kurtulmanın çeşitli yollarından bahsederler. Bunlar;
a) Pozitif bir düşünce, yaklaşım ve kararlılığa sahip olmaktır. Pozitif düşünce; güzel görmek, güzel düşünmek ve hayattan zevk almasını bilmek anlamına gelir. Çünkü, Bediüzzaman Said Nursi “ güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır. ” demekle bu hakikate işaret etmektedir. Ayrıca olaylara çok eksenli bakmak, alternatifli düşünmek, nedenlere takılmaktan ziyade çözüm odaklı düşünmektir. Çaresi ve çözümü olan konularda asla yılgınlığa kapılmamak; çaresiz ve çözümsüz konuları 'kulak arkası' yapmaktır. Zira, çaresi bulunan şeyde acze yapışmamak ve çaresi bulunmayan şeyde de kendimizi zora sokup sıkıntıya düşürmemek, esaslı bir hayat kaidesidir.
b) Kainatın kanunlarıyla uyum içerisinde olmak ve kainatın bir parçası olduğumuzun farkına varmaktır. Çünkü insan, kainatın en mühim bir parçasıdır. Kainatı ağaç olarak kabul edersek, insan o ağacın en mühim bir meyvesi olur. Nasıl ki, baharda ağaçların canlanması, uyanması ve neşelenmesinin neticesinde, meyveleri ve uzuvları da canlanır ve tebessüm etmeye başlar. Aynı şekilde şu kainat ağacının baharla canlanmasının arkasında, meyveleri olan hayat sahipleri de canlanır ve özellikle insanlara farklı bir neşe kaynağı oluşturur.
Baharın bir özelliği de, kış boyunca ev ve işyerlerinin biriken ve fazla görülmeyen bazı kirlerin ve süprüntülerin, temizlenmesidir. Buna “Bahar temizliği” diyoruz. Baharda kainatın uyanışıyla birlikte, insanların da iç dünyalarında meydana gelen müspet gelişmelerin teşvik ve tahrikiyle evlerde, sokaklarda ve işyerlerinde köklü bir temizlik yapılır. Bu umumi faaliyetlere, yukarıda bahsedilen biyolojik saatleri problemli bazı kişiler müstesna, herkes iştirak eder.
Baharlar, şairlere ve yazarlara ilham kaynağı olur. Ressamlara harikulade ve cömertçe resimler sunan bir dost gibidirler. Bu yüzden ressamlar, kendilerine sunulan bu güzel manzaraları kaçırmamak için, resim aletlerini çok önceden hazırlarlar. Belgesel programlarına mükemmel bir veri kaynağı olur. Hayat cevherinin oluşması ve meydana gelmesi, rengarenk çiçeklerin açması ve büyümeleri, cıvıl cıvıl öten kuşların ve kelebeklerin ortaya çıkması, belgesel yapımcılarına eşsiz bir kaynak hükmündedirler.
Bahar denilince, elbetteki sadece yukarıda bahsedilen ve yılın içerisinde yaşanan baharı kastetmiyoruz. Kainatın da büyük bir baharı vardır. O da: Risalet-i Muhammediye (a.s.m) baharı ile ahirzamanda gelmesi beklenen İslam inkişafının baharıdır. Ayrıca, öldükten sonra meydana gelecek olan “Haşir Baharı” da meydana gelecektir. Bu baharların çok güzel tarafları olduğu gibi, daha önceden bahsedilen bazı istenmeyen sonuçları da olabilir. Bunlar: Bahar alerjisi, Bahar yorgunluğu ve Bahar depresyonudur. Bu istenmeyen durumlar, insanın iradesi ile doğrudan ilgilidir. Ayrıca bahar temizliği yapmak ta gerekecektir. Bu konuların izahını şöyle yapabiliriz.
1- Kainatın Baharı: Risalet-i Muhammediye (a.s.m) ve Ahirzamanda İslam'ın İnkişaf Baharı
Bu konuyu iki başlık altında işlemek mümkündür.
a-Peygamber Efendimiz (a.s.m)'ın dünyaya teşrif etmeleri ve İslam dinini yayması. Evet Peygamberimiz ( a.s.m) gelmeden evvel, kainat manevi bir kış mevsimi yaşıyordu. İnsanlar, Allah'ı tanımıyor. Ahiretin güzelliğinden ve cennetin varlığından mahrum yaşıyorlardı. İnsanlar diri diri çocuklarını toprağa gömüyor ve o taşlaşmış kalpler bundan hiç etkilenmiyorlardı. Alem mahzun, insanlık mahzun ve asırlar mahzundu. Güzellik namına ne varsa, cehalet ve şirk buzları altında gizlenmiş ve manevi soğuklar her tarafta insanlığı donduruyordu.
İşte manevi buzlar hükmündeki cehalet ve zulüm ortamının yaşandığı bu dönemde, İlahi rahmet Hz. Muhammed (a.s.m) güneşini aydınlattı. Bu güneş, tüm karanlıkları ve manevi kışları ve soğukları izale edecek bir güçte idi. Mazlumların içi gülmüş ve ferah çiçekleri açmaya başlamıştı. Kalbi kırıkların elemleri izale olmuş ve rahmet güneşiyle ısınmışlardır. Küfür buzları erimiş, altından kardelenler fışkırmaya başlamıştır. Alemdeki istidat çekirdekleri, artık neşv-ü nema etmeye ve meyve vermeye başlamışlardı.
İşte yüzyirmidörtbin sahabe çiçeği o baharda yetişti. Yetişen o çiçekler, dünyaya güzel kokular yaymaya başladı. Dünyanın her tarafına, adalet, merhamet, iman, hidayet, ibadet kokularını neşrettiler. Onların gittikleri yerlere çekirdeklerini ve tohumlarını bıraktılar. Böylece 15 asırdır, o baharın tazeliği ve tecellisi hala devam etmektedir. İşte, Ebubekir'ler, Ömer'ler, Osman'lar, Ali'ler ve “ anam babam sana feda olsun ya Resulüllah” diyen tüm sahabe efendilerimizin hayatı ortada. Her birisi ayrı çiçek, ayrı bir meyve verdi.
Bu asırda muazzam bir bahar temizliği gerçekleşti. Herkes içini ve dışını temizledi. Küfür ve şirk kirinden temizlendikleri gibi, maddi kirlerden de temizlendiler. Bu bahar temizliği yanında bahar alerjisine, depresyonuna ve yorgunluğuna yakalananlarda oldu. Maalesef kendi iradelerini yanlış kullandıklarından, müthiş bir nefis titremesine, kalp depresyonuna ve akli yorgunluğa maruz kaldılar. Cahillerin babası olan Ebu cehil, Ebu Leheb gibi hastalıklı insanlar, bu bahardan kendi iradeleriyle olumsuz etkilendiler. Bununla beraber, bu gibi insanlar içlerini kirlettikleri için, başkaları zarar görmesin diye kalb kapılarına mühür vuruldu.
Bu konuda Bediüzzaman Said Nursi “Kalb gözü, sanki cevahire bir hazine olmak üzere Cenab-ı Hak tarafından yapılan bir binadır. Vakta ki sû'-i ihtiyarlarıyla ifsada uğradı ve cevherlere yapılan yerler, yılanlar ve akreplerle doldu; kapısı hatmedildi ki, o sâri hastalıktan başkaları mutazarrır olmasın.” ( İşarat-ul İ'caz, 77)
b-Ahirzamanda, İslam dininin bir bahar dönemini yaşayacağı müjdesi. Hadiste “Ümmetim mübarek bir ümmettir, evveli mi yoksa sonu mu daha iyidir bilinmez.” (Râmûzul-Ehâdîs s. 83, 1151. hadis.) buyurulmakla, ahirzamanda da Asr-ı saadete yakın bir dini inkişafın olacağının işaretleri verilmektedir. Nasıl ki, Peygamberimiz (a.s.m) dünyaya teşrif etmeden önce emsali görülmemiş bir fetret ve Cahilliye kışı yaşandı. Bu nedenle İslam güneşinin tesiri, daha güzel ve berrak hissedilebildi. Aynı şekilde, ahirzamanda beklenen bu inkişaf baharının evvelinde de dehşetli bir kış mevsimi yaşanacaktır. Bu konuyu istikbalde gelecek altın nesle mesaj sadedinde, Bediüzzaman hazretleri, “Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim, sizler cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz.” (Münazarat) ifadesiyle, güzel bir şekilde özetlemektedir.
Gerçekten Bediüzzaman, İslâmiyet'in gurbete düştüğü ve kışın şiddetinin tam hissedildiği zemheri gibi bir zamanda geldi. İslâmiyet adına her şeyin silinmek istendiği karanlık bir devirde, çorak bir zeminde vazife başına geçti. O, bu dinin sahipsiz olmadığını ve Peygamberimiz (a.s.m)'ın ahirzamanda müjdelediği baharın geleceğini görüyor gibiydi. Bu nedenle muasırlarına hep ümit vermeye çalışıyordu. “ Evet ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılabatı içerisinde en yüksek gür sada İslam'ın sadası olacaktır. ” ayrıca bir Rus polisine “Bu kışın devamına ihtimâl verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir neharı vardır” (Tarihçe-i Hayat ) gibi ifadelerle müminlerin daima ümit taşımaları gerektiğini de daima vurgulamıştır.
Kendi zamanında yaşayan çoğu müminlerin, istikbalde meydana gelecek olan islami inkişafı fazla idrak edemediklerini ve ihtimal vermediklerini görünce de, onları bırakıp müstakbel İslam fedailerine seslenmiştir. Şöyle ki: “Neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedennî dünyası olsun? Öyle mi? İşte, ben de sizinle konuşmayacağım. Şu tarafa dönüyorum; müstakbeldeki insanlarla konuşacağım.
Ey 300 seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş ve sâkitâne Nur'un sözünü dinleyen ve bir nazar-ı hafiyy-i gaybî ile bizi temaşa eden Saîdler, Hamzalar, Ömerler, Osmanlar, Tahirler, Yusuflar, Ahmedler ve saireler..! Sizlere hitap ediyorum. Başlarınızı kaldırınız "Sadakte" deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muasırlarım (çağdaşlarım) varsın beni dinlemesinler. Tarih ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rengarenk baharlar !
« Posted on: 16 Nisan 2024, 12:23:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rengarenk baharlar ! rüya tabiri,Rengarenk baharlar ! mekke canlı, Rengarenk baharlar ! kabe canlı yayın, Rengarenk baharlar ! Üç boyutlu kuran oku Rengarenk baharlar ! kuran ı kerim, Rengarenk baharlar ! peygamber kıssaları,Rengarenk baharlar ! ilitam ders soruları, Rengarenk baharlar !önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes