> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Allah Yolunda Cihad
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah Yolunda Cihad  (Okunma Sayısı 685 defa)
07 Haziran 2010, 14:06:47
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Haziran 2010, 14:06:47 »



Allah Yolunda Cihâd

İhtida/İman cihadı


Tarihen sâbittir ki büyük sahâbilerin tamamı herşeyden önce eski inançlarını terkedip müslümanlığı kabul etmek suretiyle ihtidâ/iman cihadı ile işe başlamışlardır. O toplumda müslüman olmanın nasıl bir cihad anlamına geldiği, köle ve kimsesiz müslümanların gördükleri kötü muamele ve tâbi tutuldukları işkencelerden anlaşılmaktadır. O dönemde toplumdan dışlanmayı göze almadan hiç kimse İslâm’ı kabul edemiyordu. Nitekim Mekke’yi terketmekle (hicret) sonuçlanan bir iman eylemini Allah yolunda cihad olarak görmemek mümkün değildir.

Sahabe neslinin cihadı iman-sabır-tebliğ-hicret-savunma harbleri-silahlı mücâdele çizgisinde gelişmiş çok yönlü ve sürekli bir yapıyı önümüze koymaktadır. Bu sebeple sahâbilerin Allah yolunda cihad ilkesini tüm boyutlarıyla ve sürekli bir hayat eylemi olarak uygulayan yegâne nesil olduğu kesin gerçektir. Bir başka ifade ile söyleyecek olursak cihad, onlar için bir hayat biçimi idi.

Yakınlarına Karşı Cihad

Sahâbiler, daha sonraki müslümanlardan farklı olarak, Allah yolunda cihadı en yakınları, aile bireyleriyle yapan nesildir. Kimi babasıyla, kimi oğluyla, kimi kardeşiyle, kimi amcasıyla, yani en yakınlarıyla Allah uğrunda savaşmışlardır. Bu durum sahâbilerin Allah yolunda cihad’ı en nazik, en dayanılmaz noktadan başlatma özelliğine ve özverisine sahip biricik nesil olduğunu göstermektedir. Yani onlar bu noktadan da erişilmez, ulaşılmaz bir konumda ve kıvamdadırlar. Hele hele yakınlarının açık yanlış ve hatalarına uyarı düzeyinde bile karşı çıkıp Allah için müdahale ve hatta buğuz edemeyen günümüzün kimi müslümanları dikkate alınınca, aile bireyleri ile dini-imanı gereği sıcak savaşa tutuşmaktan çekinmeyen sahâbilerin nasıl bir cihad eri oldukları daha iyi anlaşılacaktır.

Hz. Peygamber’in Emrinde

Sahâbe neslinin kendilerine özgü bir meziyetleri de  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in emrinde veya emriyle cihad yapmalarıydı. Onun maiyyetinde/emrinde, onunla beraber Allah yolunda cihad etmiş olmak, sonraki nesillerin sahip olamadıkları çok farklı bir bahtiyarlıktır. Nitekim Süfyân b. Uyeyne, Abdullah İbnü’l-Mübârek hakkındaki görüşünü beyan ederken bu noktaya şöyle işaret etmiştir: “Sahâbîlerin durumlarını ve Abdullah İbnu’l-Mübârek’in durumunu inceledim. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile sohbette bulunup onun maiyetinde/emrinde cihad etmiş olmaları dışında Abdullah’dan daha üstün bir yönlerini göremedim.”1

Hz. Peygamber’in maiyyetinde cihad etmek, sevinç ve zaferi Hz. Peygamber ile birlikte yaşamak, üzüntü ve sıkıntıyı onunla paylaşmak demektir. Bu ise,  başka, çok başka bir şey: farklı, çok farklı bir durumdur. Sahâbe kıvamında bu farklılığın payı büyük olsa gerektir.

Geceleri Ruhbân,

Gündüzleri Fürsân

“Geceleri ruhbân, gündüzleri fürsân” (yani gecelerini ibâdete adamış ruhbanlar, gündüzleri ise, Allah yolunda cihad  eden  atlılar ) diye övülen yiğitler, hiç kuşkusuz herkesten önce sahâbîlerdi. Böyle bir özdeyişin söylenmesinin gerçek sebebi, belki de onların kulluk+cihad yoğunluklu hayatlarıydı. Sahâbîlerin yaşayışlarını tetkik edenler bu gerçeği tespit etmenin hayret ve hayranlığı içinde kalacaklardır.

Bu noktada onlardan birinin, dördüncü halife Hz. Osman’ın bir beyanı, sahâbilerin Allah yolunda cihad öncelik ve  özelliklerini gözler önüne sermesi açısından fevkalâde ilgi çekicidir. Osman radıyallahu anh diyor ki; “Çevremden uzak olmanızı istemediğimden dolayı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğum bir hadisi sizden saklamıştım. Sonra herkesin kendi tercihini ortaya koyabilmesi için onu size rivayet etmem gerektiği kanaatine vardım. Efendimiz; “Allah yolunda bir gün sınır bekçiliği yapmak, diğer yerlerde geçirilecek bin günden daha hayırlıdır” buyurdu.2

Bu ifadesinden anlaşıldığına göre Hz. Osman, sahâbilerdeki cihad ruhu ve şevkinin onları Medine’de durdurmayacak kadar derin ve etkin olduğunu bildiği için bu müjde dozu yüksek hadîs-i şerîfi onları Medine’de tutabilmak maksadiyle bir süre sahâbilere duyurmama yoluna gitmiştir. Nitekim sahâbe-i kirâm’ın vefat ettiği yerler3 dikkate alınınca Hz. Osman’ın bu düşünce ve uygulamasında ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmaktadır.

Vahyin ve Tarihin  Tanıklığı

İslâm toplumunun oluşum safhalarının tamamı, sahâbilerin gayret ve katkılarıyla  gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple onlar tam anlamıyla ve bütün kapsamıyla “Allah yolunda cihad” içindeydiler. Bir medeniyetin ilk temsilcileri olmak, bir taraftan onlara bu sürekli cihad erliği fırsatını sunuyor diğer taraftan da böylesi büyük ve kesintisiz bir sorumluluğu onların omuzlarına yüklüyordu. Onlar ise bu firsatı gereği gibi değerlendirmenin ve söz konusu sorumluluğun üstesinden gelerek onu bir meziyet ve özellik haline getirmenin bahtıyarlığına sahip bir nesil olarak tarihteki yerlerini alıyorlardı.

Hz. Peygamber’in maiyyetindeki sahâbîlerin “kâfirlere karşı çetin ve zorlu”4 olduklarına Kur’ân-ı Kerîm; bunu her olayda ispat ettiklerine de İslam tarihi tanıklık ediyordu. Onlar cihaddan geri durmanın, mal-mülk, bağ-bahçe ile meşgul olmanın gerçek tehlike, hatta öz nefsini kendi elleriyle tehlikeye atmak demek olduğu bilinciyle yaşıyorlardı. Bu durumu Allah yolunda cihad için İstanbul kapılarına gelmiş ve ülkemizi şereflendirmiş büyük sahâbi Ebû Eyyub el-Ensârî’nin bir açıklamasında şöylece tespit etmekteyiz:

Eslem b. Ebu İmrân anlatıyor:

Ukbe b. Âmir Mısırlıların, Fudâle b. Ubeyd šamlıların başında olduğu halde İstanbul kuşatmasında bulunuyorduk. Büyük bir düşman askerî birliği surlardan üzerimize saldırdı; biz de saflar halinde karşılık verdik. Tam bu sırada müslümanlardan bir mücahid, açıktan düşman saflarına daldı. Arkadan mücahidler, ah ettiler ve ‘Süphanellah! Göz göre göre kendini tehlikeye attı!’ dediler. Bu sözler üzerine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in dostu Ebû Eyyub şu açıklamayı yaptı:

“Ey müslümanlar! Sizler bu âyeti  [el-Bakara (2), 195] böyle yorumluyorsunuz. Halbuki o âyet, biz Medineli müslümanlar (ensar) hakkında nâzil olmuştur. Allah teâlâ, İslâm’ı düşmanlarına üstün kılmış, dinine yardım edecekler de artmıştı. Bunun üzerine bizden bazıları, kendi aralarında ‘mallarımız bakımsız kaldı, ziyana uğradı. Allah, İslâm’ı aziz kıldı, ona yardım edecekler de çoğaldı. Artık biz mallarımızın başına dönsek, onların ıslahıyla meşgul olsak’ demişti. Allah, ‘Allah yolunda infak ediniz de kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız’ âyetini indirerek, bizim cihaddan uzak kalma düşüncemizi reddetti. Binaenaleyh gerçek tehlike, malların başında durup onların ıslahıyla uğraşarak cihadı terk etmemizdir.”5

Öte yandan kalblerin fethi (fütûhu’l-kulub) öncelikli ve incelikli bir cihad anlayış ve uygulamasının kahramanları olan sahâbîler, ülkeler fâtihi olmak gibi sömürgeci bir ruha ve anlayışa aslâ iltifat etmemiş olmanın imtiyazına sahiptirler.

Cihadı bir hayat tarzı, yaşama biçimi olarak uygulayan sahâbiler, sahip oldukları değerler uğrunda fedâkarlığın her türünü üstlenmiş, cihad-ı ekberi de cihadı asğarı da gereği gibi yerine getirme şevki ve gayreti içinde olmuş ve kendilerinden sonraki müslüman nesillere bu açıdan fevkalâde güzel örnekler bırakmışlardır.

Allah hepsinden razı olsun.

Dipnotlar: 1) Zehebi, Siyer, VIII, 390. 2) Tirmizî, Fedailü’l-cihad 26,  -Hasen, sahih, ğarîb- 3) Bu konuda bilgi için Radıyuddin es-Sağânî’nin(650/1252) Derrü’s sehâbe fî beyânı mevâdı’ı vefeyâtı’s-sahâbe adlı eserine bakılabilir. 4)  Fetih suresi (48), 29. 5)  Bk. Tiurmizî, Tesiru’l-Kur’ân 3 (2972. rivayet).

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah Yolunda Cihad
« Posted on: 19 Nisan 2024, 14:06:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah Yolunda Cihad rüya tabiri,Allah Yolunda Cihad mekke canlı, Allah Yolunda Cihad kabe canlı yayın, Allah Yolunda Cihad Üç boyutlu kuran oku Allah Yolunda Cihad kuran ı kerim, Allah Yolunda Cihad peygamber kıssaları,Allah Yolunda Cihad ilitam ders soruları, Allah Yolunda Cihadönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes