> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Rablerine iman etmiş gençler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rablerine iman etmiş gençler  (Okunma Sayısı 719 defa)
20 Kasım 2010, 16:46:43
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Kasım 2010, 16:46:43 »



“Rablerine İman Etmiş Gençler”


Demek: İslam’ın ancak adı kalmış Müslümanlarda; 

                                                                              Bu yüzdenmiş, demek milletçe kayıplarımız son zamanlarda

                                                                                                                                                    M. Akif

 Kur-an’da “Onlar Rablerine iman etmiş birkaç genç idi. Bizde onların imanlarını arttırdık.” (Kehf/13) diye anılan bu kimseleri “Ashab- ı Kehf” olarak tanıyoruz. Genellikle onlar, sayılarının kaç olduğu yahut şu anda nerede bulundukları gibi (itikadi anlamda önem arzetmeyen) muhtelif görüşlerin yol açtığı tartışmalarla gündeme giriyorlar. Bizim için ise kendilerinden övgüyle bahsedilen bu genç yiğitlerin kıssası imanın gerektirdiği erdemli duruşu sergilemektedir. Allah’a teslim olmuş bir kalbin pervasızlığını ve dünyaya (kimisinin içinde bulunduğu ihtişamdan uzaklaşıp) hiç de meyletmeyişlerini gösteriyor. Dönemlerinin kralı olarak tarihte adı geçen Dakyanus’a karşı “Bizim rabbimiz göklerle yerin Rabbidir. Biz O’ndan başka hiç bir ilaha asla tapmayız.”(Kehf / 14) cevabını emin bir şekilde söyleyip, küfre ait ne varsa hepsinden uzaklaştıklarını ilan etmişlerdir.

Koyu bir şirkin hakim olduğu cehalet ortamlarında böylesi meydan okumalar zamanın donduğu anlardır. Küfrün önderlerinin çıldırdığı, toplumun karıştığı ve kendilerini sadece yaratıcılarına kul olmaya adayanların insafsızca hor görülüp, ezalara maruz kaldıkları buhranlı tarihsel kesitlerdir. Hakkı ve batılı birbirinden ayırd etmek için indirilen kitapta, bizlere örnek şahsiyetler olarak “tek başına ümmet” diye anılan Hz. İbrahim’den, zalime karşı dik duruşuyla Hz. Musa’dan ve fuhşiyatı izzetiyle ezen Hz. Yusuf’tan tafsilatlı bir şekilde bahsedilir. Kuran’da yer verilen bu genç yiğitlerin manidar hayatları, her çağın yetişkinlerine ibret vesikası mahiyetindedir. Onlar ve benzerlerinin yaşamları bir mum misali salt etraflarını aydınlatmaktan ziyade bir meşale gibidir. Olabildiğince, daha çok ışık saçması için gayret sarfetmişlerdir. Yaşamları gibi ölümleri de düşünenler için büyük anlam ifade eder.

Hayatlarının aktif ve zinde zamanlarında toplumumuzun gençlerinin ise, kim(ler)in önderliğinde ne yöne kanalize edildikleri malum. Tarihini ve değerlerini bilmeyen hatta bunlara şiddetle karşı çıkan melankolik genç insan yığınlarıyla karşı karşıyayız. Neresinden tutup da düzelteceğimizi bil(e)mediğimiz bu acınası kalabalık, gün geçtikçe potansiyel bir tehlike boyutuna ulaştı. Artık görünen, gençlerden oluşmuş birkaç kişilik gruplar ne yazık ki korkudan başka, pek de umut vermiyor. Çünkü her an nasıl bir şeye muhatap veya tanık olunacağı kestirilemiyor. Tuhaf bir çelişkidir ki, hemen bütün ebeveynler (ve daha başkaları) ısrarla bu durumdan yakınırlarken diğer taraftan çocuklarının bu hale gelmelerine dolaylı ya da etkin bir şekilde sebep olmaktadırlar. Garantilemek için (kendilerine göre) uğraş ver(dir)dikleri gelecekleri daha şimdiden nasıl kararttıklarını hesap edemeyecek kadar gafil davranıyorlar. Hayatını kurtarsın diye (hayatın kimin elinde olduğunu demek ki düşünemediklerinden) kendi elleriyle çocuklarını nerelere / kimlerin eline teslim ettiklerini, ya da kurban verdiklerini fark edemiyorlar. Kendi prestijlerini arttırmak için rahatlıkla onları kullanabiliyorlar. Sosyal hayat içerisinde kendileri pek bir şey yap(a)madıklarından onların hünerleriyle övünmek, onların gölgesi altında var olmak için çabalıyorlar.

Müslümanlardaki aşırı dünya tutkusu gerçekten içimi acıtıyor. Kur-an’i emirleri iyi okuyamıyor olmaktan mı böylesi sorunlar doğuyor? Yoksa yeterince anlaşılmasına rağmen kimi arzulara yenik mi düşülüyor? Dışarıda kınadığımız, bazen öfkelenip kızdığımız çocuklar “bizim” dediğimiz yani Müslüman anne / babaların çocuklarıdır. Nerede nasıl hatalar yapılıyor ki, kendi evlatlarının katili olan ebeveynler çoğalıyor? Tertemiz bir fıtrat üzere doğan çocuklar nasıl olur da korunmasız bir şekilde kurt sürüsünün içine rahatça bırakılabilirler? Takva elbisesi onlar için bir miğfer, bir kalkan olmamalı mıydı? Niçin inançlı insanların çocuklarında nahoş davranışlar, engellenmesi gereken arkadaşlıklar vb. görülmekle birlikte topluma yayılıyor? Esef veren birkaç olumsuz örnek, diğerleri için neden uyarıcı olmuyor? Genç dimağları kadavralaştırmaya çalışan bir eğitim sisteminin ellerine, genç insanlar nasıl olurda gönüllüce verilir? Geçen ay yapılan ÖSS sınavında Müslüman bir anne / baba, kızının sınava gireceği okulun daha kapısındayken başından çıkarıp, onlara uzattığı başörtüyü alırken acaba vicdani rahatsızlık hissettiler mi? Yoksa okul kapılarından sonraki açmanın mesuliyetinin yasaklayıcılara ait olduğu (!) fetvalarıyla mı avunuyorlar? Bu davranış beraberinde birçok bozulma ve dağılmayı getirmiştir. Ateş ortamlarına savrulan bu körpe beyinlerin, etrafa saçılan kıvılcımlardan pay almamaları mümkün müdür?

Duygu ve düşünceleri büyük bir değişime uğramış genç neslimizin, şu halleriyle karanlık bir ufka yol aldıklarını söylemek mübalağa olmaz sanırım. Zevki için Roma’yı yakan Neron gibi, bu toplumun bağrında yetişmiş daha 16 – 17 yaşındaki gençlerimiz ne uğruna olduğu belli olmayan “izm” ler adına “katil” sıfatını alabiliyorlar. Sağlam bir ilimle kuşanıp, aklı ile hareket etmeyen, Donkişot gibi hiç düşünmeden hemen atağa geçen bu edilgen insanların gönülleri İslam ile aydınlığa kavuşturulmalıdır. Bu gençlerin kalpleri ilahi ürpertiyi hissetmelidir. Bunun çözümünün ancak toplumları yeniden Kuran ile tanıştırmak olduğunu düşünüp, hâlâ oturuyorsak bizim Hamlet’ten ne farkımız vardır? Muhatabı olduğumuz ayetleri içimize sindiremiyor, günlük yaşama pratiğini yansıtamıyorsak İkbal’in dediği gibi ne Razi’nin tefsiri ne de Zemahşeri’nin Keşşafı bu dertlere çare bulamaz. Müslüman, bir tabut sessizliğindeki hayata rıza göstermemelidir. Onun, ilahi kaynaklardan okuduğu seçkin şahsiyetlerin isimlerini çocuklarına koyup, toplumda onların isimlerini duyurması, İslam’ın oluşturmayı hedeflediği insan modelinin çok ötesindedir. Çağın insanının kutsadıkları gayr-i İslam’i normları kıracak İbrahim’ler yetişti(rildi) mi? Züleyha’ların çoğaldığı bir zamanda kendisine sunulan gayr-i ahlaki tekliflere “Allah’a sığınırım”(Yusuf / 23) diyecek Yusuf’lar büyüdü mü? Yahut sınırsız haksızlıklara karşı içimizden “Allah için hakkı ayakta tutmaya” (Maide /8) çalışan Musa gibi gençler çıkıyor mu?

Hiçbir şeye tepki göstermeyen taştan heykeller gibi insanlar türüyor. Çelişkiler yumağı haline gelmiş toplumumuzda bu profiller, büyük övgülerle anılmaktadır. Her şeyle ve herkesle uyum içinde olan bireylerin muhalefet etme yetenekleri yok olmuş demektir. İman, hiçbir zaman küfürvari eylem ve söylemleri kendisiyle aynı ortamda barındırmazken, bu günün Müslümanları bu hakikati nasıl görmezlikten gelebilirler ki? “Rablerine iman etmiş” olanların içinde yaşadıkları ortamı düzeltmek gibi bir sorumluluklarının olduğunu, okuyup birbirimize anlatıp durduğumuz peygamber ve ashabının hayatlarından görmekteyiz. Sadece onların yaptıklarıyla mı yetinecek / övüneceğiz? Bizler de “Rablerine iman etmiş” lerden isek bu gidişatın hiç de inanç esaslarımızla örtüşmeyeceğini bilmemiz gerekmektedir.     

 

Ne cahil milletiyiz biz Müslümanlar, şimdi dünyanın!

O iman ahlâk güzelliğinin en büyük koruyucusu olmuşken…

Faziletlerden neyimiz var, hangisi eksik rezilliklerden?

 

M. Akif


 
Raziye Tekgül
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rablerine iman etmiş gençler
« Posted on: 27 Nisan 2024, 03:37:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rablerine iman etmiş gençler rüya tabiri,Rablerine iman etmiş gençler mekke canlı, Rablerine iman etmiş gençler kabe canlı yayın, Rablerine iman etmiş gençler Üç boyutlu kuran oku Rablerine iman etmiş gençler kuran ı kerim, Rablerine iman etmiş gençler peygamber kıssaları,Rablerine iman etmiş gençler ilitam ders soruları, Rablerine iman etmiş gençlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes