๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 10 Kasım 2010, 16:37:34



Konu Başlığı: Problemlerin Kaynağı İnsan Çözümü Aile
Gönderen: Zehibe üzerinde 10 Kasım 2010, 16:37:34
Problemlerin Kaynağı İnsan, Çözümü Aile

Gülsen Ataseven

Habibat II'ye hazırlık mahiyetinde bir kadın sempozyumu yapıldı. Bu sempozyumda farklı kadın kuruluşlarının da iştirâkiyle kadın görevlinin ulusal rapora girmesi öngörüldü. Üç gün bu sempozyumların ve çalışma gruplarının içinde bulundum.

Gökkuşağı kadın Platformu olarak biz aile konusunun dünyanın gündemine gelmesini gereken en önemli maddelerden biri olduğunu düşünüyoruz. Bazı mukavemet odakları olmasına rağmen aile konusunun ulusal raporda bir üst başlık olarak değerlendirilmesini de temin ettik. Habibat ile ilgili bütün problemlerin insan odaklı olduğu tezini işledik. Dünyada işsizlikten, gecekondudan, sağlık sorunlarından, çarpık yapılaşmadan, trafiğe kadar bütün sorunlar insan kaynaklıdır. Bunların çözümünde en mükemmel kanunlar dahi işlemiyor. Bu da insan kaynaklıdır.

İnsanın eğitimi ve yetiştirilmesi bütün problemlerin çözümünde açılacak ilk düğüm olma niteliği taşımaktadır. Birleşmiş Milletlerin 1994 yılını Dünya Aile Yılı ilân etmesi de bütün ülkelerin bakış açılarının bu istikamete yöneldiğini ifâde ediyor. Merkezde insan varsa insanın yetişmesini için de önem olarak başka alternatif kabul etmeyen aile kurumu vardır. Aile yeniden canlandırılmalıdır. 1960'lardaki cinsel devrimle birlikte bütün değer yargıları allak bullak olurken aile büyük yara aldı ve sosyal müesseselerde büyük bozulmalar başgösterdi. Fakat anlaşıldı ki ailenin yerine çocuğu bedenen, fikren ve ruhen yetiştirecek başka bir müesese bulunmamaktadır. şahsiyetin dörtte üçünü 0-6 yaş arasında oluşturan çocukların bu eğitimi, eğitimli annelerinden alınmalarının gerektiğini, annelerin evin dışında bir hayata itilmelerinin verimli olmadığını araştırmalar ortaya koyuyor. Kreşler hiç bir zaman aile yuvasındaki bir annenin görevini göremiyor. Sakatlar, yaşlılar, hep aile kurumun çökmesi ile toplumun başına yeni problemler açıyor. Yani toplumun bir aile sıcaklığı aradığı anlaşılmıştır. Suçlular, uyuşturucu bağımlıları intiharlar, bunalımlar, cinsel hastalıklar gibi bütün problem aile ortamından mahrum kalan ve belirli ahlâkî, kültürel değerlerden uzaklaştırılmış nesillerin hayatı haline gelmiştir.

Türk aile yapısı çok sağlamdır. Bu aile yapısının merkezinde de İslâm'ın getirdiği işbölümü, sevgi, saygı, istişâre, hoşgörü vardır. Ancak aileye karşı çıkan kişiler veya kurumlar "işte Türk halkını görüyorsunuz sevgi saygı değil şiddet var, kadının ikinci konuma itilmesi var" diyorlar. Biz de diyoruz ki; Türk ailesinde meydana gelen bu değişim İslâm'ın yaşandığı ailelerde değil ya batılılaşma temâyülü gösteren ailelerde ya da saptırılmış gelenek ve göreneklerin etkisi altındaki ailelerde görülmektedir. Sempozyumda ulusal rapora teklifimiz şu oldu, ailenin korunması için her türlü tedbir alınırken aile danışma merkezleri kurulmalı, bu danışma merkezlerinde psikologlar gibi elemanların yanında Türk toplumu için çok önemli olan saptırılmış gelenekleri düzeltecek uzmanların da vazife almaları gerektiğini ifâde ettik. Diyanetin, ilâhiyat'ın da aile danışma merkezlerinde mutlaka eleman bulundurması lâzımdır.