> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Pâdişahın Peygamber Aşkı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Pâdişahın Peygamber Aşkı  (Okunma Sayısı 610 defa)
13 Kasım 2010, 15:03:14
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 13 Kasım 2010, 15:03:14 »



Pâdişah’ın Peygamber Aşkı


Dr. Veysel Akkaya

İlk önce kâinâtın Sultânı muhabbet etti O’na. Ve bunu ilan etti âleme “Habîbim” diyerek. İlâhî aşkın merkezine onun sevgisini yerleştirdi. Sâdece O’nun sevgisini meşk edene ve O’nun gönül mektebinde aşk dersi alana açtı muhabbetinin kapısını.1 Çünkü el-Vedûd olanın en büyük muhabbet tecellîsi onda zâhir olmuştu. Gönül sultanları ile birlikte, muhabbet-i Muhammed’e (s.a.v.) yükselebilen devlet sultanları da Resûl-i Kibriyâ’ya âşık oldular. Onlardan kimileri gönlündeki kutlu aşkı, Efendimiz’in bir emânetine sahip çıkmakla, kimileri de şiirler yazarak açığa vurdu.

Osmanlı sultanlarından I. Ahmed, III. Ahmed, II. Mahmud bu âşıklardandı.2 İçlerinde bir sultân daha vardı ki onun şiiri bir başkaydı. Araştırmacıların eserlerinde onun şiirinden ve şâirliğinden bahsedilmemesi3 hayli ilginçtir. Halbuki “Sultanların sözü, sözlerin sultânıdır” ifâdesine lâyık olanlardan biri de oydu.4

Sultân bu şiiri yazdığı sırada 55 yaşındaydı ve tahta oturalı altı yıl olmuştu. İşte bu sırada ona büyük bir şeref nasib oldu. Sultan her halde mânevî bir teyid almış olmalı ki şiiri hücre-i saâdetin cephelerine yazıldı. Kıble tarafından başlamak üzere, bütün yönlerini celî hat yazısıyla onun şiiri süsledi.5 Bu aşk-ı Resûl ifâdeleri yaklaşık iki asır, binlerce âşığın duygularına tercümân oldu. İki Cihan Güneşi’ni ziyâret edenlerden bu şiire gözü ilişenler muhabbet burçlarında dolaştılar.

Bu yüce mazhariyete nâil olan zât, yirmiyedinci sultân I. Abdülhamid’den başkası değildi. I. Abdülhamid ileri gelen alimlerden ilim tahsili yapmıştı. 49 yaşında tahta geçinceye kadar (1774) ilimle meşgul olmuştu. Habîbullah Efendimiz’e kasîde yazacak kadar Arapça’ya vâkıftı. Akıllı, zeki, ileri görüşlü, kültürlü ve gayretli biriydi.

Nakşibendi şeyhlerinden Şemseddin Habîbullah Efendi’ye intisablıydı.

Halk tarafından onun kerametlerinden bahsedilirdi.6

Halkına karşı çok şefkatliydi. Döneminde İstanbul’da büyük bir yangın çıkınca itfaiye işlerinin bizzat başında bulunarak bu şefkatini göstermiş ve halkın sevgisini kazanmıştı.

Aynı zamanda âşık olduğu Peygamberinin tüm ümmetine karşı büyük bir sevgisi vardı. Dünyâdaki Müslümanların huzûru onun huzûru, üzüntüsü onun üzüntüsüydü. Müslümanların zulüm görmemesi, huzurla yaşaması için büyük gayretler gösterirdi. Bunun bir nişânesi olarak şu hâtıra çok önemlidir: 1788’de Özi kalesini ele geçiren Ruslar müslümanlara korkunç zulümler yapmış, teslim olan 25 bin kişiyi alçakça katletmişlerdi.  Rusların yaptığı mezalimle ilgili raporu dinlerken, oradaki Müslümanların düştüğü bu acıklı hale dayanamayan sultan kederinden felç oldu. Bu hastalık sebebiyle de rahmet-i Rahmân’a kavuştu.7

Hayırsever bir sultandı I. Abdülhamid. Bir çok cami, mektep, imaret, sebil, kütüphane, türbe yaptırmıştı. Tıpkı başta Yavuz Sultan Selim olmak üzere ecdâdı gibi Mekke-i Mükerreme ve Medîne-i Münevere’nin hizmetkârı olmaya özen gösterdi. Bunun netîcesi olarak hayrâtından biri de Mahbûb-i Hüdâ’nın şehri Medine-i Münevvere’ye bir medrese yaptırmış olmasıydı.8

Sultân I. Abdülhamid’in pâdişahlığı döneminde, Şâh-ı Rusül’e muhabbetinin tezâhürleri pek çoktur: Topkapı Sarayı’ndaki Hırka-i Saâdet’in sandığını yenilenmesini sağladı. Şam’da bulunan Kademeyn-i Şerîfeyn’i İstanbul’a getirterek, teberrüken Bahçekapı’daki türbesine koydurdu. Hırka-i Şerîf ziyâreti için bir oda yaptırdı.9

Sultân I. Abdülhamid’in Efendimiz’e yazdığı şiir “Kasîdetü’l-Hücreti’n-Nebeviyyeti’ş-Şerîfe” Hücre-i Nebî Kasîdesi olarak bilinir. Günümüzdeki haliyle Hücre-i Şerîf’te kasîdenin bâzı kısımları, sıva ve boya gibi şeylerle kapatıldığından tamâmı görülememektedir. Tekrar eski hâline kavuşturulması en büyük temennîmizdir. Kasîdenin tamamının Eyüb Sabri Paşa’nın eserinde mevcut olması bir bahtiyarlıktır.10 Medîne’de Efendimiz’in sevdâlıları tarafından bu eserden kopyalanarak, bir çerçeve içinde basılmıştır. Hücre-i Şerîf’de şu an üzeri kapalı olduğu veya resimdeki gibi boyandığı için görülemeyen kısımlar yıldız konularak belirtilmiştir. Kasidenin bu kısımları incelendiğinde yardım, tevessül ve şefaat ile ilgili mevzular olduğu dikkat çekmektedir. Konusu Peygamber Efendimiz’e övgü, kurtuluş için onu tevessül ve ondan yardım etmesini, şefâat etmesini talebdir. Kasîdenin 2005 yılında Ali Hüsrevoğlu ve Sadi Çöğenli tarafından iki ayrı tercümesi yapılmıştır.

Kasîdeyi okuyunca İki Cihan Güneşi Efendimiz’e tevessül, şefaat etmesini istemek, ondan Hak katında yardımcı olmasını dilemek ile ilgili şu olayı hatırladım:

«Utbî adında bir âlim, Efendimiz’in (s.a.v.) mübârek kabr-i şerîfi yanında oturmuş, salât ve selâm getirmekle meşguldü. Etraf gayet sakindi. O sırada bir A’râbî11 geldi ve:

- Esselâmü aleyke ya Resûlallah! Yüce Rabbimiz’in şöyle buyurduğunu işittim:” “…Eğer onlar, günah işleyerek kendilerine kötülük ettiklerinde, sana gelseler de günahla­rına Allah’dan bağışlanmalarını dileselerdi, Allah’ın Resûlü de onlar için mağfiret dileseydi, Allah’ı ziyâdesiyle tevbeleri kabul edici, merhametli bulurlardı.”12

Yâ Resûlallah! İşte ben günahlarımdan tevbe ederek sana geldim, Rabbim’den senin şefaatini diliyorum, dedi. Sonra şu şiiri okudu:

...

Ey Allah’ın Resûlü!

İçinde bulunduğun kabre,

benim nefsim feda olsun...

İffet oradadır,

Cömertlik de orada, kerem de...

Adam ziyaretini yapıp Mescid-i Nebevî’den ayrıldığı sırada Utbî de uyuyakalmıştı. Rüyada Peygamberler Sultanı’nın huzurundaydı. Efendimiz (s.a.v.) kendisine şöyle buyurdu: “Ey Utbî! O A’râbî’ye yetiş ve Ona Allah Teâlâ’nın kendisini bağışladığını müjdele.”13

Bu güzel kasîdeyi Resûl-i Kibriyâ’nın aşk melteminin gönül dünyamızda esmesi, muhabbetimizin tazelenmesi ve Efendimiz’i ziyârete gidecek dostlara bir yâdigâr olması için takdim ediyoruz: (Not: Koyu renkli kısımlar şu ân üzeri kapatılmış gözükmeyen kısımlardır.)

1. Efendim! tut elimden yâ Resûlellâh!

Senden başka yok kimsem, meyletmem başkasına

2. Bütün kâinâtta hidâyet nûru sensin

Ey güvenilenlerin en hayırlısı, cömertliğin sırrısın

3. Gerçek şu ki, bütün varlıkların imdâdı sensin

Allah için insanların yol gösterici ve (yanlışlara) set çekicisin

4. Ey hamd makâmında (makâm-ı mahmûdda) bulunmaya lâyık olan,

Tek, eşsiz, doğrulmamış ve doğmamış olanın huzurunda

5. Ey iki parmağından fışkırarak nehirler akan

Böylece orduya yardım ederek susuzluğunu gideren

6. Beni korkuya düşüren bir zarara uğradığımda

“Ey Efendiler Efendisi, ey dayanağım!” diye seslenirim sana

7. Hatalarımdan dolayı benim için  şefâatçi ol Rahmân’a

Hayal bile edemeyeceğim bir şekilde ihsanda bulun bana

8. Dâimâ ve ebediyyen memnûniyet nazarıyla bak

Her zaman kusurlarımı gizle, lütufta bulunarak

9. Beni de içine alan o bağışlayıcığınla şefkat eyle

Çünkü benim bir efendim yok senden başka

10. Öyle bir seçilmiş zâta tevessül ediyorum ki

O Vâhid ve Ehâd’in sırrı, semâlara yükselenlerin en üstünü

11. O Güzel’in yaratıcısı, güzelliğin rabbi olan Allah Teâlâ’dır

O Güzel gibi bir güzel bulamadım varlıklar içinde

12. O’dur mahlûkâtın en hayırlısı, pegamberlerin zirvesi

Halk içindeki en değerli hazîne ve onları doğru yola ileten

13. Onunla (Rabbime) sığınıyorum, umulur ki Allah beni bağışlar

İşte budur benim düşüncem ve inancım

14. Onu medhetmeye şevkim hiç bitmeyecek ömrüm sürdükçe

O’nun muhabbetidir benim dayanağım Arşın Rabbi katında

15. En güzel salât ona olsun ve bu ebediyyen devam etsin

Selâm ile birlikte, hem de sınırsız ve sayısızca

16. Selam olsun Şeref sahibi Âline ve ashabına da

Ki onlar müsâmaha denizi, cömertlik ve yardım ehlidirler

Dipnotlar: 1) Âl-i İmrân, 31. 2) Bkz., Neclâ Pekolcay vd., İslâmî Türk Edebiyatı Şekil ve Nev’ilerine Giriş, 171-190, İstanbul, 1994 3) Meselâ bkz. Fikret Sarıcaoğlu, Sultan I. Abdülhamid, İstanbul, 2001 (doktora tezi) İskender Pala, Şiir’in Sultanları, İstanbul, 2005 4) Bkz. İskender Pala, age., 6 5) Eyüb Sabri Paşa, Mir’âtü’l-Harameyn, c. II, 585, İstanbul, Bahriye Matbaası, 1304/1889 6) Hasan Alakese. Mutasavvıf Hükümdarlar, 194, İstanbul, 2004 7) Bkz. Sadi Çöğenli, 1. Abdülhamit ve Hücre Kasidesi, Yeni Ümit Dergisi, Sayı: 69, İstanbul, 2005; Ali Hüsrevoğlu, Sultan Kasîdesi, Altınoluk Dergisi, Sayı: 227, İstanbul, 2005 8) Geniş bilgi için bkz. Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, komisyon, c: 11, s.175, İstanbul, 1993; Ayrıca bkz. Münir Aktepe, I. Abdülhamid, DİA, c. I, 216, İstanbul, 1988 9) Fikret Sarıcaoğlu, Sultan I. Abdülhamid, 74-75, İstanbul, 2001 10) Bkz. Eyüb Sabri Paşa, age, c.II, s. 585-586 11) Şehir hayatından uzak, çölde yaşayan kişiler. 12) en-Nisa, 64 13) Veysel Akkaya, Haccı Yaşayanlar, 117-118, İstanbul, Nesil Yayınları, 2008

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Pâdişahın Peygamber Aşkı
« Posted on: 19 Mart 2024, 14:04:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Pâdişahın Peygamber Aşkı rüya tabiri,Pâdişahın Peygamber Aşkı mekke canlı, Pâdişahın Peygamber Aşkı kabe canlı yayın, Pâdişahın Peygamber Aşkı Üç boyutlu kuran oku Pâdişahın Peygamber Aşkı kuran ı kerim, Pâdişahın Peygamber Aşkı peygamber kıssaları,Pâdişahın Peygamber Aşkı ilitam ders soruları, Pâdişahın Peygamber Aşkıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes