๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 06 Mayıs 2010, 12:41:14



Konu Başlığı: Padişahın işi ne? Zan hakkında
Gönderen: Zehibe üzerinde 06 Mayıs 2010, 12:41:14
(http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs313.ash1/27802_384704837637_89361212637_4119791_7685519_n.jpg)


Sultan Murad Han o gün bir hoştu. Telaşlı görünmekteydi. Neşeli deseniz değil; üzüntülü deseniz hiç değil. İçinden çıkılmaz bir ıstırap kaplamıştı yüzünü .

Sadrazam Siyavuş Paşa:

- Hayrola hünkarım, canınızı sıkan bir şey mi ola? diye sormaktan kendini alamadı.

Bu soru Sultana bir kurtuluş gibi geldi ve içini dökmek istedi sırdaşına:

- Akşam garip bir rüya gördüm lala.

- Hayırdır inşallah Sultanım!...

- Hayır mı, şer mi öğreneceğiz.

- Nasıl yani?!...

- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.

Ve iki molla kılığında çıktılar yola. Padişah hâlâ gördüğü rüyanın etkisi altındaydı ve gideceği yeri iyi bilmekteydi. Seri, kararlı adımlarla Bayezit'e çıktı, sonra Vefa'ya döndü. Zeyrek'ten aşağılara salındı. Unkapanı civarında soluklanıp; etrafına dikkatle bakındı. Sanki bir adres, bir kişi arıyor gibiydi. İşte tam o sırada yerde yatan bir adam gözlerine çarptı. Yaklaştılar, baktılar ki adam dünyadan geçmiş. Kimsenin ilgilendiği yok. Sanki orda biri yatmıyor. Üzerinde sonbahar yapraklan savrulmakta. * Nabzını yokladılar; ama nafile, nabız atmıyor.

Sordular halka: -Kimdir bu?

- Aman molla hiç bulaşma buna, dedi ahali. Ayyaşın, sarhoşun biri. Kırk yıllık komşumuz... Ne menem biri olduğunu .bildiğimizden biz bulaşmak istemeyiz.

Bir başkası anlatmaya başladı hemen:

- Biliyor musunuz, dedi, aslında iyi sanatkârdır.

Azaplar çarşısında çalışırdı. Nalının en iyisi yapardı. Ancak kazandığı her kuruşu içkiye, fuhuşa harcadı ömrü boyunca. Hem şişe şişe şarap taşıdı evine; hem de nerede bir mimli kadın varsa, taktı peşine, yazık etti değerli ömrüne.

Hele yaşlıca bir adam çok öfkeliydi:

- İsterseniz sorun komşularına, dedi. Sorun bakalım onu bir kez olsun bir cemaatte gören olmuş mu ?!..

Hasılı, dönüp ardını gitti mahalleli. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kaldılar mı. ortada? Tam Sadrazam da toparlanmak üzereydi ki sultan, kesti yolunu:

- Nereye lala!?

- Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.

Sultan kızdı:

- Millet bu, çeker gider; ama biz gidemeyiz. Bu ahalinin çobanı biziz, şöyle veya böyle onlar bizim tebaamız. Demini tamamlamamız gerek.

- İyi ya hünkarım, saraydan birkaç hoca yollarız, böylece vebalinden de kurtulursunuz.

- Olmaz!... Rüyamızın sonu çözülmedi ki daha.

- Peki ne yapmamamız emir buyurulur?

- Mollalığa devam. Na'şını kaldırmalıyız bu zatın en azından.

- Aman sultanım, nasıl kaldırırız biz?

-Basbayağı kaldırırız işte.

-Yapmayınız, etmeyiniz hünkarım; bunun yıkanması, paklanması var; kefenlenmesi, gömülmesi var.

- Merak etme lala, ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmalıyız.

- Şurada bir mahalle mescidi var...

Birlikte cenazeyi yüklendiler ve camie geldiler. Siyavuş Paşa, sağa sola koşturdu önce. Kefen, tabut buldu. Padişah bakır kazanları ocağa vurdu. Usûl ve erkanınca bir güzel yıkadılar ki na'ş ayan beyan güzelleşti sanki. Ayın on dördü gibi parlamaktaydı yüzü. Çehresi şakilere hiç benzemiyordu, hem manâlı bir tebessüm okunuyordu dudaklarında. Hünkarın kanı ısınmıştı o anda bu adamcığa. Meçhul nalıncıyı kefenleyip, tabutlayıp yatırdılar musallaya. Ama namaz vaktine de bir hayli vardı daha. O arada Si-yavuş Paşa sıkıntı içinde yaklaştı:

- Hünkarım, dedi yanlış yapıyoruz galiba.

- Nasıl yani lala?!

- Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki ailesinden birileri vardır, hanımı mesela, yahut yetimleri.
- Doğru, öyle ya. Sen bekle başını, ben mahalleyi bir dolanıp geleyim. Bakalım kimsesini bulabilir miyiz?!..
Sadrazam Kur'an okumasına devam ede dursun, hünkar koştu, garip maceranın başladığı noktaya geri döndü. Sorup soruşturdu ve nalıncının evini buldu.

Kapıyı yaşlıca bir kadın açmıştı. Olayı metanetle dinledi ve sanki vefatın bu türlüsünü bekler gibi.
- Hakkını helal et evladım, dedi. Belli ki çok yorulmuşsun. Allah senden razı olsun. Garibimi yerde bırakmadın demek. Hakkını helal eyle.

Sonra üzgün, yıkılmış halde, eşiğe çöktü hanımcık; ellerini yumruk yapıp şakaklarına dayadı. Gözleri kısıldı yalnızca, eski hatıralara daldı gitti bir zaman. Silkinip çıktığında zamanın dehlizinden,

- Biliyor musun oğul, diye dertli dertli anlatı. Bizim efendi bir âlemdi vesselam. Akşamlara kadar nalın yapar, gücünü tüketir, emeğini harcardı... Ama birinin elinde şarap şişesi görmeye görsün. Elindeki avucundakini verip satın alırdı. Sonra getirip dökerdi hepsini. Niye!? Ommet-i Muhammed'in kursağından haram geçmesin, günaha girmesinler diye.

- Hayret!..

- Sonra malum kadınların ücretlerini öder, getirirdi bu eve. "Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım.** derdi, öyleyse şimdi dinlenmeniz gerek. O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım o zavallı düşkünlere saatlerce. İlmihal, Huccetül-islam okurdum onlara.

- Bak sen!.. Millet ne sanıyor halbuki.

- Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir İmamın arkasında durmalı ki, insan tekbir alırken Kabe'yi görmeli, derdi.'

- Öyle imam var mı ki şimdi?

- İste bu yüzden Nisancı'ya Sofular'a uzanırdı ya. Hatta bir gün, "Bak a efendi, dedim. Sen böyle yapıyorsun; ama komşular seni kötü belleyecek. Namazsız niyazsız zannedecek. Cenazen ortada kalacak hafazanallah!.."

-Doğru, öyle ya!..

- Ama o, kimseye zararım olmasın diye, mezarını bile kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim, İş mezarla bitiyor mu? Dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?!..

- Peki o ne dedi?

- Önce uzun uzun güldü. Sonra elinin tersini, fani dünyayı boşlar gibi salladı ve:

"Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?!.."


Konu Başlığı: Ynt: Padişahın işi ne? Zan hakkında
Gönderen: Pelinay üzerinde 25 Nisan 2016, 19:58:24
Vayyy.ibretlik müthis bir kissa.
Zan ne kadar cirkin hakikaten.deniyor ya kapinin onunde bi kedi gordun evde de sut vardi.baktin sut eksilmis.butun ihtimaller kediyi gosterse dahi zan edip sucu ona yuklemeyeceksin.ta ki kesin bir bilgi kazanana dek.
Allah razi olsun paylasim icin


Konu Başlığı: Ynt: Padişahın işi ne? Zan hakkında
Gönderen: Ceren üzerinde 25 Nisan 2016, 20:29:11
Aleykumselam.Bir isin sonucunu kesin oldugunu bikemden ve gercegi ogrenmeden kimseyi suclama ve isini allaha birak ki allah dogru yolu göstersin.Rabbim bizleri yolundan şaşırmasın inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Padişahın işi ne? Zan hakkında
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Nisan 2016, 20:56:35
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Kötü zan işte böyle yanıltır ve nice iyi insanı kötü bildirir. Rabbim bizleri su i zandan sakınanlardaneeylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Padişahın işi ne? Zan hakkında
Gönderen: Sevgi. üzerinde 17 Eylül 2019, 02:30:32
Rabbim bizleri bu konuda dikkat edenlerden eylesin inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Padişahın işi ne? Zan hakkında
Gönderen: Ceren üzerinde 18 Eylül 2019, 19:55:52
Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun bilgilerden kardeşim....