๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 22 Kasım 2010, 19:33:16



Konu Başlığı: Otomatik pilotla namaz
Gönderen: Zehibe üzerinde 22 Kasım 2010, 19:33:16
Otomatik pilotla namaz

Dr. M. Yaşar Çil

 

“Sakın deme, benim namazım nerede, şu hakikat-ı namaz nerede! Zira bir hurma çekirdeği, bir hurma ağacı gibi kendi ağacını tavsif eder. Fark yalnız icmâl ve tafsilde olduğu gibi, senin ve benim gibi bir âmînin (velev hissetmezse) namazı, büyük bir velinin namazı gibi, şu nurdan bir hissesi var…

…Senin başın böyle tedai-yi efkâra müptelâ ise, sakın telâş etme, belki intibaha geldiğin anda dön, ‘aman ne kusur ettim’ deyip tetkikle meşgul olup durma…” (21. Söz)

 

Uzun yol uçuşlarında, uçak rotasına girdikten sonra, pilotlar zaman zaman uçağı bilgisayarların yönettiği otomatik pilota bağlar. Ve, 5-10 dakikalık da olsa bir kahve molası verip bir parça dinlenirler.



İnsanda merkezi sinir sistemi ikiye ayrılır. Bunlar; 1- İradî sistem. 2- Otonom (irade dışı) sistemdir.

Meselâ; ağzımıza koyacağımız lokmayı irademizle seçeriz. Temiz, helâl, faydalı olduğuna karar verirsek ağzımıza koyarız. Bundan sonra otonom sistem devreye girer. Tükrük salgısı, çiğneme, dilin hareketleri hep otomatik sistem tarafından yönetilir. Fakat bu safhada olumsuz bir şey olursa iradî sistem tekrar devreye girebilir. Dişimize gelen bir kum taneciği ya da bir kemik kırıntısı çiğnemenin durmasına ve o istenmeyen şeyin dışarı atılmasına sebep olur; bundan sonra çiğneme işlemi devam eder.

Yutma işlemi de otomatik sistem tarafından yönetilir, bundan sonra da iradî sistem hiç müdahale edemez. Sindirim salgıları, enzim salgıları, mide-barsak hareketleri hep otomatik sisteme bağlı olarak çalışır.



Namaza da irademizle gireriz. Namaz öncesi hazırlığımız, niyetimiz, kıbleye dönüşümüz hep irademizle olur. Fakat namaz ilerlerken, şeytan ve nefsimiz bir anlık gafletimizden istifade ederek bizi hayal balonuna bindirip değişik vadilerde dolaştırmaya başlar. İşte bu arada namaz otomatik sisteme geçer. Kıraatler, rükûlar, secdeler aynı şekilde yapılır. Ancak biz derelerde, tepelerde dolaşır dururuz. A. Başar Hocamızın dediği gibi: Namaz kılarken, en azından, namazdan sonra ne yapacağımızı plânlarız.”

Hatta bu konuyla ilgili bir İranlı şair çok daha ileri gitmiş ve demiş: “İnsanlar namaz kılarken unuttukları şeyleri hatırlar; Allah’tan başka!” Elbette şairler biraz mübalâğacıdır ama, sözlerinde yine de bir hakikat çekirdeği bulunur.

Bütün bunlar olurken bir ara devreye tekrar iradî sistem girer, bakarız ki uçak alana inmiş, tahiyyata oturmuşuz, sağa sola selâm veriyoruz. Namazımız şeklen tamamdır. Namazımızı otomatik pilotta her zaman nasıl kılıyorsak o şekilde tamamlamışızdır. Fakat namazımız içerik olarak elbette yaralıdır. Hiç olmazsa telâfi etmemiz için yine irademizle yaptığımız tesbihat devreye girer. Âyetü’l-kürsî, tesbih, hamd, tekbir ve tehlil, salâvat, istiğfar ve dualarla bu eksiğimizi inşaallah tamamlarız.