๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:09:33



Konu Başlığı: Omzumda taşıdığım
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:09:33
Omzumda Taşıdığım

Bitmeyecekmiş sandım akşamları Hep gelecek diye elimin altında bildim sabahları Tepemden sessiz habersiz geçiverdi öğle güneşleri
Yüzümden tebessüm mahzun ikindileri, dilencilere “Allah versin!” der gibi başımdan savdım Güneşi batıran akşamlara, bir günün güneşinden önce batacağımı fısıldayan gün batımlarına hiç yüz vermedim

Hiç kimsenin arayıp sormayacağı, sözümü duymayacağı, sesimi aramayacağı unutuluş zulmetlerime gömüleceğimi hatırlatan yatsılara kulak asmadım Gecenin sahte ışıklarını perde diye çektim hüznümün sarı soluk yüzüne

Yarınların tozlu raflarına yasladım pişmanlıklarımı Uyuttum “Ah!”larımı Vurdumduymazlığın kirli halısı altına süpürdüm boğazıma batan c/an kırıklarını Ağrısını dindirdim çelişkilerimin Çığlığını susturdum militan tereddütlerimin Emellerimi hiç bitmez mevsimlerin salıncağına yatırdım “Sus!” dedim sorularıma Erteledim Y/anımdan kovdum iç çekişlerimi Yakama yapışan hüzünleri elimin tersiyle ittimSokakların tanıdık yüzlerinde erittim terk edişleri Kaldırımların zift karası çamuruna sardım korkuyu bekleyişlerimi Acıyı hiç dolaştırmadım yanımda

Ayağından vurdum Vitrinlerin parıltısında parçaladım kaygıları “Hep başkaları ölüyor…” kaçamaklarıyla avuttum ölüme yazıldığım gerçeğinin z/amansız sızlanmalarını Billboardların albenisinde, sahte tebessümlerin kıvrımında boğdum beni hüsrana saran gün geçişlerini“Daha çok, daha çok” şeye sahip olmanın siperine dalarak savuşturdum fena ve zeval kurşunlarını, kayboluş ve tükeniş oklarını

Hiç yara almadım Kanamadım Benlik kabuğuma çizik attırmadım Dokundurmadım varlığımın çeperlerine Büsbütün ve eksiksiz kaldımYakamı çekip çekiştiren, ayaklarıma dolanıp duran sızıları uyanıklık sandığım uykularda rüyaya yordum Ciddiye almadım Hiç üşümedim Hiç çıplak kalmadım Yırttırmadım ömür defterimin sayfalarını Kirpiklerimi ıslatmadım Yüzümü saklamadım Boynumu eğmedim hiç Kendimi hep burada sandım

Son gün gelmeyecek sandım Bitmeyecek sandım nefesimi Aldandım Dünlerin loş serinliğinden emzirdim mazeretlerimi Uykuya yatırdım arayışlarımı Uzakta sandım tükenişleri Dudağıma değen zevâlleri, kalbimi kanatan yitişleri tatmaktan kaçtım

Ah ki, ayaklarımla kaçtığım akıbet ayak ucumdaymış meğer Uyuyarak unuttuğum gerçek başucumda yastıkmış meğer Ellerimle yakamdan ittiğim gerçekler avuçlarıma yazılmış meğer Gözlerimi kaçırdığım kırılgan fotoğraflar kirpik uçlarıma çekilmiş meğer Sözünü etmediğim, laf arasında zikretmediğim korkular, dilime damağıma dolanmış, sesime nefesime sinmişmiş meğer Sırtımı döndüğüm hüzünleri omzumda taşırmışım meğer Taze nefeslerimle uzağa üflediğim sızılar şah damarımda pıhtı pıhtı közlenirmiş meğer

Bitti ömrüm Son nefese vardım Gençliğim zayi oldu Elden gitti Ömrümün acı meyvesi kaldı elimde Elem verici günahlar Utanç verici hatalar Yüz kızartıcı isyanlar Gençliğimden bana kalan pişmanlıklar Sadece pişmanlıklar “Ah keşke”lere sarıyorlar bedenimi şimdi “Niye bana söylemediler, neden beni uyarmadılar ki” hüsranıyla bağlanıyor gözlerim “Nasıl olur, şimdi ben mi öldüm yani!” şaşkınlığıyla bağlıyorlar çenemi “Yine mi cenaze var”, “Ölen kim acaba!” diye diye kanıksanmış, dudak ucuyla söylenmiş, lüzumsuz haberler, gereksiz detaylar, hemen unutulacak görüntüler tabutuna sürüyorlar yüzümü

Bu defa da başkası ölen Başkalarının başkası diye bildiği öldü bu defa Ben Ama ben Bir başkasının başkası Ben Yüzümü toprağa sunacaklarToprağa Gözlerimi çevirdiğim haramlar şimdi ne kadar dilsiz, neşesiz Çare umduğum dudaklar şimdi ne kadar sözsüz, ne kadar tesellisizYüz bulmaya çalıştığım yüzler şimdi ne kadar çaresiz, ne kadar vefasız Sığındığım can alıcı gözler şimdi ne kadar ilgisiz, ışıksız Ağır ve soğuk bir bedenden ibaretim Koskoca bir ömrün içinde hatırını saydığım bu ten şimdi gözlerden ırak tutulası, toprağa sunulası Hatırı için Rabb-i Rahimimin hatırını kırdığım bu ceset, şimdi, ne kadar ağır omuzlarımda, ne kadar da zor taşınası

Söyleyin onlara Omuzlarından indirsinler beni Ben tabutumu kendim omuzlamışım meğer doğum günümde Toprağa sunulası bir cenazeyi taşıyorum ben Şimdi


Senai Demirci