> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Ölümü unutmamak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ölümü unutmamak  (Okunma Sayısı 703 defa)
05 Aralık 2010, 11:46:02
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Aralık 2010, 11:46:02 »



ÖLÜMÜ UNUTMAMAK


Eûzü billâhi mineş- şeytânir racîm... Bismillâhir- rahmânir- rahîm...
Elhamdü lillâhi rabbil-alemîn... Hamden kesîren tayyiben mübâreken fîh... Alâ külli hâlin ve fî külli hîn... Hamden kemâ yenbağî licelâli vechihî ve liazîmi sultânih... Nahmeduhû bicemîi mehamidih... Ves-salâtü ves- selâmü alâ seyyidil- evvelîne vel-âhirîn, tâci ruusinâ ve tabîbi kulûbinâ ve üsvetünel- haseneti muhammedinil- mustafâ... Ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin ilâ yevmil cezâ... Emmâ ba'd:

Aziz ve muhterem kardeşlerim!..
......
Hazret-i Ali Efendimiz (RA ve kerremallahu vecheh), bir vecizesinde buyurmuşlar ki:

(Rahimallahu abden itteka rabbehû ve nasaha nefsehû ve kaddeme tevbetehû ve galebe şehvetehû feinne ecelehû mestûrun aleyhi ve emelehû hâdiun lehû veş şeytânü müvekkelün bihî.)

Dua ile başlıyor Hazret-i Ali Efendimiz: (Rahimallahu abden) "Allah şöyle bir kula rahmeylesin, rahmeti ile muamele eylesin... Rahmetine daldırsın, rahmetine erdirsin şu vasıflara sahip olan kulu..." diye dua ediyor.

--Hangi vasıflara sahip kulu?..

(İtteka rabbehû) "Rabbinden korkup sakınan; (ve nasaha nefsehû) ve nefsine münâsaha eden, nasihat eden; (ve kaddeme tevbetehû) ve tevbesini çabuk yapan, acele eden, geriye bırakmayan, tehir etmeyen; (ve galebe şehvetehû) şiddetli nefsânî arzularına el koyup galip olan, onların peşinde sürüklenmeyen, onları zabt ü rabt altına alabilen kimseye Allah rahmeylesin, lütfeylesin, rahmetine daldırsın... Ne mutlu o insan, ne iyi böyle yapan kimse... Böyle yapması ne kadar güzel!.." diye dua ediyor Hazret-i Ali Efendimiz...

(Feinne ecelehû mestûrun aleyhi) "Çünkü, ömrünün müddeti ne kadardır, ne zaman sona erecek; kendisi bilmiyor.Allah biliyor ama, kendisinin mechulüdür, birden geliverir. (ve emelehû hadiun lehû) Ve yaşam ümidi, emeli, temennîsi onu aldatmaktadır, aldatıcıdır. Tûl-i emel onu aldatmaktadır. (veş şeytânü müvekkelün bihî) Şeytan da onun peşindedir, ona musallat kılınmış bir yaratıktır."

Binâen aleyh, üç tehlike var insanın karşısında... Birincisi: Ömrü ne zaman bitecek bilmiyor, hemen bitebilir. Bir an içinde, bir an sonra, bir adım ötede bile bitebilir.

Bizim fakültede sekreterimiz vardı. Çalışkandı rahmetli... Dindardı, namazında niyazında bir insandı. Altıda, yedide, sekizde gelir çalışırdı. Mesâiyle, mesâi saatleri ile mukayyet olmazdı. Çalışmış, fakültenin bahçesinden çıkmış; kaldırımdan öbür kaldırıma geçerken, arabanın birisi çarpmış, devirmiş.

(İnnâ lillâh, ve innâ ileyhi râciûn...) Öldü gitti. İyi bir insandı Fevzi Efendi... Böyle öldü gitti.

Yâni, bir adım ötesi ecel... İşini yaptı, evine gitmeyi düşünüyor, yemek yemeyi düşünüyor. kaldırımın burasında sağ, bir adım ötesinde ecel... Ecelin ne zaman geleceği belli değil, mechul... Hemen gelebilir, bir an sonra gelebilir.

Eceli mechul olduğundan, yaşama ümidi, temennisi insanı aldatmaktadır. Bu temennî, emelin ümidin insanı aldatması, çok büyük bir düşman olarak görülmüştür İslâm alimleri tarafından... Tûl-i emel büyük bir gaf, büyük bir hata olarak tesbit edilmiştir. Ne demek tûl-i emel?.. İnsanın emelinin uzunluğu; iyi tarif edilmiyor, bilinmiyor, anlaşılmamış, doğru anlatılmamış.

Tûl-i emel demek; "Ben nasıl olsa daha yıllarca yaşarım!" diye ümid etmek, temennî etmek ve öyle olacağını sanmak... "Nasıl olsa daha çok yaşarım ya... İşte, bir emekli olayım, emeklilik ikramiyemi alayım; o zaman hacca giderim, sakal bırakırım, kılmadığım namazları kılarım, yapmadığım işleri yaparım, şöyle ederim, böyle ederim, bilmem ne..." Kaç sene sonrasını düşünüyor. Halbu ki ne mâlûm?..

İşte bu düşünce, bu temennî, bu ümit, bu emel aldatıcı bir şey... Halbuki, asıl âbid, zâhid, fâzıl, kâmil insanlar hiç tûl-i emele sâhib olmamış, öyle umutlara kapılmamış. Râbia-i Adeviye, sabahleyin uyandığı zaman dermiş ki: "Bak Râbia, kendine gel! Bugün son günün, bugün öleceksin haa!.. Ona göre çalış!" dermiş. Akşama kadar Allah'ın yolunda ibadet taat edermiş. Akşam olunca, "Hadi bugün gündüz ölmedin ama, bu gece öleceksin!.. Aklını başına topla, ona göre çalış!" dermiş. Yâni, eceli hemen gelir diye ümide kapılmamak, işi tehir etmemeyi sebep olduğu için, güzel bir duygu...

(Helekel müstesvifûn) buyurmuş Peygamber Efendimiz. Yâni, "İşini, vakit geniştir, zaman vardır diye sonraya bırakanlar helâk olur." (Sevfe ef'alü) "İlerde yapacağım!" diyenler helâk olur. Yapacaksan, hemen yap!.. Çünkü, bilmiyorsun ki, ümid ediyorsun yaşarım diye ama; belki yaşamazsın!..

Tûl-i emel, insanı aldatıcı bir duygudur. Onun için, düşman olarak görülmüş, tehlikeli olarak görülmüş. Diyor ki: "Ecelin mechuldür, ne zaman geleceği belli olmaz!.. Ümide düşmek, 'Çok yaşarım, şöyle yaparım, böyle yaparım...' diye ümitlenmek seni aldatmaktadır. Şeytan da etrafında dolaşmaktadır. Şeytan da seni aldatabilir haa, dikkat et!.." diyor.

Onun için, dua ettiği kimsenin ne yapmasını istiyor:

1. (İtteka rabbehû) Rabbinden korkacak, sakınacak. Neden?.. Rabbinin azabı, ikàbı, cezası, hesabı vardır... Cehennemi vardır. Korkacak, sakınacak; o durumlara, kötü durumlara düşmemek için gayret edecek insan... Akıllı insanın kârı takvâdır, ittikadır, sakınmadır, çekinmedir.

2. (Ve nasaha nefsehû) Ve nefsine de içten, samîmî nasihat edecek. Onun kötülüğünü istemeyecek, iyiliğini isteyecek; zabt ü rabt altına alacak.

İnsanın nefsi, insanı keyifli şeylere, zevklere, sefalara, eğlencelere sürükler. "Fâni dünya hoştur amma, akıbet mevt olmasa!" demişler. Burada güle güle günahları işleyen, ahirette ağlaya ağlaya cezâsını çekecek. Onun için, bu nefse hâkim olmak lâzım!..

Ne mutlu o kimseye ki, Allah ona rahmeylesin ki, Rabbinden korkar; nefsine samîmi davranıp, iyiliğini isteyip onu kötü yollara bırakmaz, tutar.

3. (Ve kaddeme tevbetehû) Tevbesini hemen yapar, takdim eder, öne alır. Tevbe ne demek?.. "Estağfirullah el'azîm..." demek değil tevbe!.. Asıl tevbe; bir dönüş yapıp hayatını Cenâb-ı Hakkın rızasına uygun tarafa çevirmek demek...

Herkes tevbeyi, dille yapılan bir şey sanıyor. Eline tesbihi alıp "Estağfirullah..." diyen, "Tevbe yâ Rabbi!.." diyen, "seyyidül-istiğfar" duasını okuyan, işi bitirdim sanıyor. Halbuki, bu işin lafı... Lafla peynir gemisi yürümüyor; biliyorsunuz. Ne lâzım?.. İş lâzım... Yâni, ne lâzım tevbe eden insana?.. Kötü yolu bırakıp, doğru yola girmek lâzım!.. Girmedikten sonra kırk defa, elli defa, yüz defa, bin defa "Tevbe yâ Rabbi!" dese, kıymeti yok...

"--Tevbe ediyorsun ama günaha devam ediyorsun ey kulum!.. Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu?.. Hani dönmüştün? Akşamdan söz verip de, sabaha tekrar vaz mı geçeceksin? Böyle şey mi olur?.." demez mi Allah...

Tevbe demek, "Döndüm yâ Rabbi!" demek... Ne yapacak?.. Dönüş yapacak, yaşamı değişecek; günahkâr yaşamdan sevaplı yaşama gelecek... İbadetsiz yaşamdan, ibadetli yaşama gelecek... Haramlı yaşamdan, helâlli yaşama gelecek... Açık saçıklıktan, kapalılığa gelecek... İçki içiyorsa, içkiyi bırakacak... vs. Yâni, dönecek. İşte onu erken yapmak lâzım!..

Kimisi tehir ediyor. "Yapacağım, yapacağım hocam!" diyor, "Tamam, tamam..." diyor. Söylüyorsun, sıkıştırıyorsun; sıkıştığı zaman "Tamam..." diyor. "Tamam..." diyor ama, yapmıyor. Ne düşünüyor?.. İleride yaparım diye düşünüyor. Ama Hazret-i Ali Efendimiz ne diyor: "Tevbesini öne alması lâzım, hemen yapması lâzım!" diyor.

Dönüyor musun; hemen şu anda dön!..

"--İşte Melbourn'e gideceğim de, şöyle yapacağım da, bundan sonra şöyle olacak da... Falancayla konuşacağım da, karşılıklı pazarlığa oturacağız da, şöyle yapacağız da, böyle yapacağız da o zaman döneceğim!"

Oooo... O arada şeytan senin başına ne çoraplar örer, seni tevbenden nasıl vazgeçirir; sen bile şaşırırsın. Sonradan, tevbe ettiğine kendin bile pişman olmağa başlarsın. Tevbe edeceğine, kendin kaçarsın tevbenden... Döneceksen, hemen dön!..

Şairin birisinin hayatını okudum; diyor ki:

Tevbe ettim ki, etmeyem tevbe...
Tevbeye tevbe-i nasûh olsun!..

İçki içiyormuş herif... Sonra anası, babası, yakınları, hocaları, etrafı sıkıştırmışlar, tevbe dedirtmişler. Ama sonra pişman olmuş. Bahar gelmiş, çimenler başlamış yeşermeğe... Kuşlar başlamış "Cik... Cik..." ötmeğe... Arkadaşları gidiyor sefâ sürmeğe; kırlara bayırlara, gül bahçelerine eğlenmeğe... Çalgılar, sazlar, gazeller...

Gâh şarkı okuyup gazelhân olalım,
Gidelim serv-i revânım yürü sa'dâbâde!..

Onlar Sa'dâbâde giderken, bunun içi başlamış kıpırdanmağa... Ne yapmış?.. Pişman olmuş. "Tevbe ettim ki, etmeyem tevbe..." diyor, "Bundan sonra tevbe etmeyeceğim!" diye kararlılığını bildiriyor. "Tevbeye tevbe-i nasûh olsun!" diyor. Yâni, "Bir daha aslâ tevbe etmeyeceğim!" diye kat'î söz veriyor. Haa, tamam; sen misin bu lafı söyleyen?!.. Meyhânede ölmüş bu şair, içki içerken...

Şairler, laf olsun diye şiir yazıyorlar. Mizahçılar laf olsun diye, insanları güldürmek için, mizah kaleme alıyorlar ama, sonu kötü oluyor. İnsan kendi diliyle yakalanır. Sen misin tevbeye tevbe eden, sen misin "Bir daha tevbe etmeyeceğim!" diye kendi kendine söz veren?.. Tamam, buyur; ben de seni meyhânede günah üzereyken canını alırım, canın cehenneme gidersin!..

Onun için tevbeyi iyi yapmak lâzım!.. Hemen yapmak lâzım, sonraya bırakmamak ve tam yapmak lâzım!.. Tevbe ettikten sonra, bir daha kötü yola dönmemek lâzım!..

4. (Ve galebe şehvetehû) Ve arzularına da galip olmak lâzım, mağlûb olmamak lâzım!.. İsteklerine, arzularına galip olması lâzım bir insanın... Neden?.. Şehevâtına mağlûb olursa, şehevâtı onu günahlara sürükler. Günahlara sürükleyince de mahvolur.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ölümü unutmamak
« Posted on: 30 Nisan 2024, 14:33:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ölümü unutmamak rüya tabiri,Ölümü unutmamak mekke canlı, Ölümü unutmamak kabe canlı yayın, Ölümü unutmamak Üç boyutlu kuran oku Ölümü unutmamak kuran ı kerim, Ölümü unutmamak peygamber kıssaları,Ölümü unutmamak ilitam ders soruları, Ölümü unutmamakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes