Konu Başlığı: Ölmemek İçin Ölüyoruz Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Temmuz 2010, 16:15:05 Ölmemek İçin Ölüyoruz ! Seneler önce tanıştığım sevimli bir ihtiyar vardıAyaküstü sohbetlerimizde mutlaka bir şeyler vermeye çalısırdıBirgün notlarımı karıstırırken,ondan aldığım şu dörtlüğe rastladim; "gafil olma insanoğlu,seyir eyle sağı solu Her canlının toprak sonu,ölümünden şüphenmi var?" Şu dünyadan bir iz bırakmadan bomboş gidende var,bir söz ile bir fikre saksılık edende Bu farklılık nedendir acaba?Niye hepimiz aynı hal üzere olamıyoruz?Uzayıp giden soruların bir cevabı da, insanın misafir olduğunun unutulmasi olsa gerekHem de vazifesi çok bir misafir Misafir,gitmeye gelendirO halde dünya insan için bir durak ! Sonsuzluğun yanında küçük bir parantezBir şeydir ama hersey değildirBir tarladır belkiHerkes kabiliyetine göre ne ekmişse,yarın onu biçecektirBöyle tanır,böyle bilirsek ölümü; çekirdeğimizi çürütmez,yarının baharına bir gül de biz taşımış oluruzHer çicek gül değildirO sahtelerin kokusuyla ayrılırinsan da böyleismiyle,cismiyle insan olmak yetmiyorHangi silinmez izi birakmış,hangi hayırlı hizmetin ucundan tutmuş isek,kıymetimizi o tayin ediyor Ey çekirdeğini çürütenler! Bir gün olur,suç sizde derler Karanlıkta kalsaydınız,bahara çıkacaktınızToprağın gecesine yaslanan güller gibi, çok geçmeden güneşe gülecektinizEndişeniz neydi! Kaybolmak mı? Yok olmak mı? Hangi gece var ki, sabahı olmamış? Hangi bahar var ki, gül kokmamış?Bu perdenin arkası da varYağmur,firtına ve karHemen ardından bahar Zahmetleri rahmetler takip ediyor "Ölüm, kabir gibi görünen meşakkatler netice itibariyle saadetlerdirÇünkü,nurani alemlere giden yol kabirden geçer ve en büyük saadetler büyük ve acı felaketlerin neticesidirMesela; Hazret-i Yusuf, Mısır azizliği gibi bir saadete,ancak kardeşleri tarafindan atıldığı kuyu ve Zeliha'nın iftirası üzerine konulduğu hapis yolu ile nail olmuştur" Gelgelelim insan kendini aldatıyorKaranlıkta iken aydınlıkta zannediyorGözünün eşyayı zor seçebildiği bir aleme aydınlık diyorGünahlar ve gaflet ile örtünen kalın bir duvar, öte alemin nurlarina mani oluyorBir tövbe etse, karadan aka geçse, gaflet perdesini yırtsa , hemen yanıbaşında ışığı bulacak ve dünyanın bütün gösterişine rağmen, ahirete nisbeten bir zindan hükmünde olduğunu görecek ve belki de bunca inadina gülecek Evet biz bir misafirizKaranlıktan aydınlığa Öyle ise yola devamBu yol topraktan ve kabirden geçse de korku yokÇünkü bir getiren varGetiren götürüyorVe bu aciz misafirini huzuruna davet ediyorNe çareki güzergah böyleHerşey payına düşeni alacakRüzgar sesimizi, güneş gölgemizi, toprak bedenimizi; ama ruhumuz ebediİşte mühim olan da buEn kıymetli malımız o değil mi? Onu bu davetin bir çiçeği, bir hediyesi olarak Rabbimize, yani verene götürüyoruz Ölmemek için ölüyoruz Hangi devlete eli boş gidilir? Ahiret gibi saadete, cennet gibi bir davete, böyle bir hediye gerekirPeygamber Efendimiz(sav) "Ölüm kulun canını Rabbine hediye etmesidir" buyurmuyor mu? Al Rabbim emanetini, verdiğin günkü gibi lekesiz olsunBenim baharımın hediyeside bu,yeterki gül koksun ALINTI |