๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 28 Mayıs 2010, 11:16:22



Konu Başlığı: Nun vakti
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mayıs 2010, 11:16:22
NuN vakTi

Kalemi Nun'a vuralım, koyu siyah bir gecenin ışık süzmesi gözlerine ayraç atalım Ta ki, Nun harlanıp cezveden taşsın

Toparlayalım taşanları vaktidir hüznün, yalnızlığın arsız yalağına sarmalanan yüreğin ıstıraba meylidir Kaderin gergisinde kanatlanan acının, figanla isli bir duman olup dilenesidir göklerde…

Engin ve ürkek…

Sonsuz ve yılgın…

Adını koymaya, demirden sözlerin kifayetsiz kaldığı yalnızlığın ummandaki çıplak örtüsü… Kalemle dirilişteyken uykudaki gök katresinin doğumu, vaktedir

Vakit gecedir

Tam vaktin içindeyim

Su yüzlü gecenin yüzüne eğiliyorum Koyu, kopkoyu, siyah bir griftlik sıkıyor elleriyle sözlerimi, hayalimi suya yansıyan suretimden seyrediyorum Nun seyrinde, doymalardan geçerek acıya meyleden med cezirlerimi Karaya vurup geri çekiliyor gecelerim içim kayaya vurup, olanca hızıyla topluyor yalnızlığını dizlerine kadar büzüşüp geri çekiliyor Gecenin en uçtaki dipsiz koyuluğuna…

Koyuluk Nun'a açılırken, sır perde perde örtünüyor aleme

Ben geceye kilitteyim

Geceyi Nun'a vuralım

Üzerinden bir kaç kıyamet vakti gibi nefesler geçerken uykuların, kan çalağı bir rüzgar birikiyor ayaz yalazında sehere… Dik duruşlu zamanların, çöl iklimi kurutuyor asiliğini Şehir en can alışlarından boğuyor içine düşeni, yüzü yüzüne değeni, gönlündeki ateşi suyla ezeni, karanlık bir tortu bırakıyor sonra vermelerin zehrine…

Ve beni bu tortular alıyor uzunca, uzunca hasret tütsülerine yazılıyorum Yalpalanan yanlarımdan vuruyor gece, sızıyor soğuk aralığımdan, bir kaya yontucusuna benzerken ellerim, çamur kıvamında zamanlara…

Zamanlar ki … içine çekti mi, cam fanus kırılganlığında saydamlaşıyor insan belleği Yüreğe akan damarları tıkıyor ihanet

Ve ihanet tutunuyor gecenin nabzına Bölünen uykular, yaşın ziyana adanan ömür karesi… Bölünen, günün geceye kalan ömür yedeği…

Yedeği alıp varmalı arada, yollara evhamını dizmeden ardımdan Geç saate beklesin sözlerimi gece, dert ortağına geç vakit uğrar kırılgan yürekler Acı iyice çöreklensin, çöreklenen bedende yaşlansın, yaşlanan yosunlaşsın ister…

İstemelere sus pus içindeyim vaktin

Avazlarım ney üflemelerine karışarak, yaralarım siyahlaşıp katmerleşerek heves çağımın çok gerideligini bürünerek, is tortusu halinde göğe yükselmede yaşım

Yaşımı geceye yıktım, boynuma asılı kalmadan

İşte meşakkate düşen lâl'lerim…

Yılgın ıskataların geçirgen çoğulluğunda üstten alta, tersinden düzüne sızan hallerim

Gecedeyim…

Bedensel varlığımın, ruh çelimsiz eksik kalan yanlarından tam olana taşmadayım

Nun taşanı tutmalarla vurmada…




ALINTI