๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Haziran 2010, 14:58:24



Konu Başlığı: Nimetler şükredenle şükretmeyeni ortaya koymak içindir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Haziran 2010, 14:58:24
Nimetler, şükredenle, şükretmeyeni ortaya koymak içindir


İnsan, bir mânâda ‘imtihan’ demektir ve insanın olduğu her yerde illâ ki imtihan da vardır Hak dostları, “Mü’min, dini ve imanının salâbeti miktârınca ibtilâ ve imtihana tâbi tutulur” derler (İbn Kesir, III-189) Zâten İmtihan Kahramanı (sas), “Belâlara uğrama bakımından insanların en önde olanları, Peygamberler, sâlihler ve sonra da derecesine göre diğerleridir” (Sahih-i İbn-i Hibbân, VII-160; Müstedrek, III-386) buyurarak, imtihanın insanlar ve bilhassa üstün insanlar için bir yükselme noktası olduğuna işaret eder Hayat aslında bir baştan bir başa imtihandır Ama imtihanların en büyüklerine, ‘büyükler’ mâruz kalmıştır Ve yine büyüklerimiz, Allah, asfiyâsını fazilet bakımından kemâle kavuşturmak ve kendi nezdinde onların derecelerini artırmak için türlü türlü imtihanlara tâbi tutmayı sever, (Feyzu’l-Kadir, I-519) diyerek aynı noktaya parmak basmışlardır Hz Zekeriyya’nın (as) oğlu Yahya Peygamber kesilmiş, üç raşid halife, Hz Hüseyin, İbn Zübeyr, İbn Cübeyr şehit edilmiş; Ebû Hanife uzun çileler sonunda hapiste vefat etmiş, İmam Mâlik defâatle sopalanmış ve neticede kolu sakat kalmış; Ahmet b Hanbel bayılıncaya kadar dövülmüş ve diri diriyken etleri koparılıp parçalanmış; büyük âlim Süfyan asılacakken, kaçıp saklanmış ve o haldeyken vefat etmiş ve meşhûr hadisçi Buhârî de kendi beldesinden sürülmüştür Ve daha niceleri Günbegün kendisine medyûniyetimizin arttığı Bediüzzaman da kendi ifâdeleriyle “Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki n----- bir şey bilmiyorum” diyerek dertlerin en büyüğünü başyücelerin çektiğine vurgu yapmıştır Ve günümüzün Muzdarip İnsanı ve daha niceleri… Yaratılış gâyemiz; Ahsen-i Amel’e kavuşmak Yaratılış gâyemiz, Kur’ân’da mükerrer yerlerde ‘ahsen-i amel’e, yâni yapılabilecek en güzel amele, en hayırlı işe ulaşmak olarak tespit edilmiştir “Bu kâinatı yaratması sizden hanginizin daha güzel iş ortaya koyacağını imtihan etmek içindir” (Hud, 11/7) Yine benzer bir âyet-i kerimede “Biz, dünyada bulunan her şeyi ona bir zînet kıldık Böylece insanlardan kimin daha iyi iş gerçekleştireceğini ortaya koymak istedik” (Kehf, 18/7) buyurulmaktadır Pek çok kimsenin bildiği bir sûrenin hemen ikinci âyeti de aynı noktayı işâretlemektedir: “Hanginizin daha güzel iş ortaya koyacağını denemek için, ölümü ve hayatı yaratan O’dur” (Mülk, 67/2) Görüldüğü üzere, kâinatın yaratılışı, yeryüzünün güzelliklerle donatılması, ölüm ve hayatın yaratılması, kısacası insanla ilgili her şeyin varlığa kavuşturulması hep insan için ve insanların ‘ahsen-i amel’e kavuşup kavuşamamalarının tespit edilmesi içindir Herşey ebedî hayatı kazanmak için Cenâb-ı Hakk’ın vermiş olduğu bütün nimetler, yine imtihan için ve insanların ‘şükür’ mü yoksa ‘nankörlük’ mü edeceğini ortaya çıkarmak içindir: “Süleyman, Kraliçe’nin tahtının yanıbaşında durduğunu görünce: “Bu, Rabbimin lütuflarındandır Bu, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlerden mi olacağım diye beni sınamak içindir” (Neml, 27/40) Demek ki maddî-mânevî herhangi bir nimet ve güzelliğe kavuşan bir kişi, bu lütuflarla imtihan olduğunu aslâ unutmamalı ve neticede kendisine faydalı olan şükrü kesinlikle elden bırakmamalıdır Çünkü nimetlerin ihsan edilmesinin sebeb-i hikmetlerinden biri de budur Ve ayrıca, herhangi bir nimete kavuşulduğunda bunun Allah tarafından olduğu bilinmeli ve ‘hâzâ min fazlı Rabbî/Bu benim Rabbimin bir fazlıdır’ denilmelidir Bunlar şükür mü edeceğiz, yoksa nankörlerden mi olacağız diye bizi sınamak içindir” (Neml, 27/40)


BAYRAM KUSURSUZ