> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Ne sömürge ne kölelik
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ne sömürge ne kölelik  (Okunma Sayısı 808 defa)
05 Temmuz 2010, 13:53:34
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 05 Temmuz 2010, 13:53:34 »



Ne Sömürge, Ne Kölelik



Bir kez daha tekrar ediyor ve diyoruz ki İslam'da cihad ancak Allah yolunda olur ve ancak O'nun rızasını kazanmak için savaşılır Allah yolunda savaşıp meydanlarda zaferler kazanan Müslümanların, büyüklük taslayan pulcuların veya diktatörlerin yaptıkları gibi yapıp onların düştüğü seviyeye düşmeleri elbette doğru değildir Çünkü müslüman, Kisra'lar gibi saraylar yapmak, milletleri, ülkeleri köleleştirmek, kişisel çıkarını ve düşük şehvetini dindirmek için savaşmaz O, milletlerin gelir kaynaklarına zeballa gibi çöken ve bu kaynakları kişisel çıkarları uğrunda peşkeş çeken, Allah'ın zavallı kullarını gayesi uğrunda berheva eden imansız putçular gibi savaşmaz Kesinlikle hayır! Onlar gibi savaşmak Allah'a yemin ederim ki kesinlikle cihad değildir Bu şekilde savaş ancak ve ancak tağut yolunda savaştan başka bir şey değildir İslam; bu çeşit savaşlardan, bu çeşit yönetimlerden uzak, çok çok uzaktır
İslam'ın anladığı anlamda cihad, zorluklara göğüs gerip dünyanın geçici lezzet ve arzularını umursamadan bütün güçlüklere katlanıp Allah yolunda nefsi arzuları yok eden bir eğitimdir Allah Müslümanlara zaferler bahşedip, yönetimi ellerine aldıklarında devleti yönetenlerin katlanacağı zahmetler elbette ki pek çoktur Bazen bu öyle bir durum alır ki; haftalarca, aylarca gündüzleri rahat yüzü görmez, geceleri uyku nedir bilmez bu idareciler Ara vermeden halkın ve ülkenin yararını zayıf ve fakirlerin hakkını hukukunu gözetmek zorunda kalırlar Bununla beraber mü'minlerin emiri; ülkenin ve milletin durumunu düzeltip ayrılıkları yok edip yönetimde başarılı olduğundan dolayı, bütün bunların karşılığını görmesi için hayatın zevklerini tadıp krallara özgü saltanat sürmesi söz konusu değildir Oysa, bugünkü devlet adamlarının birçoğu o görkemli ve zevkli hayata özenerek hükümet koltuğuna göz dikmektedirler
"Üstünlük ancak takva ile olduğundan" dolayı İslam'da yönetenler ile yönetilenler arasında bir ayrıcalık yoktur Yönetenin Allah ve Resulünün emirlerini uygulamaktan başka hiçbir yetkisi yoktur Müslüman yöneticinin, kocaman köşklerde, süslü saraylarda oturarak halkına büyüklüğünü göstermesi doğru değildir; halkı kölesi gibi kullanıp diktatörce yaşamaya hakkı yoktur Çünkü İslam'ın emirlerine aykırı bir hareket alanı yokturAllah'ın kitabına ve Resulünün sünnetine dayanmadan kendiliğinden, hareket etme özgürlüğü yoktur Kendisine ne kadar yakın olursa olsun, eğer bu yakını haksız ise hakkın küçüklüğüne büyüklüğüne bakmadan haklının hakkını almak zorunluluğundadır Kimseyi cezalandırmaya ya da ödüllendirmeye yetkisi İslam'a uymadığı sürece yoktur Kısacası bütün eylemlerinde kitap ve sünnete uymak zorundadır Öyle ki; haksız olarak kimsenin bir karış yerini, hardal tanesi kadar olsa bile; eşyasını alamaz Normal koşullar altında orta halli bir ailenin geçineceğinden fazla bey tül-mal'dan (devlet hazinesi) para alması haramdır
Devlet adamlarına miskin demek ne kadar da doğru! Müslümanları yöneten, bu kadar ağır ölçülerle çevrili olan kimseden daha miskin, şefkate daha layık kim olabilir ki? Öyle ki böyle bir kimse yüksek binalar yapamaz Yaşaması için şart olmayan lüks nimetlerden yararlanamadığı gibi bir an dahi olsa görevini geciktiremez Çünkü o, her an Allah'ın huzurunda çetin bir sorgulamaya tutulacağını düşünür
İşte yönetici bu sorumluluk bilinci, bu Allah korkusu ile nefsi arzularına gem vurur, gece ve gündüz kendisini oto-kontrolden geçirir Müslüman yönetici; küçük büyük, iyi-kötü eylemlerinden ötürü yüce Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğini bilir ve buna inanır O hep şu düşünce içindedir: "Bana verilen emanete ihanet edip başkalarının bir karış toprağını gasp edersem, haksız yere Allah'ın arzında büyüklenerek zulüm ve haksızlık yaparsam, devletin işlerine kişisel çıkarlarımı karıştırıp nefsani arzularımın biçare bir esiri olursam kıyamet gününde ilahi huzurda ben ne yaparım? O'nun huzuruna hangi yüzle varırım?" Evet o bütün bunları düşünür ve yapacağı kötülüklerden sakınır; Allah'ın gazabından korkar
Alemleri yaratan Allah'a yemin ederim ki, dünyayı seven, bu geçici hayatın zahirine aldanıp tadını ve zevkini çıkarmak isteyen kimse, Müslümanların başına geçemez Eğer bütün bu saydığımız kötü özellikler kendisinde olduğu halde böyle bir sorumluluğu yüklenmeye soyunan kimselere rastlarsanız, biliniz ki böyleleri ya aptal ya da delidir Böyleleri ne yaptığını, ne durumda olduğunu bilmiyor demektir Çünkü ticaret ve sanatla uğraşan birisi her ne kadar fakir de olsa İslamî devletin yöneticisinden daha rahat ve mutlu bir hayat sürebilir Sanatkar ve tüccar en küçük bir sıkıntı duymadan gündüz çalışır, gece de tatlı tatlı rahat uykusunu uyur Ama ya halife? Acaba o işçi veya sanatkarlar kadar hayattan zevk alabilir mi? Sıradan insanlar gibi yaşamanın zevkini çıkaramaz
İşte İslamî yönetim ile diğer yönetim şekilleri arasındaki çok önemli bir fark İslamî olmayan yönetimlerde hakim olan sınıf, kendi çıkarı için halkın gelir kaynaklarını sömürüp kendi rahatı için kullanır ve halkı köleleştirir Allah'ın arzında küfür tahtına oturup kendi kendilerini putlaştırmak için uğraşırlar Ancak, İslamî idarede yöneten sınıf, halkın rahatını göz önüne alıp hiç bir ayrıcalık gözetmeksizin, herkese iyiliği emrederler Devletin hazinesinden orta halli bir vatandaş gibi yararlanabilirler İslam'ın tamamı tamıyla uygulanıp otorite sahibi olduğu dönemlerde valilerin, hakimlerin ve devlet memurlarının aylık ücretleriyle bu günkü çağdaş sömürgeci devletlerin vali, hakim ve memurlarına verilen yüksek miktardaki ücretler arasında bir karşılaştırma yapıldığında İslam'ın, savaş ve zaferleri ile, milletlerin başına bela olan sömürgeciler arasındaki büyük fark ortaya çıkar
Horasan, İran, Irak, Mısır gibi ülkelerin o dönemlerdeki valilerine verilen aylık, bugünkü sömürgeci devletlerin en küçük memuruna verilen aylık kadar dahi yoktu Allah Resulünün büyük halifesi büyük Sıddık Ebu Bekir (ra) hazretleri koca bir devletin başkanı olduğu halde aldığı aylık yüz rupiyi geçmezdi Onun yerine geçen koca halife büyük adalet örneği Ömer (ra) hazretleri bile devlet hazinesinden bugünkü para ile yüz elli rupiye alıyordu Oysa devlet hazinesi yapılan fetihlerle oldukça zenginleşmişti İran ve Bizans hazineleri Medine'ye akıyordu Devletin hazinesi de Hz Ömer'in (ra,) elindeydi Dilediği kişiyi altın ve gümüş içerisinde isterse yüzdürebilirdi Ancak adalet örneği halife Ömer (ra), ayda yüz elli rupi ile orta halli bir vatandaşın yaşadığı gibi yaşıyordu Bazıları Müslümanların yaptıkları geniş zaferleri sömürgecilikle karıştırırlar Ancak İslam zaferleri ile sömürge imparatorlukları çok çok farklı şeylerdir Müslümanlar büyük ülkeler fethettiler, ancak kesinlikle sömürgecilik yapmadılar
İşte kılıktan kılığa sokmak, gerçek yönünü inkar etmek için imansızların sürekli saptırmaya çalıştırdıkları "Allah yolunda cihad" ülküsünün gerçek yönü
Şimdi şöyle düşünebilirsiniz; "Nerede o güzel güzel sözünü ettiğiniz, yükümlülük ve hedeflerim anlattığınız müslüman topluluk? Peki nereye gömüldü asıl içeriğini açıklamaya çalıştığınız cihad ülküsü? Altı yüz milyon müslüman topluluğundan hangi birisi o ilahi sisteme sarılıyor? Neden bütün bu topluluklar ve ezeli ve ebedi hakikatlere sırtını dönmüş?" Evet bütün bu soruların cevabı çok çok acı ve derindir Her şeyden önce suç bizim değil, bizim neslimizden önceki nesillerin Evet suç, İs-lamı doğru yolundan çıkarıp hedefini saptırıp kalbinden vuran, onu yalnız teşbih tıkırtılarından, tevhid sohbetlerinden, riyazet hallerinden ibaretmiş gibi gören ve gösterenlerindir Suç, Müslümanları, batıl ve hurafelere bulandırıp cihadın zorluklarından (!) kurtarıp kendilerine göre kolay kurtuluş yolunu (!) gösteren, onları kabirlere, zaviyelere, tekkelere dolduran ve güya ebedi huzuru oralardan bekleyenlerindir, sorumluluk ve suç, İslam'ın evrensel ve ebedi kurallarından uzaklaşıp ince ve derin fıkhı meseleler üzerinde uğraşan, fıkıh havzalarında yüzüp neden yaratıldıklarını, bu dünyaya geliş gayelerini unutanlarındır Suç, İslam'ı gerçek gayesinden saptırıp ulvi kurallarını unutulmaya mahkum müzelere gömenlerindir
Bugün İslam'ın hakimiyetinin neden azaldığını, Müslümanların etkinliğinin neden silindiğini öğrenmek isteyenler; Allah'a ve Resulüne inandığını (!) iddia eden hükümdarlara, krallara ve başkanlara bir göz atsınlar Üzülerek ve utanarak söylüyorum ki, böylelerinin bir kısmı İslam'ı öcü gibi görüp yanlarına yaklaştırmak istemediği gibi, bir kısmı da İslam'ın mübarek kitabına, peygamberin getirdiği ilahi düzene mevlüt törenleri tertiplemekten, akrabalarının ruhlarını şad etmek (!) için hatim törenleri düzenlemekten fazla bir hak tanımamaktadır
Eğer biraz daha dindar bölgelerde yetişmişlerse, şairlerin kendilerine yağ çekmek cin yazdıkları yalanla dolu övgüler gibi İslam'ı güya övücü içerikte hitabeler ortaya koymaktan geri durmazlar Ancak "Alın işte Kur'an, ne duruyorsunuz uygulayalım derseniz her birisi kaçacak bir köşe arar" Öyle ki Allah Kur'an'ın uygulamalarını onlara sanki hiç emretmemiş Onlar Allah'ın mümin kullarına yüklediği yükümlülüğü yerine getirecek keyfiyette değildirler Onlar İslam'ın emrettiği görevleri uygulayacak güçte değildirler Onlar rahat konumlarına ve tatlı hayatlarına (!) devam etmekte, kolay kurtuluş yollarını seçmektedirler
Davamızın sonu Alemlerin Rabbine hamd etmektir


Seyyid Kutub

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ne sömürge ne kölelik
« Posted on: 19 Nisan 2024, 09:45:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ne sömürge ne kölelik rüya tabiri,Ne sömürge ne kölelik mekke canlı, Ne sömürge ne kölelik kabe canlı yayın, Ne sömürge ne kölelik Üç boyutlu kuran oku Ne sömürge ne kölelik kuran ı kerim, Ne sömürge ne kölelik peygamber kıssaları,Ne sömürge ne kölelik ilitam ders soruları, Ne sömürge ne kölelikönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes