๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Mayıs 2010, 15:25:17



Konu Başlığı: Ne güzelsin sen ey iyilik
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Mayıs 2010, 15:25:17
Ne güzelsin sen ey iyilik

"Bazıları da, ‘Ey Yüce Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi cehennem ateşinden koru!’ derler” (Bakara, 2/201)

Dört mevsimde bahardır iyilik; güneşin doğması, yağmurun yağmasıdır aynı zamanda Yağmur vesilesiyle gelen hayattır iyilik Berekettir… Düşen cemredir toprağa, havaya, suya ılık ılık Topraktaki bereketin tane tane tezahürüdür buğday başağında Her baharda Sâni-i Hakîm’in kudret fırçasından yeryüzüne saçılan çeşit çeşit renktir iyilik Gülde kırmızı, menekşede mor, papatyada beyaz…

Yüce dağ başına yağan bembeyaz kardır iyilik Narince saran bir örtü; kışla gelen solgun renkleri bürüyüp kapatan ince bir tül Kırlaşmış saçları örten yaşmak misâli… Kış bitince, Hayy isminin tecellisiyle yeryüzüne bahşedilen hayattır o Damla damla erir, küçük derecikler hâlinde şırıl şırıl akar gider enginlere doğru Derken büyür kocaman bir ırmak olur Hayat vesilesi olur geçtiği bağlara, bahçelere, köylere, kasabalara… Serçelere bir yudum su olur meydandaki çeşmede

Ne güzelsin sen ey iyilik!

Eğer mevsimlerden baharsa, aylardan da ramazan; on bir ayın sultanıdır iyilik Rahmet hazinelerinin ardına kadar açıldığı, günahların denizde köpük, rahmetinse deniz olduğu aydır iyilik Seherde kuş sesleriyle başlayan esenlik, gün içinde dillerde tatlı bir zikir, güneş gurub ederken ezan sesiyle gelen “Buyurun!” emridir Ve ötede de “Dünyada yaptığınız güzel davranışlardan ötürü: Yiyin, için, afiyetler olsun!” (52/19) kutsî fermanıyla vaat edilen mükâfata vesiledir O kutlu gecede, nüzul olmaya başlayan Furkân-ı Hakîm’den yeryüzüne saçılan nurdur iyilik

Ötelerden hediyesin sen bize ey iyilik!

“Kim Allah’a güzel bir işle gelirse, iyilik işlerse, ona on misli verilir…” (6/160) hitabındaki müjdesin sen Kimileri seni bir sanır, ama öyle değilsin Bazen on bazen yüz bazen de yedi yüz olursun Bazen de biz bilmeyiz, çok şey olursun Bazen meleklere bile bırakılmaz da bu hesap, Rabb’imiz der ki: “O Bana aittir, ancak Ben veririm onun mükâfatını” Ve sen gelince, karanlıklar kaybolur aydınlanır cümle âlem Kalbler pasından kurtulur ve ince ince sızlar durur Fakat bu sızı üzmez insanı, aksine sürur verir derinden derine Bütün kötülüklerin giderilmesine, seyyiatın hasenata tebdiline vesile olursun sen Bir kötülüktensonra akıllara hemen sen gelirsin

Arınma vesilemiz ol sen bizlerin ey iyilik!

En çorak yerlerde bile yetişebilen bir ağaçtır iyilik O öyle bir ağaçtır ki, onun dibinden serin sular akar Gövdesi kalın, yaprakları sık, gölgesi de koyudur Meyveleri deiri ve olgundur Onu görenler asla unutmazlar Ve onun meyvesinden yiyenler: “Biz daha önce böyle güzel bir şey yemedik” derler Serin sulardan içenler kanmak bilmezler Bir kere de kandılar mı artık susuzluk nedir bilmezler Bir de kuşlar vardır bu kutlu ağaçta misafir Bunlar, en olgun meyveleri ağızlarına alır, götürürler uzak diyarlara ve bırakırlar birer birer boşluğa İşte iyilik, olgunlaşmış meyvede bir çekirdek olarak düşmektir toprağa Rüşeym hâlinde baş çıkarıp yeniden hayat bulmaktır toprakta Hayat emaresi olmaktır aynı zamanda toprakta Sürgünler salıp yeşertmektir çorak yerleri; şenlendirmektir âlemi

Ne kadar bereketlisin sen ey iyilik!

Karanlık gecelerde semada parıldayan kutup yıldızıdır iyilik Yolunu kaybedenlerin rehnuması Başkaları yerlerini değiştirseler de, o hep sâbitkademdir, rehber olur yolunu şaşıranlara Konuşamasa da insanlar hemen anlar ne demek istediğini Kutup yıldızı misâli, başkaları için yaşamaktır iyilik Her yerde var olmak ve yol göstermek mülâhazasıyla hicret yollarına koyulmak, durup dinlenmeden koşturmak Sevgili’nin yolunda Sonra koştururken çatlayıp düşmek tenha yerlerde Bir mum misâli yanmaktır dibine ışık veremese de; yahut geçip gittiği sokakları aydınlatmaktır meşale gibi Yana yana tükenmek; fakat tükenişte yeniden hayat bulmak

Adanmışların çerağısın sen ey iyilik!

Rahman ve Rahîm olan Allah (cc), birçok güzelliği sende toplamıştır Sararıp solan duyguların yeşermesine, ölmüş kalblerin dirilmesine çoğu zaman seni vesile kılmıştır Senin olduğun yerde enazgın sular durulur, çekilen kılıçlar tekrar kınına konur Dargınlıklar, küskünlükler unutulur En azılı düşmanlar bile senin sihirli ikliminde erir ve kendilerinden geçerler Senden küçük bir parça yeter de artar onlara Bir de bakarsın ki dost oluvermişler Senden nasibi olanlar ne kadar da talihli Ve seni bilmeyenler ne kadar da talihsiz

Gözlerde ışıltılı bir gülüş, dudaklarda hoş bir tebessüm kadar tatlısın sen Bir kimsesizin başını okşamak kadar kolay, yolda ayaklara takılan küçük bir taşı kaldırmak kadar zahmetsizsin Seni bulan asla kaybetmek istemez Seni kaybeden ne kadar kıymetli bir şeyi kaybettiğini bilmez Kaybedenlerin fazlaca olduğu devrimizde, biz de seni istiyoruz Rabb’imizden: “Ya Rab! İyilik istiyoruz Sen’den İyilik ver bizlere Hem dünyada hem âhirette…”


AMİN