๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Haziran 2010, 16:49:33



Konu Başlığı: Mutsuzluk ki çaresi var
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Haziran 2010, 16:49:33
Mutsuzluk ki çaresi var...


Tutunamıyoruz hayata…

Tutamıyoruz hayatı

Gittikçe büyüyen acı bir gerçek var çevremizde; insanlar mutsuz ve hayattan kopuklar

Yorgun ve yenilmiş insan manzaraları o kadar çok ki!

Sanki yanlış bir çağda, yanlış bir zamanda, yanlış bir mekânda yaşıyor gibiyiz

Aslında sorun çağda, zamanda, mekânda değil, tek tek insanlarda

Hayata dair acemiliklerimiz var, bilgisizliğimiz var

Bu acemilik içinde derin bir anlam problemi yaşıyoruz

Anlam yükleme ve anlam yüklenme probleminin oluşturduğu kaosla birlikte insan, insanlığa ait olmaktan çıkıp ten kafesine düşüyor


Çığ gibi büyüyor mutsuz kalabalıklar

Olmuyor

Mutsuz ve umutsuz hiç olmuyor

Bizden bir şey olmuyor, gelip gelip gidiyoruz dünyadan iz bırakmadan

Kalıcı bir insanlık hali düşmüyor zamanın ruhuna bizden

Büyük acılar da eğitemiyor örselenmiş ve cilalanmış ruhumuzu

Bir kıvamsızlıktır yaşadığımız

Yaşamamış gibi yaşıyoruz

Buraya hiç uğramamış, bu dünyada hiç doğmamış gibi ölüyoruz

Meydanlar alabildiğine boş olsa da dikemiyoruz ruhumuzun heykelini

Gül bitirmek varken neden yakarız gülleri?

Neden çöle çeviririz bin bir renkli bahçeleri?

Sular çekilir, yağmur kesilir, toprak taşlaşır bizimle

Niye bu kadar bereketsiziz, niye bu kadar şükürsüzüz?

Olmuyor

Kaslarımızdan en önce düşüncelerimiz, ruhumuz çok zayıf

Büyük iddiaların ve büyük ideallerinin ardında geçmiyor hayatımız

Adanmışlık yok bizde, yenilmişlik var

Büyük düşlerin içine düşmüyoruz gölgelerimiz

İnsan ki, merhamete muhtaçtır Çekildiğinde merhamet üzerimizden yeniliriz, kimi zaman kendi gücümüze, kimi zaman da kendi dışımızdaki güçlere

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer yok bizde

Dirilişe çağıran şairin, şairlerin sesleri değmiyor içimize

Zaferleri ki, tarih kitaplarında, eski meydanlarda, müzelerde, fermanlarda bırakalı çok oldu

Ne masal, ne menkıbe ne de bir şiir üretemedik yıllar boyu

Ağıttır bize düşen, dilimize pelesenk olan

Büyük düşleri düşleyemez olduk

Kendine takılı kalan bir küçüklüktür halimiz

Takıntılıyız

Zayıfız, aciziz, çaresiziz, kırılganız, dayanıksızız

Küçük de olsa bir isyan kıpırtısı var damarlarımızda dolaşan

Bu bir ışıktır ve yeri gelmişken mutsuzlara ve mutsuzluğa soruları sıralamaya devam edeyim

Neden büyük ideallerin insanı değiliz?

Neden bizden kahraman çıkmaz?

Neden çağlara ulaşmaz sesimiz?

Neden düşmanız kendimize?

Niye acınaklı, kenarda kalmış bir hayatı yaşamayı yeğleriz?

Neden yabancıyız içimize?

Neden tanımayız kendimizi?

Neden fırsat vermeyiz aklımıza, duygularımıza, ellerimize, bedenimize, gözlerimize

Neden derin değiliz?

Neden sevmiyoruz kimseyi?

Neden firar etmeyiz sevgisizlik zindanlarından?

Neden hicretle yola koyulmayız bahar ülkesine?

Güneşe giden yolcu çıkmaz mı aramızdan?

Karanlığa mahkum mu kaderimiz?

İrfan ve idrak çok mu uzakta bizden?

Şimdi bir kere daha, bir medeniyet tasavvurumuz, bir insanlık duruşumuz, çağa gerilmiş değerlerimiz, estetiğimiz, mimarimiz, müziğimiz, sözümüz, özümüz neden olmasın?

Yontulmamış bir ağaç parçası gibi üstümüze yapışan kabalık, köksüzlük ve ruhsuzluk yakışıyor mu insana?

Ama böyleyiz

Ya hayat bizi beğenmiyor ya da biz hayatı

Tutunamıyoruz hayata…

Tutamıyoruz hayatı…

Çünkü iyi beslenmiyoruz

Gövdemizin aksine fikrimiz ve ruhumuz iyi beslenemiyor

Açız aç…

Çağlara seslenen büyük insanlık sesinden, büyük insanlık durumlarından, büyük dalgalardan habersiziz

Eşyaya mahkûm bir hayatın içinde, ne zindanlarda şahlanan büyük hayatları, biliyoruz, ne de saraylarda tükenen küçük hayatları

Bir umut filizlenmiyor bu açlıkta, bu sessizlikte, bu mevsimde, bu dedende, bu zamanda, bu yabancılıkta…

Neden hayatı ıskalıyoruz?

Neden sonsuza uğurlamak-uğurlanmak varken ölümü öldürüyoruz

Ölüm ki terbiye eder, açlığımızı giderir, doyurur bizi

En büyük ihaneti kendimize ettiğimizden olacak, büyük hayal kırıklıkları, büyük acılar, büyük yenilgiler peşimizi bırakmıyor

Boğuluyoruz bir kaşık suda

Başarıları tek kişilik yaşar, acıları on kişilik çekeriz omuzlarımızda

Gittikçe ağırlaşırız, bir daha uçma iradesi belirmez düşüncelerimizde

Unuturuz uçmayı, olmayı, varmayı

Olumsuzluğu ve başarısızlığa demirleriz hayatın geriye kalanında

Yalnız yaşar ve yalnız ölürüz biz

Kimse için bir anlam taşımadığımız gibi, kimsenin de bizde anlamlı olmasına izin vermeyiz

Sevgisizliktir sebebimiz

Sevgisizlik bencilleştirir, bencillikle bir kere daha yenilir ve kenara atılırız

Hayatı zorlaştırmaktır marifetimiz

Çünkü başarısızlığımıza, yenilgimize, mutsuzluğumuza, dağınıklığımıza bir mazeret gerektir

Kendine yoğunlaşmak yerine, yerli yersiz herkesi yolumuzun üzerinde rakip görmeye ne kadar yatkınız

Kendi varlığının sırlarına erememiş, kendi arşına yürüyememiş biz emeksiz ve çilesizler için mutsuzluk, umutsuzluk, idealsizlik göklerden gelen bir ikazdır

Bu ikaz ki, ölüleri diriltmek içindir

Ölmüş duyguları, düşünceleri, idealleri diriltmek için

Şevk ve Aşk gelip de bizi heva havuzundan çıkartmadıkça bu ikazın cezaya inkılap etmesi an meselesidir

Mutsuzluk ki çaresi; hayatı-ölümü ve ikisi arasına gerili duran insanı ciddiye almaktan geçer

İnsan ki, eşsiz bir sanat eseridir, isterse çağları delip geçer ve hep var olur, var edenin adıyla

İnsanı yaşatan anlamdır, insanlığa aidiyet duygusudur, idealleridir, sevgidir, aşktır, yanmamış güllerdir…


Yorgun ve yenilmiş insan manzaraları o kadar çok ki! Sanki yanlış bir çağda, yanlış bir zamanda, yanlış bir mekânda yaşıyor gibiyiz Aslında sorun çağda, zamanda, mekânda değil, tek tek insanlarda Hayata dair acemiliklerimiz var, bilgisizliğimiz var Bu acemilik içinde derin bir anlam problemi yaşıyoruz


mehmed gündem


Konu Başlığı: Ynt: Mutsuzluk ki çaresi var
Gönderen: Ekvan üzerinde 09 Ocak 2011, 18:19:26
Yorgun ve yenilmiş insan manzaraları o kadar çok ki!
Sanki yanlış bir çağda, yanlış bir zamanda, yanlış bir mekânda yaşıyor gibiyiz
Aslında sorun çağda, zamanda, mekânda değil, tek tek insanlarda
Hayata dair acemiliklerimiz var, bilgisizliğimiz var
Bu acemilik içinde derin bir anlam problemi yaşıyoruz

"Perisan bir elmayim ,ama agacimdan cok yuceyim
Sarhosum,yerlere yikilmisim, ama dogru soz soylemekteyim"diyor Mevlana
(Huzurlu yasamaya en onemli neden HAKK)


Ask ve iman eri,kalabaliklar arasinda yalniz kalacak,
Ancak gonlunde daima Allah aski ile birlikte olacak
Tum karisikliklari yalniz Hakk rizasindan bekleyerek,
Her turlu kinayis,horlanisa aldirmadan devamli yuruyecek
Hirs ve sohret gibi igretiliklere sirtini donecek,
Durmadan isik ve hizmet uretecektir
Baslangicta verdigi sozu asla unutmayacak,
Ve bir beyaz tuy gibi gelip kondugu evrende,
Yasadigi her anini butune ulasmanin bir adimi olarak atacaktır



Cenap Şehabettin

Allah razı olsun abla güzel paylaşım


Konu Başlığı: Ynt: Mutsuzluk ki çaresi var
Gönderen: Salihalp üzerinde 10 Ocak 2011, 17:14:48
hakikaten öyle yanlış zaman değil yanlış yaşayan insan!...
İbn arabinin dediği gibi dışımızı değil içimizi süslemeliyiz zira biz sadece dışımızla değil,ruhumuzla insanız!...
Teşekkür ediyorum güzel bir paylaşımdı!düşündürdü doğrusu!Allah razı olsun...


Konu Başlığı: Ynt: Mutsuzluk ki çaresi var
Gönderen: Ekvan üzerinde 10 Ocak 2011, 19:59:44
 

  Öncelikle REP değerli kardeşim..İfadeler çok tanıdık geldi..Ve Mehmet Gündem..Rabbim sizden de Ondan da Razı olsun..

Çok önemli tesbitler ..Tekrar tekrar okunacak bir yazı..

    nsan ki, eşsiz bir sanat eseridir, isterse çağları delip geçer ve hep var olur, var edenin adıyla

İnsanı yaşatan anlamdır, insanlığa aidiyet duygusudur, idealleridir, sevgidir, aşktır, yanmamış güllerdir�


       Bence yazıya mührü burada vurulmuş..